TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI TARAFINDAN "10. TÜRKİYE HARİTA BİLİMSEL VE TEKNİK KURULTAYI" GERÇEKLEŞTİRİLDİ

04.04.2005

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası tarafından 28 Mart - 01 Nisan 2005 tarihleri arasında "10. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı" Özgür Dünya'ya ana teması ile gerçekleştirildi.

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası tarafından 28 Mart - 01 Nisan 2005 tarihleri arasında "10. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı" Özgür Dünya‘ya ana teması ile gerçekleştirildi.

1987 yılından beri iki yılda bir düzenli olarak gerçekleştirilen Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayları‘nın onuncusu ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi‘nde yapıldı.

Kurultay açış konuşmaları sırayla Kurultay Başkanı Onur Gürkan, Kurultay Yürütme Kurulu Başkanı M.Tevfik Özlüdemir, ISPRS Genel Sekreteri M.Orhan Altan, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Ülkü, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı tarafından yapıldı.

"Haritacılığın 5000 Yıllık Yürüyüşü" oturumu ile başlayan Kurultay‘da onyedi oturum gerçekleşti. "50 Yıllık Yürüyüşümüz" başlıklı oturumda Prof. Dr. Korkut Boratav, HKMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Ülkü ile birlikte TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı da yer alarak görüşlerini katılımcılarla paylaştılar.

Kurultay‘da ürün tanıtımları, poster sergisi ve tiyatro gösterisi de yapıldı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı açış konuşmasının bir bölümünde şunları söyledi:
"Harita ve Kadastro Mühendisliğinin görevi; yeryüzünün bütününü veya bir bölümüne ilişkin doğal ve yapay arazi detayları ile ilgili geometrik ve tematik bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi, bilgilerin elektronik ortamda bir sistem yaklaşımı ile yönetilmesi ve hizmete sunulması, istendiğinde belirli bir ölçekte istenen amaca uygun bir izdüşüm sisteminde çizimsel olarak kullanıcılara sunulması ve aynı zamanda mekansal bilgilerin depolandığı ortam ile arazi arasındaki ilişkilerin kurulmasıdır. Bu yönüyle Harita ve Kadastro Mühendisliği ormancılık, madencilik, şehir planlaması, kırsal ve kentsel alan düzenlemeleri, çevre, ziraat gibi faaliyetlerde, arazi ile ilgili çok sayıda mühendislik disiplini ile birlikte araziye ait verileri sağlayarak gerek disiplinler arası gerekse ilgili kurum ve kuruluşlar ve kişilere karar ve destek sunmaktadır. Bu çerçeve içerisinde Odamızın gerek Birliğimiz koordinasyonunda gerekse diğer odalarımızla birlikte yürüttüğü -kısaca 2B olarak adlandırılan- orman arazilerinin anayasayı değiştirme çabaları ile peşkeş çekilmesi girişimine karşı doğrudan yabancı yatırımlar kanunu tasarısına karşı, kamu yönetimi temel kanunu tasarısına karşı, kıyıların yapılaşmaya açılmasını sağlayan yönetmeliğe karşı, Hazine arazilerinin satışı, yabancılara mülk satışı yasa tasarılarına karşı vermiş olduğu mücadele ile güçlendik. Ülkemiz ve halkımıza karşı sorumluluğumuzu yerine getirmenin onurunu birlikte yaşadık. Yürütülmekte olan "Bilirkişi olarak görev yapacakların nitelikleri ve çalışma esaslarına ilişkin yönetmelik", "Kamu İhale Yasası", "Toprak Reformu Kongresi" çalışmalarında da Birlik-Oda birlikteliğinin güzel örneklerini yaşadık, yaşamaktayız. Oda yöneticilerimize Birlik Yönetim Kurulu adına teşekkür ediyorum."

Kurultay sonucunda Sonuç Bildirisi de kamuoyunun bilgisine sunuldu.

10. TÜRKİYE HARİTA BİLİMSEL VE TEKNİK KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasınca iki yılda bir düzenlenen Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayları‘nın onuncusu 28 Mart-1 Nisan 2005 tarihleri arasında Ankara ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi‘nde gerçekleştirilmiştir. Kurultaya 800 Harita ve Kadastro (Jeodezi ve Fotogrametri) Mühendisi ve 300 dolayında konuk izleyici katılmıştır. Aynı zamanda meslektaşımız olan bir milletvekili, Tapu ve Kadastro Genel Müdürü, Milli Emlak Genel Müdürü, ODTÜ Rektörü, TMMOB Başkanı ile yöneticileri ve kamu kurumu yöneticileri Kurultayımıza katılmışlardır.

Kurultayımızda 8‘i çağrılı, 102‘si sözlü ve 36‘sı poster bildiri olmak üzere toplam 138 bildiri sunulmuştur. Bir panel, üç açık oturum ve bir konferans da programda yer almış, bildiriler dahil, anılan tüm sunumlar 17 oturumda; bir, iki ya da üç salonda eşzamanlı olarak gerçekleştirilmiştir. Caz dinletisi ve tiyatro gösterisinin de yer aldığı kurultayda, Taşınmaz Değerlemesi konusunda 38 kişinin katıldığı bir sertifika programı düzenlenmiştir.

Uzun zaman sonra yeniden paralel oturumların gerçekleştirildiği kurultayımız, Türkiye Ulusal Jeodezi Komisyonu (TUJK) Genişletilmiş Yürütme Kurulu toplantısı, Bakanlıklararası Harita İşlerini Koordinasyon ve Planlama Kurulu (BHİKPK) Yönetmelikler Komisyonu toplantısı, Uluslararası Jeodezi Öğrencileri Buluşması-Genç Haritacılar Günleri (IGSM-GHG 2005) Danışma Kurulu toplantısı, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası‘nın Sürekli Bilimsel ve Teknik Komisyonlarından Arazi Bilgi Sistemleri ve Veri Standartları Komisyonu, Mühendislik Ölçmeleri Komisyonu, Fotogrametri Komisyonu ve Kartografya Komisyonu toplantılarına da ev sahipliği yapmıştır. İçerisinde birçok ilki barındıran kurultayımızda, İnternet sayfası ile kurultay süresince yapılan etkinlikler ve yaşanan gelişmeler duyurulmuştur.

Özgür Dünyaya...

Dokuzuncu kurultayımız, ABD‘nin Irak‘ı işgal ettiği günlerde gerçekleştirilmişti. Üstelik yapılan bu işgal ve saldırılarda kullanılan silahlar, mesleğimizde de yaygın olarak kullanılan teknolojik donanımlara sahipti. Anılan saldırıların gerçekleştirilme gerekçesi ise Irak halkının "özgürleştirilmesi" idi. İnsanlık tarihinin binlerce yıllık birikimi olan bilimin ve teknolojinin toplum ve mesleğimiz açısından üstlendiği rollerin tartışıldığı anılan dokuzuncu kurultayımızın sloganı "Değişim, Gelişim, Nereye?" şeklinde belirlenmişti.

10. kurultayımızda sloganımız "Özgür Dünyaya..." şeklinde oldu. Özgürlük kavramını algılayışımız farklıydı ve "Değişim, Gelişim, Nereye?" sorusunun yanıtının "Özgür Dünyaya..." şeklinde olması gerektiğini düşünüyorduk. Kurultayımızın jenerik filminde de yer aldığı gibi dünyamız savaş, çölleşme, çarpık kentleşme, yoksulluk, doğal afetler vb. bir dizi sorunlar sarmalında bulunuyor. Bu gidişin bilimin ve aklın ışığında tersine çevrilebilir olduğuna, insanın ve dünyanın özgürleştirilebileceğine inanıyoruz.

Kurultayımızda özgürlük kavramı üzerine düzenlenen açık oturumların ilki "Özgür İnsanın Ayak Bağları" idi. Bu oturumda insanın özgürlüğü, kamusal alan ve dünyanın içinde bulunduğu koşullar felsefi, sosyo-politik ve iktisadi açılardan değerlendirildi. İnsanın özgürleşmesinin bilinçlilik ya da bir başka ifadeyle farkındalık düzeyine bağlı olduğunun vurgulandığı tartışmalarda, bir insanın özgürleşmesinin temel göstergesinin dışsal koşullardan bağımsız olarak düşünebilme yetisi olduğu dile getirildi. Yeni liberal politikaların bir ürünü olarak devletin toplum yaşamında üstlendiği rolün azaltılması ve dolayısıyla ulus devlet karakterinin zayıflaması üzerinde durulan oturumda, oluşan bu yeni yapının taşıdığı özellikler ele alındı. Bir taraftan devletin rolü kısıtlanırken, diğer yandan sivil toplum örgütlerinin ya da hükümet dışı kuruluşların rolünün artırıldığı, ama varolan yapıların da gerçekte sermayeye bağımlı bir nitelik taşıdığı ifade edildi. İktisadi açıdan yapılan değerlendirmelerde, iç ve dış borç sarmalında bulunan ülkemizin artık bağımsız olmadığı, eğitim ve sağlık gibi temel yurttaşlık haklarından yoksun olan ve birer müşteriye dönüşen insanlarımızın yoksulluğun pençesinde oldukları vurgulandı. Özellikle de insanı tahakküm altına alan ideolojik yüklemenin yurttaşların özgürleşmelerinin önünde ne derece büyük bir engel olduğu dile getirildi.

Özgürlük temasının işlendiği ikinci oturum ise "Kapitalizm, Küreselleşme ve ‘Özgürlük‘ " başlıklı oturum oldu. Teknolojinin ve mühendisliğin toplum yaşamında üstlendiği roller, emperyalizmin son dönem politikaları ve insanları özgürleştirme adına gerçekleştirdiği saldırılar, kapitalizmin yeni liberal politikalar ve serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde ürettiği politikalar ile egemen ideolojik araçların bireyler üzerindeki etkileri özgürlük başlığı ile ilişkili olarak ele alındı.

Tarihimiz Bize Işık Tutuyor...

Kurultayımız Odamızın ilk genel kurulunun gerçekleştirilmesinin ellinci yıldönümünde yapılmıştır. Gerek haritacılığın 5000 yıllık geçmişi ve yaratılan birikim, gerekse ülkemizin, Odamızın ve TMMOB‘nin son elli yıllık geçmişi ve geleneği, geleceğimize ışık tutmaktadır. Teknolojiyi en yoğun kullanan, bunun yanı sıra insan-toprak ilişkisinde üstlendiği sorumluluklarla toplumsal açıdan önemli bir konuma sahip olan mesleğimiz ile ülkemizin, Odamızın ve TMMOB‘nin tarihsel geçmişine dair gerçekleştirilen "5000 Yıllık Yürüyüşümüz" ve "50 Yıllık Yürüyüşümüz" başlıklı oturumlarda tarih bilinci ve yaratılan birikimin sonucunda oluşan değerlerimize sahip çıkmanın önemi vurgulanmıştır.

Geleceğimiz Gençler...

Dokuzuncu Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayında bir ilk yaşanmış ve konuşmacı meslektaş adayı öğrencilerimizin düşünce ve yaklaşımlarını meslektaşlarımızla paylaştıkları bir ortam yaratılmıştı. Onuncu kurultayımızda öğrenci katılımı daha ileri bir noktaya taşınmış, konuşmacıların yanı sıra farklı üniversitelerimizden dinleyici olarak da yaklaşık 100 öğrenci kardeşimiz kurultayımıza katılmıştır. Öğrenciler tarafından gerçekleştirilen sunumda Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği öğrencilerinin ülkemizde ve dünyadaki örgütlenmeleri ele alınmış. Bu çerçevede, ülkemizdeki bölümlerde kurulan Jeodezi ve Fotogrametri Kulüplerinin taşıdığı öneme değinilmiş, henüz kulüp örgütlenmesi olmayan üniversitelerimizde de kulüplerin bir an önce kurulması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, gerçekleştirilen oturumlarda Odamız öğrenci komisyonları çatısı altında günümüze dek yapılan etkinlikler ile Uluslararası Jeodezi Öğrencileri Buluşması-Genç Haritacılar Günleri (IGSM-GHG 2005) başta olmak üzere gelecekte yapılması düşünülen etkinliklere dair sunumlar yapılmıştır. Genç Haritacılar Günleri, Dikili Yaz Eğitim Kampı, Genç Haritacılar Sosyal Çalıştayı vb. bir dizi etkinlikte, birlikte üretme ve paylaşma heyecanını yaşayan öğrencilerimiz, yaptıkları etkinlikler ve üretimleri ile geleceğimize olan güvenimizi bir kez daha pekiştirmişlerdir.

Kurultayımızda, genç araştırmacıları özendirmek amacıyla bir ilk gerçekleştirilmiş ve uluslararası mesleki sempozyum ve kongrelerde yaptıkları sunumlarla ödül alan genç meslektaşlarımız çağrılı konuşmacı olarak çalışmalarını kurultay katılımcılarımızla paylaşmışlardır.

Can Alıcı Bir Konu Olarak Eğitim...

Harita ve Kadastro Mühendisliği eğitim ve öğretimi uzun yıllardır Odamızın gündeminde yer alan bir konu olarak önemini korumaktadır. Son yıllarda bu konunun tartışıldığı platformlara örnek olarak "Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Eğitiminde 50. Yıl Sempozyumu", "Mesleki Sorunların Tartışılması ve Geleceğe Yönelik Politikaların Belirlenmesi Kurultayı" ve yakın bir geçmişte gerçekleştirilen "Prof. Dr. Ekrem Ulsoy Anısına 50. Yıl Eğitim Sempozyumu" verilebilir. Bu platformlarda eğitim konusu ayrıntılı olarak ele alınmış, varolan durum ortaya konmuş ve sorunların çözümü için gerekli politikaların nasıl geliştirileceği tartışılmıştır. Kurultayımızda yer alan eğitim başlıklı oturumumuzda nitelikli sunumlar yapılmış, verimli tartışmalar gerçekleştirilmiştir. Mühendislik eğitiminde eşdeğerlik (akreditasyon), ülkemizde ve Avrupa Birliği‘nde (AB) Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği eğitimi, mesleki davranış ilkeleri ve etik, hizmet içi eğitim konularının ele alındığı oturumda, son derece önemli bir konu olan eğitim başlığında Odamızın koordinatörlüğünde, başta üniversiteler olmak üzere farklı kurumların katılım ve katkıları ile tartışma ortamlarının yaratılması üzerinde görüş birliğine varılmıştır.

Eğitime ilişkin yaklaşımların salt Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği eğitimi ile sınırlı tutulmaması gerektiği, teknisyenlik ve teknikerlik eğitimlerini de içine alacak biçimde harita ve kadastro sektöründe eğitimin bütün bileşenlerini kapsaması gerektiği vurgulanmıştır. Mühendislik eğitiminde ulusal düzeyde bir eşdeğerlik programına gereksinimin duyulduğu, bu gereksinime altlık oluşturan temel etmenin ise birbirinden son derece farklı olanaklara sahip olan bölümlerin varlığı olduğu, sürekli eğitim çerçevesinde hizmet içi eğitim konusuna mutlaka özel bir önem verilmesi gerektiği yapılan değerlendirmeler arasında yer almıştır. Eğitim konulu tartışmalarda, gerek mühendislik, gerekse teknisyen ve teknikerlik eğitimlerinde çok sayıda eğitim birimi olduğu vurgulanmış, planlamadan yoksun bir bakış açısıyla, yeterli altyapısı ve öğretim elemanı olmadan bölüm ya da programların açılmasının önüne geçilmesi gerektiği dile getirilmiştir. Mesleğimizin isminin de tartışıldığı oturumda bölüm başkanları konseyinin bir an önce toplanmasın gerektiği ifade edilmiş ve böylesi oluşumların taşıdığı öneme değinilmiştir.

Depremler/Doğal Afetler ve Harita Kadastro Mühendisliği...

Ülkemiz başta depremler olmak üzere, seller, orman yangınları vb. bir çok doğa olayının etkisi altındadır. Örneğin, ülkemiz topraklarının önemli bir bölümü deprem riski altındadır. Diğer doğal afet riskleri ise bazı bölgelerimizde oldukça yüksektir. Harita ve Kadastro Mühendisliği, depremlerin önceden kestirilmesi ve jeodinamik amaçlı çalışmalarda yerbilimcilerle yaptığı ortak çalışmalarla, afet yönetimi ve deprem sonrası hasar tespit çalışmaları başta olmak üzere uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemi uygulamalarıyla deprem başlığında önemli sorumluluklar üstlenen bir disiplindir. Anılan çalışmalar disiplinimizde önemli bir yer tutmaktadır. Kurultayımız kapsamında, depremlerin önceden kestirimi amaçlı jeodezik uygulamalar, uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri ile deprem hasarlarının belirlenmesi, orman yangınlarının etkilerinin belirlenmesi, afet yönetimi vb. konularda yapılan çalışmalar katılımcılarla paylaşılmış, mesleğimizin deprem ve doğal afetler başlığında üstlendiği rolün bir kez daha altı çizilmiştir.

Günümüzün en önemli sorunlarından biri de çevrenin yönetilebilmesi için, planlanması ve denetlenmesidir. Ülkemizde gelişigüzel bir şekilde yapılan kentleşme "doğal afet" olgusu ile en önemli çevresel riskleri beraberinde getirmektedir. İnsan yaşamını, arazi yapısını ve yerleşim merkezlerini tehdit eden doğal afetlerin risklerinin azaltılması, uygun yerleşim alanlarını planlamak amacıyla kırsal ve kentsel alanları da kapsayacak şekilde doğal afet risk alanlarının belirlenerek harita çalışmalarının gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Üretilen bu haritalar doğal afet yönetimi için önemli birer kaynak niteliği taşıyacaklardır.

Tarihi Eserlerin Korunmasında Mesleğimizin Rolü...

Yersel fotogrametri, dijital fotogrametri, yersel ve uydu bazlı konum belirleme teknikleri, coğrafi bilgi sistemleri başta olmak üzere Harita ve Kadastro Mühendisliği disiplinini uygulamaları tarihi ve kültürel değerlerin belgelenmesi sürecinde önemli bir rol üstlenmektedirler. Kurultayımızda sunulan bildirilerde bu alanda uygulanan tekniklere ve uygulamalara yer verildiği gibi, ülkemizde uygulanan yasal mevzuat özelinde mesleğimizin yetki ve sorunlulukları üzerinde durulmuştur. Tarihi ve kültürel değerlerin korunması ve belgelenmesi konusuna eğitim programlarında daha ağırlıklı olarak yer verilmesi ve mesleğimizin uygulama alanına giren bu konuda yetki ve sorumlulukların yasal olarak tanımlanması için uğraş verilmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca meslektaşlarımızın bu konuya olan ilgilerinin artırılması ve bu alanda çalışmaya özendirilmeleri için uğraş verilmesi gerektiği ifade edildi.

Bilişim Teknolojileri, e-devlet ve Harita ve Kadastro Mühendisliği...

Bilişim teknolojileri sanayi devriminden daha etkin bir şekilde dünyayı yeni bir toplum biçimine taşımakta ve yaşamın tüm boyutlarını değiştirmektedir. Bu değişim, ülkemizde de yeni bir yönelim olarak "e-devlet" projelerini gündeme getirmiştir. Ülkemizde, gerek kamu, gerekse özel kuruluşlarda üretilen bilgi ve belgelerin seçimi, toplanması, düzenlenmesi ve hizmete sunulmasında, genel anlamda ulusal ve kurumsal bilgi yönetiminde eksiklikler bulunmaktadır. Bilgi yönetimi için ayrılan kaynakların yetersizliği ve yetişmiş insan gücü açığı nedeniyle, söz konusu bilgi ve belgeler etkin bir biçimde yönetilememektedir. Bilgi ağları aracılığıyla erişilebilen bilgi kaynaklarını da içeren çağdaş bilgi hizmetleri gerek ulusal, gerekse sektörel düzeyde henüz örgütlenememektedir. Kurultayımızda, ulusal bilgi sistemi kurma çalışmalarının bilgi hizmetlerini de kapsayacak şekilde genişletilmesinin gerekli olduğu vurgulanmıştır. Ulusal Bilgi Altyapısının oluşturulmasında, Ulusal Bilgi Politikalarının belirlenmesinde ve Bilgi Hizmetlerinin Örgütlenme aşaması olan "e-devlet" bileşeni proje çalışmalarında sektör olarak aşağıdaki konulara önem verilmesi gerektiği belirtilmiştir:

- Sanal ortamda vatandaşlara sunulacak bilgi ve hizmetleri tanımlamada "e-devlet" yönetimi ve politikalarının evrensel hukuk ve etik kuralları içerisinde yapılanması için destek verilmesi.
- Bireysel ve toplumsal sorunların çözümünde, toplumsal beklentilerin karşılanmasının sağlanması.
- Devletin yurttaşlara sanal ortamda sunacakları hizmetlerin sadece bilgilendirme boyutunu aşması ve yurttaşların karar alma süreçlerine de katılımlarının sağlanması.

Hizmet sunmada, devlet kuruluşlarının yeterince saydam ve kontrol edilebilir olması anlamında "e-devlet" çalışmalarında sektörümüzün de etkin bir şekilde yer alması kurultayımızda dile getirilmiştir. e-devlet çalışmaları üzerinde durulurken, e-devletin coğrafi boyutunun da sistem tasarımında ele alınarak yakın gelecekte gündeme gelecek e-devlet hizmetlerinde ihtiyaca yanıt verecek altyapının hazırlanması gerektiği vurgulandı. Bununla beraber günümüzde bilgi sistemi hizmetleri yaklaşımıyla tasarlanan ve uygulamaya sokulan e-devlet hizmetlerinin coğrafi tabanlı hizmetlerin gerçekleştirilmesine altlık oluşturacak biçimde tasarlanması gerektiğinin altı çizildi.

Coğrafi Bilgi Sistemleri Tartışmaları...

10. Kurultayda Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) konusundaki bildirilerin gerek sayısı, gerek içeriği açısından önceki kurultaylara oranla büyük bir artış gözlenmiştir. Kurultay süresince dört CBS oturumundaki 22 bildirinin yanı sıra Kamu Ölçmeleri, Kartografya ve Uzaktan Algılama oturumlarındaki CBS konulu bildirilerle birlikte bildiri sayısı 30‘u aşmıştır. Kurultayda CBS oturumlarının gündemini, aynı takvim aralığına rastlaması nedeniyle, kamuda ulusal düzeyde ele alınan e-Dönüşüm Türkiye Projesi Eylem 47, Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi (TUCBS) ve Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) gibi çalışmalar oluşturmuştur. İçeriği benzer olmakla birlikte başta Ulusal Konumsal Veri Altyapısı (UKVA) olmak üzere giderek Ulusal Mekansal Bilgi Altyapısı (UMBA), Ulusal Mekansal Veri ve Bilgi Altyapısı (UMVEBA) gibi çeşitlenen isimlerle anılmaya başlayan Ulusal Coğrafi Veri Altyapısı gerekliliği ile bu altyapının gereksinim duyduğu kurumsal yapının eksikliği, ortaklaşa kabul gören bir konu olmuştur. Türkiye Ulusal Coğrafi Veri Altyapısı Stratejileri‘nin tartışılacağı bir Çalıştay‘ın kısa sürede yapılmasının zorunluluğu da Kurultay‘da vurgulanan bir diğer konudur.

Coğrafi Bilgi Sistemleri Altyapısı ve Kurumsal Üstyapı Koşulsuz Gereklidir...

Günümüzde verilerin mekanla ilişkilendirilmesi ile ortaya çıkarılan ve karar alma süreçlerinde çok önemli bir rolü olan bilgilerin ulaşılabilir ve kullanılabilir olması için bir merkez tarafından yönetilmesinin uygun olduğu yapılan tartışmalarda dile getirilmiştir.

Bu çerçevede, üretilmiş ve üretilecek mekansal verilerin paylaşımı için acil bir kurumsal yapı oluşturulması gerektiğine değinilmiş, gelişen teknoloji ve yeni yaklaşımlar çerçevesinde güncelliğini yitirmiş kavramlar ile kurumların teşkilat ve görev yasalarının gecikmeden, bilginin öneminin giderek arttığı günümüz koşullarına ve gelecek uzgörüsüne (vizyon) uygun olarak değiştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Akademik çevrelerden farklı olarak, kamu kurumu teknokratları, CBS altyapısını kurmayı hedefleyen kurum ve kuruluşların Yeniden Yapılanmayı yol haritalarına almalarının bir zorunluluk olduğunun altını önemle çizmişler, son yıllarda CBS uygulamalarını uygulamaya sokmaya çalışan kurumların projenin başarısını etkileyecek böylesi önemli bir noktayı atlamaması gerektiği üzerinde durmuşlardır.

TUCBS‘nin yasal dayanağının oluşturulması ve yürürlüğe sokulması, gecikmeksizin gerçekleştirilmesi gereken bir eylemdir. Bu kapsamda BHİKPK Yönetmelikler Komisyonu geniş tabanlı katılım ve paylaşımla hazırlanan yasa taslağının ve e-Dönüşüm Eylem Planında yer alan 36 numaralı eylemin hedefi olan TUCBS‘nin yasal dayanağının hazırlanması çalışmalarıyla birleştirilmesi gerektiğinin önemi vurgulandı. Ayrıca 36 numaralı eylem planı kapsamında yürütülecek çalışmalarda BHİKPK‘nın Yönetmelikler Komisyonunda izlenen çalışma anlayışında olduğu gibi katılımcı, paylaşımcı ve bütünleyici bir anlayışın benimsenmesinin süreci hızlandıracığının önemi üzerinde duruldu.

CBS konulu çalışmalarda önemli bir rol üstlenmesi gereken ve TMMOB CBS Komisyonuna da önderlik eden Odamız, gerçekleştirdiği HKMOBİS projesiyle CBS‘de etkin bir meslek grubu olduğunu ortaya koymuş ve TMMOB‘in çalışma anlayışına bu projeyle yeni bir uzgörü kazandıracağının sinyalini vermiştir.

Coğrafi Bilgi Sistemi Uygulamaları Yaygınlaşıyor...

Harita ve Kadastro Mühendisliğinde son yıllarda yaşanan en önemli olgulardan biri, farklı disiplinlerle yapılan çalışmaların ağırlığının artmasıdır. Bir yönüyle, farklı disiplinlerle en önemli arakesitimiz olan CBS uygulamaları son yıllarda hızla artmış, pek çok alanda farklı disiplinlerle çok sayıda çalışma gerçekleştirilmiştir. Kurultayımızda çok farklı alanlarda gerçekleştirilen CBS uygulamaları konusunda bildiriler sunulmuştur. Tarihi eserlerin belgelenmesi, ulaşım planı optimizasyonu, kent bilgi sistemleri, hasta izlenmesi, arz zinciri yönetimi vb. bir dizi konu anılan çalışmalardan bazılarıdır. Kuşkusuz, CBS uygulamalarının yasal bir altlığa kavuşturulması ve ulusal ölçekte kurumsal bir yapıya kavuşturulması, gerek bu uygulamaların kullanımını yaygınlaştıracak, gerekse uygulama birliğinin sağlanması nedeniyle niteliksel bir sıçrama yaratacaktır.

Kurultayda CBS konulu oturumlarda etik konusuna da değinilmiş, etik kavramının günümüzdeki ve gelecekteki yönetsel mekanizmaların koşulsuz yardımcısı olacak ve karar vermede belirleyici desteği sağlayacak olan CBS uygulamalarındaki yeri ve önemi tartışmaya açılmıştır. Ayrıca CBS uygulamalarının doğru ve güvenilir platformlara dönüşmesi için sistemin ve sisteme altlık oluşturan verilerin nitel ve nice analizlerinin yapılması gerektiğinin altı çizilmiştir.

Kentlerimizde Bilgi Sistemlerinden Giderek Daha Fazla Yararlanılıyor...

CBS uygulamalarının yaygın bir şekilde uygulandığı alanlardan birisi de, yerel yönetim organlarımız başta olmak üzere kent yönetim organlarımızdır. Yönetim bilgi sistemleri ile bütünleşik olarak kullanılan kent bilgi sistemleri, yönetim organlarının çalışmalarını büyük oranda kolaylaştırmakta, özellikle de karar verme süreçlerinde işlevsel birer araç olarak kullanılmaktadırlar. Kentlerimizde kent bilgi sistemleri dışında, deprem konulu çalışmalarda, doğal gaz işletmelerinde, içme suyu temini ve dağıtımında ve farklı alanlarda yapılan CBS uygulamalarından da yararlanılmaktadır. Kurultayımızda anılan uygulamalara ilişkin bildiriler sunulmuş, bunun da ötesinde ülkemizdeki kent bilgi sistemi çalışmaları ve ilgili konular tartışılmıştır. CBS uygulamalarına ilişkin üretilecek yasal altlıkların ve standartların kentlerimizde bilgi sistemi uygulamalarını daha da niteliklileştireceği açıktır.

Uydu Görüntülerinde Sınırlarımız...

Son dönemde mesleğimizin gündemindeki önemli bir konu olan uydu görüntüleri ve bu görüntülerin harita üretim amaçlı kullanımı kurultayımızda da tartışılmıştır. Bu konuda yapılan ve gerek akademik çevreler, gerekse uygulayıcılar açısından önemli bir kaynak olarak değerlendirilmesi gereken bir çalışmada harita üretiminde kullanılacak en uygun görüntünün elde edilmesi için doğruluk, süre ve maliyet konuları temel alınmış ve uydu görüntülerinin doğruluğu ile detay tanımlayabilme gücü test edilmiştir.
Uydu görüntülerinden harita üretimi konusu önemlidir, çünkü günümüzde bilgisayar olanaklarının etkisi ile konu ile ilgili olmayan ve hatta bilgisiz farklı disipline mensup kişiler harita üretmeye çalışmaktadır. Harita üretimi için görüntü seçimini etkileyen doğruluk, süre, maliyet faktörlerinin irdelenerek, haritanın kullanım amacına en uygun görüntünün belirlenmesi günümüz koşullarında önem taşımaktadır. Sivil amaçlı yer gözlem uydularının uzaya gönderilmeye başlanması ile birlikte, uydu görüntülerinin, fotogrametrik harita üretiminin görüntü ihtiyacının karşılanmasında hava fotoğrafına karşı ciddi bir alternatif durumuna geldiği savlanmaktadır. Ancak uydu görüntüleri ile, özellikle de kadastral haritalar başta olmak üzere büyük ölçekli harita üretimi henüz söz konusu değildir. Bu kapsamda yürütülen araştırma çalışmaları, uydu görüntüleri ile 1/10000 ve daha küçük ölçekli haritaların üretilebildiğini, bununsa ancak çok sayıda yer kontrol noktası kullanılarak gerçekleştirilebildiğini ortaya koymaktadır. Uydu görüntüleri ile büyük ölçekli harita yapımının yakın gelecekte fotogrametrik uygulamaların yerini alamayacağı, ancak ikisinin birlikte kullanılabileceği kurultayımızda vurgulanmıştır. Bu sonuç, Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği taslağındaki yaklaşımla da örtüşmektedir.

Uzaktan Algılama Uygulamaları...

Uzaktan Algılama tekniği, uydu teknolojilerindeki olağanüstü gelişimin sonucunda daha da yaygın olarak kullanılmaya başlayan, mesleğimiz açısından önemli bir uygulama alanıdır. Günümüzde tarım, ormancılık, afet yönetimi, yerbilimleri, kentleşmenin izlenmesi, oşinografi, hidroloji vb. bir çok alanda uzaktan algılama uygulamaları söz konusudur ve meslektaşlarımız farklı disiplinlerle çok sayıda çalışma gerçekleştirmektedir.
Bu çalışmalarda;
su kirliliğinin analizi, depremin neden olduğu ağır hasarların belirlenmesi, yeşil alanların envanterlerinin yapılması, orman alanlarının zamansal analizi vb. konulara yer verilmiştir.

Fotogrametri Bambaşka Bir Biçime Bürünüyor...

Kurultayımızda fotogrametri başlığında dikkati çeken en önemli olgu kuşkusuz kullanılmaya başlanan yeni teknolojik olanaklar oldu. Fotogrametri oturumlarında; farklı çözünürlüklü sayısal kameraların performanslarının belirlenmesi, yersel fotogrametri yöntemiyle tarihi kültürel mirasların korunmasında harita mühendislerinin yetki ve sorumlulukları, yakın resim fotogrametrisinin endüstriyel ölçmelerde kullanılması, sayısal fotogrametri ve yersel lazer tarayıcı ile üç boyutlu modelleme, uçaklarla toplanan fotogrametrik amaçlı görüntü maliyetlerinin analizi, fotogrametrideki gelişmelerin harita üretimi üzerindeki etkileri ve bazı temel teorik fotogrametrik çalışmalara yer verilmiştir.

Fotogrametri oturumlarında, dijital fotogrametrik sistemlerin ucuzlaması, buna karşın yer kontrol noktalarının kolay ve ucuz tesis edilmesi nedeniyle fotogrametrik değerlendirmelerin dijital yöntemlerle yapılmasının daha uygun olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca hava fotogrametrisinde dijital fotoğraf makinelerinin kullanımı ile fotoğraf çekim sürelerinin önemli oranda artacağı ve bu durumun maliyetler üzerinde olumlu bir etki yarattığı dile getirildi.
Oturumlarda, uydulara takılı IfSAR ve uçaklara takılı LIDAR olarak adlandırılan algılayıcılarla yeryüzünün doğrudan üç boyutlu modellenmesinin olanaklı hale geldiği, uydu sayısının artması ve algılayıcı niteliklerinin yükselmesine karşın uçaklara takılı sistemlerle görüntü alımının gelecekte de devam ettiği, büyük uydu sistemleri yerine çok daha hafif, belirli bir amaca yönelik ve düşük maliyetli uyduların uzaya gönderileceği olası gelişmeler olarak vurgulanmıştır. Kurultayımızda ayrıca uydu görüntülerinden elde edilen bilgilerin CBS‘ye uygunluğu ve tarama (raster) bilgilerin vektör bilgilere dönüşümü konularına da yer verilmiştir. Ülke çapında yüksek doğruluklu harita üretimi için fotogrametrik uygulamaların üstünlüğünü koruyacağı da dile getirilen konular arasındadır.

Kartografyada Yeni Yaklaşımlar...

Aslında koordinatları bilinen renkler olarak algılayabileceğimiz tarama görüntülerden bilgi edinme problemine katkı sağlayacak olan çalışmalar yapılan oturumlarda işlenmiş, sayısallaştırma ile ilgili olan temel işlemlere yönelik yazılımlar tartışılmıştır. Bu yazılımlar tarama görüntü üzerindeki bilgilerden geçerli konum bilgisi edinme ve geometrik-tematik doğruluğa bağlı sınırlı ölçeklerde harita üretimi konuları üzerinedir. Ayrıca kartografya oturumlarında yüksek çözünürlüklü bilgilerden; görsel ortamda sergilenebilecek düşük çözünürlüklü bilgilere geçişte, önemsiz sayılabilecek bilgilerin göz ardı edilebilme ilkelerini tanımlayan genelleştirme konusunda da çalışmalara yer verilmiştir.

Yapılan oturum ve tartışmalarda teknolojik gelişmelerin kartografik kavramlara olan etkisini araştırmak ve özellikle Türkçe karşılık bulmak görevinin komisyonca üstlenilmesi, temel veri tabanının navigasyon, CBS vb. farklı amaçlarla kullanımı için önem taşıyan genelleştirme ve çoklu gösterim konularında yapılan çalışmalar aracılığıyla meslektaşlarımızın bilgilendirilmesinin önemine değinilmiştir. Ayrıca, sayısal coğrafik model ve sayısal kartografik model oluşturulabilmesi için modelleme yönergeleri ve semantik çözünürlük dereceleri üzerine ve üç boyutlu sanal model oluşturma sırasında coğrafi bilgi iletişimini sağlamak amacı ile gerekli kartografik parametreleri tanımlama üzerine araştırma yapılmasının gerekliliği vurgulanmıştır.

Harita Üretimi ve Kullanımında Yeni Açılımlar...

Kurultayımızda düzenlenen "Türkiye‘deki Harita Üretimi ve Kullanımı Süreci" başlıklı oturumda tematik haritaların üretiminde mesleğimizin üstlendiği ve üstlenmesi gereken rol, varolan kısıt ve olanaklar ile, ürettiğimiz haritalardan yararlanan kullanıcıların beklentileri ele alınmıştır. Bu başlıkta en temel olgu mesleğimizin işlevlerinin yeterince anlaşılamamış ve anlatılamamış olmasıdır. Harita ve Kadastro Mühendisliğinin tanıtılması için sektörün tüm kurumlarını içine alacak şekilde bir strateji planının geliştirilmesi ve bu amacı gerçekleştirebilmek için nitelikli somut adımların atılması gerektiği açıktır. Haritanın salt teknik bir araç olarak kullanılması dışında, toplumla mesleğimiz arasında kurduğu ilişki özelinde taşıdığı işlevlerin ve kimlik anlayışını güçlendirici yönlerinin meslektaşlarımız tarafından anlaşılması zorunludur. Bu konuda kısmen kendi kendimize çizdiğimiz sınırlarımızı ya da ayak bağlarımızı kaldırma zorunluluğumuz vardır.

1954 yılından bu yana faaliyet gösteren Odamız, üniversiteler, kamu kurumları ve özel sektör ile etkileşimli olarak toplumda haritaya yönelik bir talep yaratmak, ama bundan daha önemlisi sektörümüzde harita "arz"ının yaygınlaşmasını sağlamak zorundadır. Bu yönde nitelikli ve örnek oluşturabilecek çalışmalar yapılmalıdır. Anılan "arz"ı oluştururken her türlü çözünürlükteki harita üretiminin ve kullanımının mesleğimizin iş alanları içinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine karar verilmelidir. Teknolojiyi bu derece yoğun kullanan bir meslek disiplininin, mesleki ürünlerinin sosyolojik boyutları ile ilgilenmesi gerektiği açıktır ve bu yönüyle harita üretimi toplumumuz açısından da önemli bir ihtiyaca karşılık verecektir.
Panelde, varolan yasal altlıkların gelişim hızının teknolojinin gelişim hızının gerisinde kaldığı da vurgulanmıştır. Değinilen bir diğer konu ise, üç boyutlu olarak gördükleri coğrafyayı iki boyutlu olarak algılayabilme yetisine sahip bir gençlik yetiştirilmesi için harita okuma ve kullanma alışkanlığının yaygınlaştırılması gerektiğidir.

Kamu Ölçmeleri Alanındaki Tartışmalar...

Kurultay‘da "Kamu Ölçmeleri" konusunda üç oturum yapılmıştır. Bu oturumlarda "arazi yönetimi", "yasadışı yerleşmeler ve gecekondu", "arsa düzenlemelerinde eşdeğerlik", "desantralizasyon ve yeni kamu yönetimi anlayışı", "kırsal alan sorunları" ele alınmıştır. Bu konularda sektörün yaşadığı sorunlar, yasalaşma süreçleri ve çözümler üzerinde durulmuştur. Harita Sektörünün topluma yönelik yüzü olan kamu ölçmelerine ilişkin bu başlıklar uzun ve yoğun tartışmaların konusu olmuştur. Bu konularda uzun erimli projeksiyonlar yapılarak sorunla