TMMOB, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ÖNÜNDE KESK İLE BİRLİKTEYDİ
TMMOB, Toplu Görüşme Süreci'nde bir dizi eylemlilik içinde bulunan KESK'e 18 Ağustos 2005 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı önünde destek verdi. Etkinlik KESK'e bağlı Kültür Sanat-Sen tarafından düzenlendi.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı‘nın da katıldığı etkinlikte, Kültür Sanat-Sen Genel Başkanı Kemal Sevgisunar ile KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul birer konuşma yaptılar.
Kültür Sanat-Sen Genel Başkanı Kemal Sevgisunar konuşmasında şunları söyledi:
İş kolumuzda, yetkili bir sendika olarak, bizimde katıldığımız hükümetle karşılıklı sürdürülen toplu görüşme sürecinde, federasyonumuzun ve sendikamızın grevli, toplu sözleşmeli bir görüşme sürecini elde etme konusundaki kararlılığının açık bir ifadesi olarak eylemliliğimizi bu gün de hep birlikte bakanlığımız önünde sürdürmekteyiz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı uzun yıllardır, hükümetler düzeyinde hak ettiği ölçüde ciddiye alınmayan, üzerinde ülkeye faydası olmayan her türlü planın denendiği ve uygulamaya konulduğu , son yıllarda da iyice gözden çıkarılan bir kurumdur. Bu hükümet döneminde özellikle sayın Erkan Mumcu‘ nun bakanlık yaptığı dönemlerde ise bakanlığımızın personeli üzerinde başka hiçbir devlet kurumunda yapılamayan bir çok düzenlemeler bir çırpıda uygulanmış, bakanlığın bütün değer ve düzenlemeleri ile personeli hallaç pamuğu gibi atılmıştır.
O dönemde gökten zembille indirilen akıl daneleri Kültür ve Turizm gibi iki ayrı bakanlığı bir yasa üzerinde birleştirirken, bakanlıkta yapacakları kadrolaşmanın da temellerini atmışlardır. Yine o dönemlere dair yüzlerce dava, bu gün idare mahkemelerinde sürmektedir.
Gerçekte bu durum İMF politikalarının Kültür, Sanat ve Turizm alanına açık yansımalarıdır. Türkiye‘nin kültür kurumlarını dağıtmak, ortadan kaldırmak ya da özelleştirerek Türkiye Cumhuriyeti‘nin yurttaşlarına verilen bu hizmetin yok edilmesi amaçlanmaktadır. Bin yıllar içerisinde onlarca medeniyet eliyle oluşmuş Anadolu kültürü Dünya kültürel ortamına bir çok motifler taşımıştır, bugün de taşımayı sürdürecektir.
Ancak Halk Kültürlerini Araştırma Genel müdürlüğü bu düzenlemeyle etkisiz bir duruma getirilmiş, daire başkanlığına dönüştürülmüştür. Halk ve Çocuk kütüphanelerimiz can çekişmektedir. Bir çok kütüphanede bırakın kütüphaneciyi normal personel kalmamıştır. 300‘e yakın kütüphane sadece hizmetli arkadaşlarımızla açık tutulmaktadır. Yapılan yeni binalar başka kurumlara verilmekte, kütüphanelerin hiçbir gereksinimi tam ve zamanında karşılanmamaktadır. Hükümet, taşrada bulunan bakanlığımıza ait, müze, kütüphane, ören yeri ve korolarımızı belediyelere bir an önce devretme çalışmalarını sürdürmektedir.
Arkeolojik kazılar durma noktasına gelmiştir. Ören yerleri sahipsizdir. Bakanlığımızda eksilen her personelin yerine, yeni memur alımları yapmak yerine taşeron uygulamalarla özel sektöre havale edilmektedir. Bu yöntem ehil olmayan ellere bakanlığımızın teslim edilmesi, kültürel kalıtımızın talan edilmesi anlamına gelmektedir. Bütün kurumlarımız personel yokluğundan işlevlerini yerine getiremez durumdadır. Ancak, birimlerin yerel yönetimlere devri ve yeni kamu personel yasa tasarısının çıkacağı beklentisiyle bütün bu olumsuzluklar görmezden gelinmektedir.
Bu birimlerde çalışan arkadaşlarımızın sosyal statü ve malî haklarını koruyacak hiçbir yasal düzenleme yapılmamıştır. Birkaç müze ve kütüphane dışında bütün kurumlar gözden çıkarılmaktadır. Kamuoyunun dikkatleri dağıtıldığı ölçüde bu birimler yerli ve özellikle yabancı kuruluşlara satılarak peşkeş çekilecektir. Böylece devletin vermesi gereken hizmetlerden olan kültür ve sanat hizmetlerinin özelleştirilmesi hedeflenmektedir.
Doğal ve tarihi SİT alanları üzerinde ince planlamalar yapılmakta, buralardan rant elde etmek için, gerek mevzuatta gerekse personel düzenlemelerinde türlü düzenlemeler yapılmaktadır.
Bakanlığımız çalışanlarının yasal hakları yıllardır gasp edilmektedir. Bir türlü hizmette yükselme yönetmelikleri uygulanmamaktadır. Şimdi de yeni uzman yardımcıları alınmasıyla sınavlarla meslek memuru olmuş, yüzlerce çalışanımız yok sayılmakta, personele çifte standart uygulanmaktadır.
Sanat kurumları kendi kuruluş yasaları gereği özerktirler. Son dönemlerde yapılan atamalarda bu kurumlara yasal olmayan müdahaleler yapılmakta, keyfi ve politik atamalar için yönetimler zorlanmaktadır.
Bakanlığımız çalışanlarının ekonomik koşulları süratle düzenlenmelidir. Bizim kadrolarımız özelliklidir. Öyle rastgele bir eğitim alanlar bu kadrolara atanamazlar. Bu kadroların hak ettikleri maaş ve ek düzenlemeleri de ancak. Bu kadrolarda çalışanlar en iyi şekilde yönetebilir ve ücretlendirebilir. Bu kurumdaki kadrolar öyle armutla elmanın toplanması gibi toplanarak tariflenemez . Mali ve sosyal hakları oluşturulamaz.
YAŞASIN KESK,
YAŞASIN KÜLTÜR SANAT SEN
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ.