ODALARDAN YAŞANANLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA
Çevre Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, İçmimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Maden Mühendisleri Odası, Makina Mühendisleri Odası, Metalurji Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Tekstil Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası; Taksim Gezi Parkı direnişiyle başlayan ve tüm kentlere yayılan protesto gösterilerine yönelik polis şiddetine karşı birer basın açıklaması yaptı.
ÇMO: KINIYORUZ!
Havasına, suyuna, toprağına, doğasına, ağacına, ülkesine, demokrasiye, özgürlüklere sahip çıkanlara karşı yapılan baskıyı, zulmü kınıyoruz.
Demokratik tepkilere, farklı düşüncelere, kendisinden olmayanlara, eleştirenlere karşı gösterilen bu şiddet, bu zulüm ve tahammülsüzlük ülke tarihimize kara bir leke olarak kazınmıştır.
Siyaset, dil, din, ırk ayrımı yapmadan; baskıya, yasaklamalara, toplumsal ayrıştırmalara, polis şiddetine ve zulme karşı demokratik tepkilerini veren yurttaşlarımızı selamlıyor, yaralananlara geçmiş olsun diliyor ve yaşamını yitiren yurttaşlara Allah`tan rahmet ailelerine baş sağlığı diliyoruz.
Saygılarımızla,
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
EMO: TÜRKİYE, AKP FAŞİZMİNE DİRENİYOR
Taksim Gezi Parkı‘nın Alışveriş Merkezi‘ne dönüştürülme girişimini protesto edenlere yönelik AKP‘nin insanlık dışı müdahale ve saldırısı, tüm Türkiye‘yi ayağa kaldırdı. Protestolar kentlere yayıldı. Ancak halkı yok sayan iktidar, polis saldırısını protesto eden başta Ankara, İzmir, Antalya olmak üzere çok sayıda kentte yurttaşlara da aynı şiddetle karşılık verdi.
Ağır polis şiddeti nedeniyle yurttaşlarımız yaralanırken; gösteri, toplanma ve ifade özgürlüğüne yönelik müdahaleler, askeri darbe dönemlerini aratırcasına iletişim ve ulaşım özgürlüğünün kesilmesine kadar uzandı. Kentlerde adeta adı konulmamış sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı uygulanmaya başlandı.
AKP‘nin ileri demokrasi ve açılım görüntüsü altında giderek yaygınlaştırdığı faşizan uygulamalar; din referanslı toplumsal yaşama ve özel yaşama müdahale eden icraat ve düzenlemeleri ile kol kola giren yandaş sermayesine rant aktarma süreci halkı isyan ettirdi. İktidara geldiği günden bu yana bir kesimin mağduriyetinden ve yaşam özgürlüğünden dem vuran AKP, insanların havasına, suyuna, ülkesine sahip çıkma arayışını yok saymakla kalmayıp, ağır bir şiddet ve korku ortamı yaratarak her türlü muhalefetin sesini kesmeye çalışıyor. Bu hedefini gerçekleştirmek üzere iktidarın ilk yıllarında "muhafazakar demokrat" söylemiyle pazarlanan AKP iktidarının askeri vesayeti kaldırma, derin devleti çökertme gibi "ileri demokrasi" olarak gösterilen adımların ardında kendi derin devletini kurma sürecine girdiği, bugün yaşanan cemaat ve AKP kavgasından, Uludere ve Reyhanlı katliamlarından gün yüzüne sızıyor.
Önce yaptığı kanuni düzenlemeler ve kadrolaşmalar yoluyla devletin kurumlarında tek seslilik yaratan AKP, üniversitelerden yargıya varıncaya kadar özerk olması gereken kurumları daha da iktidara bağımlı hale getirirken; medya ve iş dünyası üzerinde de görünüşte hukuki, gerçekte gayri meşru yollarla hakimiyet kurarken; sendika, meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütlerini de hareket edemez noktaya getirmeye çalıştı. Ancak bu kadar baskı ve korku ortamına karşın Taksim Gezi Parkı‘na sahip çıkanlara yönelik yapılan müdahale bir kıvılcımın yanmasını sağladı.
Elektrik Mühendisleri Odası olarak, iktidarın polis eliyle uyguladığı şiddeti protesto ediyor; insanların toplanma, gösteri ve ifade özgürlüklerine, iletişim ve ulaşım özgürlüklerine yapılan tüm müdahaleleri kınıyoruz. Demokratik haklarına sahip çıkan, suyunu, havasını ve yaşam hakkını savunan insanları selamlıyoruz.
Her Yer Taksim, Her Yer Direniş!
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
43. DÖNEM YÖNETİM KURULU
01.06.2013
GIDAMO: DEMOKRATİK HAKLARIN EL BİRLİĞİ İLE KORUNMASI VAZGEÇİLMEZ ÖNCELİĞİMİZ OLMALIDIR
Taksim Gezi Parkındaki ağaçların kesilmesini engellemek için yola çıkan ve demokratik hakları çerçevesinde direnen bir grup insana yapılan müdahale vicdanları yaralamış ve halkın sabrını taşıran damla olmuştur. Bu süreç halkın sesini duyurmak için yolları, meydanları doldurmasına sebep olmuş, buna karşın polisin sert ve ölçüsüz müdahaleleri son derece üzücü sonuçlar doğurmuştur.
Halkın içselleştirmediği; kendine mal etmediği uygulamaların, dayatmacı bir tutumla ve "güç bende" anlayışıyla gerçekleştirilemeyeceğini bir kez daha görmek ve anlamak durumundayız.
İtirazların sadece "Gezi Parkı" kapsamında olmadığı, yaşamın her alanında var olan dayatmalara karşı olduğu artık görülmelidir.
Özgürlüklerinin kısıtlandığını, haksızlığa uğradığını düşünen halkı zor kullanarak susturmaya çalışmak hiç bir şekilde demokrasi anlayışı ile bağdaşmamaktadır. Ülkeyi yönetmeye talip olanların bu krizi en demokratik şekliyle çözüme ulaştırmaları, bundan sonra alınacak kararlarda tüm kesimleri kapsayıcı ve katılımlarını sağlayıcı biçimde hareket etmeleri gerekmektedir.
Maalesef geldiğimiz noktada çok sayıda darp olayı, organ kayıpları ile sonuçlanan ağır yaralanmalar ve ölümler vardır. Binlerle ifade edilen çok sayıda kişi gözaltındadır.
Göstericilere uygulanan şiddet devam etmekte; tepkisini dile getirmeye çalışan gruplar marjinal olarak adlandırılmakta, siyasi bir birliktelik tanımı yapılmaya çalışılmaktadır.
Unutulmamalıdır ki; halk olayları basından izleyerek değil, bizzat içinde yaşayarak görmekte ve değerlendirmektedir. Yapılan tanımlamaların gerçek olmadığı da yaşayarak görülmektedir. Bu nedenledir ki, hükümetin de bir an evvel olanları gerçekçi bir biçimde değerlendirmesi; kapsayıcı çözümler üretmesi gerekmektedir. Ülkemizin bulunduğu coğrafya ve toplumun hassas dengeleri düşünüldüğünde gereken adımların acilen atılması gerektiği daha iyi anlaşılacaktır.
Bizler çoluk çocuk, yaşlı genç, hasta sağlam demokratik arayış içinde olup, polis şiddeti ile karşı karşıya kalanların yanındayız. Kendisine birçok konuda haksız, adaletsiz davrandığını düşünenlerin ve özellikle gençliğimizin sesine kulak verilmeli, polisin bu sert uygulamaları acilen durdurulmalıdır.
Bu zorlu sınavda halkımızı sağduyulu davranmaya ve kışkırtmalara meydan vermemeye; hükümet ve emniyet güçlerini demokrasi ve hukuk çerçevesinde davranmaya davet ediyoruz. Ülkeyi savaş alanına çevirmeye kimsenin hakkı yoktur.
Bu ülkenin insanları olarak demokratik bir ülke özlemimizi sürekli dile getirmeye devam edeceğiz.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası
9.Dönem Yönetim Kurulu
HKMO: BU ŞİDDET HEMEN DURDURULSUN!
Son birkaç gündür, Taksim-Gezi Parkı`nda Topçu Kışlası görünümlü AVM ve rezidans oluşturulması için yüzlerce yıllık ağaçların ve doğanın yok edilmesine karşı başlayan barışçıl gösteriler, tahrike yönelik bir kısım beyanlar ile polis şiddeti nedeniyle kontrolsüz bir noktaya doğru gitmektedir.
Siyasal iktidarın, Taksim-Gezi Parkı‘nda başlayan yağmanın karşısına dikilen yurttaşları yok sayan, alay eden, aşağılayan beyan ve uygulamaları, bugüne kadar Türkiye`de örneğine rastlanmamış bir şekilde, kendiliğinden harekete geçen insanlarımızı demokrasi, özgürlük, barış, insan hakları ve ülke menfaatleri çerçevesinde bir araya getirmiştir.
Ortaya çıkan halk tepkisi ülkenin dört bir yanını sarıp sarmalamıştır. Direniş büyümüştür, ülke sathına yayılmıştır.
Emniyet güçleri, kadın, çocuk, yaşlı demeksizin ayrımsız herkese karşı şiddet, zulüm ve vahşet uygulamaktadır. Doğrudan insanları hedef alarak gaz bombaları atmaktadır. Hukuk devleti ve demokrasi ortada yoktur.
Oysa, demokratik ülkelerde protestolar karşısında kolluk güçlerinin alması gereken tek önlem vardır. O da "tahammül"dür. Bu türden eylemler, yurttaşlar için bir "hak"tır. Emniyet güçlerinin görevi bu hakkın kullanılmasının teminidir.
"Artık Yeter" diyoruz ve sorumlu herkesi "Aklınızı Başınıza Alın" diye uyarıyoruz.
Bu sese geç olmadan kulak verilmelidir.
Acilen yapılması gerekenler açıktır:
- Polis şiddetine bir an önce son verilmelidir ve sorumluları görevden alınmalıdır.
- Gözaltına alınanlar ivedilikle serbest bırakılmalıdır.
- Halkımız hiçbir şekilde provokasyona gelmemelidir.
- Gezi Parkı halka yeniden açılmalıdır, AVM ve Topçu kışlası yapılması planlarından vazgeçildiği bizzat Başbakan tarafından açıklanmalıdır.
Altı gün içinde yaşananlar, umuyor ve diliyoruz ki akıl ve sağduyu sahibi her kesim için bir dönüm noktası olacaktır.
Saygılarımızla.
TMMOB
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
HAZİRAN 2013
İÇMİMARLAR ODASI BASIN AÇIKLAMASI
TMMOB İçmimarlar Odası olarak, son günlerde Taksim Gezi Parkında yaşanan olayları derin bir üzüntü içerisinde takip etmekteyiz.
Taksimin, İstanbul‘un kentsel kimliğinde, Türkiye‘nin ve vatandaşlarımızın belleğinde önemli bir yeri vardır. Böylesi bir kamusal alanda yapılması planlanan ranta dayalı projelere karşı durmak ve bu plan çerçevesinde tahrip olacak önemli bir park alanının sağduyulu çevreci vatandaşlarımız tarafından korunmak istenmesi en demokratik haklarıdır. Başlatılan fiili yıkım ve ağaçların sökülmesi işlemi de bu konuda yaşanan endişelerin ne kadar yerinde olduğunun ispatı olmuştur. Bütün bu süreç içerisinde gerek duyarlı vatandaşlarımızın ve gerekse duyarlı milletvekili siyasetçilerimizin seslerini duyurma ve bu doğal alanın tahrip edilmesini engelleme çabaları, Polis güçleri tarafından son derece sert ve orantısız bir güç kullanımı ile bertaraf edilmek istenmiştir. Yaşanan bu olayların neticesinde birçok vatandaşımızın ciddi şekilde yaralanması son derece üzüntü vericidir.
Demokratik hakları çerçevesinde, gerçekleştirilmek istenen projeye karşı durarak orada bulunamayan birçok kişinin sesi olan sağduyulu insanlarımızın böyle sert bir müdahaleye maruz bırakılmalarını kınıyor ve vatandaşlarımız üzerinde uygulanan şiddetin derhal son bulmasını yetkililerden talep ediyoruz. Bu vesile ile demokratik haklarını kullanan vatandaşlarımıza olan desteğimizi kamuoyu ile paylaşırız.
TMMOB İÇMİMARLAR ODASI
YÖNETİM KURULU
İMO: Halka karşı, Halka rağmen...
Beyhude bir Çabanın içerisindesiniz...
Taksim Gezi Parkı, siyasi iktidarın aldığı karar uyarınca yıkılmak ve yerine AVM yapılmak isteniyor. Parkına, yeşiline, kentine, kent kimliğine sahip çıkanlar ise polis şiddetine maruz bırakılıyor. Bu iki olay siyasi iktidarın nasıl bir Türkiye özlemi içerisinde olduğunu, nasıl bir ülke yaratmak istediğini gösteriyor.
Taksim Gezi Parkı‘nın yıkılarak yerine AVM yapılma kararı, siyasi iktidarın paranın mutlak hakimiyetini hedeflediğinin somut örneğini oluşturmaktadır. Bu bir AVM hükümetidir; Taksim Gezi Parkı‘nın yıkılması, bunun tescil edilmesinden başka bir şey değildir. İktidar, ülkenin geleceğini, çocuklarımızın yarınlarını AVM‘lere, Boğaz köprülerine tercih etmektedir. Siyasi iktidar için yeşil alanlar, su havzaları, ormanlık bölgeler, kentsel kimlik, kentsel bellek, insan odaklı yatırımlar değil, sermayenin ihtiyaçları, kar hırsı, yandaşların daha çok zengin edilmesi önemlidir.
Tam bir yağma ve talan düzeniyle karşı karşıya bulunmaktayız. Bütün ulusal ve doğal değerler rant vesilesi gibi görülmekte, bu hedef özelleştirmeler ve yeşili, akarsuları yok eden projelerle gerçekleşme şansı bulmaktadır.
Hükümet Taksim Gezi Parkı‘nı ortadan kaldırılmakta kararlıdır. Üç günden bu yana "İstanbul‘un orta yerinde" yaşananlar, iktidarın neoliberal politikaları uygulamakta ne kadar kararlı olduğunu göstermektedir. Taksim‘de sergilenen polis şiddeti Hükümetin otoriter, despot yanına işaret etmektedir. Çevreye, yeşile sahip çıkan gruplar; aydınlar, sanatçılar, siyasetçiler, akademisyenler, gençler, kadınlar, yağma ve talana karşı çıkanlar, demokratik hakkını kullananlar "buldozerlerin" altında ezilmek istenmektedir. Taksim‘de yaşananlar göstermiştir ki bu hükümet AVM‘ci olduğu kadar baskıcı bir hükümettir.
Günlerdir Taksim‘de yaşananlar açığa çıkartmıştır ki bu hükümet hukuk tanımazdır, demokrasiden ve bilimden, kamu yararından nasibini almamıştır.
Yanıtlanması gereken soru şudur: Türkiye‘nin geleceğini kim belirleyecektir? O dozerleri Gezi Parkı‘na gönderenler ve oraya dikilecek AVM için şimdiden avuçlarını ovuşturanlar mı, yoksa dozerlerin karşına dikilenler, ağaçlara sarılarak korumaya çalışanlar mı?
Türkiye bugün değerlerine, simgelerine, haklarına sahip çıkıyor. Bunu vahşice bastırmaya çalışan iktidar ise bu ülkenin sahipsiz olmadığı gerçeğiyle yüzleşiyor.
İnşaat Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
JFMO: BASINA VE KAMUOYUNA; ORANTISIZ GÜÇ VE ŞİDDETİ KINIYORUZ
Taksim Gezi parkında sökülen ağaçları ve parkı korumak için başlatılan eylemin, zulme varan aşırı bir şiddet ile bastırılmasının tetiklediği halk direnişi hızla ülkenin diğer illerine yayılmıştır. Ağaçların sökülmesi ile başlayan bu eylemler, siyasal iktidarın yıllarca süren baskı ve dayatma zihniyetine karşı halkın bir direnişine dönüşmüştür.
Demokratik toplum yaşamının olağan ve vazgeçilmez unsuru olan toplantı ve yürüyüş haklarını kullananlara tazyikli su ve gaz bombaları ile aşırı sert müdahele edilmiştir. Birçok insan kapsül, plastik mermi ve joplarla yaralanmıştır. Gezi Parkı ve diğer illerimizde orantısız güç kullanılmıştır. Uygulanan şiddet, toplumda ürkütücü boyutlara ulaşmıştır.Bu güne kadar resmi açıklamalara göre iki insanımız hayatını kaybetmiş, yüzlerce yaralı ve binleri bulan tutuklamalar olmuştur.
Hukuk devleti ve demokrasi anlayışı, güvenlik güçlerinin orantılı hareket etmesini şiddete başvurmamasını gerektirmektedir. Zira Anayasa‘nın 34. maddesinde toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemenin bir hak olduğu ve bu hakkın kullanılmasının izne tabi olmadığını açık bir biçimde tanımlamaktadır. Demokrasinin temel hak ve özgürlüklerinin kurumsallaştığı ülkelerde, hak talep etmek, siyasal iktidarları yönetimlerinden dolayı protesto etmek, toplum yaşamının vazgeçilmez unsurudur. Görevliler yasal yetkilerini insanları koruma yönünde kullanmalıdırlar.
Haberler; medya da tarafsız verilmemekte ya da sansür edilmektedir. Bu da siyasal iktidarın Türk medyası üzerindeki kontrolünü gözler önüne sermiştir.
Siyasal iktidar, baskıcı, anti demokratik, ötekileştirici ve dayatmacı politikasından vazgeçerek, toplumun tüm kesimlerini bir araya getiren ve halkın böylesine büyük bir tepki vermesine neden olan uygulamaları ve politikaları gözden geçirerek bu noktaya nasıl gelindiği sorgulanmalıdır.
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak; zulme, şiddete, baskı ve dayatmaya hayır, insan haklarına saygıya ve daha fazla demokrasiye evet diyoruz. Yapılan zulüm ve şiddeti kınıyor, eylemlerde; yaralananlara geçmiş olsun diyor, gözaltına alınanların acilen serbest bırakılmasını talep ediyor, yaşamını yitirenlere Tanrı‘dan rahmet, yakınlarına ve tüm halkımıza baş sağlığı diliyoruz.
TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
XIV. DÖNEM YÖNETİM KURULU
5 Haziran 2013
JMO: BİR AĞAÇ ÖLÜR BİR HALK DİRİLİR‘
YAŞAMIN VE YAŞAM ALANLARININ YOK EDİLMESİNE KARŞI GELİŞEN DİRENİŞLERİ DESTEKLİYOR,
GÜNLERDİR YAŞATILAN POLİS TERÖRÜNÜ ŞİDDETLE KINIYORUZ!
Ülkenin dört bir yanı, Taksim Gezi Parkı‘nın bilim, teknik ve hukuk kurallarını ve halkın taleplerini dikkate almayarak talan edilmesine karşı gelişen demokratik direnişlere sahne olmaktadır.
Yaşam alanlarına müdahale edilmesine karşı halkın her kesiminin kendiliğinden katıldığı meşru ve haklı eylemliliklere uygulanan ve ancak faşist diktatörlüklerde görülen acımasız şiddet ve zorbalık, direnişe sahiplenmeyi de arttırarak yaygınlaştırmaktadır.
AKP iktidarının insanı, doğayı ve kendinden olmayını dikkate almayarak; kentleri, doğal çevremizi, ülkeyi, toplumu ve yaşam tarzını kendi düşünceleri doğrultusunda dizayn etmeye yönelik politikalarına karşı biriken tepkinin bir sonucu bu gün Taksim Gezi Parkı‘nın yok edilmesine karşı direnişlerde somutlanmıştır.
Bu gün yok edilmek istenen sadece İstanbulluların yaşam alanları değil; bu ülkenin demokratik geleceğidir. Günlerdir ayakta olmanın gerekçesi de halkıyla inatlaşan tek adam diktasına karşı yaşam alanlarına sahip çıkma haklı taleplerinin demokrasi talepleri ile bütünleşmesidir.
Ülkenin üniversitelerini, yargısını, idarelerini, eğitimini ve medyasını yani tüm kurumlarını teslim alan, halkın yaşam alanlarını ve tarzını kendince düzene sokmaya çalışan, her türlü muhalefeti ezip tek adam diktatörlüğünü yerleştirmek isteyen AKP zihniyetine karşı geliştirilen bu haklı direnişlere uygulanan her türlü zorbalık ve şiddet hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır. Sermaye medyasının körlüğüne, baskıya rağmen başarıya ulaşan halkın haklı ve meşru talepleri üzerinden yükselen mücadelesi olacaktır.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, zorbalığa ve diktatörlüğe karşı halkın yaşamı ve yaşam alanlarını savunmasının ve demokrasi mücadelesinin yanında olacaktır.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
KMO: HALKA KARŞI TERÖRE SON
İşbaşına geldiği 2002 yılından bu yana ülkemizi babasının çiftliği gibi yönetme anlayışı nedeniyle hukuk, demokrasi, yurt, insan ve doğa sevgisinden yoksun sadece emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin çıkarı doğrultusunda politikalar yürüten hükümet geçtiğimiz hafta da önce İstanbul Taksimde ve sonra diğer kentlerde kendi halkına yaşattığı zulüm nedeniyle bir kez daha halkın iktidarı olmadığını göstermiştir.
Son on yılda neoliberal temeldeki soygun ve talan politikaları nedeniyle ülkemizin içine düştüğü durum yandaş medya kanalıyla saklansa da Taksim Gezi Parkı savunması ve olayları ile iyice deşifre olmuştur.
Doğasını, suyunu, madenlerini, ağaçlarını, kentlerini, binalarını, odalarını savunan insanlar dün olduğu gibi bu gün de zalimlerin zulmü ile karşı karşıya kalmışlardır. Artık dünyada emperyalistlerin bile onaylamadığı yöntemlerle halkına zehirli gaz püskürtecek kadar gözleri dönen bu zihniyeti kınıyoruz. Bu hoyratlık ve iktidar sarhoşluğu hangi psikolojik süreçlerin sonucudur? Sizin yaptıklarınızı onaylamayan herkesi zehirli gazla mı öldüreceksiniz? Herkes aklını, mantığını, bilimsel ölçütleri ve metotları, yurt, insan ve doğa sevgisini bir yana bırakarak sizi onaylamak zorunda mı? Bu ülkenin geleceğini belirli bir dönem için seçilen siyasiler mi yoksa ülkesini seven, bilime ve onun metodolojisine inanan, içinde yurt, insan ve doğa sevgisi taşıyan, çocuklarının da bu ülkede yarın yaşayacağını düşünerek onu koruyan, kollayan insanlar mı belirleyecek?
Daha önceleri defalarca yaptığımız basın açıklamalarında söylediğimiz gibi biber gazı ölümcüldür. Kullanımı derhal durdurulmalıdır.
KMO olarak iktidarı polis devleti kimliğiyle uyguladığı her türlü şiddete son vermeye çağırıyoruz.
TMMOB
Kimya Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
MADENMO: AKP FAŞİZMİNE BOYUN EĞMEYECEĞİZ.
HALKIMIZA YÖNELİK BU VAHŞİ SALDIRIYI DURDURUN
AKP iktidarının dizginsiz kâr hırsıyla yoğrulmuş, kentleri, doğayı ve insanı hedef alan politikaları ülkemizin üzerine bir karabasan gibi çökmüştür. İş makineleri; kentlerimizi yerle bir edip yeni rant alanları açmak için doğamızı yok etmekte, toplum bir kez daha nefessiz bırakılmaktadır. Tek önceliği ekonomik rant haline dönüşen siyasi iktidar bu amacına ulaşmak için hak ve hukuk tanımamaktadır.
AKP hükümeti, Taksim Gezi Parkındaki rant hevesine karşı dört gündür direnen İstanbul halkına karşı adeta savaş açmıştır.
Taksim Gezi Parkını ve yaşam hakkını savunmaya çalışan vatandaşlara yönelik polisin sınır tanımaz saldırısı devam etmektedir. Bu vahşi saldırı sonucu, aralarında milletvekilleri ve gazetecilerin de olduğu onlarca yurttaş yaralanmıştır. Onlarca kişi kafatası kırığı, omuz kırığı ve kol bacak kırığı nedeniyle hastanelere yatırılmıştır. Bu ülkenin demokrasi ile yönetilmesi gerektiğini hatırlamanız için daha kaç kişinin hayatını kaybetmesi, kaç kişinin sakat kalması, kaç insanın beyin kanaması geçirmesi gerekmektedir?
Bir an önce bu vahşetin durdurulması için AKP iktidarını, İstanbul valiliğini ve emniyetini insanlığa ve göreve davet ediyoruz. Bu vahşeti bir an önce durdurun.
Maden Mühendisleri Odası; insan haklarının, çevreyi koruyanların ve direnenlerin yanında olmaya devam edecektir.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİODASI
YÖNETİM KURULU
31 Mayıs 2013, Ankara
MMO: HALK AKP FAŞİZMİNE DUR DEDİ
MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI, AKP İKTİDARINA KARŞI OLUŞAN TOPLUMSAL MUHALEFETE YÖNELİK FAŞİST TERÖRÜ KINAMAKTADIR
Bilindiği üzere AKP iktidarı gerici dinci ideolojisi eşliğinde bütün ülkeyi sömürü ve rant alanı haline dönüştürmektedir. Emek, demokrasi, cumhuriyet, laiklik değer ve kazanımlarına yönelik çok yönlü ve sistemli saldırılara karşı gösterilen meşru halk tepkileri ise faşist yöntemlerle bastırılmaya çalışılmaktadır. Ancak giderek artan bu sömürüye, rant ve talan politikaları ile gerici uygulamalara ve bu politikaların koruyucusu olan polis zulmüne karşı birikmiş tepkiler de oluşmuştur. En son Taksim Gezi Parkı direnişi ile başlayan ve bütün ülkeye yayılan direnişe karşı devlet merkezli şiddet dalgasına halk boyun eğmeyip, alanlara, mahallelere, sokaklarına çıkarak, tenceresiyle, tavasıyla, birleşik protestolarıyla AKP faşizmine dur demiştir.
AKP iktidarının polis aracılığıyla uyguladığı ve bir iç savaşta görülebilecek devlet terörü sonucu bütün ülkede binlerce gözaltı, binlerce yaralı bulunmaktadır. İktidarın toplumsal muhalefete karşı sergilediği tahammülsüz tutum öylesi boyutlara ulaşmıştır ki, yaralılara revir hizmeti gören Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Odamızın İstanbul Şubesi dâhil birçok mekan özel saldırılara maruz kalmış, TMMOB binasının bulunduğu binaya gazlı saldırı düzenlenmiş, Oda merkezinin de bulunduğu Kızılay bölgesinde hemen her binaya gazlı ve fiziki saldırılar yapılmıştır.
AKP‘nin yedeğindeki büyük medya sansürüne rağmen direnen güçler kendi iletişim ağlarını kurarak ülkenin bütün kentleri, ilçeleri ve beldelerinde önemsenmesi gereken bir halk muhalefeti tepkisi oluşturmuştur.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası, bu halk muhalefetinin, toplumsal muhalefetin bir parçasıdır.
Odamız, TMMOB çatısı altında, bilime ve tekniğe dayalı uygulamalara, ülke ve halk çıkarlarına, emeğin haklarına, demokrasi, cumhuriyet, laiklik ve insanlık değerlerine sahip çıkarak AKP uygulamalarına, dikta özlemine ve faşist yöntemlerine örgütlü üye temelindeki direngen yapısıyla her zaman karşı çıkmıştır. Odamız, bu tutumunu bundan sonra da kararlılıkla sürdürüp, bilimsel-teknik mesleki değerleri ile ülke ve halk çıkarlarını korumaya ve bu uğurda mücadeleye devam edecektir.
Hükümete çağrımızdır, halkın sesine kulak verin ve bu baskı-şiddeti durdurun.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
METALURJİ MÜHENDİSLERİ ODASI BASIN AÇIKLAMASI
HALK, AKP FAŞİZMİNE DUR DEDİ
Şimdi gerçekleri görme zamanı.
Şimdi halka uygulanan polis terörünü hemen durdurma zamanı.
Bu hunharca saldırıyı durdurun.
Unutmayın tarih halkına zulmeden diktatörlerin hazin sonu ile doludur.
Ülkemiz tarihine not düşüldü bir kez daha.
Bir kez daha diktatörlere, dayatmacılara, yağmacılara, emperyalizmin uşaklarına boyun eğmeyeceğini gösterdi Türkiye.
Ordusundan, yargısına, ilkokulundan üniversitelerine dek tüm toplumun yeniden düzenlenmesinin, kaç çocuk yapacağından, içkisinden sigarasına yaşam tarzına karışılmasının yarattığı gerilim sonucu gezi parkı bardağı taşırmıştır.
Son on yılın haksızlıklarının, sineye çekilmiş mağduriyetin patlamasıdır bu.
Tekel işçilerine saldırdılar. Sadece işlerini istiyorlardı. Çalışarak evlerine ekmek götürmek istiyorlardı.
Uludere‘de 35 insanı katlettiler. Fütursuzca.
ODTÜ‘de yürüyüş yapan öğrencilere saldırdılar. Özerk Üniversite isteyemezsin dediler.
"Kentsel dönüşüm" diye insanları evinden attılar. Tek göz evini savunana saldırdılar.
1 Mayıs‘ta İstanbul‘u hapishaneye çevirdiler. Taksim‘e çıkamazsın dediler.
Dolmabahçe‘de futbolseverlere saldırdılar... şirazeden çıktılar.
Akıl izan kalmadı. Gözleri döndü.
İnsana, doğaya, yaşama ait olan, güzel olan her şeye saldırdılar.
Kentine, parkına, ağacına sahip çıkan insanlara saldırdılar.
Hunharca, düşmanca kadın, erkek, çoluk, çocuk demeden.
Şimdi takım elbiseleri ile gerdan kırarak kameraların önüne çıkıp; "marjinal gruplar, teröristler" diyorlar. Oysa korku gözlerinden okunuyor.
Toplumsal meşruiyeti olan bir hareketin karşısında kendisinin "marjinal" kaldığını görüyorlar.
Meydan okuması bundandır. İnadı, kibri bundandır Recep Tayyibin. Bu yüzden tehdit ediyor. Ülkenin değil kendi ideolojisinin başbakanı olduğunu ve inandığı yaşam tarzını zorla dayatacağını söylüyor.
Yediği tokadın şaşkınlığında kuyruğu dik tutmaya çalışıyor. Ama şaşkın. Bu cemaatinden öğrendiği "biat" kültürünü topluma dayatamayacağını görmenin şaşkınlığıdır.
Elbette iktidar ve emperyalist patronları bu kadar kolay teslim olmayacaklardır. Ama yenildiler. Karizma çizildi, Kasımpaşalı havası söndü. Bundan böyle kendi yalakaları ve medya patronları hariç kimseyi korkutamayacaklar.
Türkiye genç, yaşlı, kadın, erkek, işçi, öğrenci, emekli, ev kadını; dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin birleşti, yakın tarihte yaşanan "siyasi" ayrılıkların ne denli yapay olduğunu yaşayarak öğrendi.
Birlik olduğunda, asgari talepleri doğrultusunda ayağa kalktığında ne denli güçlü, ne denli meşru olduğunu gördü.
Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.
Bu güzel ülkenin güzel insanları gelecek güzel günlere olan inancını ve kararlılığını bir kez daha göstermiştir.
TMMOB METALURJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
MİMARLAR ODASI BASIN AÇIKLAMASI
Taksim Meydanı Yayalaştırma ve Gezi Parkı`na Topçu Kışlası adı altında AVM yapılması konuları bir yıldır kamuoyunun gündeminde yer almaktadır.
27 Mayıs 2013 tarihinde saat 22.30`da iş makineleri Gezi Parkı`na girmiş ve fiili yıkım ve ağaçların sökülerek parçalanması işlemi başlatılmıştır. Bunun üzerine Taksim Meydanı ve Gezi Parkına sahip çıkma duyarlılığı gösteren demokratik çevreler, meslek örgütleri ve doğasever halkımız park alanında buluşarak yıkımın ve ağaç katliamının durdurulmasını sağlamıştır. Ancak daha sonra polis sabaha karşı saldırmış demokratik hakkını kullanan vatandaşlara insafsızca müdahale etmiştir.
Yaşanan polis şiddeti ve gelinen aşama nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş`tan görüşme için randevu talep edilmiş ve 31 Mayıs 2013 tarihinde saat 14.30`da İBB Florya Binasında bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda başkandan şu taleplerde bulunulmuştur:
Şu anda gezi parkı polis işgali altındadır. Yurttaşlara karşı orantısız şiddet kullanılmaktadır. Bunun sürmesi halinde can kayıpları ve yaralanmaların artacağı endişesindeyiz. Bunun ivedilikle durdurulması yönünde bir girişimde bulunulmalıdır.
Parka yapılan fiili müdahale hukuka ve yasalara aykırı bir biçimde gerçekleşmiştir. Park üzerinde bir binanın yapılmayacağının kamuoyuna açıklanması gerektiği, ayrıca bu buluşmaların gezi parkında farklı kesimleri bir araya getirdiği ve tamamen parkın savunulması amacıyla gerçekleştirildiği ifade edilmiştir. Bunun ışığında hükümet yanlısı kimi çevrelerince öne sürülen provokasyon iddialarının asılsız olup, bu buluşmaların kardeşçe ve demokratik dayanışma duyarlılığı içerisinde gerçekleştirildiği anlatılmıştır.
Polis işgalinin kaldırılması ve parktaki hak arayışındaki insanlara şiddet uygulanmaması yönünde güvence talep edilmiş ve bir açıklama yapması talebinde bulunulmuştur.
Bu talebimize rağmen başkan bu doğrultuda yapacağı açıklama yerine gerçeklere dayanmayan bir açıklama yaparak kamuoyunu aldatmıştır. Hele yürütmenin durdurulmasına karar verildiği bir süreçte Taksim Gezi Parkı ve Meydan ile bu alana ulaşan tüm cadde ve sokaklarda sürmekte olan polis şiddetinin derhal durdurulmasını ve polisin bu alanlardan geri çekilmesini talep ediyoruz. Görüşmeye ve taleplerimize ilişkin bunun dışındaki açıklamalar gerçeği yansıtmaktadır.
Eyüp MUHÇU
TMMOB Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı
TMMOB TEKSTİL MÜHENDİSLERİ ODASI, ÇAĞDAŞ DEMOKRASİ İSTEYEN, İNSANCA YAŞAMA VE KENDİNİ ÖZGÜRCE İFADE ETME HAKKINI ARAYAN HALKININ YANINDADIR.
Taksim Gezi Parkı‘nda başlayan yağmanın karşısına dikilen insanlarımıza yapılan zalimce muameleyi vicdanına sindiremeyen halkımızın tepkisi ülkenin dört bir yanına yayıldı.
Bu tepki sadece Taksim Gezi Parkı tepkisi değildir.
Bu tepki halkın yaşam biçimine, ulusal değerlerimize, geleceğimize, adaletsizliğe, bilimden uzaklaşmaya, barışa olan inancımıza, ülke bütünlüğüne son birkaç yılda yoğun olmak üzere on yıl içerisinde yapılan müdahalelere tepkidir.
Tek adam zihniyeti ile sanat eserlerinin yıkılmasına karar veren, işine gelmeyen yasa kararlarını uygulamayan, eğitim sistemini, adalet sistemini, sağlık sistemini, meslek odalarının varolma yasasını bir gecede değiştirmek isteyen, kamu arazilerini yandaşlarına peşkeş çekmeye çalışan, kendisiyle farklı düşünenleri çapulcu olarak nitelendiren, iş güvencesini ortadan kaldıran, kadını çocuk doğuran ve erkeğe evde hizmet eden bir nesne gibi gören ve Cumhuriyetimizin değerlerine kin besleyen bakış açısına tepkidir.
Ne polis şiddeti, ne gözdağı bu iradeyi yenemeyecektir.
İnsan onuruna yakışır şekilde yaşamamızı, çağdaş demokratik haklarımızı özgürce kullanmamızı engellemeye çalışanlara TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası olarak diyoruz ki;
-
Polis şiddeti durdurulmalı ve polis geri çekilmelidir.
-
Binlerce yurttaşımızın yaralanmasına ve bir gencimizim ölümüne yol açan yöneticilerin tümü görevden alınmalıdır.
-
Gözaltına alınanlar ivedilikle serbest bırakılmalıdır.
-
Gezi Parkı halka açılmalı, AVM ve Topçu Kışlası yapılması planlarından vazgeçildiği bizzat Başbakan tarafından resmen açıklanmalıdır.
TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
5 Haziran 2013
ZMO: BASKIYA, VURGUNA, ÇEVREYE YAPILAN TALANA KARŞI ÇIKAN HALKIN EYLEMİ;
"YETER ARTIK" DİRENİŞİDİR!
Bireyin özel yaşamına ve toplumsal hayata karşı giderek artan müdahaleler; toprağı, suyu, doğayı katleden uygulamalar; Cumhuriyetin temel değerlerine karşı söylemler, "ileri demokrasi" adı altında vicdanları rahatsız eden ve toplumsal duyarlılıkları hiçe sayan kararlar sonunda yurttaşlarımızı isyan noktasına getirmiştir.
Taksim Gezi Parkı‘nın Alışveriş Merkezi‘ne dönüştürülme girişimini protesto etmek amacıyla başlayan, ancak polisin orantısız güç kullanarak yaptığı insanlık dışı müdahale ve saldırısı ile hükümete karşı direnişe dönüşen eylemler kısa süre içinde tüm Türkiye‘ye yayılmıştır. Yaşanan olaylarda yüzlerce kişi yaralanmış, binlerce yurttaşımız gözaltına alınmış, pek çok kentimizde büyük maddi hasarlar meydana gelmiştir.
Baskı ve korku ortamı yaratılmasına, farklı her tür sesin susturulmasına, en küçük demokratik hak ve eylemin şiddetle bastırılmasına rağmen, iktidarın kentleri ve doğayı talan eden ve farklı düşünen insanları yok sayan ve ötekileştiren baskıcı politikalarına karşı gelişen barışçıl halk protestosu, polisin sert müdahalesiyle bastırılmaya çalışılmış, ancak protesto eylemleri bir çığ gibi tüm ülkeye yayılmıştır.
Tüm bunlar olurken, kamuoyunu bilgilendirmekle görevli olan ana akım medya halkımızın haber alma hürriyetine hizmet etmek yerine, yaşanan olayları görmezden gelerek kötü bir sınav vermiş, objektifliğine ve oto-sansürcü yaklaşımlarına ilişkin du