JFMO: "BALA DEPREMLERİ JEOFİZİK ETÜTLERE YER VERMEYEN İLGİLİLERİ UYARMAYA DEVAM EDİYOR!"

27.12.2007

Jeofizik Mühendisleri Odası, Bala'da meydana gelen depremler üzerine 27 Aralık 2007 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

Ankara, Kurban Bayramı‘nı depremle karşıladı. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi Başkanlığı ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü‘nün açıklamalarına göre, Bala‘da 20.12.2007 günü saat 11.48‘de meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki depremin ardından 27.12. 2007 tarih ve saat 01:47‘ ye kadar büyüklükleri 2,5 ile 4,6 arasında değişen 275 adet hafif şiddetli artçı depremler olmuştur. Depremin etkisi henüz atlatılmamıştı ki; 27.12.2007 günü saat 01.47‘de yine merkez üssü Ankara‘nın Bala ilçesi olan ve çevre illerde de hissedilen 5.5 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Bu depremin ardından saat 14:00 itibariyle büyüklüğü 2,5-4,8 arasında değişen 65 adet artçı deprem meydana gelmiştir.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 1996 yılında hazırlanan Deprem Bölgeleri Haritası‘na göre Ankara il sınırında kalan bölge; II. ve III. Derece deprem bölgesine girmektedir.

Ankara ve yakın çevresinin depremselliği göz önüne alındığında; Ankara‘nın önemli bir hasara ve can kaybına neden olacak bir depreme merkez oluşturmadığı ancak; 85 km kuzeyinden geçen Kuzey Anadolu Fayı (KAF), 70 km doğusunda bulunan Ezinepazarı Fayı, batısında yer alan Eskişehir Fayı, ile güneyinde yer alan Tuz Gölü Fayının etki alanında olduğu bilinmektedir. Bu yakın fay zonlarının büyük depremler ürettiği, Ankara‘nın da meydana gelebilecek depremlerden etkilendiği tarihsel ve aletsel verilerle mevcuttur. Dolayısıyla Bala Depremi de bu verileri destekler niteliktedir.

Tüm uyarılarımıza rağmen maalesef, Ankara ve çevresinde jeofizik etütler yaptırılmamaktadır. Jeofizik Mühendisleri Odası olarak, Ankara‘nın diri fay hattı üzerinde bulunmadığını, bölgede meydana gelebilecek 5.5 ve daha büyük depremlere karşı önlem olarak yapılaşmaya dikkat edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz.

Başta siyasi otorite olmak üzere, yerel yönetimleri; başkentin ve tüm ülkenin mikrobölgeleme haritasının bir an önce sonuçlandırılması, imar planına esas jeolojik, jeofizik ve jeoteknik etütlerin yapılarak risk faktörünün yüksek olduğu bölgeler için bilimsel ve teknik açıdan acilen önlem almaları yönünde tekrar tekrar uyarıyoruz. Çünkü, Türkiye bir deprem ülkesidir. Bugün Bala‘da ard arda kendini hissettiren deprem, yarın bir başka bölgede kendini hissettirecektir.

Topraklarının %93‘ü deprem tehlikesi altında olan, istatistiki verilere her 14 ayda büyüklüğü 6 ve üzerinde bir deprem meydana gelme tehlikesi ile karşı karşıya olan ülkemizde, Afet Yönetimi acilen hayata geçirilmediği takdirde, depremler değil, tedbirsizlik can ve mal kaybına neden olacaktır.

Saygılarımızla,

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU