KENT MERKEZLERİNİN, KIYILARIN, ORMANLARIN YAĞMALANMASI YETMEDİ. SIRA MERA, YAYLA VE KIŞLAKLARDA...

08.06.2007

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, mera, yayla ve kışlaklara imar affı getiren yasa tasarısının TBMM'den geçmesi üzerine 8 Haziran 2007 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

Anayasa‘nın Devlete yüklemiş olduğu sosyal ödevlerden biri "tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasının ve tahribinin önlemesi"dir.

Oysa, siyasal iktidar ne yapıyor?

Meraları işgal ederek suç işlemiş olanlara af getiriyor. İşgalcilere cüzi bir para karşılığı tapu dağıtıyor.

Ormanlar, kıyılar, meralar, yaylak ve kışlaklar toplumun ortak kullandığı miras ve değerlerdir, özel mülkiyete konu olamazlar. Hayvancılığın gelişimi ve sürdürülebilir bir çevre için bu ortak alanların korunması zorunludur. Yağma ve talan sonucu hali hazırda 44 milyon hektardan, 12 milyon hektara düşen meraların yok edilmesi için, siyasal iktidar yasa çıkarmıştır. Aşırı otlatmanın dahi yasak olduğu bu alanları özel mülkiyete konu yapan siyasal iktidar, "özel amacı" tüm toplumsal değerlerin üstünde tuttuğunu bir kez daha göstermiştir.

Valilikler bünyesinde oluşturulan mera komisyonlarını görevlerine uygun çalıştırmak yerine, meraları erozyona terk ederek, aşırı otlatarak yok olmasına göz yumanlar; şimdi de bu alanları işgalcilere terki yasalaştırmaktadır. Özel mülkiyete konu edilemeyecek bu alanlar kır evi, dağ evi, villa adı altında betonlaşmaya terk edilemez. Yürütmenin, Anayasal görevini göz ardı edip, bu alanları yapılaşmaya açmak için TBMM‘den geçirdiği yasanın Cumhurbaşkanı tarafından Meclis‘e iade edileceği inancındayız.

Siyasal iktidar, nesnel olması gereken kamu yönetim anlayışıyla hep kavgalı olmuş, özel bir şirket yönetirmişçesine kamu ödevlerinden uzaklaşmıştır. Yani, bu ülkenin tapusu elindeymiş gibi her şeyi satmakla meşgul olmuş ve yağmalama kültürünün kök salmasına büyük katkı yapmıştır. Kamu adına ne kadar değer ve kavram varsa içi boşaltılmıştır. Topluma; kamu yararı, kamu güvenliği, kamu hizmetinin ne olduğu ve kamu yönetiminin nasıl olması gerektiği adeta unutturulmak istenmektedir.

Kamu arazilerini işgal edenleri "muteber," "saygın vatandaş" haline dönüştürme istemi, kamu yönetim anlayışıyla ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Sağlıklı çevrede yaşama hakkı sürdürülebilir bir çevre politikasıyla olanaklıdır. Hayvancılığın, tarımın gelişimi ve sürdürülebilmesi de bütüncül bir yaklaşım gerektirmektedir. Oysa, siyasal iktidar, köylülerimizin meralarına kadar el uzatmış durumdadır. Demokratik toplumda bu durumdan ancak utanç duyulabilir. Artık bu utanç verici durumlara son verilmelidir.

Buna izin verilmemelidir.

Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı