MUZAFFER AKSOY MESLEK HASTALIKLARI SEMPOZYUMU

Ülkelerin gelişkinlikleri insan sağlığına verdikleri önemle ölçülür. Çalışanların sağlığı bu anlamda son derece önemlidir. Sanayi devrimi ile birlikte iş kazaları, meslek hastalıkları kavramları üzerinde tartışılan, önlemler alınmaya çalışılan alanlar olmuştur. Mesleki zehirlenmeler günümüzde kolera, veba vb. hastalıkların yerini almış, insan sağlığını tehdit eder hale gelmiştir. İstatistiksel veriler meslek hastalıkları alanında , ülkeler arasında alay konusu olacak kadar iyi bir düzeyde olduğumuzu gösteriyor. Yılda 40.000 meslek hastalığının beklendiği ülkemizde saptanabilen olgu sayısının 1000‘in altında oluşu, kayıtların yetersiz olduğu kadar hizmetin yaygın olmayışının da göstergesidir. Resmi verilere göre İngiltere‘de kanser ölümlerinin %4‘ü mesleki nedenli, Türkiye‘de ise yıllık ortalama 7000 kanser ölümünün hiçbirinin mesleki nedenli olmadığı kabul edilmektedir. Ciddiyetle bu durumun üzerine gidilmeli, bir an önce toplum sağlığını önceleyen politikalar uygulamaya konulmalıdır.
Meslek hastalıkları hastaneleri 70‘li yıllarda, konunun öneminin kavranmaya başlanması, toplumsal muhalefetin talebi ve meslek hastalıklarına bağlı "maluliyet" değerlendirmelerinde eksper olmak üzere kurulmaya başlanmıştır. 15 yatak ve bir hekimle başlayan çabalar bugün Ankara, İstanbul ve Zonguldak‘da kurulu hastanelerle devam etmektedir. Şüphesiz daha yapılacak çok iş vardır. Tüm işliklere girilip çalışanların maruz kaldığı riskler saptanıp gerekli tedbirler alınmadan, yalnızca tanı ve tedavi yöntemlerine yoğunlaşmak sorunu çözmeyecektir. Ancak bugün yaşadığımız gerçek bu alanın tamamen terk edilmesi, insan sağlığının bir kez daha hiçe sayılmasıdır.

13-14 Nisan 2002 tarihlerinde Türk Tabipleri Birliği, Türk-İş, Hak-İş, DİSK, KESK, TMMOB‘un öncülüğünde, SSK, Çalışma Bakanlığı, Üniversiteler, işverenler ve diğer meslek örgütlerinin katılımıyla Muzaffer Aksoy Meslek Hastalıkları Sempozyumu düzenlendi. Bu sempozyum sonucunda bu alanda yaşanan sorunlara çareler üretmek üzere alınan kararlardan bir tanesi de: Halen faaliyet gösteren meslek hastalıkları hastanelerinin bina, donanım ve insan gücü açısından desteklenmesiydi. Ancak bu gün Ankara meslek hastalıkları hastanesi "hizmet ve meslek hastalıkları" hastanesi gibi ne olduğu belirsiz bir yapıya dönüştürülmek istenmektedir. Bu uygulama hastanenin fiilen kapatılması anlamına gelmektedir.

Halen Keçiören bölgesinde hizmet vermekte olan bir SSK dispanseri mevcuttur. Hizmet hastanesi gibi bir ihtiyaç varsa bunun ülkenin neredeyse yarısına hizmet veren meslek hastalıkları hastanesinin korunarak karşılanması gerekir. Bu bölgeye yeni hastane yapılmak isteniyorsa bunun önünde bir engel yoktur. Sağlığa daha fazla kaynak ayırıp, planlı bir biçimde harcanması temel önemdedir. Meslek hastalıklarının önlenmesi için akılcı, bilimsel, planlı, toplum sağlığını önceleyen yatırımlar yapmak yerine, yaklaşan seçimlere yönelik populist bir yaklaşımla hastanenin kapatılmak istenmesi, çalışanların sağlığına yönelik telafisi mümkün olmayan olumsuzluklar yaratabilecektir. Derhal bu uygulamadan vazgeçilmelidir.

Bizler Çalışma Bakanlığını sorumlu davranmaya, dar görüşlü siyasi kaygılardan uzaklaşarak, insan sağlığı üzerinden siyaset yapmaya son vermeye çağırıyoruz. Meslek hastalıkları hastaneleri Türkiye için önemli bir ihtiyaçtır. Her açıdan desteklenmesi ve geliştirilmesi gerekirken, onu amacından uzaklaştıracak, işlevsizleştirecek uygulamalara son verilmelidir. Biz aşağıda imzası bulunan örgütler meslek hastalıkları hastanesi gerçek işlevine kavuşturulana kadar konunun takipçisi olacağımızı bildiriyoruz.

TTB/ATO
DİSK
HAK-İŞ
KESK
TMMOB
TÜRK-İŞ