TRT`NİN PROGRAMINA "BAY MÜHENDİS" TALEBİ BASIN KONSEYİ VE İNSAN HAKLARI KURULUNA ŞİKAYET EDİLDİ

17.02.2014

TRT Diyanet TV’nin “Yeni Güne Merhaba” isimli programına Gıda Mühendisleri Odası’ndan, "bay mühendis" konuk talebi üzerine cinsiyet ayrımcılığına yol açan uygulamasıyla ilgili olarak Basın Konseyi Yüksek Kurulu ve Ankara Valiliği İl İnsan Hakları Kurulu`na 17 Şubat 2014 tarihinde birer yazı gönderildi.

 

BASIN KONSEYİ YÜKSEK KURULU‘NA
ANKARA

 

Şikayetçi: Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)

Şikayet Edilen : Türkiye Radyo Televizyon Kurumu

Konu: 13.11.2013 tarihinde TRT Diyanet TV‘den Birliğimize bağlı Gıda Mühendisleri Odası‘na gönderilen "Yeni Güne Merhaba" isimli programda, gıda mühendisi bir ‘bay mühendis‘ ile program gerçekleştirme yönündeki cinsiyet ayrımcılığına yol açan uygulama konusunda ilgili yaptırımların uygulanması istemidir.

  

Açıklamalar:

TRT Genel Müdürlüğü‘ne bağlı TRT Diyanet TV kanalının 13.11.2013 tarihli "Yeni Güne Merhaba" programına katılım için TMMOB Gıda Mühendisleri Odası‘na, ‘gıda mühendisi bir bay‘ ile program gerçekleştirme talepli daveti e-posta yolu ile iletilmiştir. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası tarafından TRT Genel Müdürlüğü‘ne gönderilen 20.11.2013 tarihli 2013/1013 sayılı yazı ile yapılan davetin ayrımcılık teşkil ettiği, bu sebeple TMMOB Gıda Mühendisleri Odası tarafından programa katılımın gerçekleşmeyeceği ve davette yer alan ayrımcı talebin gerekçelerinin bildirilmesi talep edilmiştir.

TRT Genel Müdürlüğü‘nden 25.11.2013 tarihli 19112 sayılı gelen cevap yazısında; bahsi geçen programa davetlerde sağlık, mühendislik, günlük yaşam (itfaiye, ambulans hizmetleri, kombi, beyaz eşya, kuru temizleme vs.) konularında ‘bay konuk‘; psikoloji, çocuk, sanat, el becerileri, evlilik gibi alanlarda ise ‘bayan konuk‘ ağırlıklı tercihte bulunulduğu ve konuk seçimlerinde ayrımcı bir yaklaşım sergilenmediği belirtilmiştir. Oysaki ‘bay‘ ve ‘bayan‘ konuk davet edilirken dikkate alındığı belirtilen gerekçeler açıkça göstermektedir ki; TRT Televizyon Daire Başkanlığı‘nın toplumsal cinsiyet rollerini besleyen ‘kadın işleri‘ ve ‘erkek işleri‘ ayrımı cinsiyetçi bir bakış açısıdır ve ayrımcılık teşkil etmektedir.

TC Anayasası‘nın 10. Madde hükmü ile kadın erkek eşitliğini her alanda sağlamak ve korumak anayasa ile güvence altına alınmıştır. Aynı zamanda Türk Ceza Kanunun 122. maddesi ile " kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle..." ayrım yapmak suç olarak nitelendirilmiştir. Aynı maddenin devamında; "...hizmet icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarda sayılan hallerden birine bağlayan..." ifadeleriyle açıklık getirmiş olup yukarıda bahsi geçen olayda da "hizmet icrasını" kadına yönelik ayrımcı bir tavırla engelleyen Türk Radyo ve Televizyon Kurumu hem Anayasa‘yı hem de TCK madde 122‘yi ihlal etmiş bulunmaktadır.

Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun 8. maddesinde yayın ilkeleri açıklanmaktadır. Ayrımcılık yasağı da yayın ilkelerinden biri olmakla; ilgili maddenin (e) bendinde "ırk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremeyeceği ve teşvik edemeyeceği" ve yine aynı maddenin (s) bendinde "toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremeyeceği" düzenlenmektedir. Ancak TRT Diyanet TV tarafından yapılan uygulama, toplumda cinsiyet bakımından ayrımcılık yapılmasına zemin hazırlayan, mesleki roller bakımından toplumda ayrımcı bir algı yaratmaya teşvik eden bir uygulamadır. Kadına ve erkeğe daha yakın meslekler ayrımı yapıp o bilinçle eylemde bulunan bir kamu kurumunun toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı hareket eden bir davranışta bulunuyor olduğu açıktır. Yayınların, aynı zamanda Türkiye‘nin taraf olduğu milletlerarası sözleşmelere uygun olması gerekliliği de Kanun‘da yer almaktadır.

Türkiye‘nin de taraf olduğu Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi (CEDAW) toplumsal cinsiyet düzeni ile toplumsal yapı içerisinde şekillenen kadınların sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal alanlarda karşılaştığı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını amaçlar. Devlet açısından bu anlamda bir yükümlülük sözleşmesidir. TRT kamu kurumu niteliğindeki bir kuruluş olarak bu yükümlülüğe uygun davranmalıdır. Sözleşmenin 5. Maddesinde belirtilen  "her iki cinsten birinin aşağı veya üstün olduğu veya erkekler ile kadınların basmakalıp rollere sahip oldukları düşüncesine dayanan bütün önyargılar ve gelenekler ile her türlü uygulamayı tasfiye etmek amacıyla erkeklerin ve kadınların sosyal ve kültürel davranış tarzlarını değiştirmek..." tam da bu yükümlülüğü ifade etmektedir. Yine sözleşmenin 3. Maddesinde "Taraf Devletler kadınların tam olarak gelişmelerini ve ilerlemelerini sağlamak üzere, erkeklerle eşitlik temeline dayanan insan haklarını ve temel özgürlüklerini güvence altına almak ve kullanmalarını sağlamak amacıyla, mevzuat çıkarmak da dahil her alanda ve özellikle siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda gerekli her türlü tedbiri alır." ifadesi yer almaktadır. Bu nedenle TRT‘nin toplumsal cinsiyet mekanizmaları ile kadınlar aleyhine oluşan ayrımcılığın tüm toplumsal sistemde, iş ve meslek düzeyinde, çalışma ilişkilerinde ve yaşamın her alanında üretilmesine katkıda bulunmasının aksine değişim sağlayacak adımlar atması gerekmektedir.

Türkiye‘nin kabul ettiği İLO 111 no‘lu Ayrımcılık (İş ve Meslek) sözleşmesi ile "ayırım" kavramı "Irk, renk, cinsiyet, din, siyasal inanç, ulusal veya sosyal menşe bakımından yapılan iş veya meslek edinmede veya edinilen iş veya meslekte tabi olunacak muamelede eşitliği yok edici veya bozucu etkisi olan her türlü ayrılık gözetme, ayrı tutma veya üstün tutma" anlamına geldiğini ve "İlgili üye, memleketin, varsa temsilci, işçi ve işveren teşekkülleri ve diğer ilgili makamlarla istişare etmek suretiyle tespit edeceği, meslek veya iş edinmede veya edilen iş veya meslekte tabi olunacak muamelede eşitliği yok edici veya bozucu etkisi olan bütün diğer ayrılık gözetme, ayrı tutma veya üstün tutmayı" ifade etmektedir. TRT‘nin programa ‘bay mühendis‘ daveti ile sergilediği ayrımcılık "iş ve meslekte tabi olunacak muamelede eşitliği yok edici"  olarak nitelendirilebilir.

Yukarıda açıklanan gerekçelerle, TMMOB olarak ayrımcılık teşkil eden ‘bay mühendis‘ talepli ayrımcılık içeren uygulama hakkında yasa ihlali gereğince ilgili yaptırımların uygulanması konusunda gereğinin yapılması hususunu bilgilerinize arz ederiz.

 

H.Can DOĞAN
Genel Sekreter Vekili

 

 


ANKARA VALİLİĞİ
İL İNSAN HAKLARI KURULU‘NA

ANKARA

  

Konu: 13.11.2013 tarihinde TRT Diyanet TV‘den Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası‘na gönderilen "Yeni Güne Merhaba" isimli programda, gıda mühendisi bir ‘bay mühendis‘ ile program gerçekleştirme yönündeki cinsiyet ayrımcılığına yol açan uygulama hakkında.

Başvuruda Bulunan: Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği

 

Açıklamalar:

TRT Genel Müdürlüğü‘ne bağlı TRT Diyanet TV kanalının 13.11.2013 tarihli "Yeni Güne Merhaba" programına katılım için Birliğimize bağlı Gıda Mühendisleri Odası‘na, ‘gıda mühendisi bir bay‘ ile program gerçekleştirme talepli daveti e-posta yolu ile iletilmiştir. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası tarafından TRT Genel Müdürlüğü‘ne gönderilen 20.11.2013 tarihli 2013/1013 sayılı yazı ile yapılan davetin ayrımcılık teşkil ettiği, bu sebeple TMMOB Gıda Mühendisleri Odası tarafından programa katılımın gerçekleşmeyeceği ve davette yer alan ayrımcı talebin gerekçelerinin bildirilmesi talep edilmiştir.

TRT Genel Müdürlüğü‘nden 25.11.2013 tarihli gelen cevap yazısında; bahsi geçen programa davetlerde sağlık, mühendislik, günlük yaşam (itfaiye, ambulans hizmetleri, kombi, beyaz eşya, kuru temizleme vs.) konularında ‘bay konuk‘; psikoloji, çocuk, sanat, el becerileri, evlilik gibi alanlarda ise ‘bayan konuk‘ ağırlıklı tercihte bulunulduğu ve konuk seçimlerinde ayrımcı bir yaklaşım sergilenmediği belirtilmiştir. Oysaki ‘bay‘ ve ‘bayan‘ konuk davet edilirken dikkate alındığı belirtilen gerekçeler açıkça göstermektedir ki; TRT Televizyon Daire Başkanlığı‘nın toplumsal cinsiyet rollerini besleyen ‘kadın işleri‘ ve ‘erkek işleri‘ ayrımı cinsiyetçi bir bakış açısıdır ve ayrımcılık teşkil etmektedir.

TC Anayasası‘nın 10. Madde hükmü ile kadın erkek eşitliğini her alanda sağlamak ve korumak anayasa ile güvence altına alınmıştır. Aynı zamanda Türk Ceza Kanunun 122. maddesi ile " kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle..." ayrım yapmak suç olarak nitelendirilmiştir. Aynı maddenin devamında; "...hizmet icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarda sayılan hallerden birine bağlayan..." ifadeleriyle açıklık getirmiş olup yukarıda bahsi geçen olayda da "hizmet icrasını" kadına yönelik ayrımcı bir tavırla engelleyen Türk Radyo ve Televizyon Kurumu hem Anayasa‘yı hem de TCK madde 122‘yi ihlal etmiş bulunmaktadır.

Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun 8. maddesinde yayın ilkeleri açıklanmaktadır. Ayrımcılık yasağı da yayın ilkelerinden biri olmakla; ilgili maddenin (e) bendinde "ırk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremeyeceği ve teşvik edemeyeceği" ve yine aynı maddenin (s) bendinde "toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremeyeceği" düzenlenmektedir. Ancak TRT Diyanet TV tarafından yapılan uygulama, toplumda cinsiyet bakımından ayrımcılık yapılmasına zemin hazırlayan, mesleki roller bakımından toplumda ayrımcı bir algı yaratmaya teşvik eden bir uygulamadır. Kadına ve erkeğe daha yakın meslekler ayrımı yapıp o bilinçle eylemde bulunan bir kamu kurumunun toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı hareket eden bir davranışta bulunuyor olduğu açıktır. Yayınların, aynı zamanda Türkiye‘nin taraf olduğu milletlerarası sözleşmelere uygun olması gerekliliği de Kanun‘da yer almaktadır.

Türkiye‘nin de taraf olduğu Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi (CEDAW) toplumsal cinsiyet düzeni ile toplumsal yapı içerisinde şekillenen kadınların sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal alanlarda karşılaştığı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını amaçlar. Devlet açısından bu anlamda bir yükümlülük sözleşmesidir. TRT kamu kurumu niteliğindeki bir kuruluş olarak bu yükümlülüğe uygun davranmalıdır. Sözleşmenin 5. Maddesinde belirtilen  "her iki cinsten birinin aşağı veya üstün olduğu veya erkekler ile kadınların basma kalıp rollere sahip oldukları düşüncesine dayanan bütün önyargılar ve gelenekler ile her türlü uygulamayı tasfiye etmek amacıyla erkeklerin ve kadınların sosyal ve kültürel davranış tarzlarını değiştirmek..." tam da bu yükümlülüğü ifade etmektedir. Yine sözleşmenin 3. Maddesinde "Taraf Devletler kadınların tam olarak gelişmelerini ve ilerlemelerini sağlamak üzere, erkeklerle eşitlik temeline dayanan insan haklarını ve temel özgürlüklerini güvence altına almak ve kullanmalarını sağlamak amacıyla, mevzuat çıkarmak da dahil her alanda ve özellikle siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda gerekli her türlü tedbiri alır." ifadesi yer almaktadır. Bu nedenle TRT‘nin toplumsal cinsiyet mekanizmaları ile kadınlar aleyhine oluşan ayrımcılığın tüm toplumsal sistemde, iş ve meslek düzeyinde, çalışma ilişkilerinde ve yaşamın her alanında üretilmesine katkıda bulunmasının aksine değişim sağlayacak adımlar atması gerekmektedir.

Türkiye‘nin kabul ettiği İLO 111 no‘lu Ayrımcılık (İş ve Meslek) sözleşmesi ile "ayırım" kavramı "Irk, renk, cinsiyet, din, siyasal inanç, ulusal veya sosyal menşe bakımından yapılan iş veya meslek edinmede veya edinilen iş veya meslekte tabi olunacak muamelede eşitliği yok edici veya bozucu etkisi olan her türlü ayrılık gözetme, ayrı tutma veya üstün tutma" anlamına geldiğini ve "İlgili üye, memleketin, varsa temsilci, işçi ve işveren teşekkülleri ve diğer ilgili makamlarla istişare etmek suretiyle tespit edeceği, meslek veya iş edinmede veya edilen iş veya meslekte tabi olunacak muamelede eşitliği yok edici veya bozucu etkisi olan bütün diğer ayrılık gözetme, ayrı tutma veya üstün tutmayı"  ifade etmektedir. TRT‘nin programa ‘bay mühendis‘ daveti ile sergilediği ayrımcılık "iş ve meslekte tabi olunacak muamelede eşitliği yok edici"  olarak nitelendirilebilir.

Yukarıda açıklanan gerekçelerle, TMMOB olarak ayrımcılık teşkil eden ‘bay mühendis‘ talepli daveti gerçekleştiren TRT Genel Müdürlüğü‘nün, yasalara aykırı uygulamayı durdurmasını, yazılı ve görsel basında açık bir şekilde kadın mühendislerden özür dilemesini talep ederiz.

 

H.Can DOĞAN
Genel Sekreter Vekili