MMO: ELEKTRİK VE DOĞAL GAZA YAPILAN ZAMLAR İZLENEN DIŞA BAĞIMLI ENERJİ POLİTİKALARININ SONUCUDUR

13.08.2018

Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu “Elektrik ve Doğal Gaz Fiyatlarına Son Yapılan Zamların Analizi” başlıklı raporunu 13 Ağustos 2018 tarihinde kamuoyu ile paylaştı. 

ELEKTRİK VE DOĞAL GAZA YAPILAN ZAMLAR İZLENEN DIŞA BAĞIMLI ENERJİ POLİTİKALARININ SONUCUDUR

Enerji Politikaları Toplum Çıkarlarını Esas Almalı ve Kamusal Planlamaya Dayalı Olarak Düzenlenmelidir
 

Bilindiği üzere elektrik ve doğal gaz satış fiyatlarında 1 Ağustos tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tüm tüketici gruplarını etkileyen artışlar yapılmıştır. Odamızın Enerji Çalışma Grubu bu zamları enerji politikaları ve fiyat oluşum mekanizmaları ile birlikte irdeleyen kapsamlı bir çalışma yapmıştır. Elektrik ve Doğal Gaz Fiyatlarına Yapılan Son Zamların Analizi başlıklı çalışma, konutlardan sanayiye bütün toplumu etkileyen zamların neden 1 Ağustos’ta uygulandığını, geciktirilip-geciktirilmediğini, gerekçelerini, olası sonuçlarını, fiyatlarının belirlenmesine yönelik düzenlemelerin durumunu irdelemekte ve yapılması gereken çalışmalara ilişkin kapsamlı önerilerimizi içermektedir. Raporun tamamı açıklamamızın ekinde kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır.

Zamların 1 Ağustos’ta yürürlüğe konulmasının nedeni

2016 yılı ilk çeyreğinden itibaren elektrik fiyatlarında artış yapılmadığı bilinmektedir. Bu dönemde doğal gaz fiyatlarında artışlar olmasına karşın elektrik satış tarifesinde bir artış yapılmamıştır. Bunun nedeni siyasi iktidarın 2017 yılındaki Anayasa Değişikliği Referandumu ve 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerini öngörerek zamların yaratacağı tepkilerden çekinmesidir. Bu nedenle elektrik perakende satış tarifeleri, 2018’de yapılan küçük oranlı zamlar haricinde genellikle sabit tutulmuş ve 24 Haziran 2018 seçimlerinden sonra büyük oranda zam yapılmıştır.

Doğal gazda da benzer bir durum söz konusudur. Fiyatlar 2015’te sabit tutulmuş, 2016 Ekim ayında yüzde 10 indirilmiş; 2017 Anayasa Referandumu ile 2018 Başkanlık ve milletvekili seçimleri gözetilerek, 2018’de elektrik üretimi için satılan doğal gazın fiyatlarında yapılan artış dışında; fiyat artışları esas olarak 24 Haziran seçimleri sonrasında yürürlüğe konulmuştur.

Elektrik dağıtım ve tedarik şirketlerine kamu eliyle yapılan toptan satışlarda uygulanan fiyat indirimleri ile hem özel sektöre destek sunulmuş hem de dönemsel fiyat artışlarının önüne geçilmeye çalışılmış ve en son açıklanan tarifelerle toptan satış tarifeleri de dâhil olmak üzere tüm tüketici grupları için zam yapılmıştır.

Yapılan zamlar ve tüketici gruplarına yansıması

Elektrikte 1 Ağustos ile 30 Eylül 2018 tarihleri arasında geçerli olan zamlı yeni tarifeye göre tüketici gruplarına uygulanan tarifelerin bir önceki döneme ve 2017 yılı 4. Çeyrek Dönemine göre yüzde artış oranları şöyledir:

Tüketici Grubu

Bir Önceki Döneme Göre

2017 Yılı 4. Çeyreğe Göre

Mesken

9,0

22,0

Ticarethane

14,0

27,4

Sanayi (Alçak Gerilim)

14,0

26,8

Sanayi (Orta Gerilim)

14,1

27,6

Tarımsal Sulama

14,0

27,4

 

Doğal gazda ise Ekim 2011’de yüzde 15, 2012’de yüzde 32,5–yüzde 43,4 oranında zamlar, Ekim 2016’da yüzde 10 indirim ve 2018 Ocak, Nisan, Ağustos aylarında farklı tüketim grupları için yüzde 14’ten yüzde 43,4’e varan değişen oranlardaki zamlar söz konusudur.

Son zamlar sonucu aylık ortalama tüketimi 230 kWh olan 4 kişilik bir ailenin aylık elektrik faturası 94,7 TL’den yaklaşık 21,00 TL’lik artışla 115,6 TL’ye yükselmiştir. Bu yüzde 22 oranında zam demektir.

Doğal gazda ise durum şöyledir: GAZBİR verilerine göre, 2017’de bir hanenin yıllık ortalama gaz tüketimi 1.017 m3, örneğin Ankara için 1.099 m3’tür. Bireysel (kombi) ısıtmanın yaygın olduğu Ankara’da bir konutun Ağustos 2018 için geçerli olan KDV dâhil 1,317 TL/m3 Başkent Gaz satış fiyatı üzerinden yıllık doğal gaz faturası 1,317 TL/m3 x 1.099 m3= 1.447,38 TL’ye ulaşmaktadır. Aylık ortalama ise 120,61 TL olmaktadır.

Özetle bir ailenin aylık doğal gaz ve elektrik faturası asgari 235 TL’ye varmaktadır. Bu tutar 1.603,12 TL olan asgari ücretin yüzde 14,66’sıdır. Birçok dar gelirli ve yoksul aile giderek artan geçim sıkıntısı içinde elektrik-doğalgaz faturalarını ödemekte zorlanırken yapılan zamlar bu kesimi daha fazla zorlayacaktır.

Diğer yandan Türkiye’de elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 47’si sanayi sektöründe, yaklaşık yüzde 22’si konutlarda, yüzde 26’sı ticarethanelerde tüketilmektedir. Zaten uluslararası rekabet gücü zayıf olan Türkiye sanayisinin son gelen zamlar ile üretim ve rekabet gücü daha da zayıflayacak hatta birçok tesis kapanma riski ile karşı karşıya kalacaktır.

Diğer yandan elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artış başka birçok ürün ve hizmetin fiyat artışlarının da gerekçesi olacak ve enflasyon oranı düşmek bir yana, yüzde 20’leri çok aşabilecektir. Ayrıca döviz kuru artışları sonucu önümüzdeki dönemde elektrik ve doğal gaz fiyatlarına yeni zamlar yapılması da gündeme gelecektir.

Zamların yapısal nedenleri ve korunan özel sektör

Mevcut yasal düzenlemelerde elektrik sektörünün yapısı, serbestleştirme ve özelleştirmeler eşliğinde tam rekabete dayalı serbest piyasa olarak tanımlanmaktadır. Bu kapsamda elektrik sektöründeki üretim, iletim, dağıtım ve satış ana faaliyetlerinin ayrıştırılıp, her birinin ayrı kurum/şirketler tarafından yerine getirilmesi nedeniyle her bir faaliyetin elektrik fiyatları artışına etkisinin olması gerekenden fazla olduğu belirtilmelidir. Elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin doğrudan ya da dolaylı olarak korunmaları ve yeni elektrik üretim tesislerine sınırsız izin verilmesi, korunması gerekecek şirketlerin sayısını artıracak ve bunun için yine elektrik fiyatlarının artırılması gündeme gelebilecektir. Kontrolsüz ve hesapsız her yeni elektrik üretim tesisi, bir süre sonra yeni elektrik zamlarına neden olacaktır.

01.10.2016–01.08.2018 arasında USD kuru yüzde 63,3 oranında artmıştır. Mevcut durumda yalnızca elektrik üretimi için kullanılan doğal gazın fiyatı döviz kurundaki bu artışa yaklaşmıştır. Ağustos 2018’e kadar elektrik üretimi için temin edilen doğal gaz sübvanse edilmiştir. Başka bir ifade ile doğal gazla elektrik üreten santrallara verilen gaz maliyet rakamlarının altında olmuş, yatırımcı özel şirketler kamu zararı ve yurttaşlara çıkarılan faturalar pahasına desteklenmiştir.

“Rasyonel işleyeceği” iddia edilen piyasa mekanizması sonucunda, hâlihazırda elektrik talebinin arz kapasitesinin gerisinde kalması ve planlama olmayışından ötürü özellikle fosil yakıt esaslı birçok santralın ölü yatırım olduğu, bu ölü yatırımların kredilerle yapıldığı, özel sektörün ödeyemediği kredi borçlarının şu veya bu şekilde Hazine’ye ve tüketicilere yansıtılacağını görmezden gelen ve ayrıca “kapasite bedeli” adı altında bu irrasyonel yatırımlara destek çıkan enerji yönetiminin bilgisi ve becerisinin tartışmalı olduğu açıktır.

İthal kaynağa dayalı elektrik üretim politikaları adım adım terk edilmeden; serbestleştirme ve özelleştirmelerden vazgeçilmeden; yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrik üretim altyapısı geliştirilmeden; toplum çıkarlarını esas alan kamusal planlamaya dayalı kurumsal üretim, iletim, dağıtım politikaları uygulanmadan ülke ve toplum aleyhine politika ve zamların süreceği gerçeği göz ardı edilmemelidir.

 

Yunus Yener
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı