TMMOB, BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI İLE ODALARA YAPI DENETİMİ FİRMALARI İLE İLGİLİ SORUŞTURMALARA YÖNELİK YAZI YOLLADI
TMMOB, 7 Ağustos 2006 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Odalara Yapı Denetimi Firmaları ile ilgili soruşturmalara yönelik yazı yolladı.
07.08.2006
T.C BAYINDIRLIK ve İSKÂN BAKANLIĞI
YAPI İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
ANKARA
Konu: 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun gereğince, Birliğimize bağlı Odalarımızın üyesi denetçi mühendis ve mimarlar hakkında Oda Mevzuatı uyarınca da işlem yapılmasına ilişkin yapılan bildirimler hakkında.
4708 sayılı Kanun doğrultusunda Yapı Denetim Firmalarının Yasa ve ilgili Yönetmeliklerden gelen yükümlülükleri konusunda Bakanlığınızca teftişler yapılmakta, bu teftişler neticesinde alınan kararlar doğrultusunda denetçi mimar ve mühendislere ilişkin Birliğimize bağlı ilgili odalara bildirimlerde bulunulmaktadır.
Ancak Odalarımız bu bildirimlerde çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. Odalarımızın yasada tanımlanan işlevlerini en sağlıklı biçimde yerine getirmeleri açısından, bu sorunların giderilmesine yönelik yapılan tespitler ve değerlendirmeler aşağıda tarafınıza iletilmektedir.
Bilindiği üzere; yapı denetiminden beklenen amacın gerçekleşebilmesi için, konuya ilişkin yapılacak yasal düzenlemelerde, TMMOB ve Bağlı Odalarının Anayasa‘nın 135.maddesi ve 6235 sayılı TMMOB Kanunu‘nda belirlenen niteliği, işlevleri, görev ve yetki alanlarının dikkate alınarak, bu düzenlemelerde işlevsel ve etkin kılınmalarının gerekliliği çeşitli platformlarda Birliğimizce dile getirilmiştir.
Ancak, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun‘da; TMMOB ve Bağlı Odalarına, yalnızca denetim görevinin gereği gibi yapılmaması durumunda, meslek mensubuna ilgili mevzuat gereği de işlem yapılması hususunda bir işlev öngörülmüştür.
4708 sayılı kanunun "meslek odalarının kendi mevzuatı" olarak işaret ettiği, odalarımızın meslek mensuplarına ilişkin uygulayacağı mevzuat 10 Temmuz 2002 tarih ve 24811 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Disiplin Yönetmeliği" hükümleridir. Yapılan bildirimlerin eki olarak denetim faaliyetinin durdurulmasına ilişkin Teftiş Raporu özetinin yer aldığı Bakanlık Olur‘larının gönderilmeye başlanılmasıyla birlikte; ilgili odalarımızca; denetim faaliyetinin durdurulmasına neden olan eylemin, denetçi mimar ve mühendisin faaliyet alanına ilişkin, mesleğiyle ilişkili olup-olmadığı değerlendirilerek, anılan yönetmelik doğrultusunda işlem yürütülmektedir.
Yapı denetim kuruluşlarının, anılan kanunun "Yapı Denetim Kuruluşları ve Görevleri" başlığını taşıyan 2. maddesinde belirtilen görevleri yerine getirmemeleri halinde; aynı Kanun‘un 8.maddesi uyarınca denetim faaliyetleri tarafınızca geçici olarak durdurulabilmektedir. Aynı maddede yer alan; "...Denetim faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına neden olan yapı denetim kuruluşunun mimar ve mühendisleri, bu süre içerisinde başka ad altında dahi olsa hiçbir denetim faaliyetinde bulunamaz. Geçici durdurmaya neden olan mimar ve mühendisler Bakanlıkça ilgili meslek odasına bildirilir. Meslek odaları, bu kişiler hakkında kendi mevzuatına göre işlem yapar." hükmü uyarınca da, geçici durdurmaya neden olan mimar ve mühendislerin bağlı oldukları odaya bildirilmeleri öngörülmektedir.
Anılan Kanun‘un 8.maddesi; durdurmaya neden olan eylem nedeniyle mühendis ya da mimarın "denetçi" sıfatına zaten yaptırım öngörmekte, söz konusu eylemin aynı zamanda "mühendis ya da mimar" olmak sıfatı nedeniyle de yaptırım uygulanması gereken bir eylem olup-olmadığının tespiti ve eğer öyle ise yaptırım uygulanmasının sağlanması amacıyla odasına bildirimi düzenlemektedir.
Başka bir ifadeyle anılan Kanun; yükümlülüklere aykırı davranış halinde gerek yapı denetim kuruluşlarının gerekse bu kuruluşlarda çalışan denetçilerin denetim faaliyetini durdurarak "denetçi" olmak sıfatının getirdiği yükümlülüklere aykırı eyleme yaptırım uygulamaktadır. Bu aykırı davranışın aynı zamanda mimar ya da mühendislik uygulama kurallarına, meslek ahlakı ve etiğine aykırı bir davranış olup-olmadığının tespiti, öyle ise yaptırım uygulanması konusunda da bağlı olduğu meslek odasını işaret etmektedir. Yani bu bildirimlerden sonra konu; 6235 sayılı TMMOB Kanunu‘nun kapsamına girmektedir. Dolayısıyla odalarımız konuyu, kendi mevzuatları doğrultusunda, kendi meslek alanı kapsamında değerlendirmektedir. Zaten; (herhangi bir bildirim olsun ya da olmasın), meslek mensuplarının mesleki uygulama kurallarına, meslek ahlakı ve etiğine aykırı davranışları konusunda kuvvetli emarelerin olması durumunda disiplin soruşturması açmak ve yaptırım uygulamak meslek odalarının yasal görev ve yetkisinin gereğidir.
Ancak tarafınızca yapılan bildirimlerde; Oda üyesi meslek mensuplarımızın denetçi sıfatlarından ayrı olarak "şirket ortağı olmak" statüsünden kaynaklı olarak da Odalarımız mevzuatı açısından işlem yapılması istenmektedir.
Yukarıda detaylı olarak açıklandığı gibi; Odalarımız bu bildirimler üzerine 6235 sayılı TMMOB Kanunu ve ilgili Yönetmelikler gereği işlem yürütmekte, konuyu mesleki uygulama kurallarına, meslek etiğine aykırı davranışlar açısından değerlendirmektedir. "Şirket ortağı olma" statüsü zaten gerek şirketin denetim faaliyetinin durdurulması, gerekse suç duyurusu yolu ile 4708 sayılı Kanun kapsamında yaptırıma bağlanmıştır. Bu konu odalarımızın yetki sınırlarının dışındadır. Meslek mensuplarımızın meslek alanlarımız dâhilinde olumsuz bir eylemlerinin olmaması halinde, aynı zamanda "şirket ortağı" ya da "denetçi" olmaları tek başına TMMOB ve bağlı Odalarının mevzuatı açısından işlem yürütülmesini gerektirmemektedir. Bu nedenle odalarımıza yapılacak bildirimlerde bu husus mutlaka göz önünde tutulmalıdır.
Yapı Denetim Şirketlerinin, gerektiği gibi denetim faaliyeti sürdürdüklerini söyleyebilmek güçtür. Ücretli çalışan denetçi mühendis ve mimarlar, şirket yetkililerince kendilerinden istenilenlerle görevleri arasında sıkışmaktadır. Görevlerini gereği gibi yapanlar da, kimi zaman şirketten aldıkları bilgilere göre yanılgıya düşebilmekte, sonuçta şirketin cezalandırılması halinde, başkaca hiçbir şeye bakılmaksızın, denetçiler de cezalandırılmaktadır. Geçici durdurma cezası alan yapı denetim şirketi sayısına bakıldığında bile, sistemin işlemediği ve yapıların gerektiği gibi denetlenmediği açıkça anlaşılmaktadır. Bakanlığınızın bu konuyu bir de bu açıdan değerlendirmesi gerekmektedir.
Sözleşmenin feshinin noter kanalıyla değil de yazılı olarak yapılmış olması, proje ve eklerine aykırı uygulamaların denetiminin başka bir meslek disiplini alanında olması v.b nedenlerle denetim faaliyetinin durdurulmuş olması hali de odalarımıza iletilmektedir. Bu nitelikteki bildirimlerin de oldukça yoğunlukta olduğu tarafınızca bilinmektedir. Oysa odalarımızın faaliyet alanında olmayan ve meslek mensubunun mesleğiyle ilgili olmayan nedenlerle yapılan bildirimlere odalarımızca soruşturma açılamaz, bu durumlarda dosyalar Onur Kurulu‘na sevk edilemez. Tarafınızca yapılan bu tip bildirimler, daha detaylı olarak açıklanmak ve olayın meslek ve meslektaş ile olan ilişkisi tanımlanmak durumundadır.
Yapı Denetim Şirketleri hakkındaki müfettişlik soruşturmaların, yapı denetimi alanında uzman mühendis ve mimarlarca yapılması uygun olacaktır. Uygulamada, iki inşaat mühendisi, harita kadastro mühendisi ya da mimar tarafından raporlar hazırlanmakta, bu raporlara göre müfettişlik ve Bakanlıkça karar verilmektedir. Oysa yapı denetim şirketinin denetim görevini aksattığı konulara göre, ilgili tüm mimarlık ve mühendislik disiplinlerinden bir meslek mensubunun soruşturmada yer alması gerekmektedir. Örneğin, bu raporlarda makina ve elektrik mühendislerinin de sorumlulukları bulunduğu belirtilmekte ve cezalandırılmakta, oysa raporları düzenleyenler arasında makina ve elektrik mühendisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, Odalara gönderilen müfettiş raporlarında, makina ve elektrik mühendisliği alanına ilişkin ayrıntılı ve doyurucu bilgiler yer almamaktadır. Yalnızca inşaatın ulaşmış olduğu seviye itibariyle sorumluluklarının bulunup-bulunmadığı hakkında yorum yapılmaktadır ki, bu husus tek başına sorumluluk açısından yeterli veri oluşturmamaktadır. Bir makina ya da elektrik mühendisinin, kendi meslek disiplini açısından ne gibi sorumluluk doğuran davranışının bulunduğu somut olarak tespit edilmelidir. Bu durumun tespit edilebilmesi için ve meslek alanına ve meslek mensubunun hukuka aykırı eylemine ilişkin Odalarımızca yürütülen disiplin soruşturmaların sağlığı açısından, Teftiş Kurulu Raporlarında ilgili meslek odasına bildirilecek kişiler konusunda seçici davranılması zorunludur. Durdurmaya neden olan eylemin hangi meslek alanında olduğunun, mühendis ya da mimarla doğrudan bağlantılı olup-olmadığının tespit edilerek ilgili odamıza bildirilmeleri gerekmektedir. Yapılan teftişlerde konuyla ilgili uzman mühendislik ve mimarlık meslek disiplininden olan (mimar, inşaat mühendisi ve harita mühendislerinin yanında makina ve elektrik mühendisleri) ve mevzuatı da bilen teknik elemanların ve müfettişlerin görevlendirilmesinin sağlanması gereklidir.
Yapı Denetim Bildirimlerine ilişkin karşılaşılan sıkıntılardan bir diğeri de; idari ve ceza davaları konusudur.
Denetim faaliyetinin durdurulmasına ilişkin işlemlerin idari dava konusu edilmesi ve yargı süreci sonunda iptal edilmiş olmaları ya da savcılıklara yapılan suç duyuruları ve sonucunda verilen kararlar, Odamız mevzuatı açısından işlem yürütülmesini engellememektedir. Bu davalarda takipsizlik ve iptal kararları verilmiş olsa dahi Odaların, bildirim konusundan tamamen farklı, kendi mevzuatları kapsamına giren bir hususu tespit ederek, işlem yürütmeleri her zaman mümkündür. Meslek alanlarına girmeyen ve mevzuatı kapsamında olmayan konularda söz konusu davalardan bağımsız olarak Odalarımızca işlem yürütülmemesi de mümkündür. Ancak konunun mevcut bildirim üzerinden somut olarak ortaya konulamadığı, kuvvetli emarelere ulaşılamadığı durumlarda; Odalarımızın mevzuatına göre işlem yürütülmesi açısından; bildirimin dayanağı olan işlemin iptali istemiyle açılan davalar ile ilgili hakkında yürütülen ceza davalarının yürütülmesi sırasında ulaşılan tespit ve sonuçlar önem arz etmektedir. Bu nedenle yapılan bildirimlerde; denetim faaliyetinin durdurulmasına ilişkin işlemlerin idari dava konusu edilip-edilmediği, cezai ya da idari yargı süreci sonlanmışsa sonucu hakkında da ilgili odamıza bilgi verilmelidir.
Gereğini bilgilerinize sunarız.
Hakan Genç
TMMOB Genel Sekreter V.
07.08.2006
ODA YÖNETİM KURULU BAŞKANLIKLARINA
Konu: 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun gereğince, Birliğimize bağlı Odalarımızın üyesi denetçi mühendis ve mimarlar hakkında Oda Mevzuatı uyarınca da işlem yapılmasına ilişkin yapılan bildirimler hakkında.
Bilindiği üzere; 29.06.2001 tarihinde yayımlanan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun‘unda; yapı denetimi görevi üyelerince gerçekleştirilen TMMOB ve Bağlı Odalarına yalnızca, denetim görevinin gereği gibi yapılmaması durumunda, meslek mensubuna ilgili mevzuat gereği de işlem yapılması hususunda bir işlev öngörülmüştür.
4708 sayılı Kanun doğrultusunda Yapı Denetim Firmalarının Yasa ve ilgili Yönetmeliklerden gelen yükümlülükleri konusunda Bayındırlık ve İskân Bakanlığı‘nca teftişler yapılmakta, bu teftişler neticesinde alınan kararlar doğrultusunda denetçi mimar ve mühendislere ilişkin ilgili meslek odasına bildirimlerde bulunulmaktadır. Ancak konuyla ilgili Odalarımızdan, bu bildirimlerde çeşitli sorunlarla karşılaşıldığı, Odalarımızın Yasa‘da tanımlanan işlevlerini en sağlıklı biçimde yerine getirmeleri açısından bu sorunların giderilmesine yönelik Bakanlık nezdinde girişimde bulunulması gerektiği yönünde öneriler Birliğimize ulaşmıştır. Konuya ilişkin olarak Birliğimiz bünyesinde "Yapı Denetim Çalışma Grubu" oluşturulmuştur. İlgili Oda Temsilcilerinden oluşan bu Komisyonda, bildirim süreçlerine ilişkin karşılaşılan sorunlar tespit edilerek, değerlendirilmiş, bu tespitler ve önerilerimiz Bayındırlık ve İskân Bakanlığı-Yapı İşleri Genel Müdürlüğü’ne iletilmiştir.
Yapı denetim konusundaki bildirimlerde ilişkin izlenen süreç konusunda, ilgili Odalarımız arasında yöntem ve uygulama birliğinin sağlanması açısından söz konusu Komisyonumuzun konuya ilişkin tespitleri ve bu tespitler ışığında uygulama sürecine ilişkin önerileri şu şekildedir:
- Yapı denetim bildirimleri üzerine uygulanması gereken mevzuat ; "Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Disiplin Yönetmeliği"dir. Yapılan bildirim üzerine anılan mevzuatımız gereği; ilgili Oda‘nın Yönetim Kurulu‘nca konuya ilişkin soruşturma açıp-açmama konusunda karar verilmesi gerekmektedir. Bu konuda karar verilirken; bildirimin ek‘i Olur‘larda yer alan teftiş raporu özetleri detaylı olarak incelenmeli, gerektiğinde konunun uzmanı kişilerden de yardım alarak, bildirim konusunun TMMOB Disiplin Yönetmeliği kapsamında soruşturma başlatılmasını gerektiren bir konu olup-olmadığı tespit edilmelidir. Soruşturma açıp-açmama kararı verilirken, Bakanlık bildirimlerinin ek‘i Olur‘larında mühendis ya da mimarın eylem ya da eylemsizliği olarak işaret edilen durumun meslek alanlarımız açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Üyelerimize ilişkin Odalarımıza yapılan her türlü bildirimde olduğu gibi, yapı denetim konusunda Bakanlıkça yapılan bildirimlerde de gösterilen gerekçe dışında, konuya ilişkin Odalarımızca başka bir hususun tespit edilmesi ve bu tespit üzerine ortaya çıkan gerekçeyle soruşturma başlatılması da mümkündür.
- Zira yapı denetim kuruluşlarının anılan Kanun‘un "Yapı Denetim Kuruluşları ve Görevleri" başlığını taşıyan 2. maddesinde belirtilen görevleri yerine getirmemeleri halinde; aynı Kanun‘un 8.maddesi uyarınca denetim faaliyetleri geçici olarak durdurulabilmekte, aynı maddede yer alan; "...Denetim faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına neden olan yapı denetim kuruluşunun mimar ve mühendisleri, bu süre içerisinde başka ad altında dahi olsa hiçbir denetim faaliyetinde bulunamaz. Geçici durdurmaya neden olan mimar ve mühendisler Bakanlıkça ilgili meslek odasına bildirilir. Meslek odaları, bu kişiler hakkında kendi mevzuatına göre işlem yapar." hükmü uyarınca da, geçici durdurmaya neden olan mimar ve mühendislerin bağlı oldukları meslek odasına bildirilmeleri öngörülmektedir. Anılan Kanun2un 8.maddesi; durdurmaya neden olan eylem nedeniyle mühendis ya da mimarın "denetçi" sıfatına zaten yaptırım öngörmekte, söz konusu eylemin aynı zamanda "mühendis ya da mimar" olmak sıfatı nedeniyle de yaptırım uygulanması gereken bir eylem olup-olmadığının tespiti ve eğer öyle ise yaptırım uygulanmasının sağlanması amacıyla ilgili meslek odasına bildirimi düzenlemektedir. Başka bir ifadeyle anılan Kanun; yükümlülüklere aykırı davranış halinde gerek yapı denetim kuruluşlarının gerekse bu kuruluşlarda çalışan denetçilerin denetim faaliyetini durdurarak "denetçi" olmak sıfatının getirdiği yükümlülüklere aykırı eyleme yaptırım uygulamaktadır. Bu aykırı davranışın aynı zamanda mimar ya da mühendislik meslek ahlakı ve etiğine aykırı bir davranış olup-olmadığının tespiti, öyle ise yaptırım uygulanması konusunda da ilgili meslek odasını işaret etmektedir. Yani bu bildirimlerden sonra konu; 6235 sayılı TMMOB Kanunu‘nun kapsamına girmektedir. Dolayısıyla ilgili meslek odaları konuyu, kendi mevzuatları doğrultusunda, kendi meslek alanı kapsamında değerlendirmelidir. Zaten; (herhangi bir bildirim olsun ya da olmasın), meslek mensuplarının mesleki uygulama kurallarına, meslek ahlakı ve etiğine aykırı davranışları konusunda kuvvetli emarelerin olması durumunda disiplin soruşturması açmak ve yaptırım uygulamak meslek odalarının yasal görev ve yetkisinin gereğidir. Ancak Bakanlıkça yapılan bildirimlerde; Oda üyesi meslek mensuplarımızın denetçi sıfatlarından ayrı olarak "şirket ortağı olmak" statüsünden kaynaklı olarak da Odalarımız mevzuatı açısından işlem yapılması istenmektedir. Yukarıda detaylı olarak açıklandığı gibi; Odalarımız bu bildirimler üzerine 6235 sayılı TMMOB Kanunu ve ilgili Yönetmelikler gereği işlem yürütmekte, konuyu mesleki uygulama kurallarına, meslek etiğine aykırı davranışlar açısından değerlendirmektedir. "Şirket ortağı olma" statüsü zaten gerek şirketin denetim faaliyetinin durdurulması gerekse suç duyurusu yolu ile 4708 sayılı Kanun kapsamında yaptırıma bağlanmıştır. Meslek mensuplarımızın meslek alanlarımız dâhilinde olumsuz bir eylemlerinin olmaması halinde, aynı zamanda "şirket ortağı" olmaları ya da "denetçi" olmaları tek başına TMMOB ve bağlı Odalarının mevzuatı açısından işlem yürütülmesini gerektirmemektedir.
- Gerek soruşturma açma, gerek Onur Kurulu‘na sevk, gerekse Onur Kurulu‘nun cezaya ilişkin karar aşamalarında; Bakanlıkça yapılan bildirimlerdeki konunun ilgili meslek Odası‘nın faaliyet alanında olmayan ve meslek mensubunun mesleğiyle ilgili olmayan nedenlerle denetim faaliyetinin durdurulmuş olduğunun tespiti halinde (Örneğin; sözleşmenin feshinin noter kanalıyla değil de yazılı olarak yapılmış olması, proje ve eklerine aykırı uygulamaların denetiminin başka bir meslek disiplini alanında olması v.b) soruşturma başlatılmaması, Onur Kurulu‘na sevk edilmemesi yönünde kararlar verilebileceği gibi, bu gibi durumlarda Onur Kurullarınca herhangi bir disiplin cezası uygulanmaması da mümkündür.
- Bildirim üzerine başlatılan soruşturmalarda, TMMOB Disiplin Yönetmeliği uyarınca atanacak soruşturmacıların, konunun uzmanı olan kişiler arasından seçilmesine özen gösterilmelidir. Soruşturmacının konunun uzmanı olmaması halinde ise; soruşturma sırasında konunun uzmanı olan kişilerin bilgilerine başvurması yerinde olacaktır. Her iki durumda da soruşturmacının; ilgili kurum ve kuruluşlardan söz konusu yapıya ve denetim firmasına ilişkin tüm bilgi ve belgeleri istemesi, denetim faaliyetinin durdurulmasına ilişkin Bakanlık işleminin idari dava konusu edilip-edilmediğini araştırması, gerekirse söz konusu yapıya giderek yerinde inceleme yapması soruşturmanın sağlığı açısından faydalı olacaktır.
- Yapı Denetim Bildirimlerine ilişkin karşılaşılan sıkıntılardan bir diğeri de; idari ve ceza davaları konusudur. Denetim faaliyetinin durdurulmasına ilişkin işlemlerin idari dava konusu edilmesi ve yargı süreci sonunda iptal edilmiş olmaları ya da savcılıklara yapılan suç duyuruları ve sonucunda verilen kararlar, Odamız mevzuatı açısından işlem yürütülmesini engellememektedir. (Bu davalarda takipsizlik ve iptal kararları verilmiş olsa dahi Odaların, bildirim konusundan tamamen farklı, kendi mevzuatları kapsamına giren bir hususu tespit ederek, işlem yürütmeleri her zaman mümkün olduğu gibi meslek alanlarına girmeyen ve mevzuatı kapsamında olmayan konularda, söz konusu davalardan bağımsız olarak Odalarımızca işlem yürütülmemesi de mümkündür.) Bir başka ifadeyle; Odalarımızca TMMOB Disiplin Yönetmeliği uyarınca soruşturma yürütülmesi ve disiplin cezası uygulanmasında; idari davaların ya da ceza davalarının sonucunun beklenmesi zorunluluğu olmayıp, bu genel bir kural olarak kabul edilmelidir. Ancak konunun mevcut bildirim üzerinden somut olarak ortaya konulamadığı, kuvvetli emarelere ulaşılamadığı durumlarda; bildirimin dayanağı olan işlemin iptali istemiyle açılan davalar ile ilgili hakkında yürütülen ceza davalarının yürütülmesi sırasında ulaşılan tespit ve sonuçlar önem arz etmektedir. Bu nedenle somut olayın özelliğine göre; geçici durdurmaya ilişkin işlemin iptaline ilişkin davalar ya da ilgili hakkında yürütülen ceza davalarının sonucunun bekletici sorun yapılması mümkün kabul edilmelidir. (TMMOB Disiplin Yönetmeliği 25.maddesine göre; yargı sürecinin sonlanmasının beklenmesi, Onur Kurulunun karar vermesinin ceza davasının sonucuna bağlı olduğu durumlar için geçerli bir husustur. Ancak; konunun mevcut bildirim üzerinden somut olarak ortaya konulamadığı, yeterli tespitlerin yapılamadığı, kuvvetli emarelere ulaşılamadığı durumlarda ve somut olayın özelliğine göre; Yönetmelik‘imizin ilgili maddesi üye lehine yorumlanmalı, idari dava açılmış olması durumunda da, gerekçe belirtilerek "bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, yargı sonucunun bildirilmesi halinde konunun yeniden değerlendirilmesine." ilişkin karar verilmesi mümkün sayılmalıdır.)
- Yine TMMOB Disiplin Yönetmeliği uyarınca; üyelere ilişkin Odalarımıza yapılan bildirimlerde, soruşturma açılmaması yönünde karar verilmesi halinde, bu kararın bildirimde bulunana bildirilmesi gerekmektedir. Bu durum yapı denetimine ilişkin Bakanlıkça yapılan bildirimler için de geçerli olup, bu yönlü kararların Bakanlık‘a bildirilmeleri gerekmektedir. (TMMOB Disiplin Yönetmeliği 16.madde) Aynı şekilde soruşturma dosyasının Onur Kurulu‘na sevkine yer olmadığına ilişkin kararlar da; bildirimde bulunana ve soruşturulan kişiye bildirilmek zorundadır.( TMMOB Disiplin Yönetmeliği 18.madde )
- Aynı bildirimdeki konuya ilişkin olarak; bir Odamızın üyesine ceza vermiş olması, elbette ki diğer bir Odamızın mutlak kendi üyesine de ceza vermesini gerektirmemektedir. (Örneğin aynı bildirimde yer alan somut olayda; denetim görevinin yerine getirilmemesi inşaat mühendisinin meslek alanına giren bir konudan kaynaklı olabilir, ancak elektrik mühendisinin meslek alanında bulunmayabilir.) Ancak aynı somut olayda; ilgili Oda üyelerinin her birinin kendi meslek alanlarına giren kusur ve ihmalleri var ise, böyle bir durumda bir Odamızın üyesini cezalandırması diğerinin ise ceza vermemesi TMMOB Disiplin Yönetmeliği‘mizin uygulanmasında eşitsiz ve haksız bir durum yaratacaktır. Bu nedenle; Bakanlık tarafından yapılan bildirimler sonucunda başlatılan disiplin soruşturmaları ve onur kurulları tarafından verilen cezalandırma işlemlerinde bütünlüğün sağlanabilmesi için, ilgili odaların soruşturmalarla ilgili görevlileri ve onur kurulları arasında sürekli ilişki kurulmalıdır.
Bilgilerinize rica olunur.
Hakan Genç
Genel Sekreter Vekili