TMMOB YÖNETİM KURULU ŞEHİR PLANCILARI ODASI GENEL KURULUNA KATILDI
18-19 Mart 2006 tarihlerinde yapılan Şehir Plancıları Odası genel Kurulu'na TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, II. Başkanı Oğuz Gündoğdu, Sayman Üye Selçuk Uluata, Yürütme Kurulu Üyeleri Hüseyin Yeşil, Baki Remzi Suiçmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Sabri Orcan, İsmail Küçük, İbrahim Vardal, Remzi Sönmez,Serdar Kaynak TMMOB Danışmanı Orhan Örücü, TMMOB Genel Sekreter Vekili Hakan Genç katıldılar.
Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı açılışta şunları söyledi:
Sevgili arkadaşlar,
Hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.
İki yılda bir, Mart Nisan ayları TMMOB örgütlülüğü açısından önemli oluyor.Bu aylarda şimdi olduğu gibi TMMOB‘nin tüm odalarında Oda Genel Kurulları yapılıyor. Odalarımızda programlarını belirterek, birlikte çalışacak yeni dönem yöneticilerimiz belirlenecek. Oda Genel Kurullarında söylenenlerden ortaklaşanlar Birlik Genel Kuruluna taşınacak.
Oda Genel Kurullarında, bu örgütün öznesi olan üyeler, bireysel hukuklarını kullanarak, kendilerine, mesleklerine, odalarına, ülkeye ve yaşama dair görüşlerini söylüyorlar. Dönemini tamamlayan Şube Yönetim Kurulu çalışmalarını değerlendiriyorlar. Örgütümüzün geleceğine ilişkin yapılması gerekenlere dair düşüncelerini belirtiyorlar. Konuşmalar, bu örgütün kendi iç dinamikleri ile yarattığı bağımsız kürsülerden yapılıyor.
Ben Genel kurulları, "Onurlu bir yürüyüş, dik bir duruş" içerisinde bulunan Birliğimizin, bağlı odalarının yol haritasının kenar çizgilerinin netleştiği, koordinatların yeniden düzenlendiği, kilometre taşlarının yerine konduğu önemli günler olarak değerlendiriyorum.
Sevgili arkadaşlar,
Aslında bir dönemi değerlendirirken içinde yaşadığımız günlere ilişkin bir tespiti öncelikle yapmamız gerekiyor. Bu tespit de aslında "Nasıl bir dünya ve nasıl bir Türkiye" tespiti. TMMOB belgelerinden kısa bir alıntı ile bütün yaşanılanları anlaşılır bir şekle koymak çok kolay. Şöyle yazmışız:
"Dünya küreselleşmenin yıkıcı etkisiyle şekilleniyor, sermayenin sınırsız hareketlerini ifade eden küreselleşme çağında sermaye fiili ve ideolojik olarak yaşamın bütün gözeneklerinde tahakküm kuruyor. Küreselleşmeyle dünya kaos ortamına sürükleniyor, ülkeler, bölgeler, şehirler, mahalleler arasında eşitsizlikler gün geçtikçe artıyor. Yoksulluk, açlık ve işsizlik yaygınlaşıyor, şiddet yaşamın her noktasında boy gösteriyor, ABD Orta Doğu"yu kan gölüne çevirdi, işgal derinleşerek sürüyor. Uygulanan neoliberal politikalar dünyayı bir karabasana sürüklüyor, ideolojilerin sonu kapitalizmin sonsuzluğunu ilan edildiği dönemde egemenlerin tüm dünyaya sunduğu refah, demokrasi ve özgürlük vaadini savaş, yoksulluk, işsizlik ve açlık yalanlıyor."
Tabii bu ülkenin mühendisleri, mimarları, şehir plancıları bu ülkenin hangi dünyada, hangi çağda, hangi iklimde, hangi coğrafyada, hangi yüz yılda yaşadığını bilerek bunları yazıyorlar. Niye? Onu yer yerde söylüyoruz: Biz, bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan bir mesleği icra edenlerin örgütüyüz. Bizim mesleğimizin, bizim çalışmalarımızın öznesinde, odağında insan vardır. Bizim örgütümüz onun için yaşadığı çağı ve coğrafyayı bilmek ve anlamak durumundadır. Sermayenin küreselleşmesi burada ifade edildiği gibi dünyada iki yöntemle sürdürülüyor. Birincisi Irak‘ta olduğu gibi açık işgal, ikincisi de Türkiye gibi ülkelerde çıkartılan uyum yasaları ile sisteme entegrasyon. Bu anlamda bu iktidar kendinden öncekilerden çok başarılıdır. IMF ve Dünya Bankası programlarını en istenilen(?) bir şekilde hayata geçirmektedir, önümüzdeki dönemde de bu programı tam bir biat etme düzeneği içerisinde yürütmeye niyetlidir. Sermayenin küreselleşmesi doğrultusunda uyum yasalarının yürürlüğe sokulmasında, sağlıkta reform adı verilen yasaların çıkarılmasında çok başarılıdır, başarılı bir şekilde bu yasaları çıkarmaya devam etmektedir. Kamu reformu adı verilen yasaları gündeme getirip bunları çıkarmada çok başarılıdır. Özelleştirme önündeki engelleri kaldıran yasaları ortaya çıkarmada çok başarılıdır. Özetle siyasal iktidar neoliberal politikaların hayata geçirilmesinde, insanımızı işsizliğe ve açlığa sürüklemede gerçekten çok başarılı bir çizgidedir. Neoliberal politikaları hayata geçirmede gerçekten başarılıdır. Tabi, hemen söylemek gerekir ki, başarı durduğunuz yerden değişiyor. Sermayenin durduğu yerden ülkenin tablosuna pembe renkler hakim. Bizim taraftan bakıldığında ise tablo maalesef gri renklerden oluşuyor.
Türkiye, IMF ve Dünya Bankası programları çerçevesinde, sadece bu iktidarla değil, haksızlık yapmayalım, 1980‘li yıllardan beri hüküm süren bu iklimle Türkiye‘de iktidara gelmiş tüm siyasi iktidarlar aracılığıyla, hiç kesintisiz sürdürülen program ile sermayenin küreselleşmesi sürecine eklemlenmektedir. Hakkını yemiyelim: Bu iktidar geçmiştekilerden ve geçmiş yıllardan daha başarılı bir dönemi bu ülkede uluslar arası sermayeye yaşatmıştır.
Sevgili arkadaşlar,
Dünyanın bu aşamasında ve bu ülkede önümüzdeki çalışma döneminde bizleri nelerin beklediğini söylemek kahinlik olmayacaktır:
Önümüzdeki dönem, dünyada neoliberal politikaların ısrarla sürdürüleceği ABD ve koalisyon güçlerinin Ortadoğu‘daki işgali sürdürecekleri ve İran ile Suriye üzerindeki baskılarını artıracakları ancak buna karşı başta ABD‘de olmak üzere dünyanın dört bir yanında neoliberal politikalara karşı, işgale karşı protestoların örgütlendiği bir dönem olacaktır. TMMOB, emek ve demokrasiden yana politikaların yaşama geçirilmesi için üzerine düşeni yapacaktır.
Önümüzdeki dönem, ABD‘nin arka bahçesinde ortaya çıkan umudun giderek güçlendiği bir yıl olacak. Küba, Brezilya, Arjantin, Venezuella, Uruguay, Bolivya‘nın oluşturduğu bloğa Şili‘nin de eklenmesi ile umudun büyüdüğünü göreceğiz. Latin Amerika‘da esen rüzgarların esintileri diliyoruz buralara da ulaşacak.
Önümüzdeki dönem, Türkiye‘de AKP iktidarının IMF ve Dünya Bankası politikalarını harfiyen uygulayacağı, bu politikalardan zarar gören emekçilerin ve onların örgütlerinin de taleplerini yükselterek mücadele edeceği bir dönem olacaktır. TMMOB bu kavganın odağında yer alacaktır.
Önümüzdeki dönem , AB müzakere sürecinin egemenler açısından zorlu geçeceği ve emekçiler açısından da bu sürecin mücadele sürecine çevrileceği bir dönem olacaktır. TMMOB, gerek tarama, gerekse müzakere sürecinde 35 konu başlığı üzerinden sürece müdahale edecektir.
Önümüzdeki dönem, TMMOB olarak kendi uzmanlık alanlarımız üzerinden üyelerimizin ve kamunun çıkarlarını savunduğumuz ve bu doğrultuda çok sayıda kongre,sempozyum, panel ile tek başımıza veya diğer emek-meslek örgütleri ile birlikte mitingler ve gösteriler düzenleyeceğimiz bir dönem olacaktır.
Önümüzdeki dönem , TMMOB ve bağlı odalarının, bugüne kadar yaptığı önerilerin doğru çıkmasını da göz önüne alarak, doğrularımızı her platformda söylemeye devam edeceğimiz bir dönem olacaktır. Özellikle dışa bağımlı bir enerji politikasının bizi ve bizim gibi diğer ülkeleri nasıl zora soktuğunu iktidar dahil herkesin gördüğünü düşünüyoruz. Bu politikalardan vazgeçilmesi için ortamın uygun olduğunu düşünüyor ve iktidara sesleniyoruz. TMMOB‘nin sözlerini algılamaya çalışınız.
Önümüzdeki dönem , İnsan haklarına yönelik her türlü baskıcı girişimin barış içinde demokratik çözümünden yana bir dönem olması dileği ile TMMOB olarak üzerimize düşen her türlü demokratik girişimi yapmaya hazır olduğumuzu burada da ifade ediyoruz.
Önümüzdeki dönem, bizim açımızdan uzmanlık alanlarımızda çok sayıda düzenlemenin yapılacağı ve buna karşı her türlü girişimleri sürdürerek görüşlerimizi iktidar ve kamuoyu ile paylaşacağımız bir dönem olacaktır.
Bu dönem; Özelleştirme programında yer alan TEKEL‘in sigara fabrikalarının, TCDD‘ye ait limanların, Türkiye Şeker Fabrikalarının, Türkiye Demir Çelik İşletmelerinin, Sümer Holdingin, Denizcilik İşletmesinin, birçok elektrik üretim tesislerinin hisselerinin yerli ve yabancı özel tekellere devredilmek isteneceği dönem yıl olacaktır. PETKİM, TÜPRAŞ, ERDEMİR, Türk Telekom, Eti Alüminyum, TÜGSAŞ gibi 2005 yılında özelleştirilen kuruluşlara karşı hukuki mücadelenin sürdürüldüğü süreçte TMMOB, bu talana karşı çıkmayı sürdürecektir.
Bu dönem; eğitim ve sağlıktan sonra sosyal güvenliğin de özelleştirilmeye çalışılacağı bir yıl olacaktır. TMMOB, sorunlu işleyen sosyal devlet ilkesini tümüyle işlemez kılacak bu düzenlemelerin karşısında olacaktır.
Bu dönem; AB‘ye uyum adı altında hazineye ait toprakların topraksız ve az topraklı çiftçilere dağıtımının durdurulacağı, mayınlı arazilerin yerli ve yabancı şirketlere satılmaya çalışıldığı bir dönem olacaktır. Hazine arazilerinin ve mayınlı arazilerin yoksul köylüye verilmesini isteyen TMMOB, 2006 yılında da unutturulmaya çalışılan toprak reformunu ülke gündemine taşımaya devam edecektir.
Bu dönem; tarım sektörü açısından özellikle AB ve DTÖ müzakereleri sürecinde oldukça sorunlu bir yıl olacaktır. Tüm tarımsal ürünlerin Gümrük Birliği kapsamına alınmasının, DTÖ zirvelerinde tarımda daha da liberalleşmenin gündeme getirildiği süreçte; TMMOB, bütçeden tarıma daha çok kaynak ayrılması, çiftçimizin daha çok desteklenmesi, tarım ürünleri ticaretinde korumacılığın sürdürülmesi gerektiğini söylemeye devam edecektir.
Bu dönem; siyasi iktidarca 2B adı altında mali kaynak sağlama gerekçesiyle orman arazilerinin işgalcilere satışının gündeme getirileceği bir yıl olacaktır. TMMOB, bu talana karşı çıkacaktır.
Bu dönem; kamunun yeniden yapılandırılması projesi kapsamında, kurumlar ve çalışan personel açısından zor bir yıl olacaktır. Kamu Personel Rejimi Yasasının gündeme getirileceği süreçte, yanlışları engellemek, doğruları söylemek açısından TMMOB, üyelerinin ve tüm çalışanların insanca yaşayabilecekleri bir ortama kavuşmaları açısından üzerine düşeni yapmaya devam edecektir.
Bu dönem gerek meslektaşlarımız açısından gerekse halkımız açısından yoksulluğun arttığı, işsizliğin arttığı bir dönem olacaktır. Bu sözden hareketle TMMOB, "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz" diyerek emek ve demokrasi güçleri ile birlikte mücadelesini bu dönem de sürdürmeye devam edecektir.
Bu dönem kentsel dönüşüm projelerini bilim ve tekniğin dışında yaşama geçirmeye çalışanların, kentsel rant alanları yaratarak yandaşlarına peşkeş çekecekleri, ancak buna karşı TMMOB‘nin ve bağlı odalarının dik duruşları ile olanı biteni halkımızla paylaştığı ve keyifli mücadele günleri yaşayacağı bir dönem olacaktır.
Sevgili arkadaşlar,
Güç görevler güçlü örgütlenmeler ile gerçekleşir. TMMOB bu görevlerin üstesinden gelebilecek güçlü bir örgüttür. TMMOB‘nin insana ve yaşama karşı sorumlulukları vardır. TMMOB bu sorumlulukların gereklerini yerine getirmeye kararlıdır.
İşte 1968 yılı, 15. Genel Kurul.
İlk sonuç bildirisi çıkarılan ve sonuç bildirisi geleneği başlatılan genel kurul. ŞPO‘nun kurulduğu Genel Kurul.
Sonuç Bildirisinden iki paragrafı sizlerle paylaşmak isterim:
"Genel Kurulumuz Türk Şehir ve Bölge Plancıları Odası‘nın kurulmasını kararlaştırarak, ülkemizin sanayileşme ve şehirleşme meselelerinin çözümünü sağlayacak temel unsurlardan birisini, teknik kadronun gelişme ve teşkilatlanmasına başlatmıştır.......Şehirlerimizin, yurdumuza en yararlı bir düzen içinde büyümesi, gelişmenin disiplin altında yürütülmesi ile mümkün olacaktır. Bu disiplin, değerli ziraat ve orman sahalarını, tarih, sanat, yapı ve yapılar gruplarını koruyacaktır. Şehirler içinde veya civarında olduğu gibi bütün ülke sathında doğal ve kültürel, kamuya ait olan değerlerimizi, her türlü tahribata karşı korumayı bir ihtisas sorumluluğu sayıyoruz ve bu amaçla en kısa bir zamanda bilhassa kültür değerlerinin tescilini sağlayacak bir çalışmanın başlatılmasını istiyoruz.....Şehirsel ve kırsal alanlarda arsa arazi spekülasyonlarının, şehirleşmeyi ve tarım arazisinden yararlanmayı zedeleyici, sanayileşmeyi yavaşlatıcı, Devlet kaynaklarının etkisini azaltıcı etkilerin ortadan kaldırılması için tedbirler geliştirilmelidir."
TMMOB o dönem bir önemli alanın örgütlenmesinin önünü açmış ve odamızın oluşumuna karar vererek, Şehir Plancılarının örgütlenmesini sağlamıştır. Odamızın serüveni de o tarihte başlamış, odanın esas uğraş alanı o dönemden belirlenmiştir. TMMOB o dönemde de güç görevlerin güçlü örgütlenmeler ile sağlanacağının bilincindedir.
İşte 2004 38. Genel Kurul:
Genel Kurul delegelerimiz diyor ki: "TMMOB, bu yıl kuruluşunun 50. yılını kutlamaktadır. Birlik bu 50 yıl boyunca bilim ve teknolojinin insanlarımızın yaşamına yansıtılması ve bu alanların kamu çıkarı gözetilerek denetlenmesi çalışmalarını aralıksız sürdürmüştür. Ancak ne var ki bu 50 yıllık süreç askeri darbeler, sağ siyasi iktidarlar altındaki siyasi çatışma ortamları, baskılar ve yasaklamalar ortamında kısırlaşan ülkemiz demokrasisi ve örgütlenme kısıtlılıkları altında geçirilmiştir. Bütün bu olumsuzluklar içinde bile TMMOB, özellikle 1970‘lerden bu yana, ülkemizin kalkınma ve sanayileşmesinde, imarında bilim ve teknoloji politikalarının önemine vurgu yapan, kamu yararı ve adil paylaşımdan yana yurtsever, toplumcu bir çizgiyi savunan çalışmalarını ve mücadelesini sürdüre gelmiştir. Bütün bu süreç içerisinde söylediklerinin haklılığı ve doğruluğu ilerleyen zaman dilimlerinde defalarca kanıtlanmıştır.
Uzun geçmişimize dayanan deneyim ve bilgi birikimimiz ışığında günümüzün yüklü gündemi ve sorunları değerlendirildiğinde; mesleki, demokratik, kitle örgütü olmanın sorumluluğuyla hareket ederek çağdaş, bağımsız, demokratik ve sanayileşen bir Türkiye özlemiyle, üyelerimizin sorunlarının toplumun sorunlarından ayrılamayacağı bilinciyle, halktan ve emekten yana tavır alan, bu doğrultuda politikalar üreten ve mücadele veren bir TMMOB‘ye üyelerimiz ve halkımızın ihtiyacı devam etmektedir. TMMOB, toplumsal muhalefetin odağında yer alarak bu onurlu yürüyüşüne devam edecektir.
2004 - 38. Genel Kurul gerçekten TMMOB tarihinin en çok karar alınan, en çok üreten bir Genel Kurulu olmuştur. Böylelikle yönetme görev yetkisi verilen TMMOB 38. Dönem Yönetim Kurulunun güç görevleri yerine getirmede, güçlü bir örgüt yaratmada alınan bu kararlarla önü açık olmuştur. Şöyle ki,
Bu dönem;
TMMOB önceki dönemlerden çok fazla sayıda bilimsel ve teknik raporu kamuoyuna sunulmuştur. TMMOB bu dönem 7 ayrı sempozyum ve kongre etkinliğini odaların desteği ile gerçekleştirilmiştir. TMMOB bu dönem ilk defa Öğrenci Üye Kurultayı gerçekleştirmiştir. TMMOB bu dönem çok fazla sayıda kitap basımı gerçekleştirmiştir. Bu dönem meslek alanlarının yetki ve sorumluluklarını tanımlamada gerekli ve yeterli çaba gösterilmiştir. 17 odanın Ana Yönetmeliği ilk defa TMMOB Yönetim Kurulu kararı haline getirilmiş ve Resmi Gazetede yayınlatılmıştır. Çeşitli odalarımıza ait yirmiye yakın Uzmanlık, Belgelendirme, SMM Yönetmelikleri Yönetim Kurulu tarafından onaylanmış, karar altına alınmış, Resmi gazetede yayınlatılmıştır. Bu dönem odaların Meslekler arası yetki alanı tartışması büyük ölçüde yazılı şekle getirilerek tartışmalar büyük ölçüde çözümlenmiştir. TMMOB ve bağlı odaları, emek ve demokrasi güçleri ile birlikte ülkemizde verilen Demokrasi mücadelesinin odağında yer almıştır.
Söylemeden geçemem: 8 Ekim mitingimizi de tarihimizin en coşkulu, en katılımlı bir şekli ile hep birlikte gerçekleştirdik. Katılmayan katılamayan arkadaşlarımıza da "sen yoktun bir eksik kaldık" dedik.
Biz Yönetim Kurulunun TMMOB Genel Kurulunda yapılacak değerlendirmelerde "Genel Kurulda verilen görevleri yerine getirmek için Yetkilerimizi kullanan bir Yönetim" sözlerinin kullanılacağını biliyoruz. Açıkçası bundan da çok büyük bir onur duyuyoruz.
Öte yandan bu dönem bazı Oda Yönetimleri ile tartışmaların olduğu, sorunların yaşandığı bir dönem de oldu.
Mimarlar Odası Yönetim Kurulu ile: Şehir Plancılarının, İnşaat Mühendislerinin, Peyzaj Mimarlarının, İç Mimarların meslekleri ile ilgili yetki ve sorumluluk alanlarında ortak olanları belirlememizi uygun görmeyen Mimarlar Odası Yönetim Kurulundan inanılmaz bir hakarete uğradık. Ne 12 Martçılığımız bırakıldı, Ne Küresel rantçılığımız. TMMOB!ye ve kişiliklerimize ilişkin tüm söylediklerini Mimarlar Odası Yönetim Kuruluna usulünce iade ettik. Ama çok sevindiğimiz bir gelişme ile: Tüm Oda Başkanları -biri hariç (Kimya Mühendisleri Odası Başkanı)- ortak yayınladıkları deklarasyonla TMMOB!yi bu "dar meslekçi" saldırıya karşı dik tuttular.
Çevre Mühendisleri Odası eski yöneticilerinin Avrupa!dan aldıkları fonların hesabını verememeleri, netlikle açıklayamamaları sonucu, yapılan çok çeşitli görüşmelerin sonuçlanamaması ve sonunda Birlik Denetleme Kurulunun talebi ile, Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kuruluna her türlü işlemin ve gereğinin yapılması için görev ve yetki verdik.
Orman Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ile: İktisadi işletme hesaplarını TMMOB ortamına getirmemesi, TMMOB Denetleme Kuruluna bu hesapları açmaması ve giderek TMMOB‘nin görev ve yetkileri içinde bu hususun olmadığını belirtmeleri üzerine idari ve yasal girişimlerde bulunduk, yöneticileri hakkında tüm yasal işleme başvurduk, yöneticileri Onur Kuruluna sevk ettik.
Odanız Yönetim Kurulu ile de sorunlar oldu: Oda Başkanı da konuşmasında sözünü etti:
AB Hibe Sözleşmesi kapsamında alınan fonlar ile ilgili süreç yaşandı ve devam ediyor. Ben bu fonlarla ilgili TMMOB Yönetim Kurulu‘nun almış olduğu 8 kararı sizlerle paylaşmak istiyorum. Konu bu kararlarla çok kolaylıkla anlaşılacaktır.
Öncelikle Yönetim kurulumuzun tüm kararlarında göz önünde tuttuğu temel ilkelerini söylemek gerekiyor. Aldığımız tüm kararlarda ve uygulamalarda iki cümlenin gereğini yaptığımızı düşünüyorum. Öncelikle TMMOB‘yi 24. Oda olarak gören tüm anlayışları ret ettik. İkinci olarak da Birlikte karar alma, birlikte üretme, birlikte yönetme anlayışının arkasında sonuna kadar durduk.
Bu ilkelerden hareketle; Oda Başkanları ile yaptığımız ilk toplantı sonucunda, onların talebi ile 31 Temmuz 2004 de 45 No‘lu kararımızı aldık:
KARAR NO 45 : Avrupa Birliği (AB) ve diğer fonlar konusunda çalışma yapmak üzere Mehmet Soğancı, Baki Remzi Suiçmez ve Selçuk Uluata‘dan oluşacak bir komisyon kurulmasına oybirliğiyle,
Oda Başkanları ile yaptığımız toplantıdan sonra da 3 Ekim 2004 de 70 no‘lu kararımızı aldık:
KARAR NO 70 : TMMOB Yönetim Kurulu‘nun 31 Temmuz 2004 tarih ve 45 sayılı kararı ile oluşturulan komisyonun hazırlamış olduğu "AB ve Diğer Yabancı Ülke Fonlarının Kullanımı Hakkında Rapor"un uygunluğuna ve TMMOB görüşü olarak kabulüne oybirliğiyle,
12 Mart 2005 de 210 no‘lu kararımızı aldık.
KARAR NO 210 : Şehir Plancıları Odası‘nın, TMMOB Yönetim Kurulu‘nun 03 Ekim 2004 tarih ve 70 sayılı kararına rağmen Avrupa Birliği tarafından finanse edilen İşkur ile imzaladığı Hibe Sözleşmesi‘ni iptal etmesine, İşkur‘dan sözleşme karşılığı aldığı tutarı iade etmesine ve bu işlemleri 2 ay içerisinde tamamlayarak TMMOB‘ne bilgi vermesine (M.Remzi Sönmez‘in karşı oyuyla) oyçokluğuyla,
Fonlarla ilişkin Ziraat Mühendisleri Odamıza ilişkin 2 Nisan 2005 de 239 no‘lu kararımızı aldık.
KARAR NO 239 : TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa ve Adana Şubeleri‘nin Avrupa Birliği tarafından finanse edilen İşkur ile imzaladığı Hibe Sözleşmelerinin TMMOB Yönetim Kurulu‘nun 3 Ekim 2004 tarih ve 70 sayılı kararı uyarınca iptal edilmesine ve İşkur‘dan sözleşmeler karşılığında alınan tutarların iade edilmesine; işlemlerin bu doğrultuda sonuçlandırılarak TMMOB‘ne bilgi verilmesi hususunun Ziraat Mühendisleri Odası‘na iletilmesine oybirliğiyle,
Ziraat Mühendisleri Odamızla hiçbir sorunumuz olmadı. 4 Haziran 2005 de 292 no‘lu kararımızı aldık.
KARAR NO 292 : TMMOB Yönetim Kurulu‘nun 12.03.2005 tarih ve 210 sayılı kararı ile TMMOB Şehir Plancıları Odası‘ndan istenen bilgilerin gelmemesi nedeniyle, ilgili Odamıza tekit yazısı yazılmasına ve TMMOB Şehir Plancıları Odası‘nı denetlemek üzere TMMOB Denetleme Kurulu‘nun göreve çağrılmasına (Remzi Sönmez‘in karşı oyuyla) oyçokluğuyla,
25 Haziran 2005 de 299 sayılı kararımızı aldık:
KARAR NO 299 : TMMOB Şehir Plancıları Odası‘nın, TMMOB Yönetim Kurulu‘nun 12 Mart 2005 tarih ve 210 ile 04 Haziran 2005 tarih ve 292 sayılı kararlarını ısrarla uygulamamayı devam ettirmesinden dolayı, TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu üyelerinin TMMOB Şehir Plancıları Odası Onur Kurulu‘na verilmelerine oybirliğiyle,
Aynı tarihte Kimya Mühendisleri Odamıza benzer konu ile ilgili karar aldık:
KARAR NO 312 : TMMOB Kimya Mühendisleri Odası‘nın, AB ile DPT Merkezi Finans ve İhale Birimi tarafından gündeme getirilen Yerel Kalkınma Girişimleri Hibe Programı kapsamında eğitime yönelik proje hazırlama ve ilgili birimlere sunmaya yönelik TMMOB‘den yetki isteminin, proje kapsamının TMMOB Yönetim Kurulu‘nun 03 Ekim 2004 tarih ve 70 sayılı kararı ile kabul edilen "AB ve Diğer Yabancı Ülke Fonlarının Kullanımı Hakkında Rapor"un 2.maddesi kapsamına girmesi nedeniyle reddine oybirliğiyle,
Kimya Mühendisleri Odamızla hiçbir sorunumuz yok. Son olarak 18 aralık 2005 tarihinde son kararımızı aldık:
KARAR NO 436 : TMMOB Yönetim Kurulu‘nun, TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu üyelerine yönelik olarak yapmış olduğu şikayet hakkında, Şehir Plancıları Odası Onur Kurulu‘nun 04 Aralık 2005 tarihli toplantısında verdiği "Oda Yönetim Kurulu üyeleri hakkında disiplin işleminin yapılmasının mümkün olmadığına" ilişkin kararına karşı, TMMOB Disiplin Yönetmeliği‘nin 19.maddesi uyarınca TMMOB Yüksek Onur Kurulu‘na itiraz edilmesine (Remzi Sönmez‘in çekimser oyuyla) oyçokluğuyla,
Ben bu konuda süreç sürdüğü için bir yorumda bulunmak istemiyorum. Konuyu daha detaylı öğrenmek isteyen odalarımız "TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜ TARTIŞMALARI" başlıklı TMMOB yayını olarak çıkan kitabımıza bakabilirler.
Sevgili Arkadaşlar,
Oda Yönetim Kurulları ile sorunların çözüm yerleri Oda organları ve bunun üstünde Oda Genel Kuruludur, TMMOB Genel Kuruludur.
Yönetim Kurulumuz, Genel Kurulunuzun, bu olmazsa TMMOB Genel Kurulunun bu sorunu çözecek büyüklükte ve yetenekte olduğunun inancındadır.
Sevgili arkadaşlar,
Bir miktar zamanınızı aldım. Bitirirken şunları söylemek istiyorum.
Hepimizin düşüncesinde bir başka TMMOB olabilir. Bir kitle örgütünde herkesin gönlünde bir başka model ve işleyiş olması çok doğaldır. Ancak TMMOB, Genel Kurullarında oy birliği aldığı kararlarla kendini şöyle ifade ediyor. Burada bir kez daha tekrarlamak durumundayım.
"TMMOB ve bağlı Odaları mesleki demokratik kitle örgütüdür. Demokrat ve yurtsever karakterdedir. Emekten ve halktan yanadır. Anti-emperyalisttir, "Yeni Dünya Düzeni" teorilerinin, ırkçılığın ve gericiliğin karşısındadır. Siyasetin dar anlamını aşar, yaşamın her olayını siyasetle ilişkili görür. Barıştan yanadır. İnsan hakları ihlallerine karşıdır, insanlık onurunun korunmasından yanadır. Örgütsel bağımsızlığını her koşulda korur, gücünü sadece üyesinden ve bilimsel çalışmalardan alır. Meslek ve meslektaş sorunlarının, ülkenin ve halkın sorunlarından ayrılamayacağını kabul eder. Politikanın oluşturulmasında ve uygulanmasında demokratik merkeziyetçi yöntemleri uygular. Karar alma süreçlerinde demokratik ve katılımcıdır. Bağlı Odaları ile birlikte, mühendis ve mimarların meslek alanlarını düzenler, üyesinin ve halkın çıkarlarını korur. Sanayileşme ve demokratikleşme alanlarında durum tespitleri yapar, politikalar ve çözüm önerileri üretir. Ülkenin demokratikleşmesi için çaba sarf eder. Kamuoyu oluşturmaya yönelik çalışmalar içinde tartışmasız yer alır. Demokratik Kitle Örgütleri ve sivil toplum örgütleri ile ilkeli ve demokratik işbirliği içerisindedir."
TMMOB geçmiş dönemlerinde olduğu gibi, bu döneminde de bu ilkeler doğrultusunda çalışmalarını sürdürmüştür.
Aslında bu örgütün 1970!lerden beri belirlenmiş yol haritasını en özlü sözlerle Sevgili Başkanım Teoman Öztürk 1980‘lerde söylemiş. Şöyle diyor:
"Yüreğimizdeki insan sevgisini ve yurtseverliği; baskı, zulüm ve engelleme yöntemlerinin söküp atamayacağı bilinci içinde; bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil, halkımızın hizmetine sunmak için, her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inançlı ve kararlıyız."
Sevgili arkadaşlar,
Her zaman söylenir: Bu örgüt, gücünü sadece örgütlü üyesinden alır. Bu örgüt, emekten ve halktan yanadır. Bu örgüt meslek alanları ile ilgili ülke gerçeklerini ortaya koyar. Sorunları, nedenlerini ve çözüm yollarını önerir. Bu örgüt sadece gerçek olanı söyler. Bu örgütün insana ve insanlığa yönelik "başka bir dünya" için büyük ütopyaları vardır.
Şimdi ütopyalarımızı hayallere, hayallerimizi gerçeklere dönüştürme zamanıdır.
Sevgili arkadaşlar,
Günler ağır. Sıkıntılı, sancılı ve sorunlu bir ülkenin her türlü olumsuzluğu hepimizi vuruyor. Bu nedenle, şimdi bu sözler daha anlamlı: Bu ülkenin, bu ülke insanının TMMOB‘ye ihtiyacı var. TMMOB‘nin odalarına, odaların şubelerine, şubelerin örgütlü üyeye ihtiyacı var.
Şimdi bu ihtiyacın gereklerini yerine getirme zamanıdır. Sizleri Yönetim kurulumuz bu görevin gereklerini yerine getirmeye çağırıyorum. Hepinize Yönetim Kurulumuz adına saygılar sunuyorum.