KADIN MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI "KADIN DAYANIŞMASI" İÇİN 14 EKİM'DE ANKARA'DA
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, egemen sınıfın çıkarlarına hizmet eden cins ayrımcılığı çözülmeden özgür ve eşit bir toplum yaratılmasının mümkün olmadığını belirterek, "kadın erkek yan yana, omuz omuza, yaşamın her alanında birlikte olmak" için kadın mühendis, mimar ve şehir plancılarını 14 Ekim'de Ankara'da TMMOB mitingine çağırdı.
Cinsiyet ayrımcılığı, aile içi ilişkilerden başlayarak toplumsal hayat içerisinde her düzeyde yaşanmaya devam ediyor. İş yaşamında, sosyal yaşamda, aile içi yaşamda kadının kadın olmasından kaynaklı sorunlar, tarihsel, kültürel, dinsel faktörler nedeniyle görmezden geliniyor, kadın sorunu indirgemeci bir mantıkla ele alınarak "sığ" politikada malzeme olarak kullanılıyor.
Küresel kapitalizmin yeni liberal politikaları, kadının toplumsal alanda cinsiyetçi politikalarla daha fazla ezilmesine olanak sağlıyor, bunun sonucunda da kadının aile, toplum ve çalışma yaşamındaki konumu daha fazla geriliyor. Ülkemizde de IMF ve Dünya Bankası‘nın yapısal uyarlama programlarının getirdiği özelleştirmeler ve yoksulluğun yaygınlaşması ve derinleşmesi sonucunda ilk önce işten atılanlar kadınlar oluyor. Düşük ücretli meslek grupları kadınların yoğun çalıştığı sektörler haline geliyor. Kayıt dışı çalışanların büyük çoğunluğunu yine kadınlar oluştururken, yoksulluk ve işsizlik derinleşiyor ve bu durum da ilk önce kadınları vuruyor.
Aile yaşamında ve çalışma hayatında kadının konumuna bakıldığında koşulların hiç de eşitlikçi olmadığı görülüyor. Anayasa‘da "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir" ifadesi bulunmasına karşın, yasal düzenlemeler yeterli olmuyor. Kız çocuklarının okutulmamasına, töre cinayetlerinin hala devam etmesine, iş yaşamında kadın istihdamının engellenmesine olanak sağlayan her türlü düşünce ve yapı ülkenin her noktasını sarmış durumda.
Anayasa‘nın 10. maddesi, İş Kanunu‘nun 5. maddesi, CEDAW‘ın (Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi) 11. maddesi ve diğer maddeleri ile Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) belgelerinde cins ayrımı yapılmaması yer almasına karşın MTA, TPAO, DSİ gibi kamu kuruluşlarında personel alım ilanlarında cins ayrımı yapılması ülkenin bulunduğu yeri açıkça gözler önüne sermektedir. Bu uygulamaları yapanların da kamu kuruluşları olması dikkat çekicidir.
Oysa üniversitelerimiz bünyesindeki bölümlere öğrenciler, kadın erkek ayırımı yapılmadan alınmakta, erkekler ve kadınlar mesleğinin gerektirdiği zor arazi koşullarında bile çalışabileceği bilinciyle mezun olmaktadırlar. Ama bu ülkenin gerçeğinde, aynı iş koşullarında erkeklerle eşit çalışma gücüne sahip kadın meslektaşlarımız aleyhine çalışma hayatına girişte politik ve yönetsel tercihlere bağlı olarak cinsiyet ayrımcılığı yapılması vardır. Böyle bir ayırımcılık yapan bu zihniyet, kadınların üniversitelerin mühendislik bölümlerine alınmamalarını savunan bir anlayış ile özdeştir. İstihdamda cins ayrımcılığının örnekleri yaşanırken, bugün eğitimli kadınların bile sorunlarının çok fazla olduğu iş hayatında; sosyal güvencesiz işçi olarak çalışan kadınlar, "eşit işe eşit ücret" uygulamasından yoksun olarak çalışmakta, kadın kimliği ucuz emek gücü olarak görülmektedir.
Bu ve benzeri tespitler genişletilebilir.
İşte bu tespitlerle;
Kadın mühendis, mimar, şehir plancıları,
Sosyal adalet için,
İş güvencesi için,
Eşit işe eşit ücret için,
Eğitim ve sağlığa ayrılan payın yükseltilmesi için;
Kadınlara yönelik sosyal, siyasal ve kültürel alandaki ayrımcılığın kaldırılması için,
Irkçı-şoven ve cinsiyetçi eğitime son verilmesi için,
Fırsat eşitliği için;
Kamusal ve özel alanda kadına yönelik şiddetin son bulması için;
Kadınlara yönelik tüm ayrımcılığın kaldırılması için,
Kadınlara yönelik uluslararası taahhütlerin yerine getirilmesi için;
Ev işlerinin toplumsallaşması, gündüz bakımevlerinin ve kreşlerin açılması için;
Çalışma yaşamındaki cinsiyetçi bakışın değişmesi için,
Terfi ve atamalarda eşitlikçi davranılması için,
Çalışma yaşamının demokratikleşmesi için,
Kadınların yetki ve karar mekanizmalarında yer alması için,
İşsizlik, yoksulluk ve şiddete karşı durmak için,
Onurlu bir yaşam için,
Türkiye‘de, Irak‘ta, Filistin‘de, Lübnan‘da ve tüm dünyada mağdur olan kadınlar için,
Tüm kadınların "kadın dayanışması"nı göstermek için,
14 Ekim‘de Ankara‘da TMMOB mitinginde buluşuyor.
TMMOB, "Egemen sınıfın çıkarlarına hizmet eden cins ayrımcılığı çözülmeden özgür ve eşit bir toplum yaratılması mümkün değildir" demektedir.
Kadın erkek yan yana, omuz omuza, yaşamın her alanında!
Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı