KOCAELİ İKK: GÖZDEN ÇIKARTTIKLARI KANDIRA’YA SAHİP ÇIKIYORUZ! DOĞAYI VE YAŞAMI SAVUNUYORUZ! SUNGURLU BARAJI’NA VE RANTA HAYIR DİYORUZ!

12.10.2021

TMMOB Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu ve Kocaeli Ekolojik Yaşam Derneği Kandıra İlçesinde yapilmasi planlanan Sungurlu Barajına dair 11 Ekim 2021 tarihinde bir basın aciklaması yaptı.

GÖZDEN ÇIKARTTIKLARI KANDIRA’YA SAHİP ÇIKIYORUZ! DOĞAYI VE YAŞAMI SAVUNUYORUZ! SUNGURLU BARAJI’NA VE RANTA HAYIR DİYORUZ!

22.07.2015 tarihinde SUNGURLU BARAJI ÇED Raporu kapsamında Halkın Katılımı Toplantısı ile başlayan süreç, 13.10.2021 tarihinde İstanbul 12. İdare Mahkemesinde yapılacak olan duruşma ile devam edecektir.

Bilindiği üzere SUNGURLU BARAJI ÇED Raporu, ilk olarak ANKA CED tarafından hazırlanmış ve ERZİNCAN’ın  Kemaliye ilçesindeki bir barajın ÇED Raporundan neredeyse copy-past yöntemiyle alınarak Sungurlu Barajı Projesi’ne adapte edilmeye çalışılmıştır. Birinci ÇED Raporu bölgenin ekosistemini, yaşamını, sosyal yapısını tariflemediği gerekçeleriyle, gerek İstanbul 11. İdare Mahkemesi, gerekse Danıştay tarafından Davacı Bölge Halkı lehine kararlar verilmiştir.

SUNGURLU BARAJI CED RAPORU, ÇINAR MÜHENDİSLİK firmasına Ekim 2019 tarihinde yeniden hazırlatılmış, 03.04 2020 de “ÇED Olumlu” kararı verilmiştir. Bunun üzerine HAZİRAN 2020 de Bölge Halkı tarafından SUNGURLU BARAJI 2. “ÇED Olumlu” kararına yönelik iptal davası bölge halkından 76 davacı ile açılmış olup, halen devam etmektedir.

Sungurlu Barajı ÇED Raporu İncelendiğinde; Sungurlu Barajının YAĞIŞ ALANININ 185 km2 olduğu, Baraj rezervuar alanının 11.76 km2 olduğu ve mutlak koruma alanının ise 25 km2 olduğu görülmektedir.  İçme Suyu Havzaları Yönetmelikleri incelendiğinde ise 36.76 km2 lik alanda hiçbir faaliyette bulunulamayacağı anlaşılmaktadır. Yine Bakanlık verilerine bakıldığında rezervuar alanının 1. Sınıf tarım arazisi olduğu, ancak bundan raporda bahsedilmediği görülmektedir. Öte yandan tüm proje alanı içerisinde yaklaşık 1.691.595 m2 orman sayılan alan olduğu ve 34.500 ağaç kesileceği öngörülmektedir. Bu rakam yanıltıcıdır. Orman Mühendisi uzmanlarla yapılan görüşmelerde, uzman değerlendirmelerine göre hesaplama yapılırken 10 m2 ye bir ağaç hesap edilmektedir. Üstelik bu rakamlara, akarsu yatağında bulunan ve orman envanterinde olmayan küçük ormancıklar dahil değildir. Mevcut alanda kesilecek ağaç sayısı 160.000 ile 200.000 arasında olacağı tarafımızdan tahmin edilmektedir.

Tarım arazileri ve tarımsal üretim açısından bakıldığında, proje kapsamında mansabta Ağva bölgesinde yaklaşık 1250 ha tarım arazisinin sulanması gündeme alınmış ancak yeterli çalışma yapılmamıştır. Oysa ki KANDIRA bölgesinde baraj rezervuar alanında yaklaşık 8000 ha alan halen aktif bir şekilde tarımsal üretimde kullanılmaktadır.  Barajın yapılmasıyla birlikte, tarımsal üretim açısından rezervuar alanında üretim tamamen bitecektir.

Yerleşim birimleri açısından bakıldığında ; 285 km2 alanda 18 mahalle muhtarlığı bulunmakta olup , rezervuar alanı ve mutlak koruma alanı içerisinde bulunan  Akçaova merkez ve Mahalleleri Tokaşlar ve  Yorgalar ,Teksen merkez mahallesi ,Selametli merkez ve mahallesi Kabaklar, Çalca ve karşı Çalca mahalleleri ile Kubuzcu mahallesinin Aptipaşa  mahalleleri haritadan tamamen silinecek ve diğer 13 mahalle ve mahallelere bağlı yerleşim birimleri ise içme suyu havza yönetmeliklerinden dolayı  yaşamsal ve tarımsal üretim açısından olumsuz etkileneceği gibi, baraj yapıldığında oluşacak mikro klimadan ve kuzeyli rüzgarların bölgede hakim olması ve bağıl nemin artmasından dolayı havza dışında dahi  özellikle bölgede yapılan fındık üretimi de ciddi oranda etkilenecektir.  Burada asıl olan, projenin bir bütün olarak ele alınmasıdır. Bu noktada su kaynaklarının bir kısmı izmit Çubuklu’dan, bir kısmı da Umuttepe’nin  arkasından başlamaktadır. Proje Kandıra’nın yaklaşık 1/3 ünü etkilediği gibi İzmit sınırları içinde  de sosyo-ekonomik sorunlara yol açacaktır.  

Ekosistem yönünden bakıldığında ;  flora –fauna  açısından  6 taxonun  endemik olduğu, baraj yapıldığında bunlar ile ilgili ne tür çalışmalar yapılacağı belirtilmemiştir. Yine ne gariptir ki bu konuda ağırlıklı olarak literatür bilgilerinden faydalanılmış, “bölgede çalışma yapılmıştır denilse de

Hukuken proje   hazırlama aşamasında 1 yıl 4 mevsim yapılması gereken çalışmalar maalesef Ağustos 2019 da sucul canlılar açısından aks bölgesinde  kısıtlı gün ve sayıda yapılmış ve çalışma yaptık” denmiştir. Bu raporda bölgenin ekosistemini yansıtmamaktadır.

En önemli noktalardan birisi de ;  süreç içinde İSKİ Genel Müdürü ile de görüşmeler gerçekleştirilmiş ve Sayın Genel Müdür  2001 yılında başlanan 2003 yılında devreye sokulan Sungurlu yada Yeşilçay Regülatöründen İstanbul’a aktarılan su miktarından memnun olduğunu belirtmiştir. Baraj yapıldığında  alınacak su miktarı ort. 115 hm3 tür. Hali hazırda ort. 85.7 hm3 su zaten İstanbul’a verilmektedir. İSKİ kayıtlarına baktığımızda ; regülatörün devreye sokulmasından bu yana yıllık  104, 112, 114, 106 ve 2020 yılında ise 127 hm3 /yıl su İstanbul’a verilmiştir. Regülatörün yıllık su verme kapasitesi  142 hm3/yıldır. Şayet İsaköy Aktarma İstasyonu’ndaki pompalar yeterli sayıda çalıştırılır ise baraj yapılmadan da İstanbul’un daha fazla su alması olasılığı mevcuttur. Bu durumda barajın yapılmasının ne anlamı vardır?

Bölge insanı, ekosistemi ve doğası açısından yüzbinlerce yılda oluşan bir yaşam alanının yok olması, telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacaktır. Bu noktada suyu alın ama yaşam alanlarımıza, tarım alanlarımıza ve doğamıza dokunmayın, diyoruz.

Anayasamızın 56. ve 19 . maddeleri açık ne nettir. 56. Madde; “herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” derken, 19 madde ise “devlet vatandaşın maddi manevi kültürel ve çevresel değerlerini korumakla yükümlüdür der”.  Oysa bu proje, belirtilen faydalar yerine EKOSİSTEMİ, SOSYAL YAŞAMI, KÜLTÜREL YAŞAMI VE 1. SINIF TARIM ALANLARINI YOK EDEN; dahası gerek bölgede yatırım amaçlı arazi satın alıp,  kamulaştırma kanalıyla devleti zarara uğratacak, inşaat yapacak 5’li müteahhit grubuna yeni bir rant alanı daha açılacaktır.

13 Ekim 2021 günü saat 14:10’da İstanbul 12. İdare Mahkemesi’nde görülecek dava duruşmasında adaletin ekosistemden, yaşamdan, tarımdan, hayvancılıktan, üretimden, tarihten ve kültürden yana olmasını diliyor, bu doğrultuda mücadelemize devam edeceğimizin bilinmesini tekrarlıyoruz.

Saygılarımızla

TMMOB Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu                                            
Kocaeli Ekolojik Yaşam Derneği