SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA, ALDATMACA REFORMA DEĞİL, SOSYAL ADALETE, EŞİTLİĞE VE SOSYAL DEVLETE GÖRE TASARLANACAK GERÇEK BİR REFORMA GEREKSİNİM VARDIR!
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın mevcut durumu ve bundan sonraki sürece ilişkin, örgütlerin görüşlerini paylaşmak üzere bugün (22 Aralık 2006) TMMOB'de basın toplantısı düzenledi.
KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, TTB Genel Sekreteri Altan Ayaz ve DİSK Genel Sekreter Yardımcısı Perihan Sarı‘nın katıldığı basın toplantısında, örgütler adına yapılan ortak açıklamayı İsmail Hakkı Tombul okudu.
SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA, ALDATMACA REFORMA DEĞİL,
SOSYAL ADALETE, EŞİTLİĞE VE SOSYAL DEVLETE GÖRE TASARLANACAK GERÇEK BİR REFORMA GEREKSİNİM VARDIR!
Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi, 5510 sayılı SSGSS Yasası ile ilgili anayasaya aykırılık iddiasını değerlendirmiş; bazı maddelerini kamu görevlileri yönünden iptal etmiş; bu maddelerle ilgili yürürlüğü 01.01.2007 tarihinden itibaren durdurmuştur.
Anayasa Mahkemesi, yasayı sadece memurlar yönünden iptal etmemiş, serbest çalışanlar yönünden 7, işçiler yönünden de 5 maddesi ile ilgili iptal kararları vermiştir.
Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararı henüz yayınlanmadığından, iptal gerekçeleri henüz açık olmasa da, ortaya çıkan sonuç, kamu çalışanları açısından ve kazanılmış haklar yönünden Anayasa‘ya uygunluk taşımayan bir sosyal güvenlik sisteminin uygulanma olanağının bulunmadığıdır.
Sosyal sigortalar ile ilgili olarak, kamu görevlileri açısından yapılan bu değerlendirme ile gerçekte Yüce Mahkeme‘nin kamu çalışanlarının kazanılmış haklarını koruyarak, Hükümete de çalışanlar için uygulaması gereken norm ve standartların sınırlarını işaret ettiğini, kararın bu doğrultuda yorumlanması gerektiğini düşünüyoruz.
Karar sonucu ortaya çıkan yeni durumda, sosyal güvenlik reformunun dayandırıldığı temel gerekçeler ortadan kalkmıştır. Emeklilik yaşı, emekliliğe esas prim ödeme gün sayısı, emekli aylıklarının hesaplanma yöntemi, emeklilerin refahtan pay almalarına olanak verecek emeklilik geliri, herkese gereksinimi kadar erişilebilir sağlık hakkı gibi konularda yasa çalışmaları sırasında ısrarla gündeme getirdiğimiz ve Hükümet tarafından dikkate alınmayan hak taleplerimiz, artık Anayasa‘nın eşitlik ilkesinin güvencesindedir.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası ile gerçekleştirilmek istenen ikinci konu bilindiği gibi "Genel Sağlık Sigortası"dır. Hükümet tarafından yasa ile halkımıza dayatılan bu hükümlerin sosyal devlet ilkesinin gereği olan bir "genel sağlık sigortası" niteliği taşımadığı, özel sigorta anlayışına dayalı bir aldatmaca olduğu da açığa çıkmıştır. Yasa TBMM‘nde görüşülürken halkın yüzde 99‘unun "hayır" oyu vererek reddettiği bu hükümlerin, Anayasa Mahkemesi‘nin kararı ile uygulanma olanağı kalmamıştır. Gerçekte, SSK sağlık sisteminin tasfiye edilmesi ile artan sağlık harcamaları, aile hekimliği pilot uygulamalarının başarısızlığı, Hükümetin Sağlıkta Dönüşüm adı altında başlattığı uygulamanın da iflas ettiğini göstermiştir. İflas etmiş bir sağlık politikasının finansmanının da uygulama olanağı bulamayacağı anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi‘nin kamu çalışanları açısından iptal ettiği sağlıkla ilgili hükümler, gerçekte tüm çalışanların sağlık hakkı ile ilgili çerçeveyi tanımlamaktadır. 5510 sayılı yasada yer alan genel sağlık sigortası ile ilgili düzenlemeler, yönetmelikler ile işlerlik kazanacaktır. Uygulamayı belirlemek üzere çıkarılacak her yönetmelik, anayasanın sosyal devlet ilkesine aykırılık gerekçesi ile Maliye Bakanlığı 1 Temmuz Genelgesinde olduğu gibi, Danıştay tarafından iptal edilecektir. Yasanın sağlıkla ilgili hükümlerinin de uygulanma olanağı yoktur.
Bugün gelinen noktada, bu yasa üzerinden bir "reform" tartışması yapmanın olanağı kalmamıştır. Sosyal güvenlik alanında, ülkenin tüm emekçilerinin ve halkımızın ihtiyacı olan bir sosyal güvenlik sisteminin yeniden tasarlanması için yapılması gerekenler şunlardır:
1. Anayasa Mahkemesi, iptal kararlarıyla AKP Hükümetinin Sosyal Güvenlik Reformunu yok saymıştır. 5510 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden kaynaklanan nedenlerle ortaya çıkacak yasal boşluk, bu alandaki düzenlemeleri, toplumun olurunu da alarak "gerçek bir reform"a dönüştürmek için bir fırsat yaratmıştır.
2. Öncelikli olarak yapılması gereken, yasayla ilgili ortaya çıkan yeni duruma göre bir değerlendirme yapılmasını sağlamaya yeterli bir süre için yasanın yürürlük tarihinin ertelenmesidir.
3. Anayasa Mahkemesi‘nin gerekçeli kararının açıklanmasının ardından, karar tüm çalışanlar yönünden yorumlanmalı, yeni ve reform niteliği olan bir yasa için çalışmalar başlatılmalıdır.
4. Norm ve standart birliği, tüm sigortalıları "en az"da değil, toplumsal uzlaşmayla belirlenecek sosyal devlet ilkesine uygunluk temelinde eşitlemeyi hedefleyen bir düzlemde sağlanmalıdır.
5. Sağlık, her yurttaş için eşitlik ve hak temelinde erişilebilecek ve yararlanabilecek bir kamu hizmeti olarak düzenlenmelidir. Piyasa kurallarının belirleyici olacağı bir sağlık sisteminden vazgeçilmelidir.
6. Hazırlanacak yeni yasa, kazanılmış hakları koruyarak geliştiren, toplumun tüm kesimlerini kapsayan, kayıtdışı ekonominin kayda alınmasıyla sitemin dayanışma niteliğini güçlendiren, vergilendirilmeyen kazançlardan alınacak vergilerle ve sosyal yardımlaşma ve dayanışma fonu da dahil diğer kamu kaynakları ile karşılanacak bir yaklaşımla değerlendirilmelidir.
7. Yasanın, yeniden hazırlanması aşamasında DB modelleri yerine bu alandaki tüm ulusal bilgi ve birikimlerden yararlanmalı; borç yönetimi politikaları değil toplumun gereksinimleri hedeflenmeli; IMF‘nin öncelikleri yerine toplumsal öncelikler ve kamu yararı gözetilmelidir.
8. Bu doğrultuda, bütçeler IMF için "faiz dışı fazla" hedefi yerine, halk için "sosyal güvenlik fazlası" hedeflenerek bağlanmalıdır.
9. Hükümet, reform aldatmacası olan bu yasayı, bu biçimiyle yeniden gündeme getirmeyi tasavvur bile etmemelidir.
DİSK, KESK, TTB ve TMMOB olarak, bu konudaki taleplerimizin karşılanmasında ısrarlı ve kararlı olduğumuzun bilinmesini ve Sosyal Güvenlik Reformu ile ilgili olarak bu ilkeler doğrultusunda uzlaşmaya hazır olduğumuzu bildiririz.