ODALARDAN 1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ AÇIKLAMASI
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası ve Makina Mühendisleri Odası, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla birer basın açıklaması yaptı.
JMO: 1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ, ÜLKEMİZDE VE COĞRAFYAMIZDA SAVAŞIN GÜNÜ OLMASIN !
Silvan‘da 13‘ü asker 20 kişinin can vermesi sonrasında, barışın dili yerine ülkede yeniden savaşın sesi yükselir oldu.
Silvan kırsalındaki yangının tüm Türkiye‘ye yayılmasına yol açabilecek tehlikeli bir süreç, şoven ve adeta intikamcı duygularla gelişmeye başladı. Medyasıyla, iktidar ve muhalefetiyle silahın çözümsüzlüğüne geri dönülme seferberliğine girildi; bayramdan sonrası işaret edilerek çatışmaların süreceği yoğun bir savaş ortamına dönüleceği ilan edildi. Siyasi temsilcilerin de bedel ödemeye mahkum olacakları söylemi ile savaşın hedef ve kapsamı da genişletildi. ABD‘nin yayılma politikalarına eklemlenilmesi sonucunda komşu ülkelere kadar savaşın yayılması durumu ortaya çıktı.
Operasyonlar, mayınlar, çatışmalar ve şehre inen bombalarla savaşın sesi ve acısı artar hale geldi.
Bilinmelidir ki, Türkiye‘yi içeride ve dışarıda ateşe sürecek olan bu politikalar, her kimlikten her inançtan insanları yükselecek alevler içinde kalma tehlikesi ile yüz yüze getircektir.
Getirilen bu noktada, ortak yaşam zeminimizin altımızdan kayma riskinin olduğunun farkına varılmalı, telafisi mümkün olmayacak sonuçlara yol açabilecek ve her kesimden insanımızı içine alacak tehlikenin büyüklüğü görülerek bu savaş politikalarından vaz geçilmelidir. Kürt sorununun çözümünde savaş ve şiddetin artık bir çözüm olmadığını bilerek, daha büyük acı ve kayıpların yaşanacağı bir döneme geri dönülmemesi için silahların bir an önce susturulması, eşitlikçi, demokratik bir çözüm sürecine diyalog ile girilmesi gerekmektedir.
Ramazan Bayramının da yaşanacağı 1 Eylül Dünya Barış Günü‘nde, hangi düşünceden olursa olsun herkesin, sorunun üzerinde ön yargılarından kurutulup, korkularına teslim olmadan objektif, İsrail‘in karşısında Gazze‘li Filistinlinin yanında olurken ülkemizde şovenizme yenik düşmeden, kardeşlik ve barış temelinde insan odaklı düşünmesi ve yanlış politikalara ve şiddete nereden gelirse gelsin karşı çıkması gerekiyor.
1 Eylül Dünya Barış Günü‘nde, zihinlerdeki olumsuz imajları olumluya, kökleşmiş saplantıları anlayışa, düşmanlıkları dostluğa çevirecek akl-ı selime her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Bayram sürecince ülkemizi, dünyayı cehenneme değil cennete çevirecek ütopyalarımızı canlandıralım. Savaşı değil barış içinde yaşanası güzel bir dünyayı savunalım, isteyelim...
Acı ve gözyaşının olmadığı, barışın kardeşliğin, eşitliğin özgürlüğün sağlandığı bir Türkiye, Ortadoğu ve dünya özlemiyle, 1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun.
TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
MMO: AKAN KARDEŞ KANI DURDURULMALI, SİYASAL VE TOPLUMSAL DEMOKRATİKLEŞME TEK ÇÖZÜM OLARAK BENİMSENMELİDİR!
Akan Kardeş Kanı Durdurulmalı,
Siyasal ve Toplumsal Demokratikleşme
Tek Çözüm Olarak Benimsenmelidir!
1939`da Nazi ordularının Polonya`ya girdiği tarih olan 1 Eylül, emperyalizm ve savaş lobilerinin yargılandığı, emperyalist savaşların lanetlendiği, eşitlik, barış ve özgürlük istemlerinin dile getirildiği etkinliklerle dünyada her yıl anılmaktadır.
Ülkemiz, emeğin üzerindeki sömürü ve sorunlar ile iç içe bir şekilde demokrasi ve toplumsal barışı dışlayan yaklaşımların egemenliğindedir. 1 Eylül Dünya Barış Gününde bilince çıkarılması gereken Kürt sorunundaki tıkanıklık ve çözümsüzlük buradan kaynaklanmaktadır.
Kürt sorunu, başlayan ve biten ateşkesler, iktidarın "demokratik açılım", "milli birlik projesi" gibi farklı uçlara çekilebilir oyalama taktikleri, günü birlikçilik, askeri/polisiye yaklaşımlar ve sorunların silahların namlularına havale edildiği yaklaşımlar sonucu bütün yakıcılığı ile ortada durmakta; her gün yaşanan ölümler sorunun önünde engel oluşturmaya devam etmektedir.
Toplum ve siyaset, bu konu üzerinden yine iki ve daha çok parçaya bölünmüş durumdadır.
Diğer yandan ülkemiz, Ortadoğu`ya yönelik emperyalist senaryolar üzerinden Kürt sorununun bölgesel boyutları ile bölgede siyasallaştırılan Sünni- Şii, Alevi, Nusayri v.b. gerilimlerine dahil edilmektedir. Emperyalizmin Irak`tan sonra Suriye, Lübnan, İran, Libya, Somali ve Sudan`ı hedef seçen politikalarına Türkiye`nin müdahil edilmesiyle Kürt sorunu ülkemiz içinde olsun bölge düzeyinde olsun daha da karmaşık boyutlar kazanmaktadır.
Bu mevcut durum, bölge halklarının aleyhinedir. Bizce çözüm siyasal ve toplumsal demokratikleşme paradigması içinde olmak üzere, Kürtler ve Türklerin Türkiye`de birlik içinde bir arada yaşamasında, bölgesel düzeyde ise emperyalizmin bölge dışına atılması ve halkların kardeşliği temelinde sağlanabilecektir.
Sorununun çözümüne katkıda bulunacağı inancıyla Odamızca düzenlenen "GAP ve Sanayi" kongrelerimizden süzülen görüşleri bir kez daha kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.
· "Emperyalist senaryolara karşı ülkemizi güçsüz kılan Kürt sorunu kapsamlı bir demokratikleşme çerçevesinde çözülmeli, Anayasa bugün AKP`nin yaptığı gibi değil, emek ve tüm temel demokratik haklar bağlamında değiştirilmeli, toplumdaki eğilimlerin siyaset ve parlamentoda temsili önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.
· Bölgenin ekonomik, sosyal gelişimi ve kalkınmasını sağlayıcı politikalar ivedilikle merkezi, bölgesel ve sektörel planlamaya dayandırılmalı; devlet ve sanayi kesimi bölgeye yatırım yapmama tutumunu gözden geçirmeli; kamu etkin bir şekilde devreye girmeli, kamu harcamaları ciddi bir şekilde artırılmalıdır. Kamu iktisadi işletmeciliği yaşama geçirilmeli, merkezi bir planlama dahilinde kamu eliyle sanayileşme süreci başlatılmalıdır.
· Kalkınma projelerinde rol oynayacak emek ve zengin yeraltı kaynaklarının işlenmeden bölge dışına satılması yanlışına düşülmemeli, bölge emperyalistlerin iştahını kabartacağı bir pazar alanı olmaktan çıkarılmalıdır.
· Tarımda ve köylülükte düzen değiştirilmeli, toplumsal kalkınma ve adil bölüşüm için toprak mülkiyeti yeniden düzenlenmeli, küçük üreticiye destek sağlanmalı, toprak ve tarım reformu yapılmalıdır. Tarımsal sulama için gerekli planlama ve kaynak transferi yapılmalıdır.
· Tarımdaki mevcut dönüşüm sonucu oluşan işsizliğin önlenmesi için ek önlemler alınmalı, işsizliğin yaygın olduğu bölgede istihdama yönelik özel kamu yatırımları yapılmalıdır.
· Zorunlu göçlere maruz kalan köylülerin ön koşulsuz olarak köylerine geri dönüşleri ve üretim sürecine dâhil olmaları sağlanmalı, boşaltılmış köyler ve sınır boyunca mayınlanmış bölgeler temizlenerek organik tarıma açılmalı, çayır-mera alanları oluşturulmalı, hayvancılık teşvik edilmelidir.
· GAP Projesinin ürettiği katma değer, projenin bitirilmesi için kullanılmalıdır.
· Bölgede yaşayan yurttaşların eğitim hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanması sağlanmalı, okur-yazar oranı yükseltilmeli, cinsiyet ayrımcılığının üzerine gidilmelidir.
· Toplumsal refah ve huzurun sağlanması ve sosyal yaşamın barışçıl demokratik bir ortamda tesisi ve ülke demokrasisinin istikrarlı bir zemine oturması için yapısal reformlar gerçekleştirilmeli; silahlar susmalı, koruculuk kaldırılmalı, yaşanan terör ve şiddet politikalarının ortaya çıkardığı tüm olumsuz koşullar ortadan kaldırılmalı, insan hakları ihlalleri durdurulmalı, faili meçhul cinayetler aydınlatılmalıdır."
TMMOB Makina Mühendisleri Odası, toplumsal sorumlulukları doğrultusunda sanayileşmiş, kalkınmış, demokratikleşmiş bir Türkiye için, karanlığa, ayrımcılığa, savaşa, emperyalist çıkarlara karşı ülkemizde, bölgede ve dünyada barışı savunmaya devam edecektir.
Eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin egemen kılındığı bir toplumsal ortam ve başka bir Türkiye mümkündür. Savaşsız, işgalsiz, sömürüsüz başka bir dünyayı mümkün kılmak ellerimizdedir!
1 Eylül Dünya Barış Günü`nü bu bilinçle kutluyor, meslektaşlarımızı ve kamuoyunu bu özlemlere duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Ali Ekber ÇAKAR
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı