TMMOB, 1. ULUSAL BOR ÇALIŞTAYI'NA KATILDI
1. Ulusal Bor Çalıştayı, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından ortaklaşa olarak 28-29 Nisan 2005 tarihinde Ankara'da TAEK salonlarında gerçekleşti.
Çalıştay açılışına, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Yürütme Kurulu Üyesi Alaeddin Aras, Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Vardar ile TMMOB Boren Çalışma Grubu üyeleri katıldı. Çalıştayın açılışında sırasıyla, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü Başkanı Erk İnger, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Orhan Yılmaz, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Okay Çakıroğlu, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı M. Hilmi Güler konuştular.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı konuşmasında şunları da söyledi:
"1800‘lü yılların ortalarından itibaren işletilmekte olan ve 1978 yılından bu yana devletçe işletilen bor rezervlerimiz açısından dünyada ilk sırada yer aldığımız bilinmektedir. Özellikle 1978 yılındaki devletleştirme kararından itibaren önemli aşamalar kaydedilmiş ve rafine bor üretim kapasitesi açısından önemli bir konuma gelinmiştir.
Öte yandan, 1980‘lerden itibaren siyasal iradenin yol haritasını oluşturan özelleştirme olgusu, 2000 yılı başından itibaren, daha yoğun olarak gündeme gelmiş ve Eti Holding‘in özelleştirme kapsamına alınmasına karar verilmiştir. Bu karar ile birlikte bor madenleri konusu kamuoyunun gündemine girmiş ve yoğun olarak tartışılmaya başlanmıştır. Bor ve ürünleri konusu kamuoyunda; özellikle bor ürünlerinden sağlanabilecek gelir ve Eti Holding‘in bor rezervlerinden yeterince yararlanamadığı hususları gündeme getirilerek ve farklı ürün bazlarında bor gelirleri mukayese konusu yapılarak tartışılmış, bu arada bor rezervlerinin millileştirilmesi konusu da ayrı bir başlık olarak gündeme getirilmiştir. Dünya bor gelirleri konusunda da farklı rakamlar ortaya atılmak, bor içeren sanayi ürünleri gelirleri de zaman zaman dünya bor gelirleri içinde değerlendirilmek sureti ile yorum ve değerlendirmeler yapılmıştır.Tüm bu tartışmalar halen de çeşitli ortamlarda sürdürülmektedir.
TMMOB de 50 yıllık deneyim ve bilgi birikimi ışığında, günümüzün yüklü gündemi ve sorunları değerlendirildiğinde, mesleki demokratik kitle örgütü olmanın sorumluluğuyla hareket ederek çağdaş, bağımsız, demokratik, sanayileşen ve bölgesel farklılıkların ortadan kalktığı; bir Türkiye özlemindedir. Üyelerinin sorunlarının, toplumun sorunlarından ayrılmayacağın bilinciyle, halktan ve emekten yana tavır alan bu doğrultuda politikalar üreten ve mücadele veren TMMOB, ülkemizdeki mühendisleri, mesleki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ve onların içinde yer aldıkları bütün süreçlerde temsil eden yasal yapılanmadır. TMMOB, özetle, bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan bir mesleğin örgütüdür. Öznesinde insanın olduğu bir mesleğin örgütüdür. İşte bu nedenlerle TMMOB, "Tüm yer altı ve yerüstü doğal zenginlikler halkındır. Madenler halkındır ve ancak kamu eliyle işletilmelidir." demektedir.
TMMOB, yeraltı kaynaklarımızın kamu yararına kullanılması konusundaki politikasını yayma çalışmalarını, gerek çeşitli toplantılar, gerekse yayınlar yolu ile kamuoyunu aydınlatma görevini yerine getirmektedir. TMMOB olarak beklentimiz bor madenleri ile ilgili özelleştirme tartışmalarının da bundan böyle bir daha ülke gündemine gelmemesidir.
2003 yılı içinde ülkemizde ilk kez, yeraltı kaynaklarımızın değerlendirilmesi amacı ile bir araştırma enstitüsü kurulmuştur. 04.06. 2003 tarihli yasa ile kurulan ve temel kuruluş amacı özetle; bor ürünlerinin tüketimini artırmak, yeni kullanım alanları ve yeni bor ürünleri geliştirilmesi konusunda araştırma yapmak ve yaptırmak olan Ulusal Bor Araştırma Enstitüsünde, TMMOB de Yönetim Kurulu üyeliği düzeyinde temsil edilmektedir.
Dünyanın en büyük rezervlerine sahip olan ve önemli bir miktarda da rafine ürün kapasitesine erişmiş olan Türkiye artık konsantre cevher ve rafine ürün üretim ve satış faaliyetleri arasında bir denge oluşturmak ve bir politika tespit etmek aşamasındadır. Bu nedenle de birbirini ikame özelliğine sahip olan gerek cevher gerekse temel rafine ürünlerin üretim ve satış faaliyetlerinin tek elden yürütülmesi gerekli görülmektedir. Bu arada yeni bor ürünleri, yeni kullanım alanları ve bora dayalı sanayinin geliştirilmesi çalışmaları da mutlaka başlatılmalı ve Ar-Ge çalışmaları açısından da dünya düzeyine ulaşılmalıdır. Dünyanın en büyük bor yataklarına sahip ülkemizin bor konusundaki birçok bilimsel araştırma açısından bir başvuru kaynağı olmasının yanında ülke sanayinin seviyesinin yükseltilerek bor tüketiminin artırılması hedeflenmelidir.
Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü‘nün aktif faaliyete geçtiği bir yıl içinde yaptığı çalışmalar ve açınımlar toplumun beklentileri açısından önemlidir. Enstitü faaliyetlerini; bor ürün çeşitlemesine gidilmesi ve bor ürünleri tüketiminin yaygınlaştırılması yönünde sürdürmeye devam etmelidir. Bu çalışmaların hayata geçirilmesini kolaylaştırmak üzere gerek sanayi gerekse Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile koordinasyon içinde çalışması yararlı olacaktır. Burada önemli olan bir husus da Enstitünün çalışmalarının Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü‘nün 2840 sayılı yasadan kaynaklanan misyonu devam ederek sürdürülmesidir. Yurt içinde bor kullanımını özendirici ve yeni kullanım alanları açısından çalışmalar yapılırken, öncelikle Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün kalite ve pazarlama zorluklarına da çözüm getirilmeye çalışılmalıdır."