ODALARDAN 12 EYLÜL AÇIKLAMALARI

14.09.2020

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, Maden Mühendisleri Odası ve Makina Mühendisleri Odası 12 Eylül 1980'in 40. yılı dolayısıyla birer basın açıklaması yaptılar.

EMO: 12 EYLÜL FAŞİZMİNE KARŞI DEMOKRASİ MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR

40 yıl önce bugün, 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle emperyalizmin istekleri doğrultusunda Türkiye yeniden yapılandırılmış, demokrasiden emek güçlerine, hukuktan çalışma hayatına, sağlık, eğitim ve enerjiye kadar tüm alanlarda uygulanan liberal programın yıkıcı etkileri olmuştur. 12 Eylül`ün etkileri belleklerimizden silinmeyecektir.

İleri demokrasi adı altında otoriter bir yönetim anlayışıyla 12 Eylül`ün uygulamaları günümüzde de maalesef devam etmektedir. Cezaevinde tutulan siyasiler, aydınlar, tutuklu gazeteciler, haksız gözaltı ve hapis kararları, barışı savunduğu için ihraç edilen akademisyenler, sendika ve demokratik kitle örgütlerine yönelik baskılar, muhalefeti sindirmeye yönelik uygulamalar, iktidarın sopasına dönüştürülen hukuk kurumları, gücünü ve itibarını yitirmiş parlamento, neoliberal politikalar, ırkçı-gerici ideolojik daha pek çok uygulama 12 Eylül döneminden bugüne etkisini sürdürmektedir.

Çevreye, doğaya ve topluma zarar veren rant projeleri "ben yaptım oldu" mantığıyla yürürlüğe konulmakta, bilimsel ve teknik kurallar, mühendislik ilkelerinin hiçe sayıldığı uygulamalar kamu yararına aykırı olarak yaşama geçirilmektedir.  İşte bu ortamda demokratik işleyişe sahip özerk yönetim anlayışının belki de ülkemizde tek örneği sayılabilecek olan kamu tüzel kişiliğine sahip meslek örgütlerimiz, tüm baskı ve sindirme politikalarına rağmen geri adım atmayarak ranta ve talana karşı mühendislik hizmet alanlarının kar hırsına terk edilmeyeceği bir düzen için mücadelesine devam edecektir.

Bilinmelidir ki bizler, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu ülkenin aydınlık yüzleri olan mühendis üyelerimizle birlikte 12 Eylül`ün etkisini geriletmek için darbelere, gericiliğe ve neoliberalizme karşı direnmeye devam edeceğiz. Katılımcı, eşitlikçi, emek ve özgürlükçü, demokratik, sosyal ve laik; parasız eğitim, sosyal sağlık güvencesi ile çalışma ve insanca yaşama hakkını, her türlü kültür ve kimliğin özgürce ifade edilebildiği, barış taleplerini dile getiren ve bir arada yaşamı güvence altına alan bir anayasal düzene kavuşuncaya kadar mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
47. DÖNEM YÖNETİM KURULU

 

HKMO: 12 EYLÜL 1980: 40 YILDIR SÜREGELEN DARBE

12 Eylül darbesinin üzerinden tam 40 yıl geçti; ancak ne yazık ki etkilerini halen pek çok alanda yaşamak zorunda kalıyoruz. 12 Eylül’ün resmi kayıtlarda görünen yüzü milyonlarca fişleme; binlerce gözaltı, işkence, işten atılma, vatandaşlıktan çıkarılma; idam cezaları; kapatılan onlarca dernek, sendika, gazete iken kayıtlara girmeyen ve görünmeyen yüzü daha da karanlıktır. Bu nedenle bu karanlık ve gericilikle olan mücadele halen devam etmekte; Cumhuriyetin, hukukun, laik ve demokratik değerler ile bu anlayışa sahip yönetimlerin gereği bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Bugün dahi muhalif olan her ses susturulmaya çalışılıyorsa, hukuk asıl amacından uzaklaştırılıp bağımsız ve tarafsız olmak yerine belli kesimlerin taleplerine cevap veriyorsa, demokrasi yalnızca seçim meydanlarında hatırlanan; ama onun haricinde unutulan bir olguya dönüştürülüp halkın iradesi kayyumlara devrediliyorsa, basın özgürce haber yapmaktan uzaklaşıyor ve gazeteciler susturulmak için tutuklanıyorsa, eğitim sistemi her geçen gün gerilerken üniversiteler özerk yapılarından uzaklaştırılıyorsa tüm bunlar kırk yıl öncesinin birer yansımasıdır.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası olarak askeri, sivil her türlü darbe ve darbe girişimine karşı olduğumuzu bir kez daha yinelerken ülkemizin bir daha böyle dönemler yaşamaması için tam bağımsız, demokratik, laik Türkiye şiarıyla mücadelemizin devam edeceğini tekrarlıyoruz.

TMMOB
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

 

 

MADENMO: 12 EYLÜL 1980 ASKERİ DARBESİ KARANLIĞIN ADIDIR

DARBENİN 40. YILINDA TÜM DARBELERİ VE DARBE GİRİŞİMLERİNİ KINIYORUZ.
TEK ÇARE EVRENSEL İNSAN HAKLARINA DAYALI DEMOKRATİK BİR DÜZENDİR.

Bugün 12 Eylül. 12 Eylül Askeri darbesinin ardından tam 40 yıl geçti. 40 yıl önce 12 Eylül 1980 sabahı Türkiye karanlığa uyandı. Suni olarak yaratılmış iç kavgalar gerekçe gösterilerek yapılan darbe ile bugün yaşadığımız anti-sosyal ve anti-demokratik ekonomik ve siyasal sistemin temelleri o gün atıldı.

Aslında ülkemizde evrensel hukuk normlarına dayalı demokratik bir yönetim hiçbir zaman yaşanmadı. Geçmişte yaşanmış ve hala bir utanç tablosu olarak karşılaştığımız hiçbir siyasal sosyal olay ile yüzleşilmedi. Böyle bir yüzleşme olmaksızın ülkemizde insan haklarına ve evrensel hukuka dayalı demokratik bir yönetimin oluşturulması olanaklı olmayacaktır.

Bugün insanlarımız işsizlik ve yoksulluk cenderesi altında, tarikatların karanlık zihniyetine terkedilmiş durumdadır. Siyasal hayatı belirleyen devlet kadrolarına tarikatların militanları yerleştirilmekte, siyasal yapı rüşvet, torpil, kayırma ve iltimas ile oluşturulmaktadır. Son dönemde tek bir gün geçmiyor ki, tarikatlar şeyhleri tarafından yapılmış taciz-tecavüz haberi almayalım. Tek bir gün geçmiyor ki, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetiyle karşılaşmayalım. Tek bir gün geçmiyor ki, geçimini sağlamak için memleketini terk ederek çalışmaya giden Kürt tarım işçilerine linç uygulanmasın. Tek bir gün geçmiyor ki, iş cinayetlerinde işçiler yaşamını yitirmesin.

12 Eylül Askeri Darbesinin yarattığı siyasal yapının bugün geldiği durum budur. Bundan daha da kötüsü, bu suçları işleyenlerin İktidar tarafından korunması, cezasız bırakılmasıdır.

Oysa 12 Eylül sabahı itibarıyla, tek derdi halkımızın mutluluğu ve refahı olan, demokratik ortamda, barış içerisinde, kardeşçe yaşamak isteyen, ülkemizin ekonomik değerlerinin tüm yurttaşlarımızın yaşamasına yeteceğini, yeter ki adil bir paylaşımın olması gerektiğini söyleyerek barış, eşitlik, özgürlük ve adalet için mücadele eden on binlerce devrimci, demokrat, yurtsever işkencelere tabi tutulmuş, gözaltında kaybedilmiş, cezaevlerine doldurulmuş ve bir kısmı idam edilmiştir.

Sadece 12 Eylül döneminde;

517 kişiye idam cezası verildi. 50 kişi idam edildi.

388 bin kişiye pasaport verilmedi. 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.

14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.

30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.

300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi.

23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.

3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.

Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 31 gazeteci cezaevine girdi.

12 Eylül darbecilerinin bütün bu uygulamaları bugün AKP iktidarı tarafından da devam ettirilmektedir. Bugün de barış, eşitlik, özgürlük ve adalet talep eden insanlarımız siyasal iktidar tarafından suçlanmakta, iktidarın talimatları doğrultusunda kanıtsız dayanaksız bir biçimde yargılanarak cezalar verilmektedir. İnsanlarımız KHK zulmü ile terbiye edilmeye çalışılmakta, ülkeyi terk etmek zorunda bırakılmakta, çocuklarımız kadınlarımız tacize tecavüze uğramakta, öldürülmekte, insanlarımız işsizlik, yoksulluk ve açlıkla boğuşmak zorunda bırakılmaktadır.

Bugün hala halkın seçilmiş yöneticileri görevden alınarak yerlerine kayyum atanmakta, sivil darbeler yapılmaya devam edilmektedir. Özetle 12 Eylül Askeri Darbesi ile sağlanan ortam sonucunda, bugün ülkemizde ortaçağa ait tek adam rejimi oluşturulmuş, ülkemiz tam bir açık-kapalı cezaevi haline getirilmiştir.  

Bizler bir siyasal süreç olarak,  geçmişte yaşanılan tarihi haksızlıklarla, gerekçesi ne olursa olsun yapılan darbelerle, darbe girişimleriyle, işkencelerle, haksız suçlamalar ve talimatlar ile yapılan yargılamalar ve verilen cezalarla, savaş kışkırtıcılığı ile yüzleşmediğimiz sürece 12 Eylül darbesi daima egemen olacaktır.

Bu vesileyle, her türlü darbeye ve darbe girişimlerine karşı olduğumuzu bir kez daha belirtiyor, toplumsal ihtiyacımızın evrensel insan haklarına dayalı, refah ve barış içerisinde, kardeşçe yaşayabileceğimiz demokratik bir ülke olduğunu vurgulamak istiyoruz.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu

 

 

MMO: 12 Eylül Faşizmi Sürüyor!

IMF ile yapılan anlaşma ile gündeme gelen 24 Ocak 1980 ekonomi kararlarının ardından 12 Eylül 1980 tarihinde yapılan askeri darbe, hem ABD’nin “yeşil kuşak” projesine hizmet etti hem de Türkiye’de kapitalizmin neoliberal dönem uygulamalarına geçişi sağladı. Emek ve demokrasi karşıtı bu faşist darbe örgütlü toplum yapılarını tasfiye etti. Yüzbinlerce insan gözaltına alındı, işkence sistemli olarak uygulandı, idamlar yapıldı, milyonlarca insan 12 Eylül’ün izlerini taşıdı. Korkunun yerleştirildiği bu ortamda toplum depolitize edildi. “Türk-İslam sentezi”nin önce ideolojik, giderek siyasi hakimiyeti sağlanarak laikliğin tasfiyesi ve bugünkü siyasal İslam rejiminin yolu açıldı. Bu günleri hazırlayan evrelerden biri de  2010 yılında 12 Eylül darbesinin yıldönümünde yapılan Anayasa değişikliği referandumu oldu.

12 Eylül faşizminin devamı olan 40 yıllık süreçte Türkiye; anayasa, hukuk, kamu idari yapısı, planlama-sanayileşme-kalkınma, mühendislik, eğitim, sağlık, enerji, ulaşım ve tüm kamusal üretim ve hizmet alanlarında neoliberal gerici temelde köklü değişiklikler yaşadı. Serbestleştirme-özelleştirmelerle büyük ölçekli kamusal yerli üretim tasfiye edildi, sanayisizleşme süreci kesintiye uğratıldı, tarımsal üretim geriletildi, ithalata bağımlı fason üretim politikaları hakim oldu. Esnek/güvencesiz, taşeron çalışma biçimleri ve sendikasızlaştırma yaygınlaştı, kıdem tazminatlarına el koymanın yolu açıldı, işsizlik ve yoksuluk boyutlandı. Yolsuzluk, yozlaşma, kayırmacılık ve rant politikaları bu süreçte bütün ülkeyle yayıldı.

Meslek örgütleri başta olmak üzere bütün demokratik kitle örgütleri ve toplumsal muhalefete yönelik bugünkü baskı politikaları da 12 Eylül’ün devamı ve tepe noktası niteliğindedir. Mevzuata 1981 yılında giren Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) görev ve yetki kapsamı; 2017 Anayasa değişikliği referandumu ve 15.07.2018 tarihli “DDK Hakkında 5 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile genişletildi. 1983 yılında bir KHK ile yapılan ve 30 yıl uygulanmayan bir değişiklik bu iktidar tarafından geliştirildi ve TMMOB ve Odalarımız üzerinde idari ve mali denetim yoluyla otoriter vesayet kurulmaya çalışıldı. Anayasa’nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları üzerine olan 135. maddesi uyarınca kurulmuş olan TMMOB, TTB, TBB vb. kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikaları, tüm demokratik kitle örgütleri ve toplumsal muhalefeti baskı altına alma ve giderek tasfiye etmeye yönelik politikalar bu iktidar döneminde sistemik bir boyut kazandı.

Ancak bilinmeli ki hiçbir baskıcı iktidar ilanihaye egemen olamamıştır. 12 Eylül darbesinin 40. yılında darbeler, diktalar, faşizm ve gericiliğe yine ve kararlılıkla hayır diyor ve mücadele kararlılığımızı ifade etmek istiyoruz.

Mevcut durum bütün emek ve demokrasi güçlerinin önüne birlikte direnme, kaybedilen her şeyi daha üst boyutlarda yeniden kazanma ve yeni bir Türkiye için mücadele görevini koymuştur. Toplumsal ihtiyaçlar doğrultusundaki kamucu politikaların hakim olduğu eşit, özgür, demokratik, laik, bağımsız, sanayileşmiş, kalkınmış, tam istihdamı sağlanmış bir Türkiye’ye ancak böylece ulaşabileceğiz.

Yunus Yener
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı