TMMOB ALANLARI DOLDURDU, ANKARA'DA BAŞKA BİR DÜNYANIN ŞARKILARI SÖYLENDİ
8 Ekim TMMOB mitingi ile ilgili olarak Elektrik Mühendisleri Odası web sitesinde şunlar yazıldı.
8 Ekim‘de Ankara sokaklarında başka bir dünyanın şarkıları söylendi. Mühendisler, Mimarlar ve Şehir Plancıları ‘Demokratik Türkiye, İnsanca Yaşam‘ için yurdun dört bir yanından gelerek Ankara Sıhhıye Meydanı‘nı doldurdular. TMMOB tarihine düşülen önemli bir not olarak değerlendirilen mitinge yaklaşık 10 bin kişi katılırken, miting coşkulu ve festival havasında geçti.
TMMOB Mitingi‘nde katılımın yoğun olması ile birlikte katılımcıların niteliği de ilgi çekti. Mühendisler, Mimarlar ve Şehir Plancıları ile birlikte emekçilerin, gençlerin yoğun bir şekilde destek verdiği Miting‘te Türkiye‘nin ‘emek ve demokrasi güçleri‘ TMMOB pankartı arkasında buluştu. Siyasi parti temsilcileri, TMMOB üyesi kimlikleriyle alanda yerlerini aldılar. Elektrik Mühendisleri Odası da, tüm şube ve temsilcilikleriyle kitlesel bir şekilde alandaki yerini aldı.
Seyirci Kalmayacağız, Mücadale Edeceğiz
TMMOB Mitingi‘nde taşınan pankartlar ve TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı‘nın konuşması, Türkiye‘de yaşanan dönüşüme Mimarlar, Mühendisler ve Şehir Plancıları‘nın seyirci kalmayacağını, ‘emeğin ve özgürlüğün Türkiyesi‘nin yaratılması için mücadele edileceğini ortaya koydu.
AB ile müzakerelerin başlaması ile ilan edilen zaferin ‘sermayenin‘ zaferi olduğu, TMMOB için bu dönemin izleme ve mücadele süreci olacağı belirtilerek, ‘Umudu AB kapılarında arayanlar bilsin, Türkiye‘nin umudu bugün Ankara sokaklarında yürüyor‘ denildi. Mehmet Soğancı, ‘TMMOB, AB müzakere süreci ile ilgili her türlü ilişkiyi ve tartışmayı yakından takip etmektedir. TMMOB, meslek alanları üzerinden ülke gerçeklerini tanımlayarak, gerek üyelerimizin hakları ve çıkarları doğrultusunda, gerekse de emekten ve halktan yana uygulamaların yaşama geçirilmesi doğrultusunda AB ile müzakere sürecini, bir mücadele süreci olarak algılamaktadır ve TMMOB, bunun gereklerini yapmaya kararlıdır.‘ dedi.
Özelleştirmelere Hayır
Mitingde temel vurgu son dönemde hızlanan özelleştirme sürecine yönelikti. ‘Telekom Halkındır Satılmaz‘, ‘Erdemir Halkındır Satılamaz‘, ‘Madenler Halkındır Satılamaz‘, ‘KİT‘ler Halkındır Satılamaz‘ pankartlarının taşındığı mitingede sık sık özelleştirme karşıtı sloganlar atıldı. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı yaptığı konuşmada, dünya ve Türkiye‘nin küreselleşmenin yıkıcı etkisi ile şekillendiğini, Türkiye‘nin yıllardır ‘çağ atlıyoruz‘ sözleriyle aslında ‘küreselleşme çağı‘na eklemlendiğini ifade ederek, Türkiye‘de yaşanan yoksulluğun, Türkiye‘nin ekonomi programını IMF direktifleri ve uluslarası sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda belirlediğini özelleştirmelerin gündeme gelmesinin de bu ihtiyaçların ürünü olduğunu belirtti. Soğancı, ‘Türkiye‘nin küreselleşme sürecine eklemlenmesi ‘Türkiye çağ atlıyor‘ sözleri ile başlamıştı. Gerçek olan ise Türkiye‘nin çağ atladığı değil, dünyayı sermayenin ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden düzenleyen ‘küreselleşme çağına‘ eklemlenmesiydi. Sermayenin dünyayı içselleştirdiği, sınırları, kuralları kendi lehine ortadan kaldırdığı, bütün alanlara etkin ve doğrudan müdahale ettiği bir dönem Türkiye‘de de yaşanmaya başladı. Türkiye açısından son dönem yapılan yasal düzenlemeler bu durumun son hamlesi olarak gerçekleşiyor. Bir yandan kamu hizmetleri paralı hale getirilirken, diğer yandan da kamu kurumlarının mülkiyeti sermayeye devrediliyor. Yaşanan durum ‘sermaye lehine bir dönüşümü ifade ediyor‘. Özelleştirmenin ve ticarileştirmenin yaratacağı toplumsal sonuçlar çok derin olacak. Uzun yıllardır uygulanan IMF ve Dünya Bankası politikalarıyla yoksullaşan halk; bu uygulamalarla eğitim, sağlık gibi en temel insani haklardan bile yararlanamayacak duruma gelecek, yoksulluk derinleşecek, toplumsal dışlanma yaygınlaşacak. ‘ dedi.
Parasız Kamu Hizmeti
Özelleştirme sürecinin aynı zamanda kamu hizmetlerinin paralı hale getirilerek ticarileştirilmesini de içerdeğini belirten Soğancı, TMMOB‘ni parasız ve nitelikli kamu hizmetini savunduğunu ifade etti. TMMOB‘nin taleplerini sıralayan Mehmet Soğancı, ‘Özelleştirmeler durdurulmalı, Telekom, Tüpraş, Erdemir gibi özelleştirilen kurumların satışı iptal edilmelidir, Kamu hizmeti herkes için uluşılabilir, nitelikli ve parasız olmalıdır; YÖK Kaldırılmalı parasız, demokratik, bilimsel bir eğitim sistemi hayatı geçirilmelidir; Sorunların şiddet yoluyla çözümüne karşı demokratik ve barışçıl yoldan çözümlerde ısrar edilmelidir; IMF değil çalışanların söz, yetki ve karar sahibi olduğu bir kamusal yönetim tesis edilmelidir; AB ili pazarlık içerisine sıkıştırılan bir demokrasinin ötesinde halkın yönetimde söz, yetki ve karar sahibi olduğu bir yönetim anlayışı hayata geçirilmelidir; Örgütlenme hakkının önündeki engeller kaldırılmalıdır; herkes için iş ve insanca yaşanacak bir ücret sağlanmalıdır; Bütçe IMF buyrukları ile değil, halkın ihtiyaçları göz önüne alınarak düzenlenmelidir‘ dedi.
Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz
Mehmet Soğancı konuşmasına, sermaye kendi imgesinden bir dünya yaratıyor buna karşı bizlere düşen ise başka bir Türkiye ve dünyayı birlikte yaratmaktır diyerek, Mühendisler, Mimarlar ve Şehir Plancıları ile kendilerine destek veren tüm demokrasi ve emek güçlerine şöyle seslendi, ‘"Sermaye kendi imgesinden bir dünya yaratıyor". Emek ve demokrasi güçlerine düşen, sermayenin yarattığı işsizliğin, yoksulluğun, savaşın, sömürünün dünyasına karşı, emekten, barıştan, adaletten, özgürlükten ve demokrasiden yana başka bir Türkiye‘yi ve başka bir dünyayı kurmaktır. Gelecek ona sahip çıkan ellerle şekillenecektir. Başka bir dünya yaratma umudu ve inancı; bizim ellerimizde başka bir dünyanın kurucu iradesine dönüşebilir. Sevgili dostlar, Sermayenin yaşama tüm gücüyle saldırdığı, emperyalistlerin dünyayı savaşla sınadığı bu dönemde bize düşen bir olmaktır, umudu diri tutmaktır, kavgada birlikte olmaktır. Sen yoksan bir eksiğiz. Başka bir Türkiye, başka bir Dünya için sen de katıl, ellerimizi birleştirip emeğin ve özgürlüğün Türkiye‘sine uzanalım. "Kurtuluş yok tek başına, Ya hep beraber, ya hiçbirimiz‘