
TMMOB DİYARBAKIR İKK: KAÇAK YAPILAŞMA ARTIK RANT PEŞİNDE KOŞANLARIN BAŞVURDUKLARI BİR YÖNTEMDİR
TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu 9 Aralık 2022 tarihinde kentin rantsal politik yaklaşımlara karşı bir basın açıklaması yaptı.
BASINA VE KAMUOYUNA
Kentimizde inşaî faaliyetlerin durumu ve kentte oluşan kaçak ,ruhsatsız ve hiçbir mühendislik hizmeti almadan devam eden yapılaşmalardaki artış bizleri endişelendirmiştir. TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu (İKK) olarak, gerek yasal merciler üzerinden suç duyuruları yapmamız, gerekse de zaman zaman kurumlara kendi görevlerini hatırlatmamızdan kaynaklı geliştirdiğimiz tutuma karşı, kurumumuz hedef haline getirmek istenmektedir.
Suç duyurusunda bulunduğumuz ve ilgili idarelerce gereğinin yapılmasını istediğimiz kaçak yapılar hakkında işlem yapılmadığı gibi yeni kaçak yapılara da göz yumulmaktadır. Özellikle iktidar tarafından yeni bir imar barışı söylemi artan kaçak yapılara neden olmuştur. Bunun en son örneği Çevre Şehircilik karşısındaki alanda yeni yapılaşmalar ve yapıların yükseltmeleridir. Bunun gibi kentte onlarca örnek mevcuttur.
Bilindiği üzere imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapılar, kaçak yapı niteliğindedir. Kaçak yapılar kanunda; “İmarlı alanlarda kamu ve özel mülkiyete konu olan parsellerde mülk sahipleri tarafından ruhsat ve eklerine, fen ve sağlık kurallarına, kat nizamına, yapı emsal değerlerine, komşu mesafelere aykırı yapılar” olarak tanımlanmaktadır.
Bu haliyle bakıldığında; kentimizde son 6 yıl içerisinde yerel yönetimlerin denetimsiz ya da görmezden gelen yaklaşımlar ile kaçak yapı oranının arttığı görülmektedir. Bunun yanında İmar plan ve hükümlerine uygun olarak yapılan birçok yapının dahi proje ve eklerine aykırı yapılaşması iskân ruhsatı alınmasına engel teşkil ettiğinden iskan ruhsatları alınamamaktadır. Buda inşaat ruhsatı ile ikamet edilen yapılar topluluğunu ortaya çıkmaktadır. Kent ve kent mekân Planlamasında rant esas alınmakta ve yandaş bir kesim ile usulsüzlükler kurumsallaştırılarak kent dizayn edilmek istenmektedir. Kent mekanının rant elde etmenin bir aracı olarak görülmesi piyasanın kısa vadeli özel çıkarlarına hizmet edecek bir kentleşme modelini beraberinde getirmiştir. Kamu arazilerinin elden çıkarılmasını, İmar barışı süreçleriyle birlikte kaçak yapılaşmanın özendirilmesini desteklemiştir.
Kentleşme ve Kent planlamaları politikaları açısından büyük önem taşıyan belediyelerin ise, kaçak yapılaşma ile mücadele etme gibi bir dertlerinin olmadığnı göstermiştir. Ayrıca belediyelerin içinde bulunduğu yerel siyasi konumlar ve kayyumların seçimlere yönelik kaygılarından biri olan imara ilişkin kaçak yapılaşmadan tutalım da uygun olmayan plan tadilatları, alt yapısı oluşturmadan vatandaşın mağduriyetine neden olan kentsel dönüşüm projeleri gibi konular görmezden gelinmektedir. Kent mekanının kamu ve toplum yararı düzenlemelerinden çok, kişisel ya da siyasal çıkar amaçlı ele alınmaktadır. Bu süreçte belediyelerin kaçak yapılaşma ile ilgili olarak ’ yapabilecekleri ve yapmadıkları’ konusundaki yetki ve sorumluluklarının kentli ve biz meslek örgütleri tarafından çok net görüldüğü bilinmelidir.
Ayrıca Belediyelerin yasal yükümlülükleri gereği görevli oldukları konularda, kayyum yetkili personel atamalarında, siyasal ve kişisel tercihleri sonucu belirledikleri için kurumsallaşamayan bir belediye beraberinde kent patronlarının yaratılmasına yol açacak bu sorumsuz yaklaşımlar, kentsel sorunları ve kaçak yapılaşma süreçlerini daha önce olduğundan farklı bir derinliğe götürmektedir.
Kaçak yapılaşma sorununu aşabilmek için öncelikle kayyumların doğa, tarih, kültür, ve kentleşme konusunda yereldeki aktörlerin ve dinamiklerin oluşturduğu bilimsel ve hukuki gerekçelerini esas alması gerekmektedir. Sonrasında Kaçak ve sağlıksız yapı süreçlerinin oluşmadan önüne geçebilecek stratejiler tanımlanmalı, buna karşın oluşan ihlaller için, cezalandırma politikalarından çok özendirme ve sakındırma politikaları hayata geçirilmelidir.
Kaçak yapılaşma bugün artık rant peşinde koşanların başvurdukları bir yöntem haline gelmiştir. Bu durumun başlıca müsebbibi ise, yıllardır topluma, insana, çevreye saygı duymayan türde şehircilik ve kentleşme politikaları uygulayan hükümetidir. Siyasi iktidarın ekonomik darboğazı, kent topraklarını ve doğal kaynaklarını pazarlayarak aşmaya çalışması doğru bir politik yaklaşım değildir. Planlama ve imar mevzuatı ile getirilmiş olan düzenleyici kural ve sınırlandırmaları ekonomik gelişimin önünde engel olarak görmekten derhal vaz geçmelidir.
Tüm bu rantsal politik yaklaşımlara karşı TMMOB, her zaman olduğu gibi bilimsel teknik ve ekolojik yaklaşımları daima ön planda tutarak değerlendirmiştir.
Ancak kentimizde kentsel dönüşüm adı altında kentin her tarafını rant amaçlı parselleyen anlayış bugün salt bu yanlışlıklara karşı çıkmamızdan kaynaklı bizi hedef haline getirmiştir. En son halkın iradesini hiçe sayarak hak etmediği halde koşa koşa Bağlar belediye başkanlığı koltuğuna oturan kişi tarafından odalarımız hedef gösterilmiştir. Daha hangi odamızın açtığı dava sonucu mahkeme kararıyla, Kaynartepe’deki rant projesinin durdurulduğunu dahi bilmeyecek kadar süreçten uzaktır. Kaynartepe deki kentsel dönüşümü yürütmeyi beceremediği için işlemler önce şirkete sonrasında başka kurumlara en sonda Büyükşehir Belediyesi ne devredilmiştir. Halka hizmet etmek isteyenler halkın sokak ve caddelerini gezip çukurlardan çöpten geçilmeyen yerleri yapsınlar.
Bizler TMMOB olarak halkı merkeze almayan, rant odaklı, halkı yerinden edecek projelerin karşısında olmaya devam edeceğiz. Dün olduğu gibi bugünde hakikati ve bilimsel yöntemleri daima savunacağız. Halkımızı bu konuda yanlış yönlendirmelere karşı duyarlı olamaya davet ediyoruz.
TMMOB DİYARBAKIR İL KOORDİNASYON KURULU