TMMOB, "AB SÜRECİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNDE GELİŞMELER PANELİ"NDE GÖRÜŞ BİLDİRDİ
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Ankara Şubesi tarafından 13 Mayıs 2005 tarihinde "AB Sürecinde İş Sağlığı ve Güvenliğinde Gelişmeler Paneli" gerçekleştirildi.
Panele, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türk Tabipler Birliği, MMO Ankara Şubesi İş Güvenliği Komisyonu temsilcileri ile birlikte katılan TMMOB Yürütme Kurulu üyesi Alaeddin Aras konuşması sırasında şunları söyledi :
Sayın Başkan, değerli katılımcılar,
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına burada yapacağım konuşma, TMMOB Yönetim Kurulu‘nca oluşturulan İş Sağlığı ve Güvenliği Sürekli Çalışma Grubu‘nun günümüze kadar yaptığı çalışmaların sonucunda oluşturulduğu ve TMMOB Yönetimince de uygun bulunan görüşlerin bir özetidir.
Sizlere süremizin el verdiği oranda kısaltarak şöyle bir sıralama ile sunmak istiyorum (gerçi aranızda bulunan iş güvenliği mühendislerinin konuşmam sonucunda -Alaeddin Aras çok az şey söyledin- diyeceklerini tahmin ediyorum, zira konu çok önemli ve kapsamlıdır)
- 4857 Sayılı İş kanunu
- Kanuna bağlı çıkartılan İş Güvenliği ile Görevli Mühendis ve Teknik Elemanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
- Yönetmelik çerçevesinde oluşturulan komisyonlara katılım
- TMMOB‘ye bağlı Odalarımızın etkinlikleri ve Meslek İçi Eğitim Yönetmeliği
- TTB ile yapılan Risk Değerlendirme Protokolü
- İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası nedeni ile yaptığımız basın açıklaması
Şimdi gelelim bu konuları açmaya:
4857 sayılı İş Kanunu‘nun 82.maddesi "Bu kanuna göre sanayiden sayılan, devamlı olarak en az 50 işçi çalıştıran ve altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işverenler iş yerinin iş güvenliği önlemlerinin sağlanması, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi için alınacak önlemlerin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi hizmetlerini yürütmek üzere işyerindeki işçi sayısına ve işyerinin niteliğine ve tehlikelilik derecesine göre bir veya daha fazla mühendis veya teknik elemanı görevlendirmekle yükümlüdürler.
İş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik elemanların nitelikleri, sayısı, görev, yetki ve sorumlulukları eğitimleri, çalışma şartları, görevlerini nasıl yürütecekleri TMMOB‘nin görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı‘nca çıkartılacak yönetmelikle düzenlenir".
Sanayiden sayılması ve en az 50 kişi çalıştırılma şartı ve ayrıca büyük sorunlarla karşılaştığımız diğer iş kollarının dışarıda bırakılmasını doğru bulmuyoruz.
Bu Yasanın kabulünden sonra yukarıda da belirttiğimiz nedenlerle yetersiz bulduğumuz bu madde çerçevesinde çalışma grubumuz hazırlıklarına başladı ve Bakanlıktan birlikte hazırlama çağrısını bekliyorken, 07.11.2003 tarihli yazısı ile ekindeki yönetmelik taslağı hakkında 10 gün içinde görüş bildirmemizi isteyen yazıyı aldık (ki bu sürede tatil günleri de var). 20 Kasım 2003 gün ve 687 sayılı cevabı yazı ile 10 gün içinde görüş oluşturmanın mümkün olmadığını ve süre uzatımı talebinde bulunduk. Yazımızın sonuç bölümünde de "iş güvenliği alanında görev alacak mühendislerin kendi örgütleri tarafından niteliklerinin belirlenmesi, eğitimi ve sertifika verilmesi olması gereken bir yaklaşımdır. İş güvenliği alanı bilimsel yöntemleri ve etkin denetimi zorunlu kıldığı bir gerçek ise TMMOB‘nin bu süreçte bakanlık eliyle usulü bir konumda tutulmasını kabul etmek olanaklı değildir. Yönetmeliğin bu yöntemle ve bu haliyle çıkması durumunda amaçlara ve yasal düzenlemelere uygunluğu tartışmalı hale geleceğini, dava konusu olacağını belirtir, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve TMMOB tarafından birlikte oluşturulacak bir komisyon tarafından yeniden düzenlenmesi önerimizi" sunduk.
Gelen cevabi yazıda sadece iki günlük süre uzatımı oldu.
Bunun üzerine 54 sayfadan oluşan çalışma taslağımızı (çoğu üyemiz olmaları nedeni ile) komisyon üyelerine iletildi. Yanılmıyorsam o dönem komisyon başkanı sayın Mahmut Çandır‘dı ve kendisi iki kez ziyaret edildi.
Şekli düzenlemelerin (ve, veya ve tanım gibi) dışında önerilerimiz değerlendirilmeye alınmadan, yönetmelik 20 Ocak 2004 tarih ve 25352 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlandı.
Bu uygulama ile Bakanlık demek istiyor ki; yasa gereği, görüşünüzü aldım, dosyaya koydum, ben bildiğimi yaparım. Ancak istemlerimizi görmezlikten gelen aynı bakanlık yönetmelik hazırlanırken TİSK‘in önerileri doğrultusunda oluşturduğunu, TİSK temsilcisinin toplantılarda bu yönetmelikten memnunuz ifadelerinden anlaşılmaktadır.
Tüm bu olumsuzluklarına karşın yönetmelik çerçevesinde (tabandan yoğun eleştiri almamıza rağmen) oluşturulan Eğitim Komisyonu, Risk Belirleme Komisyonu ve Sınav Yürütme Komisyonu‘na üye verdik.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, aynı zamanda Kimya Mühendisleri Odası üyesi olan Oda üyelerine yönelik ve Odamız yayını olan 404 soruda İş Güvenliği Uzmanlığı kitabı gerekçe gösterilerek Sınav Yürütme Komisyonu‘ndan çekmemiz gerektiği bildirildi.
Üç komisyonda da üye olan ve halen Şeker Şirketinin İş Sağlığı ve Güvenliği Şube Müdürlüğü görevini yürütmekte olan Çalışma Grubu üyemizi geri çektik.
Yönetmelikte belirlenen A, B ve C Grubu uzmanlıkları haksız ve kriterleri rastgele oluşturulmuştur. Bu alanda yüksek lisans çalışmaları olan ve uzun zamandan beri kendi alanlarında uzmanlaşan üyelerimize hak tanınmadı ve sınava tabi tutulmuşlardır. Sayın Prof. Dr. Alp Esin‘de İş Güvenliği Uzmanlığı yapacak olursa bu sınavdan geçmesi gerekiyor ve çok önemli bir konu özel sektörde çalışıp A grubu sınavına girenlerden yasal zorunluluk olan Oda üyelik şartı aranmamış. Bu uygulama yasa tanımama, yasaya karşı çıkma davranışıdır.
Yönetmelikte öngörülen sürede (tahminen 3000 civarında) yeterli uzman yetiştirilemeyince 2006 yılına kadar süre uzatıldı. Ve bugüne kadar belgelendirilen 400 kişi. Bu süre de yetmeyecek. Ancak alınan bir kararla ÇASGEM‘e verilen eğitim yetkisi özel kuruluşlara devredilebileceğinden bahsedilmektedir. Fakat kamu kurumu niteliğindeki ve alanında uzman kuruluş olan TMMOB‘ne eğitim verme, talebimize rağmen verilmemektedir.
3 yıl İş Güvenliği Müfettişliği yapan bakanlık mensuplarına A grubu belgesi verilirken, alanında yetkin ve uzmanlaşan üyelerimiz görmemezlikten gelinmiştir.
Buna benzer biçimde çıkarılan yasal uygulamalarda örneğin mali müşavirlerde eksik de bulunsa uygulanan yöntem burada da uygulanabilirdi.
Odalarımızın bugüne kadar vermiş olduğu belgeler geçerli sayılabilirdi. Üstelik bakanlık ile yapılan protokole rağmen (Bakan onaylı) Kimya ve Makine Mühendisleri Odalarımız 1990‘lı yıllardan itibaren yapmış oldukları belgelendirme eğitimleri yok sayılmıştır. Odalarımızın uygun mekanları ve eğitim deneyimleri uzman eğitimcileri görmezlikten gelinmiştir.
Makine Mühendisleri Odamızın 29-30 Nisan 2005‘te Adana‘da yaptığı III.İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresine 613 kişi katılmıştır.
Yine Kimya Mühendisleri Odamızın Şubat ve Mart 2005 aylarında yapmış olduğu bir dizi halindeki 15 adet eğitime (Bakanlıktan belge almış üyelerimiz dahi var) 300 civarında katılım olmuştur.
TMMOB‘nin bu alandaki Meslek İçi Eğitim Yönetmeliği‘ne bugüne kadar itiraz edilmediği gibi görmezlikten gelinmektedir.
TMMOB 29 Mart 2005 tarihinde Türk Tabipleri Birliği ile yapmış olduğu; Hekimler ile TMMOB‘ye bağlı Odalara kayıtlı üyelerin işyerlerinden kaynaklanan risklerin insan sağlığına ve güvenliğine etkilerine ilişkin temel bilgilerini yenilemek ve güncelleştirmek amacıyla Risk Değerlendirme Uygulama Standartları tanımlamak (araç, donanım, kalibrasyon, yöntem, eğitim ve raporlama) bu işle ilgili aktivitelerin standardizasyonu ve akreditasyonunu sağlamak ile ilgili protokol imzalamıştır.
4 Mayıs 2005 tarihinde yayınladığımız basın açıklamasının tamamını okumak isterdim. Ancak zaman darlığı nedeni ile kısa bölümlerini aktaracağım.
Kanunda, İş Güvenliği Mühendisliği yerine, "İş Güvenliği Uzmanı" gibi bir tanım getirilerek mühendislik ile teknik elemanlık birbiriyle eşdeğer tutulmuştur. Mühendislik disiplinleri Yönetmelikte sınırlanırken, teknik eleman tanımı ise oldukça geniş tutulmuş teknikerler mühendislerden daha ayrıcalıklı hale getirilmiştir. Bu Yönetmelikle Odalarından İş Güvenliği Belgesi almış olan mühendislerin hakları dahi gasp edilmiş, İş Güvenliği Uzmanlığı danışmanlık düzeyine indirilmiş, bir İş Güvenliği uzmanına 10 firma ile sözleşme yapma yetkisi tanınarak işyerlerinde İş Güvenliği Mühendisi istihdamının önüne geçilmiş, İş Güvenliği Mühendisliği şekli bir yapıya dönüştürülmüştür. Yine Yönetmelikte, İş Güvenliği ile ilgili Kurullarda TMMOB‘ye yalnızca 1 temsili üyelik verilerek, yılda bir kez toplanacak bu yapılar da işlevsiz kılınmıştır.
Sosyal bir hukuk devletinde; iş yasaları çalışanların hakkını korumak ve geliştirmek amacını temel ilke alırken, çıkarılan 4857 sayılı İş Yasası tamamen işverenlerin çıkarları doğrultusunda şekillendirilmiştir. Esnek ve kuralsız çalışmayı, işçiyi başka işverenlere kiralamayı, taşeronlaştırmayı yasal hale getiren, kıdem tazminatlarını, fazla mesai ücretlerini, sendikal hak ve yetkileri budayan bu yasa yerine konunun tüm taraflarının katılımı ile demokratik bir yasa çıkarılmalıdır. İş Mevzuatı ekseni "insan" olan çağdaş bir yapıya kavuşturulmalıdır.
İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili politikaların oluşturulmasında Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği‘ne bağlı ilgili meslek odaları, Türk Tabipleri Birliği ve ilgili sendikaların da katılımı sağlanarak, bu konuda alınacak kararlar çalışma hayatına yansıtılmalıdır.
İş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçilebilmesi için işyerlerinde
"Önce İnsan, Önce Sağlık, Önce İş Güvenliği" anlayışı yerleştirilmeli, tüm süreçlerde öncelik İş Sağlığı ve Güvenliğinde olmalıdır.
İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarının kurulması yasalarla güvence altına alınmalıdır. İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri bütün işyerlerini ve tüm çalışanları kapsamalıdır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları, tarafların eşit sayıda temsil edildiği demokratik yapılar olarak düzenlenmeli ve tavsiye kurulundan ziyade yaptırım gücüne sahip bir kurula dönüştürülmelidir.
İş Güvenliği Mühendisliği kavramı, çıkarılacak yeni bir yönetmelikle yeniden tanımlanmalı ve işyerlerinde İş Güvenliği Mühendisi çalışma zorunluluğu getirilerek çalışma koşulları yeniden düzenlenmelidir. İşyerlerinde işçi sayısına, iş yerinin niteliğine ve tehlikelilik derecesine göre sayısı belirlenecek, iş güvenliği konusunda mesleki yeterliliği TMMOB‘ye bağlı ilgili meslek odasınca belgelendirilecek mühendisler görev yapmalıdır.
İş Sağlığı ve Güvenliği denetimlerinde ulaşılan işyeri ve işçi sayısı artırılmalı, riskli iş kollarında denetimin etkinliği, yeni denetim yöntemlerinin uygulanması ile desteklenmeli, her alanda olduğu gibi bilim ve teknolojideki baş döndürücü gelişmeleri izlemeleri için denetim elemanlarına imkanlar sağlanmalıdır."
Sonuç olarak İş Güvenliğinden sorumlu mühendisler haftada bir işyerine giderek iş güvenliğinin sağlanacağını sananlar yanılmaktalar. Ayrıca yönetmelik gereği telafisi mümkün olmayan hukuki sorunlarla karşılaşacaktır.
Odalarımızın üyeleri tarafından hazırlanan yayınlar ve eğitim ders notlarını görmezlikten gelen Bakanlık, yetersizliğinden dert yandığı denetim (İş Güvenliği Müfettişleri) elemanlarına ders vermekte ısrar ediyor.
Takdirlerinize bırakıyorum.
Alaeddin ARAS
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi


