TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE

18.04.2005

TMMOB MİMARLAR ODASI YÖNETİM KURULU'NUN "AÇIK MEKTUBU", DAR MESLEKÇİ ANLAYIŞIN TMMOB'YE "AÇIK SALDIRISI"NIN İFADESİDİR. TMMOB KADROLARI, HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ, BU SALDIRIYI BU DÖNEMDE DE BERTARAF EDECEKTİR.

TMMOB MİMARLAR ODASI YÖNETİM KURULU‘NUN "AÇIK MEKTUBU", DAR MESLEKÇİ ANLAYIŞIN TMMOB‘YE "AÇIK SALDIRISI"NIN İFADESİDİR. TMMOB KADROLARI, HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ, BU SALDIRIYI BU DÖNEMDE DE BERTARAF EDECEKTİR.

TMMOB Mimarlar Odası‘nın bu dönemki Yönetim Kurulu‘nun 30.03.2005 tarih ve 03/698 sayılı yazısı, bir meslekçi anlayışın, 1970 lerden beri yaratılan ve sürdürülen devrimci, demokrat, yurtsever, çağdaş, ilerici ve aydın karakterli bir TMMOB yapısına "içeriden" bir saldırının nasıl yapılabileceğinin açık örneğidir. Ancak TMMOB Mimarlar Odası‘nın bu dönemki Dar Meslekçi anlayıştaki Yönetim Kurulu üyeleri bilmelidir ki: TMMOB‘nin devrimci, demokrat, yurtsever, çağdaş, ilerici ve aydın kadroları bu saldırıyı her zaman olduğu gibi bu dönemde de bertaraf edebilecek güçtedir.

NEDİR "DAR MESLEKÇİ ANLAYIŞ"?

Öncelikle bu anlayış, TMMOB‘yi "sistemin potansiyel suçlusu" olarak gören kesimlerin ve yapıların TMMOB içerisindeki uzantılarınca temsil edilir.

Dar meslekçi anlayış, 1973-1980 arası TMMOB Yönetim Kurulu‘nun Sevgili Başkanı Yüksek Mühendis Mimar Teoman Öztürk‘ün TMMOB Genel Kurulu‘nda söylediği sözleri ağızlarına almaz, alamaz: "Yüreğimizdeki insan sevgisini ve yurtseverliği, baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde, bilimi ve tekniği, emperyalizmin ve sömürgenlerin değil, emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inançlı ve kararlıyız. (TMMOB 25. Genel Kurulu 24.05.1980)"

Dar Meslekçi anlayış, Yönetim Kurulu Başkanının mimar olduğu 34. dönem Yönetim Kurulunun yaptığı değerlendirmelerin de uzağında durmaya özen gösterir. Dönemin Yönetim Kurulu, TMMOB ortamına şöyle seslenmişti: "TMMOB ortamı bir üretim, çaba ve mücadele ortamıdır. TMMOB ortamı; üyeleriyle Odalarıyla birlikte oluşan bir ortamdır. TMMOB ortamı sermayenin yolsuzluklarına, sömürüsüne, özelleştirme üst başlığıyla sürdürdüğü yağma ve talanına karşı bir ortamdır. TMMOB ortamı; yabancı tekellerin ülke kaynaklarını yağmalayan, çevremizin ve insanımızın sağlığını tehdit eden yatırımlarına karşı bir ortamdır. TMMOB ortamı; kentsel rantın kamuya dönüştürülme savunan; SİT alanlarının, ormanların yağmalanmasına karşı duran bir ortamdır. TMMOB ortamı; bilim ve teknolojiyi ve salt ekonomik büyümeyi fetişleştirmeyen, üyesinin ve halkın refahını ön planda tutan bir ortamdır. TMMOB ortamı; mücadeleyi kendi üye tabanında yaygınlaştırma çabasına girerken, işçilerle, kamu çalışanlarıyla, öğrencilerle, köylülerle dayanışma içinde! olmayı gerekli bulan ve bu dayanışmayı birlikte düşünce üreterek meydanlarda ortak eylemlerle yaşayan bir ortamdır. TMMOB ortamı; demokratik mücadelenin bir siyasi mücadelenin altyapısını oluşturduğunu bilen bir ortamdır, bu nedenle muhalif, emekten yana, siyasi partilerle de dayanışma içerisinde olmayı bir zorunluluk olarak gören bir ortamdır. TMMOB ortamı; bugün Türkiye‘de herkesin kendini demokrat ilan ettiği bir dönemde, işkence, yargısız infaz, zorla göç ettirme, Kürtlere asimilasyon ve benzeri tabu‘ların üzerine giden gerçekten demokrat bir ortamdır. TMMOB ortamı; militarizme ve otoriterizme karşı sivil demokratik bir toplumu, faşist çete devletine karşı, insan haklarına saygılı hukuk devletini savunan özgür bir ortamdır. TMMOB ortamı; Yeni Dünya Düzeni‘nin toplumumuzu işsizliğe, açlığa ve geleceği konusunda umutsuzluğa düşüren rant politikalarına karşı, sanayileşmeden, sosyali kalkınmadan, üretimden yana bir ortamdır. TMMOB ortamı; yurttaşların ve tüm çalışanların, aydınların düşünce ve örgütlenme özgürlüğünden, insan haklarında yana bir ortamdır TMMOB ortamı; sağlıkta, eğitimde, sosyal güvenlikte sosyal devleti savunan bir ortamdır. Özetle TMMOB ortamı; gücünü kendi üyesinden, kendi-halkından alan, üyesi ve halkı için var olan, sermayeden, devletten bağımsız, ülkede, bölgede ve dünyada barıştan yana, bağımsız, demokratik, laik bir toplum ve sosyal devletten yana bir ortamdır. TMMOB ortamını değiştirmek isteyenlere fırsat vermeyelim. TMMOB‘yi parçalamak isteyenleri açığa çıkaralım. Umutla, kararlılıkla, devrimci TMMOB‘yi Ayakta Tutalım, Sürdürelim. (Birlik Haberleri Ocak-Şubat 1998)

Dar meslekçi anlayış, TMMOB Mühendislik Mimarlık Kurultayında karar altına alınmış ve bu dönem TMMOB Çalışma Programının başına konulmuş TMMOB‘nin Temel İlkeleri‘ni bilmez: "TMMOB ve bağlı Odaları; Mesleki demokratik kitle örgütüdür. Demokrat ve yurtsever karakterdedir. Emekten ve halktan yanadır. Anti-emperyalisttir, Yeni Dünya Düzeni teorilerinin, ırkçılığın ve gericiliğin karşısındadır. Siyasetin dar anlamını aşar, yaşamın her olayını siyasetle ilişkili görür. Barıştan yanadır. İnsan hakları ihlallerine karşıdır, insanlık onurunun korunmasından yanadır. Örgütsel bağımsızlığını her koşulda korur, gücünü sadece üyesinden ve bilimsel çalışmalardan alır. Meslek ve meslektaş sorunlarının, ülkenin ve halkın sorunlarından ayrılamayacağını kabul eder. Politikanın oluşturulmasında ve uygulanmasında demokratik merkeziyetçi yöntemleri uygular. Karar alma süreçlerinde demokratik ve katılımcıdır. Bağlı Odaları ile birlikte mühendis, mimar ve şehir plancılarının meslek alanlarını düzenler, üyesinin ve halkın çıkarlarını korur. Sanayileşme ve demokratikleşme alanlarında durum tespitleri yapar, politikalar ve çözüm önerileri üretir. Ülkenin demokratikleşmesi için çaba sarf eder. Kamuoyu oluşturmaya yönelik çalışmalar içinde tartışmasız yer alır. Demokratik Kitle Örgütleri ve sivil toplum örgütleri ile ilkeli ve demokratik işbirliği içerisindedir."

Dar meslekçi anlayışın, gene TMMOB Mühendislik Mimarlık Kurultayında oybirliği olarak karar altına alınmış ve bu dönem TMMOB Çalışma Programının başına konulmuş TMMOB‘nin Çalışma Anlayışı ile uzaktan yakından ilgisi olmaz: "TMMOB ve bağlı Odaları; Toplumdan soyutlanmış seçkin mühendis ve mimarların örgütü değil, aksine toplumun içinde yer alan, onun bir parçası olarak toplumla etkileşim içinde bulunan, Temsili demokrasi alanının daraltılması ve biçimsel uygulamalar yerine, birlikte düşünme, birlikte üretme ve birlikte yönetme mekanizmalarını güçlendirici çabalara yönelen, Rant gruplarının otoriter, sınanamayan, hesap vermeyen yönetimlerin aksine, örgüt içi demokrasisi güçlendirilmiş, seçim dışında da katılım mekanizmalarını yaşama geçiren, Profesyonellerin ve uzmanların örgütü anlayışını reddeden; aksine kitle örgütü niteliği ile organlarına dayalı çalışmayı yürüten, Siyaset dışı kalma anlayışlarının tam tersine; her koşulda ve her zaman siyaset yapan, siyasetin dar tanımını aşan anlayışları yapıya egemen kılan, Üye ile ilişkilerini, devlet ve egemen kesimlerle olan ilişkilerinin önüne koyan, resmi otorite ile her türlü diyaloğa ve işbirliğine açık ama işbirlikçi yaklaşımların dışında kalan, Örgüt işlevinin deforme edilmesi anlamındaki hizmet üretimini reddeden, aksine üyelerinin hizmetlerinin niteliğini yükseltecek düzenlemeler yapan, norm ve standartları oluşturan ve bunların gelişimine hizmet edecek şekilde denetleyen, Egemen kesim ve egemen kesim söylemleri ile ters düşmeme anlayışlarını reddeden; aksine, üyesinin söz ve kararlarda yetki sahibi olmasını sağlayan, Kamu hiyerarşisi içinde yer edinme ve örgüt etkinliklerini buna bağlama anlayışlarının yerine, örgütün kamuoyu önünde saygın yerini korumayı ve geliştirmeyi hedefleyen, örgüt etkinliklerini kendi iç dinamikleri ve kendi kararları ile belirleyen, Meslek örgütü kavramını, demokratik kitle örgütü özelliğinin önüne çıkartarak, meslekçi eğilimleri güçlendiren anlayışların aksine, mesleki-demokratik kitle örgütü anlayışlarını yaşama geçiren, Her türlü yapılanma ve örgütlerle olan ilişkisinde, anlamsız hiyerarşik eşitlik anlayışları yerine, ilişkilerinde bu yapıların toplum içindeki işlevselliklerini ölçü olarak alan, Hiçbir üyesinin sorununu dışlamayan, ancak üyesinin büyük çoğunluğunu oluşturan ücretli çalışan mühendis ve mimarların konumları gereği, ücretli çalışan kesimlerle ve onların örgütleri ile ilişkilerini güçlü hale getiren, Örgütün uluslararası ilişkilerini güçlendiren, Dünyayı, ülkeyi ve yaşamı tanıyan, anlayan ve ona göre politikalar üreterek yaşama geçiren, bir çalışma anlayışı içerisindedir."

Dar meslekçi anlayış, TMMOB‘nin 38. Genel Kurulu‘nda karar altına alınmış ve bu dönem TMMOB Çalışma Programında "Başlıca Çalışma Alanları" başlığı altına konulmuş, "Mühendislikte ve Mimarlıkta Meslek ve Uygulama Alanları anlayışı"nı gündemine bile almaz: "TMMOB, meslek ve uzmanlık alanları hukukunun geliştirilmesi, yetkilerin tanımlanması, örgütümüzde varolan mesleki çatışma konularının giderilmesi amacıyla yapılacak çalışmalarda aşağıdaki ilkeleri göz önünde bulunduracaktır. 1.TMMOB, her uzmanlık alanının, örgütün bütün kademelerinde kendisini ifade etme olanağının bulunmasını gözetir, mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları arasında disiplinler arası çalışma gereksinmesinin bilincini yerleştirmek için çalışır, mesleklerin gelişmelerine koşut olarak disiplinler arası çalışmayı özendirir, kolaylaştırır ve örgütler. 2.Her meslek grubu, yetkili kuruluşların yasa, yönetmelik, şartname, tebliğ, vb. belgelerle verilen yetkiler dahilinde çalışırlar. Yasa, yönetmelik, genelge ve benzeri belgelerde eksiklik ve yanlışlıklarla ilgili çalışmalarını TMMOB tarafından benimsenmiş ilkeler ve kararlar doğrultusunda yaparlar. 3.Uygulama yapabilme yeteneği, bilgi ve beceri ile doğrudan ilintili olmakla birlikte, sorumluluk açısından başka mesleklerin yetkili olduğu alanlarla sınırlıdır. 4.Odalarımızın, başka bir Oda ile çakışan uzmanlık alanında yapacağı etkinlikler, ilgili Odanın görüş ve önerileri ile gerçekleştirilir. Bu etkinliklerde, düzenleyici Oda, ilgili diğer Odanın ya da Odaların bünyesinde örgütlü mesleklerin yetkilerini zaafa düşürecek program, içerik ya da görüntülerden kaçınır. 5.Meslekler arasındaki yetki sorunları TMMOB tarafından çözülür. TMMOB bu yetkisini ilgili Odaların kararlarını ortaklaştırmayı hedefleyerek kullanır. "

TMMOB ve bağlı odaların devrimci, demokrat, yurtsever, çağdaş, ilerici ve aydın kadroları dar meslekçi anlayışı ve bunların TMMOB içindeki temsilcilerini çok iyi bilir.

NE YAPAR "DAR MESLEKÇİ ANLAYIŞ"?

Öncelikle kendini "merkez" görür. Bu dönemki TMMOB Yönetim Kurulu tarafından kabul edilerek Resmi Gazete‘de yayımlatılan Mimarlar Odası Ana Yönetmeliğinde, tanımları açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, kendilerini "evrenin merkezi" olarak görürler ve 30.03.2005 tarihli yayımladıkları adına "Açık Mektup" dedikleri, küfür namenin altına "Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu" yazarlar. (TMMOB Mimarlar Odası Ana Yönetmeliği Üçüncü Bölüm Oda Organları, Görev ve Yetkileri Madde 13: Odanın Yürütme ve Karar organları şunlardır: a)Oda Genel Kurulu b)Oda Yönetim Kurulu c)Oda Onur Kurulu d)Oda Denetleme Kurulu)

Dar meslekçi anlayış, 15 Mayıs 2003 tarihinde, bir önceki dönem TMMOB ortamında imzalanmış "Tutanak"ı yok sayar. Ama yazdığı küfür namede de "Yüzlerce mimarın akıl ve düşünce emeğini; harcanan onca zamanları ve hatta yapılan onca masrafları "mimar olmayan" 14 kişinin oyuyla hiçe saymak, nasıl bir demokrasi anlayışının ürünüdür; nasıl bir örgüt etiğidir?" demekten kaçınmaz. (Tutanak: Yapılan görüşmeler sonucunda: TMMOB Mimarlar Odası SMM Yönetmeliği‘nin 5.Maddesi‘nin 3.paragrafının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Eseri olan yapının iç mekanlarını kullanıcı istek ve gereksinmelerine uygun olarak düzenler." (b) bendi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. b) Diğer Mimarlık Hizmetleri: Serbest mimar yapı üretimindeki rolü icabı yapı üretim süreci bütününde mesleği ile ilgili olarak doğrudan bir yapının üretimi ile ilgili olmayan, ancak yapının, yatırımın, planın, tasarımın gerçekleşmesi için gerek duyulan yan ve ek hizmetler sunar. Bu hizmetleri yürütme şekilleri ve koşulları Mimarlık Hizmetleri Şartnamesi ve Ücret Tarifesinde belirlenir. Maddeye (c) bendi eklenmiştir. c) Serbest Mimarın Diğer Uzmanlıklarla İşbirliği: Serbest Mimarın, Şehir Planlaması, Peyzaj Mimarlığı, İç Mimarlık ve ilgili Mühendislik alanlarında yetkili uzmanlıklarla yapacağı işbirliğinin esasları Odalar arası protokollerle düzenlenir. İmzalar: Kaya Güvenç TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı, A. Betül Uyar TMMOB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi, M.Remzi Sönmez TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi, H. Ali Ulusoy TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi, Nilgün Çarkacı TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi, Songül Top Peyzaj Mimarları Odası II. Başkanı, Ümit Nevzat Uğurel Şehir Plancıları Odası Başkanı, Erhan Demirdizen Şehir Plancıları Odası Sekreteri, Nilgün Çakır Mimarlar Odası Temsilcisi.)

TMMOB Mimarlar Odası Yönetim Kurulu‘nu oluşturan dar meslekçi anlayışın yazdığı küfür namede, TMMOB Yönetim Kurulunun 03.10.2004 tarihli 5. oturumunda "TMMOB Mimarlar Odası‘nın Ana Yönetmeliğinin Hukuk Müşavirimizin uygun görüşleri doğrultusunda kabulüne ve Resmi Gazete‘de yayınlanmaları konusunda Yürütme Kurulu‘na görev ve yetki verilmesine oybirliğiyle" aldığı 82 no‘lu karardan bahsetmez. Ama öte yandan şunları söylemekten çekinmez: "Öyle görünüyor ki TMMOB Yönetim Kurulundaki üyeler, 12 Mart 2005 günü yaptıkları toplantıda, yani ülkemiz tarihindeki en karanlık sayfalardan biri olan 12 Mart 1971 darbesinin yıldönümünde, bilimsel bir sorgulama sürecine girmeye gerek duymadan, mimarlığın özgün niteliğini, tarihsel ve güncel formasyonunu incelemeden mimarlık mesleğine karşı darbe yapmaktan çekinmemişlerdir." TMMOB Mimarlar Odası Yönetim Kurulu görevinde bulunan dar meslekçi anlayışa göre, TMMOB Yönetim Kurulu beş ayda mimarlık mesleğine darbe yapma konumuna gelmiştir. TMMOB Yönetim Kurulu‘nun oybirliği ile onayladığı TMMOB Mimarlar Odası Ana Yönetmeliğinde şunlar yazılıdır: "Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odasının amaçları, örgütlenmesi, işlev ve işleyişine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Madde 2- Bu Yönetmelik, Mimarlar Odasının üyeleri, organlarının görev ve yetkileri, şube ve temsilcilikler, mali hükümler ve oda seçimlerine ilişkin düzenlemeleri kapsar. Madde 3- Bu Yönetmelik; 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 13 üncü ve 39 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Madde 6- Odanın başlıca amaçları; a) Mesleki alanda ülke ve kamu çıkarları ile uluslararası gelişmeler çerçevesinde çalışmalar yapmak, mesleğin ve üyelerin değişen toplumsal ve ekonomik yapı içindeki değişen konumlarını izlemek, tespit etmek, değerlendirmek, mesleğin ve üyelerin görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemek, ulusal ve uluslararası ölçekte mesleğin gelişmesini izlemek ve sağlamak, b) Meslek onurunu ve üye haklarını korumak, c) Ülke içinde ve dışında tüm resmi ve özel kuruluşlarla işbirliği yaparak, mesleğin uygulama ve kuram alanında gelişmesini sağlamak üzere her türlü etkinliklerde bulunmak; bilimsel ve teknik evrakı inceleyerek gereken mesleki denetimleri yapmak, d) Mimarlık uygulamasıyla ilgili standart ve normları, yönetmelik ve teknik şartnameleri araştırmak ve incelemek, gerekli düzenlemeleri yapmak, e) Eğitim kurumlarıyla işbirliği yaparak mesleki eğitimin gelişmesine katkıda bulunmak, f) Üyeler arasındaki dayanışmayı sağlamak ve haksız rekabeti önlemek, g) Mimarlık kültürünün korunmasını ve geliştirilmesini sağlamak, bu doğrultudaki başarılı çalışmaları özendirmektir." Bu tanımlamalar, dar meslekçi anlayışın mimarlık mesleğine darbe vurduğunu iddia ederek küfrettiği TMMOB Yönetim Kurulunun oybirliği ile aldığı kararla Resmi Gazetede yayınlanır.

Evet, TMMOB Mimarlar Odası Yönetim Kurulu‘nu oluşturan dar meslekçi anlayış, Ana yönetmelikten sonra "TMMOB Mimarlar Odası Serbest Mimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği"ni de TMMOB Yönetim Kurulu onayına sunar.

Ancak, adı geçen yönetmeliğin TMMOB Yönetim Kurulu onayına sunulmasından önce, TMMOB Mimarlar Odası yayını "Mimarlık Haberleri" dergisinin Aralık 2004 de yayımlanan 101. sayısında, küfür namenin yazılmasının sinyalleri vardır. Yazı, hiçbir TMMOB Mimarlar Odası mevzuatında belirtilmemesine rağmen, kendine "Genel Başkan" ünvanı veren Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı tarafından yazılır. "...Olağanüstü Genel Kurulumuzda son şekli verilen ve hukuksal yapısı Resmi Gazete‘de yayımlanabilecek içerikte düzenlenen yeni SMM Yönetmeliği, daha şimdiden kimi çevreleri adeta "huzursuz" etmiş durumda. Çünkü bu yeni düzenlemede, özellikle son yıllarda mimarlığın yetki ve uzmanlık alanı dışına çıkartılmaya çalışılan "kentsel planlama, peyzaj, iç mimarlık" gibi mekânsal tasarıma dayalı çalışmalar "mimarlığın sorumlulukları" arasında yer alırken, mimarlık hizmeti veren şirketlerdeki mimar ortakların etkinlikleri de güçlendiriliyor. Bu nedenle yine aynı konularda, örneğin "mimar kentsel planlamada sorumlu olamaz" diyerek mimarlığın kentlerle ve her türlü yapılı çevre ile olan "tarihsel ve evrensel bağlarını" dar mesleki beklentiler adına yadsımaktan çekinmeyen kimi şehirciler SMM Yönetmeliği‘ne karşı çıkıyorlar. Bu tutuma koşut olarak, yönetmeliğimizin Resmî Gazete‘de yayımlanması için öngörülen "TMMOB kararının" alınabilmesinde ise yukarıda değindiğim, "mimarlığın değişik alanlardaki yetkilerini kullanan" diğer Odaların tartışmalı bir süreç yaratmaları sürpriz olmayacak... "Dar meslekçi anlayış, TMMOB‘ye saldırmanın ve yöneticilerine küfretmenin zeminini hazırlamaktadır. Artık TMMOB‘ye saldırı, kendilerine göre meşrudur(!).

TMMOB Yönetim Kurulu‘nun görüş, değerlendirme ve onayına sunulan "TMMOB Mimarlar Odası Serbest Mimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği" toplam 22 madde ve sekiz sayfadan oluşmaktadır. Yönetmelik, diğer görüşülen tüm Oda yönetmelikleri gibi, TMMOB Yönetim Kurulu toplantısından önce TMMOB Yönetim Kurulu üyelerine, bilgilenmeleri için TMMOB Genel Sekreterliğince gönderilir. TMMOB Yönetim Kurulu‘nun 19.02.2005 tarih ve 11. oturumunda da karar alınmak üzere gündeme alınır.

TMMOB Yönetim Kurulu onayına sunulan yönetmeliğin 5. maddesi "Mimarın ihtisasına, formasyonuna ve iştigal konusuna göre; müellif olarak tasarlamaya, uygulamaya, kabule, imzaya yetkili ve sorumlu olduğu mimarlık hizmet alanları şunlardır; a)Mimari tasarım hizmetleri; Mimari proje hizmetleri, rölöve, restitüsyon, restorasyon hizmetleri, iç mekan düzenleme ve mobilya tasarımı hizmetleri, imalat projesi, mimari çevre düzenlemesi hizmetleri, kentsel tasarım hizmetleri, imar planlama çalışmaları, koruma amaçlı imar planları; b)Mimari uygulama ve yönetimi hizmetleri; Mimari mesleki kontrollük, inşaat yönetimi, proje ve şantiye koordinasyonu ve planlaması; Şantiye şefliği, saha mimarlığı; Mimari fenni mesuliyet, kontrollük, yapı denetimi; geri besleme çalışmaları, kabul teslim çalışmaları; c)Mimari danışmanlık hizmetleri; Mimari danışmanlık, müşavirlik, bilirkişilik, hakemlik, eksperlik, jüri üyeliği, raportörlük; Mimari proje yönetimi, yapılabilirlik, fizibilite çalışmaları, program hazırlığı, özel araştırma ve çalışmalar, dosya hazırlığı, iş ve işlem takibi gerektiren işlerin yapılması, ihale dosyası hazırlanması, karşılaştırmalı keşif, şartname hazırlanması, d)Mimari eğitim çalışmaları; Mimari eğitim ve öğretim çalışmaları, e)Diğer sanatsal çalışmalar; Sanat eseri seçimi, maket çalışmaları, üç boyutlu görsel çalışmalar, animasyon, ve benzeri hizmetlerdir. Mimar ulusal ve uluslararası düzenlemelerle tanımlanacak yeni mesleki hizmet alanlarında da, bu düzenlemeler çerçevesinde hizmet verir." şeklindedir.

Yapılan müzakereler sonucunda, TMMOB Yönetim Kurulu Üyeleri önceki protokolü de hatırlatarak 5. maddenin bir sonraki TMMOB Yönetim Kurulu toplantısına kadar yeniden düzenlenmesi yönünde TMMOB Mimarlar Odasının TMMOB Yönetim Kurulu‘nda bulunan temsilcisi görev alır. TMMOB‘nin 12.03.2005 tarih ve 12. oturumunda, yeniden düzenlenen 5. madde görüşmeye açılır. Yeni düzenlemenin değişikliği sadece maddenin a şıkkındadır: "a)Mimari proje hizmetleri; Mimari proje hizmetleri, rölöve, restitüsyon, restorasyon hizmetleri, mimari iç mekan düzenleme ve donanımı tasarımı hizmetleri, mimari çevre tasarımı hizmetleri, imalat projeleri; kentsel tasarım, koruma amaçlı imar planları ve imar planlama çalışmaları."

TMMOB Yönetim Kurulu yapılan görüşmelerden sonra, onayına sunulan "TMMOB Mimarlar Odası Serbest Mimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği‘ni kabul ettiği şekli ile Resmi Gazeteye gönderme kararı alır. Kararın altında dar meslekçi anlayışın küfür namesinde belirtildiği gibi 14 değil 15 üyenin evet, 4 üyenin çekimser, 1 üyenin şerh oyu vardır. İki üye de karar alınan oturuma katılamamıştır. Karar altına alınan yönetmelikte 5. madde şu şekildedir "Mimarlık Hizmetleri Madde 5- Mimarın ihtisasına, formasyonuna ve iştigal konusuna göre; müellif olarak tasarlamaya, uygulamaya, kabule, imzaya yetkili ve sorumlu olduğu mimarlık hizmet alanları şunlardır; a) Mimari tasarım hizmetleri; Mimari proje hizmetleri, rölöve, restitüsyon, restorasyon hizmetleri, imalat projesi, b) Mimari uygulama ve yönetimi hizmetleri; Mimari mesleki kontrollük, proje ve şantiye koordinasyonu ve planlaması; Şantiye şefliği, saha mimarlığı; Mimari fenni mesuliyet, kontrollük; geri besleme çalışmaları, kabul teslim çalışmaları; c) Mimari danışmanlık hizmetleri; Mimari danışmanlık, müşavirlik, bilirkişilik, hakemlik, eksperlik, jüri üyeliği, raportörlük; Mimari proje yönetimi, yapılabilirlik, fizibilite çalışmaları, program hazırlığı, özel araştırma ve çalışmalar, dosya hazırlığı, iş ve işlem takibi gerektiren işlerin yapılması, ihale dosyası hazırlanması, karşılaştırmalı keşif, şartname hazırlanması, d) Mimari eğitim çalışmaları; Mimari eğitim ve öğretim çalışmaları, e) Diğer sanatsal çalışmalar; Sanat eseri seçimi, maket çalışmaları, üç boyutlu görsel çalışmalar, animasyon, ve benzeri hizmetlerdir. Mimar ulusal ve uluslararası düzenlemelerle tanımlanacak yeni mesleki hizmet alanlarında da, bu düzenlemeler çerçevesinde hizmet verir."

Sonra TMMOB Mimarlar Odası Yönetim Kurulunu oluşturan dar meslekçi anlayış, TMMOB‘ye ve TMMOB Yönetim Kurulu‘na karşı 30.03.2005 tarih ve 03/698 sayılı küfür namesini yazar.

TMMOB MİMARLAR ODASI YÖNETİM KURULU‘NU OLUŞTURAN DAR MESLEKÇİ ANLAYIŞIN KÜFÜRNAMESİNDE NELER VAR?

Küfür namede, "TMMOB Yönetim Kurulu‘nun "değiştirerek onayladığı"(!) yönetmelik ve özellikle de mimarlık hizmetlerinin tanımlarını "tırpanladığı" 5. madde, Mimarlar Odası‘nın son yıllardaki tüm genel kurullarında uzun görüşmelerle; en geniş katılımlı komisyon çalışmalarıyla; tüm örgütsel kadroların bulundukları Danışma Kurulları‘nda ve son olarak da 20-21 Kasım 2004 günlerinde Nevşehir‘de yapılan Olağanüstü Genel Kurul‘da tartışılarak son şekli verilmiş bir düzenlemedir. Yüzlerce mimarın akıl ve düşünce emeğini; harcanan onca zamanları ve hatta yapılan onca masrafları "mimar olmayan" 14 kişinin oyuyla hiçe saymak, nasıl bir demokrasi anlayışının ürünüdür; nasıl bir örgüt etiğidir?" diyor. Anlayana sorarlar? Neden Yönetmeliğini "mimar olmayan" TMMOB Yönetim Kurulu üyelerinin onayına sundun? Ana yönetmeliğini onaya sunduğun ve oybirliği ile onaylayan TMMOB Yönetim Kurulu Üyeleri, mimar mıydı? TMMOB Yönetim Kurulu nasıl oluşuyor? TMMOB Yönetim Kurulu‘nun ve ona bağlı odaların Yönetim Kurulu üyelerinin görev ve yetkileri nelerdir? TMMOB Mimarlar Odası Yönetim Kurulu üyelerinin bunları bilmemesi normal karşılanmalıdır. Onlar kendilerini "merkez yönetim kurulu" sanıyor. Yazdıkları küfür nameye öyle imza atıyorlar. Bazıları son TMMOB Genel Kuruluna izlemek için bile katılmıyor. Hiçbiri bu dönem yapılan TMMOB Danışma Kurulu toplantılarına katılmıyor. Onlar "merkez yönetim kurulu". Onlar dar meslekçi anlayışın "merkez" yönetim kurulu.

Küfür namede: "Öyle görünüyor ki "TMMOB Yönetim Kurulu"ndaki üyeler, 12 Mart 2005 günü yaptıkları toplantıda, yani ülkemiz tarihindeki en karanlık sayfalardan biri olan "12 Mart 1971 darbesi"nin yıldönümünde, bilimsel bir sorgulama sürecine girmeye gerek duymadan, mimarlığın özgün niteliğini, tarihsel ve güncel formasyonunu incelemeden mimarlık mesleğine karşı darbe yapmaktan çekinmemişlerdir. Mimarlar Odası‘nın mimarlık hizmetlerini düzenleyen yönetmeliğindeki "mimarlık hizmetleri tanımı"yla ilgili maddede yer alan kimi temel "mimarlık" eylemlerini "silerek", demokrasi kültürüne, uygarlık bilincine, bilimin rehberliğine, sanatçının haklarına, toplumsal çıkarlara ve hatta TMMOB‘nin "kendi varlığı"na bile "darbe" indirmişlerdir." diye yazmışlar. Bu benzetmenin akıldan yoksun olduğu açıktır. Sanatçı duyarlılığı, rehberliği, toplumsal çıkarlar ve TMMOB‘nin kendi varlığı bir yönetmelik maddesi ile açıklanabiliyorsa bu gerçekten bir komedidir. Onlar, emekçilere karşı sistemin açık savaşı olan 12 Mart faşizmini, ancak bu ülkede "yönetmelik" onaylayan kurum sanırlar. Onlar dar meslekçidir. Ne anlarlar emekçi halktan, ne anlarlar darağacında can verenlerden? Ne anlarlar yaşamdan? Kişisel tarihlerinde 12 Martın hangi bedelini ödemişlerdir? Onlar ancak TMMOB‘nin devrimci, demokrat, yurtsever, çağdaş, ilerici ve aydın kadrolarına küfretmekten anlarlar? Bir de 12 Mart‘tan bahsederler.

Küfür namede "Bu darbeye ve tüm tarihsel sorumluluğuna, sadece kararı alan üyeler değil, "çekimser" kalarak, yani "tarafsız"lığın aslında "taraf tutmak" olduğunu bilen "aydın davranışı"nı bile gösteremeyen üyeler de ortak olmuşlardır." diyor. Kararda çekimser oy kullanan Yönetim Kurulu üyeleri 02.04.2005 tarihli 13. oturumda dar meslekçi anlayışın, yönetmeliği yeniden görüşme talebini diğer Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte, oybirliği ile reddettiler. Dar meslekçi anlayış "Çekimser" oyun anlamını bile bilmez. TMMOB Mimarlar Odası Yönetim Kurulu "aydın davranışı" üzerine söz söylemeden önce kendi tartışma ve demokrasi kültürünü sorgulamalıdır.

Kendini "merkez yönetimi" sananlar, TMMOB Mimarlar Odası Yönetim Kurulu üyeliğinde bulunanlar, yazdıkları küfür namede TMMOB Yönetim Kurulu‘nda yer alan üyelerin isimlerini, karara çekimser oy veren ve toplantıya katılmayan üyelerin isimleri ile birlikte, odalarını da yazarak "Bu kişiler, sadece kendilerini değil, TMMOB‘yi de tarih ve çağdaşlık önünde mahkûm eden bir darbenin sorumluları olarak anılacaklardır."demek cesaretini gösteriyorlar. Bu meslekçi anlayışın TMMOB Yönetim Kurulu‘nda görev yapan üyelerin isimlerini ağızlarına alma hakları bulunmamaktadır. TMMOB Yönetim Kurulu‘nda yer alan bizlerin kimlikleri, kişilikleri TMMOB ortamında bilinmektedir. Bizlerin sorgulanmasını dar meslekçi anlayışlar zaten yapamaz.

Öte yandan, TMMOB Mimarlar Odasının şimdiki yöneticilerinin TMMOB‘yi ağzına almaları hiç yakışmıyor. "TMMOB tarihinde de zaten böylesi bir anlayış yaşanmadı ve bu kararda sergilenen demokrasi kültürü yoksunu kararının da başka bir örneği yoktur." diyorlar. "Ne var ki TMMOB‘yi yönetenler, bu tavır yerine, yapı denetimini sadece "betonarme karkas inşaatın mühendislik kontrolü" sayan ve şantiyelerden "mimari hassasiyetleri uzaklaştırmaya çalışan" egemen imar spekülasyonu düzeninin tutsağı olmuşlardır. Bu tavırlarıyla da "toplumsal çıkarları savunma" yönündeki tüm sözlerini ve TMMOB geleneğini tarihe gömmektedirler." TMMOB sözü ağızlarında ne kadar da eğreti duruyor: Sizler ne zamandan beri "TMMOB" sözünü kullanır oldunuz? Siz TMMOB‘nin ne anlama geldiğini bilir misiniz? TMMOB‘nin 50. yıl etkinliklerinde tüm Oda Yönetim Kurulu Başkanlarını ve bu örgüte emeği geçmiş TMMOB kadrolarını davet ettiğimiz "50. yılında TMMOB Örgütlülüğü" forumuna neden hiç biriniz konuşmaya gelemediniz? TMMOB‘yi parçalamaktan ve bölmekten başka, TMMOB üzerine söyleyecek sözünüz olmadığı bu tartışma kültürüyle ortaya konulmuştur. TMMOB Mimarlar Odasının bu dönemki Yönetim Kurulu üyelerine hiç düşmez, TMMOB‘yi anlatmak ve TMMOB geleneğinden söz etmek.

TMMOB Mimarlar Odası Yönetim Kurulu‘nda bulunan dar meslekçi anlayış küfür namede; "Kararın çok yönlü "sığlığına" ve saygısızlık gösterdiği evrensel değerlere geçmeden önce, bu tavrın; genelde mimarlığı "talan yapılaşması"na karşı etkisiz kılmaya çalışan "egemen siyaset"lerle uyumlu; bu uygarlık sanatını "toplumların kimliksizleştirilmesi" önünde engel sayarak kısıtlamayı hedefleyen "küresel dayatma"lara teslimiyet içinde; ve hatta daha da "geri"de olduğunu, öncelikle vurgulamak isteriz.... Ne var ki TMMOB Yönetim Kurulu, kent planlamasındaki, doğrudan "mimari dokuların yaşatılması"nı hedefleyen ve bu anlamda mimarlığın doğal ve evrensel ilgi ve sorumluluk alanı içinde olan "kentsel koruma planlamasını" bile mimarlık hizmetleri tanımı dışına çıkartarak, siyasal iktidarın bile yapamadığı kadar "Amerikancı" bir tavrı resmî kararlarına geçirebilmiştir. Böylece, aynı Yönetim Kurulu üyeleri, siyasi söylemlerinde hep sorguladıkları "küreselleşme"nin meslek anlayışına da imza atmışlardır." diyor. Ayrıca "Bu Yönetim Kurulu üyeleri, TMMOB tarihinde de geçmişin tüm insani ve toplumsal kazanımlarını ve erdemlerini inkâr eden "küresel dönüşüm"ü başlatmanın ilk kahramanları olma misyonunu üstlenmektedirler." diyor. Meslekçi anlayışın sözleri ile ne demekse, "Siyasi söylemlerimizde hep sorguladığımız küreselleşme"yi burada bir daha tanımlayalım. Dar meslekçi anlayışlar, küreselleşmeci anlayışlardır, ama hangi küreselleşmenin? Biz bir kez daha anlatalım. Onlar bir kez daha anlamazlıktan gelsinler:

"Küreselleşme; içinde yaşadığımız döneme damgasını vuran kapitalizmin çok uluslu şirketler aracılığıyla dünya boyutunda kurduğu ekonomik egemenliğin son aşamasıdır. Gelişmiş ülkeler, mal, hizmet ve sermayeyi ülkeler arasında olağanüstü bir hızla dolaştırarak, gelişmekte olan ülkelerin ekonomisini, sanayisini ve çalışanlarını büyük çapta etkilemekte, politik ve toplumsal dengeleri bozarak, gelir dağılımını çalışanlar aleyhine kötüleştirmektedirler. Küresel dünyada gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki uçurum derinleşmiştir. Spekülatif sermayenin, olağanüstü boyutlara ulaşarak üretime yönelik-verimli sermaye yatırımlarını önlediği, işsizliği arttırdığı, neden olduğu ekonomik krizlerin yıkıcı etkileri ile çalışanları yoksullaştırdığı açıktır. Özellikle son on yılda çalışanların sosyal hakları budanmış, ücretleri azalmış, refah düzeyi düşmüş ve tüm ülkelerde en üstte yaşayan %5 oranındaki kesim, büyük bir ranta ve sömürü artı değerine sahip olmuştur. Küreselleşme aynı zamanda, tekellerin aşırı kâra dayanan birikimi için savaş, gerginlik, çevre sorunları, dünya kaynak ve değerlerinin yağması demektir. Çok uluslu şirketlerin temel stratejileri ise bu talana karşı koymak isteyenleri yok etmektir. Bu amaçla, sendikasızlaştırma, uluslararası tahkim yoluyla, IMF/Dünya Bankası ve DTÖ baskısıyla özelleştirme ve rant ekonomisini egemen kılma uygulamalarıyla gelişmekte olan ülkelerin gelecekleri karartılmaktadır. Bu nedenlerle bu ülkenin mühendisleri, mimarları ve şehir plancıları ve onların örgütü TMMOB, küreselleşmeye ve onun yansımalarına, özelleştirmelere ve rant ekonomisine karşı çıkışını sürdürmektedir. Ülkemizde uygulanan ekonomik programın temel felsefesini, dünyada yaşanan bu gelişmelerden bağımsız olarak değerlendirmek olanaklı değildir. Türkiye, 1980‘li yıllardan itibaren uluslararası sermayenin yukarıda sözü edilen istemlerine uygun olarak enerjiden haberleşmeye, eğitimden sağlığa, tarımdan sosyal güvenliğe kadar hemen tüm alanlarda yapısal bir değişim programına tabi tutulmaktadır. Ülkemizde de giderek artan bir ivmeyle sanayi yatırımı azalmakta, çiftçi tarladan uzaklaşmakta, işsizlik oranı büyümekte, çıkan krizlerin sık ve dayanılmaz boyutları yoksullaşma sürecini kronik hale getirmektedir. Son dönemlerde ekonomik göstergelerde gözlenen iyileşmelerin temelinde üretim, yatırım, istihdam, teknolojik gelişmeler gibi nedenler değil, temelde iş gücü üzerindeki baskılar yer almaktadır. Bu çerçevede istihdam daralmakta, işsizlik artmakta ve ücretler gerilemektedir. Bu durumdan mühendisler de büyük çapta olumsuz olarak etkilenmektedir. AB‘ne üye olma sürecinde, Gümrük Birliğine geçişte olduğu gibi, uyum paketi yürürlüğe konmakta, sanayi tesisleri Avrupa‘nın taşeronu olarak düşük katma değerli ürünler