TMMOB DEPREME DUYARLILIK YÜRÜYÜŞÜ/17 AĞUSTOS 2013/KOCAELİ

29.08.2013

14 yıl önce bugün bu dakikalarda bir acı yükseldi bu coğrafyada. İzmit‘te, Adapazarı‘nda, Gölcük‘te, Yalova‘da, İstanbul‘da büyük Marmara depremi ile yıkıldık. On binlerce canımızı kaybettik. Yüreğimiz yandı. Bir doğa olayı afete dönüştü. Sonra Van‘ı, Erciş‘i yaşadık...

Öncelikle depremlerde kaybettiğimiz tüm canlarımızın anısı önünde saygıyla eğliyoruz.

Sevgili Arkadaşlar

Biz, bu ülkenin mühendisleri, mimarları, şehir plancıları "Depremi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız." demek için bugün buradayız. Büyük Marmara yıkımının on dördüncü yılında İzmit‘te gerçekleştirdiğimiz "Depreme Duyarlılık Yürüyüşü"müzü şimdi tamamlıyoruz.

Her 17 Ağustos‘ta olduğu gibi bugün de bir çığlık yaratmak için buradayız. Buraya ses çıkarmaya geldik arkadaşlar. Duymayan kulaklar duysun, görmeyen gözler görsün diye buradayız.

Biz biliyoruz: Ülkemiz coğrafyasının %98‘i deprem bölgesidir. İnsanımızın %95‘i deprem bölgesinde yaşamaktadır. Ülkemiz depremle yaşamak zorunda olan bir ülkedir.

Biz hep söylüyoruz, hep söyleyeceğiz: Depremlerin afet olarak yaşanması, ülkemizin ve halkımızın yazgısı olamaz, olmamalıdır. Depremin afete dönüşmesi takdiri ilahi değildir. Deprem gibi bir doğa olayının afete dönüşümü engellenebilir. Yeter ki; yerleşme, barınma ve yapı üretiminde bilimin ve tekniğin gerekleri yapılsın.

Ancak ülkemizde işler hiç de iyi değildir.

Bu ülkenin İmar Yasası, Yapı Denetim Yasası, yapı üretimi ile ilgili yasaları, bunların ilgili ikincil mevzuatı sorunludur. Sistem yüzünü insana dönmemektedir. Bu ülkede yasal düzenlemeler ranta odaklıdır. Her olayda olduğu gibi vahşi kapitalizmin vahşi kuralları doğa olaylarının afete dönüşümünü engellemekten uzaktır. Aksine, neredeyse sistemin koyduğu kurallar doğa olaylarını afete dönüştürmek için yazılmaktadır. Siyasal iktidar görevini yapmak yerine, TMMOB‘nin ve bağlı odalarının sesini kısmaya çalışmaktadır. Sanki yapabilecekler... Bize saldıranlar bilimin ve tekniğin sesine kulaklarını tıkayıp, bilimin ve tekniğin sesi TMMOB‘yi susturmaya çalışıp işte bu depremlerin afete dönüşmesini sağlayanlardır.

Siyasi iktidarları hep uyardık. Uyarmaya devam edeceğiz: Doğa olaylarının afete dönmesini istemiyorsanız; yüzünüzü insanımıza dönün. Bilimin ve tekniğin gereğini yapın. Odalarımızın ve Birliğimizin sesine kulak verin.

Sevgili arkadaşlar, şimdi sözüm size, örgütümüze:

Bilimi ve tekniği insanlarla buluşturan bir mesleği yapıyoruz. İşimiz insan odaklı. İçinden çıktığımız halkımıza, insanımıza çok borçluyuz. Odalarımız meslek içi eğitim çalışmalarını, üyelerimizin belgelendirilmesi çalışmalarını hızlandıracaktır. Her üyemizin kendini daha donanımlı, daha yeterli, daha yetkin bir duruma getirmesi gerekiyor. Bu bizim halkımıza olan sorumluluğumuzdur. Bunu zaten yapıyoruz, bunu geliştireceğimize çok inanıyorum arkadaşlar.

Şimdi hepimize bir büyük görev düşüyor:

Şimdi, burada söylediklerimizi, sesimizi çığlığa dönüştüreceğiz. Duymayan kulaklara duyuracağız, görmeyen gözlerin görmesini sağlayacağız. Buradan ayrıldıktan sonra sesimizi büyümeye devam edeceğiz. Paneller, seminerler yapacağız. Bir yandan depremi anlatacağız, bir yandan kendimizi yetiştireceğiz.  Bu bizim büyük sorumluluğumuz.

Şimdi; "Depremi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız" deme zamanıdır.
Şimdi; "Türkiye depremi unutma, unutturma" deme zamanıdır."

Yolumuz uzun. Hepimize kolay gelsin.

Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı