TMMOB, CHP'DEN MORTGAGE YASASI'NI ANAYASA MAHKEMESİ'NE TAŞIMASINI İSTEDİ
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, kamuoyunda "mortgage" olarak bilinen 5582 Sayılı "Konut Finansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"u Anayasa Mahkemesi'ne taşıması için CHP'ye bir yazı gönderdi. Söz konusu Yasa'nın inşaat mühendisliği, harita ve kadastro mühendisliği, mimarlık ve şehir plancılığı gibi alanlarda öğrenim görmüş meslek mensuplarını "Değerleme Uzmanlığı Birliği" adı altında, ayrı bir örgütlenmeye tabi tuttuğunu, bunun 6235 sayılı TMMOB Yasası'na ve Anayasa'ya aykırı olduğunu belirten TMMOB, Yasa'nın 10. ve 15. maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesini istedi.
Siyasal İktidar, her fırsatta ilgili ilgisiz yasalarla, TMMOB ve onun demokratik gücünü parçalamak için yeni modeller yaratarak, TMMOB‘nin gündemini ana ekseninden saptırmaya çalışmaktadır. Hiçbir demokratik hukuk devletinde görülmemiş hukuk dışı yol ve yöntemlerle kurumsal yapıların yetkilerini zayıflatacak düzenlemeler yapılmaktadır. Bu nedenle, Birliğimiz, kendi alanlarından çok siyasal iktidarın işlem ve kararlarına karşı savaşım vermek zorunda kalmaktadır.
21 Şubat 2007 tarihinde TBMM‘de kabul edilen 5582 sayılı "Konut Finansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" 6 Mart 2007 tarihinde Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Dar gelirli yurttaşların konut sahibi olabilmelerini kolaylaştırmak amacıyla çıkarıldığı ileri sürülen Yasa, dar gelirli olmayan ve konut sahibi olanların konut sayısını artırmaya yönelik bir düzenleme olarak karşımıza çıkmış ve gerekçenin doğru olmadığı yasa düzenlemesi ile somutlaşmıştır.
5582 sayılı Kanunla yapılan düzenlemede, konut finansmanı ve konut finansmanı kurumlarının tanımları yapılmakta ve bu kuruluşlarla ilgili olarak Sermaye Piyasası Kurulu‘na yetkili olmadığı alanlarda da detaylı düzenleme yapma yetkisi verilmektedir.
Bu düzenlemelerden biri, "Değerleme Uzmanlığı Birliği" adı altında, inşaat mühendisliği, harita ve kadastro mühendisliği, mimarlık ve şehir plancılığı gibi alanlarda öğrenim görmüş meslek mensuplarının ayrı bir örgütlenmeye tabi tutulmasıdır. Anılan meslek mensuplarına 6235 sayılı Yasa‘ya aykırı olarak bir örgütlenme öngörülmesinin, aynı zamanda Anayasa‘ya aykırı olması nedeniyle, Anayasa Mahkemesi incelemesine sunulması zorunludur. Meslek ve meslek mensuplarını etkileyecek olan 5582 sayılı Yasanın 10. ve 15. maddelerinin ekte sunulan Raporda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle iptali için Anayasa Mahkemesi‘ne başvurulmasını Ana Muhalefet partisinden talep etmek zorunlu olmuştur.
Konuyu ilgililerine sunmaktayız.
Mehmet Soğancı
Yönetim Kurulu Başkanı
5582 SAYILI YASA İLE İLGİLİ TMMOB RAPORU
GİRİŞ
21 Şubat 2007 tarihinde TBMM‘de kabul edilen 5582 sayılı "Konut Finansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" 6 Mart 2007 tarihinde Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Konut sahipliğinin artırılması için konut finansman sistemi oluşturmak gerekçesiyle kabul edilen Kanunla ipotek finansmanı kuruluşları sermaye piyasası kurumu olarak tanımlanmış, faaliyet konuları sayılmış ve bu kuruluşlarla ilgili olarak Sermaye Piyasası Kuruluna detaylı düzenlemeler yapma yetkisi verilmiştir.
5582 sayılı Kanunla 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu‘nda yapılan düzenlemelerle; konut finansmanı ve konut finansmanı kurumlarının tanımları yapılmakta ve bu kuruluşlarla ilgili olarak Sermaye Piyasası Kurulu‘na detaylı düzenleme yapma yetkisi verilmektedir.
Yasama organının ve kamuoyunun iki yıldır gündeminde olan ve 5582 sayılı Yasa ile kanunlaşan ipotek karşılığı konut finansmanı sisteminin konut sorununu çözmekten uzak olduğuna ilişkin görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmıştık.
Bunun dışında bir meslek birliği olarak; doğrudan mesleği ve meslek mensuplarını etkileyecek olan Anayasa‘ya aykırı 5582 sayılı Yasanın 10. ve 15. maddelerinin aşağıda ayrıntısı açıklanan nedenlerle iptali için Anayasa Mahkemesi‘ne başvurulmasını talep etmekteyiz.
İPTALİ İSTENEN MADDELER:
5582 sayılı Konut Finansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun;
MADDE 10 - 2499 sayılı Kanunun 22‘nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"r) Gayrimenkullerin değerlemesini yapabilecek değerleme kurumlarından sermaye piyasasında değerleme faaliyetinde bulunacaklara ilişkin şartları belirlemek ve bu şartlara uyan değerleme kurumlarını listeler halinde ilan etmek; bu Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacakların takibinde ve 38/A maddesinin dördüncü fıkrası çerçevesinde yapılacak değerlemelerde, ilgili taşınmaz için değerleme yapacak kişi ve kurumlara ilişkin şartları belirlemek ve bu şartlara uyan kişi ve kurumları listeler halinde ilan etmek,"
MADDE 15 - 2499 sayılı Kanuna 40/C maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 40/D maddesi eklenmiştir.
"Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği
MADDE 40/D - Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olmak için başvurmak zorundadırlar. Lisans sahibi, lisans almaya hak kazandığının kendisine tebliğinden itibaren üç ay içinde gerekli başvuruyu yapmakla yükümlüdür. Anılan yükümlülüğe uymayan kimselerin lisansı Kurulca iptal edilir.
Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği, gayrimenkul piyasasının ve gayrimenkul değerleme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere araştırmalar yapmak, eğitim ve sertifika vermek, Birlik üyelerinin dayanışma ve mesleğin gerektirdiği özen ve disiplin içerisinde çalışmalarına yönelik meslek kurallarını ve değerleme standartlarını oluşturmak, haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almak, kendisine mevzuatla verilen veya Kurulca belirlenen konularda düzenlemeler yapmak, yürütmek, denetlemek, Birlik Statüsünde öngörülen disiplin cezalarını vermek, ilgili konularda üyeleri temsilen ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, mesleki gelişmeleri, idari ve yasal düzenlemeleri izleyerek bu konuda üyeleri aydınlatmakla görevli ve yetkilidir.
Birlik, bölgesel ve ülke genelinde gayrimenkul değerleri konusunda istatistikler oluşturur ve yayınlar. Konut finansmanı kapsamında yapılan değerlemelere ilişkin bilgilerin, Birlik tarafından belirlenecek usûl ve esaslara göre Birliğe iletilmesi zorunludur.
Birlik, alacağı kararlarda ve yapacağı düzenlemelerde, bu Kanuna, Kurul yönetmelik, tebliğ ve kararlarına ve ilgili diğer mevzuata uymakla yükümlüdür.
Üyeler, Birlik Statüsüne ve Birlikçe alınacak kararlara uymak zorundadırlar.
Birlik, 40/C maddesindeki hükümlere tâbidir." şeklindeki hükümlerinin aşağıda sunduğumuz nedenlerle Anayasa‘ya aykırılığından dolayı iptali gerekmektedir.
AÇIKLAMALAR:
1981 yılında kabul edilen Sermaye Piyasası Kanunu‘nun temel amacı Kanunun gerekçesinde;
"1. Sermaye piyasasının güven ve kararlılık içinde çalışmasını sağlamak ve tasarruf sahiplerinin haklarını korumak,
2. Sağlanan güven ve kararlılık ortamı içinde mobilize edilen tasarrufları iktisadi kalkınmanın emrine sunmak ve şirketleri sermaye bakımından halka açarak mülkiyetin tabanını yaygınlaştırmak" olarak ifade edilmiştir.
Bu amaçların gerçekleştirilebilmesi için kurulan Sermaye Piyasası Kuruluna da Yasayla bazı görev ve yetkiler verilmiştir. Yasanın ilk halinin 24. maddesinde Sermaye Piyasası Kuruluna verilen görev ve yetkiler arasında değerleme yapmakla görevli kuruluşlara ilişkin koşulları belirlemek yer almazken, Yasada 1999 yılında yapılan değişiklikte, 22 nci maddeye eklenen (r) bendi ile, başta gayrimenkul yatırım ortaklıkları olmak üzere sermaye piyasasındaki belli nitelikteki işlemlerde değerleme yapmakla görevli kuruluşlar olan ekspertiz kurumlarına ilişkin koşulları belirlemek konusunda Kurula yetki tanınmıştır.
2944 sayılı Kanunun 15/12/1999 tarih ve 4487 sayılı Kanunla değişik 22 nci maddesinin (r) bendine dayalı olarak Sermaye Piyasası Kurulunca yürürlüğe konulan "Sermaye Piyasası Mevzuatı Çerçevesinde Değerleme Hizmeti Verecek Şirketlere ve Bu Şirketlerin Kurulca Listeye Alınmalarına İlişkin Esaslar Hakkında 35 No‘lu Tebliğ" ile gayrimenkul değerleme hizmeti verecek şirketlerin Kurulca listeye alınmalarına, listeden çıkarılmalarına, bu şirketlerin ortaklarının, yöneticilerinin ve bu şirketlerde çalışacak değerleme uzmanlarının niteliklerine ilişkin esaslar belirlenmiş ve bu şirketlerin faaliyetlerini sürdürürken uyacakları kurallar düzenlenmiştir.
"Gayrimenkul Değerleme Şirketleri"nin faaliyet konusu, gayrimenkullerin, gayrimenkul projelerinin veya bir gayrimenkule bağlı hak ve faydaların belli bir tarihteki muhtemel değerinin takdir edilmesidir. Şirketler bu faaliyetlerini istihdam edecekleri "Değerleme Uzmanları" vasıtasıyla yerine getireceklerdir.
Sermaye Piyasası Kurulu‘nun 12 Ağustos 2001 tarihli Resmi Gazete‘de yayımladığı 35 Nolu Tebliğin 3 üncü maddesinde tanımı yapılan "Değerleme Uzmanları"; "Bir gayrimenkulün, gayrimenkul projesinin veya bir gayrimenkule bağlı hak ve faydaların değerlemesini yapacak gayrimenkul değerleme şirketleri tarafından istihdam edilen, şirketin faaliyet konusunu yakından ilgilendiren inşaat mühendisliği, harita ve kadastro mühendisliği, işletme, ekonomi, mimarlık ve şehir ve bölge planlaması gibi alanlarda asgari 4 yıllık üniversite mezunu ve gayrimenkul değerlemesi alanında en az 3 yıl tecrübesi olan ve Kurulun lisanslamaya ilişkin düzenlemeleri çerçevesinde kendilerine Değerleme Uzmanlığı Lisansı verilen kişiler" dir.
Nihayet 5822 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 2499 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (r) bendi şu şekilde değiştirilmiştir: "r) Gayrimenkullerin değerlemesini yapabilecek değerleme kurumlarından sermaye piyasasında değerleme faaliyetinde bulunacaklara ilişkin şartları belirlemek ve bu şartlara uyan değerleme kurumlarını listeler halinde ilan etmek; bu Kanun‘un 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacakların takibinde ve 38/A maddesinin dördüncü fıkrası çerçevesinde yapılacak değerlemelerde, ilgili taşınmaz için değerleme yapacak kişi ve kurumlara ilişkin şartları belirlemek ve bu şartlara uyan kişi ve kurumları listeler halinde ilan etmek"
Bu düzenleme ile Sermaye Piyasası Kurulunun belirlediği gayrimenkul değerleme şirketleri veya yetkilendirdiği kişiler artık sadece gayrimenkul yatırım ortaklıklarının sermaye piyasasındaki işlemlerinde ya da 01.11.2006 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanan "Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik" uyarınca bankalarca konut edinmeleri amacıyla tüketicilere kredi kullandırımlarında ipotekli gayrimenkullerin değerlemesinde değil, 5582 sayılı Kanunun düzenlediği konut finansmanından kaynaklanan alacakların takibinde yapılacak değerlemelerde de yetkili olacaklardır.
5582 sayılı Kanunun 2 nci ve 3 üncü maddeleri ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa getirilen ek düzenlemelerle; icra daireleri konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı‘nın rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde satışı istenen taşınmaz için kıymet takdirlerini üç yıl sonra sadece Sermaye Piyasası Kurulu‘nun yetki verdiği gayrimenkul değerleme uzmanları ya da şirketlerine yaptırabileceklerdir. Bu husus Kanunun 2 nci maddesi gerekçesinde;
"Sermaye piyasası mevzuatında gayrimenkul değerleme faaliyetinin kimler tarafından yürütülebileceği ve bu kişilerin taşıması gereken nitelikler, değerleme faaliyetini yürüten kişi ve kurumların çalışma esasları, raporlama standartları ve değerleme ilkeleri belirlenerek, bu esaslara aykırılıkların yaptırımları düzenlenmiştir. Ayrıca, değerleme hizmeti verebilecek kurumlar, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından listeye alınmakta ve yine Sermaye Piyasası Kurulu tarafından bu faaliyeti yürütebilecek değerleme uzmanları, sınava tabi tutularak lisans verilmekte ve bu kişilerin sicilleri tutulmaktadır. Kanun hükmünde belirtilen kıymet takdirlerinin Sermaye Piyasası Kurulu tarafından listeye alınmış kurumlar veya Sermaye Piyasası Kurulu düzenlemelerine göre lisans almış kişiler tarafından yapılması hizmetin kalitesini artıracağı gibi, kıymet takdirine itirazları azaltacak ve takip sürecinin kısalmasına katkıda bulunarak konut finansman sistemine olan güveni artıracaktır." şeklinde açıklanmaktadır.
5582 sayılı Kanunun 15 inci maddesi ile 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu‘na getirilen "Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği" kurulmasına ilişkin madde ile değerleme uzmanlığı bir meslek olarak öngörülmekte ve gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanların bu meslek kuruluşuna üyeliği zorunlu kılınmaktadır.
Yukarıda anılan bütün bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde anılan Yasa hükümleriyle, yetkili olmayan bir kurum tarafından hiçbir eğitime dayalı olmayan bir unvan kazandırılmasının söz konusu olduğu ve hatta bir meslek yaratıldığı, yine yetkisiz kurumların yarattığı bu mesleğin mensuplarının üye olmaya zorunlu kılınacakları bir meslek örgütü kurulduğu ve nihayet bu şekilde yaratılan bir mesleğin mensuplarına da iş alanı yaratılmaya çalışıldığı açıkça görülmektedir.
Bu sebeplerle anılan Yasa maddeleri, Anayasa‘nın 6, 8, 10, 130 ve 135 inci maddelerine aykırıdır.
1- Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı vermek suretiyle gayrimenkul değerlemesi yapacak kişileri belirlemenin, Sermaye Piyasası Kurulu‘nun yukarıda aktardığımız kuruluş amaçları ve faaliyetleri kapsamında yer alabilecek bir konu olmadığı açıktır.
Sermaye Piyasası Kurulu "Sermaye piyasasının güven ve kararlılık içinde çalışmasını sağlamak ve tasarruf sahiplerinin haklarını korumak, sağlanan güven ve kararlılık ortamı içinde mobilize edilen tasarrufları iktisadi kalkınmanın emrine sunmak ve şirketleri sermaye bakımından halka açarak mülkiyetin tabanını yaygınlaştırmak" şeklindeki amaçlarla kurulmuş Anayasa‘da tanımlanmamış olan bir kurumdur. Anılan kuruluş amaçlarıyla faaliyet göstermesi esas olan Sermaye Piyasası Kuruluna bu amaçlarla hiçbir ilgisi olmayan gayrimenkul değerlemesini yapacak kişi ve kuruluşları belirleme, lisans verme yetkisi tanınması, Anayasa‘nın hiçbir kişi ve kurumun kaynağını Anayasa‘dan almayan bir yetki kullanamayacağı, yürütme yetkisinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilebileceği yönündeki 6 ncı ve 8 inci maddelerine aykırıdır.
2- Herhangi bir alanda uzmanlık "uzmanlık öğrenimi" yaparak kazanılır. Türk Yükseköğretim sistemi uzmanlık öğrenimini, lisansüstü öğrenim olarak düzenlemekte, lisansüstü öğrenim de yüksek lisans ve doktora öğrenimi ile kazanılmaktadır. Lisans, yüksek lisans, doktora öğretimi ise yüksek öğretim kurumlarının gerçekleştirebileceği öğretim alanlarıdır. Zira, "Çağdaş uygarlık ve eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde, toplumun ihtiyaçları ve kalkınma planları ilke hedeflerine uygun "çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim..." 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu‘nun 12. maddesine göre, yükseköğretim kurumlarının görevleri arasında sayılmıştır.
Yükseköğretim Kanunu ise anılan düzenlemelerin dayanağını Anayasa‘nın 130. maddesinden almaktadır. Anayasa‘nın 130. Maddesi "ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim ... yapmak .... üzere ... üniversiteler kurulur." şeklindedir.
Gayrimenkul değerlemesi alanında da eğer bu anlamda bir boşluk varsa, gayrimenkul değerlemesi ayrı bir uzmanlık alanı olarak görülüyor ise, böyle bir uzmanlık lisansı ancak bilimsel esaslara dayanılarak Anayasa‘nın 130. maddesi çerçevesinde, Türk Yükseköğretim sisteminin mantığı içinde gerçekleştirilebilir.
Yasada düzenlendiği biçimde bu konuda hiçbir kadrosu olmayan ve Anayasal yetkisi bulunmayan bir Kurumca gayrimenkul değerlemesi alanında uzmanlık lisansı verilmesi Anayasa‘ya aykırıdır.
Benzer konut finansmanı sisteminin bulunduğu Amerika‘da da gayrimenkul değerleme konusunda eğitim, araştırma ve lisanslı üyelikte hizmet veren uzman kuruluş Appraisal Institute adlı bir Enstitüdür. Bu enstitü uzman olmak isteyenleri önce bir eğitime tabi tutmakta, ardından bir sınav yapmakta ve bu eğitimi de 5 yılda bir tekrar ettirmektedir. Yani bu işi yapan akademik bir kuruluştur.
3- 5582 sayılı Kanunun 2. ve 3. maddelerinin gerekçesinde gayrimenkul değerlemesini yapacak kişi ve kuruluşların Sermaye Piyasası Kurulu‘nun denetiminde olmaları ve konut finansmanı sisteminden kaynaklanan alacakların icra takiplerinde kıymet takdiri yapacak olanların sadece SPK tarafından belirlenen kişi ve kuruluşlar olması gerekliliği şu şekilde açıklanmaktadır:
"Madde 2- Konut finansman sisteminin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi, alacakların takip sürecinin hızlı ve sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesini gerektirmektedir. Bu süreçte hak sahiplerinin haklarının doğru ve süratli olarak belirlenebilmesi açısından, kıymet takdiri yapan kişi ve kurumların taşımaları gereken nitelikler ile çalışma usul ve esaslarının sağlam kurallara bağlanması zorunludur.
Madde 3 - İcra ve İflas Kanununun 128 inci maddesi çerçevesinde yaptırılan kıymet takdirine ilişkin olarak, icra mahkemesine yapılan şikâyet üzerine icra mahkemesinin yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar vermesi halinde, söz konusu incelemenin Sermaye Piyasası Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi uyarınca yetki verilmiş kişi veya kurumlara yaptırılması gerekmektedir.
Madde hükmü çerçevesinde bu görev değerleme kurumlarına verilebileceği gibi, herhangi bir kuruma bağlı olmayan değerleme uzmanlarına da verilebilecektir.
Kanun hükmünde belirtilen bilirkişi incelemesinin Sermaye Piyasası Kurulu tarafından listeye alınmış kurumlar veya Sermaye Piyasası Kurulu düzenlemelerine göre lisans almış kişiler tarafından yapılması, hizmetin kalitesini artıracağı gibi takip sürecinin kısalmasına katkıda bulunarak konut finansman sistemine olan güveni artıracaktır."
Esasen yaptıkları hizmet bakımından gayrimenkul değerleme uzmanlarının icra takiplerindeki görevi bilirkişiliktir. Bilirkişilerin tarafsızlığı ise yargılama hukukunun temel ilkelerindendir. Ancak gayrimenkul değerlemesini Kurulun kontrol ve denetiminde yapacak olan bu kişi ve kurumların bağımsız, tarafsız ve güvenilir olabilmesi; Kanunun gerekçesinin aksine, para kazanabilmek için, işvereni olacak konut finansmanı kuruluşlarıyla birlikte çalışmaları, onlardan iş almak için onları memnun etmek zorunda kalmaları bakımından mümkün olamayacaktır.
4- Bugüne kadar gayrimenkul değerlemesi herhangi bir eğitim, yeterlik ve belgeye dayalı olmaksızın yapılmakta ve yargılamalarda bu işi yapan bilirkişiler ise çeşitli mesleklerden olabilmekteydi. Bilgi ve deneyime dayalı olan bu alandaki bilirkişiliğin uzman kişiler eliyle yapılması kabul edilmektedir. Fakat gayrimenkul alanındaki gelişmelerin paralelinde Sermaye Piyasası Kurulunun kontrol ve denetiminde gayrimenkul değerlemesi yapılması amaçlanmakta ise; değerleme uzmanlarının Kurulun çıkardığı 35 nolu Tebliğe göre kurulan sermaye esaslı şirketler (gayrimenkul değerleme şirketleri) bünyesinde bu işi yapmalarının öngörülmesi bireysel sorumluluk, bilgi ve ehliyete dayalı yapılması gereken böylesi bir işin niteliğiyle ve düzenlemenin amacıyla bağdaşmamaktadır.
5- Sermaye Piyasası Kurulunun kendi düzenlemelerinde değerleme uzmanlarının mezun olmaları gereken alanlar arasında sayılan inşaat mühendisliği, harita ve kadastro mühendisliği, işletme, ekonomi, mimarlık ve şehir ve bölge planlaması gibi bölümlerden mezun olanlar, yükseköğretim sistemi içinde aldıkları eğitim ve deneyimle tek başlarına gayrimenkul değerlemesi yapabilecekken, Anayasaya açıkça aykırı olan bu düzenlemeler ile hakları gasp edilmekte, gayrimenkul değerlemesi sadece Sermaye Piyasası Kurulundan lisans almış kişilerin inhisarına bırakılmış olmakta, bu anlamda fırsat eşitliği ortadan kaldırılmaktadır. Bu durumu Anayasa‘nın 10 uncu maddesinde ifadesini bulan eşitlik ilkesiyle bağdaştırmak mümkün olamayacağından mezkûr hükümlerin iptali gerekeceği düşünülmektedir.
6- 5582 sayılı Kanunun 15 inci maddesi ile Sermaye Piyasası Kurulu‘nun lisans verdiği gayrimenkul değerleme uzmanlarının üye olmaları zorunlu kılınan bir kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan "Türkiye Değerleme Umanları Birliği" kurulmaktadır.
Kanunun bu hükmünün gerekçesi;
"Madde 15 - Gayrimenkul değerleme uzmanları, konut finansmanı sisteminde şahsen değerleme yapma imkânına sahip olmaktadır. Bu nedenle, gayrimenkul değerleme uzmanlığı faaliyetinin yaygınlaşabileceği öngörülerek, mesleki gelişmenin sağlanabilmesi, değerleme ilke ve kurallarının belirlenmesi, standartların oluşturulması ve lisanslamaya ilişkin faaliyetlerin tamamının veya bir kısmının yürütülebilmesi amacıyla, değerleme uzmanlarının bir meslek birliğine kavuşturulmaları amaçlanmaktadır." şeklindedir.
Anayasa‘nın 135inci maddesinin 1. fıkrasında kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; "belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakı korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleri" şeklinde tanımlamıştır.
Anayasa‘nın 135 inci maddesi müşterek ihtiyaçları olan ‘belirli bir mesleğe mensup olanlar‘ için bir örgütlenme biçimi öngörmektedir. Ancak 5582 sayılı Yasa ile oluşturulan meslek kuruluşuna üye olması zorunlu kılınanlar belirli bir mesleğe mensup olanlar değildir. Yasa bir iş alanını meslek alanı olarak göstererek Anayasa‘nın amaçladığından daha farklı bir düzenlemeye gitmektedir.
Kanun koyucu bu düzenlemeyle esasen; yetkisiz bir kurum tarafından verilen lisansla meslek haline getirilen bir alanın mensuplarının kurduğu, amaçları kuruluş tüzüğünde; "Değerleme uzmanlığı mesleğini geliştirmek ve yüceltmek, mesleki ve teknik örgütlenmeyi gerçekleştirip değerleme uzmanlığında profesyonelliği ve kaliteyi teşvik etmek" olan bir derneği (Değerleme Uzmanları Derneği) kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu haline getirip, bir iş alanının mensuplarının disiplinini bu yolla sağlamaya çalışmaktadır.
Şüphesiz kanun koyucu, bilimsel çevrelerce kabul görmüş mesleklerin ifasında düzenleme yetkisi vardır ancak değerleme uzmanlığı bir meslek değildir. Bilimsel esaslara dayanmadan mimarı, mühendisi ve şehir plancısını kendi meslek odasından kopararak ayrı bir meslek icra edecekmiş gibi örgütlemek lisans ve lisansüstü eğitimi kavramamak anlamına gelmektedir. Kanun koyucunun gayrimenkul değerlemesi sektörünü bir meslek alanı olarak tarif etmesi ve bu sektörde çalışanları böyle bir kuruluş içerisinde örgütlemeye çalışmasının Anayasa‘nın 135. maddesindeki amacı aşan bir düzenleme olacağı açıktır.
5582 sayılı Kanun, bir sektörü bir meslek alanı olarak göstermekte ve ortak ihtiyaçları, çalışma biçimleri birbirinden tamamen farklı olan gayrimenkul değerlemesi alanında çalışanları aynı örgütlenme içerisinde bulunmaya zorlamaktadır. Böyle bir düzenleme, mesleki dayanışmayı sağlamaktan çok, bir korporasyon kurmayı hedeflemekte olup, bu anlamda da Anayasa‘nın 135. maddesine aykırıdır.
7- Anayasa‘nın 135 inci maddesi kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının "kanunla kurulabileceğini" belirtmiştir. 5582 sayılı "Konut Finansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" yaklaşık 10 (on) kanuna değişiklik ve ek düzenlemeler getiren bir kanundur. Kanunun 15 inci maddesi ile de Sermaye Piyasası Kanunu‘na ek madde getirilerek bir meslek kuruluşu kurulmaktadır. Yapılan düzenlemede sadece kurulacak meslek kuruluşunun dayanağı oluşturulmaya çalışılmakta, bu meslek kuruluşunun organları, organların seçim esasları, görevleri, gelirleri, kurulacak meslek kuruluşunun meslek disiplinini hangi araçları kullanarak sağlayacağı gibi hususlar belirlenmemiştir. Oysa Anayasa‘nın 135 inci maddesindeki "kanunla kurulma" koşulu, bir meslek kuruluşunun sayılan tüm bu hususları belirleyen müstakil bir kanunla kurulmasını ifade eder. Kanunla düzenlenmesi gereken bu hususlar Yasanın 15 inci maddesine göre ya Sermaye Piyasası Kuruluna ya da Birlik Statüsü ve Birlik kararlarına bırakılmaktadır. Yani yasayla düzenlenmesi gereken hususlar Anayasa‘ya aykırı bir biçimde meslek kuruluşu kararlarına bırakılmakta, böylelikle Kuruluşa sınırsız bir yetki tanınmış olmaktadır.
8- 5582 sayılı Yasayla kurulan meslek kuruluşuna üye olması gereken gayrimenkul değerleme uzmanlarının hangi lisans diplomasına sahip olmaları gerektiği hususu belli değildir. Bununla birlikte Sermaye Piyasası Kurulu‘nun yayımladığı yukarıda ilgili maddelerine atıf yaptığımız 35 nolu Tebliğde gayrimenkul değerleme uzmanlarının inşaat mühendisliği, harita ve kadastro mühendisliği, işletme, ekonomi, mimarlık ve şehir ve bölge planlaması gibi alanlarda asgari 4 yıllık üniversite mezunu olmaları gerektiği düzenlenmiştir. Sayılan bu bölümlerden inşaat mühendisliği, harita ve kadastro mühendisliği, mimarlık ve şehir ve bölge planlaması bölümlerinden mezun olanların mesleki faaliyette bulunabilmeleri için üye olmak zorunda oldukları ayrı birer meslek kuruluşları mevcuttur. Bunlar 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu‘na dayalı olarak kurulmuş olan Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası ve Şehir Plancıları Odasıdır. Anayasa‘nın 135 inci maddesine dayalı olarak Kanunla kurulmuş bu meslek Odalarına üyeleri olan mimar, şehir plancısı, inşaat mühendisi ve harita kadastro mühendisleri üzerinde bir takım denetim yetki ve görevleri tanınmıştır. Lisans diplomalarıyla yapma yetkisine sahip oldukları mesleki işleri yapabilmeleri için ilgili meslek odasına kayıt olan bu meslek mensupları gayrimenkul değerlemesi işiyle uğraşmak istiyorlarsa, 5582 sayılı Yasayla kurulmuş olan ayrı bir meslek kuruluşuna daha üye olmaları gerekecektir. Bu durum meslek mensuplarının disiplini bakımından olduğu gibi yetki bakımından da karışıklık yaratacaktır.