TTB 56. BÜYÜK KONGRESİ
Sayın divan
TTB‘nin Sevgili Başkanı ve Yöneticileri
TTB‘nin aydınlık yüzlü sevgili delegeleri
Değerli katılımcılar,
Hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Genel Kurulunuzun gönlünüze göre ve başarılı bir şekilde tamamlanmasını dilerim.
Sevgili arkadaşlar bu günler bizim gibi meslek örgütlerine daha fazla görev ve sorumluluk düşen günler. Nedenini anlatmak için sanırım bu ülkenin iki aylık bir süresine bakmak yeterli.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri, geniş katılımlı Cumhuriyet mitingleri, 28 Nisan askerlerin e-muhtırası, 367 ile ilgili Anayasa mahkemesi kararı, Temmuz ayında yapılacak erken seçim, İstanbul‘da 1 Mayıs günü yaratılan terör ortamı, Ankara‘da patlayan bomba, Tunceli karakol baskını, Cumhurbaşkanlığı konusunda anayasa değişiklikleri, Meclisin son haftasında alelacele insanımızın aleyhine çıkarılıveren yasalar. Askerlerin kitlesel refleks çağrıları. Ülkenin dört bir yanına yayılan cenazeler. Üst rütbeli subayların mayın patlaması sonucu ölmeleri. Anayasa değişikliğinin referanduma götürülmesi. Bu kelimeler son iki aydır yaşananların kısa özeti. Ortalama bir Avrupa ülkesinde bir iki nesilde yaşanabilecek olaylar bizim ülkemizde iki ayda yaşanabiliyor.
Evet, bizim ülkemiz sıkıntılı, sancılı ve sorunlu bir ülkedir. Bu yaşananlar ve yaşatılanlar tüm dünyayı bir karabasana sokan kapitalist küreselleşmenin ülkemize yansımalarıdır. Değişmeyen 12 Eylülün anti demokratik anayasa maddeleri, Siyasal partiler yasası. Seçim yasası. Kaldırılmayan seçim barajları. Birbirinden farkı olmayan, ABD‘ci, İMF‘ci siyasal partiler. Parti başkanlarının iki dudağı arasında belirlenen milletin vekilleri.
Tüm bunlara karşı özetle de biz, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği olarak, "bu ülke bu halk bu yaşananlara müstahak değildir" diyoruz.
Sevgili arkadaşlar;
Aydınlık bir Türkiye ve aydınlık bir gelecek için; meslek örgütlerinin bir büyük sorumlulukla ve öznesine insanı koyan bir çalışma anlayışı ile meslek alanları üzerinden bu ülke için, bu halk için, insanımız için doğruları söylemeyi sürdürmeleri gerekiyor. Aynen TTB‘nin yaptığı gibi.
Evet, Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Siyasette, ekonomide, sokaklarda ve toplumsal yaşamın her alanında gerilim ve kriz giderek tırmanıyor. Tırmanan bu gerilim, ne öncekilerin bir tekrarından öte olmayan bir erken seçimle, ne de herhangi bir geçici düzenlemeyle aşılabilir. İçinden geçmekte olduğumuz kriz, 12 Eylül‘den bu yana bizlere dayatılan yaşam biçiminin, siyaset tarzının, ekonomik politikaların ürünüdür. Dolayısıyla krizi aşmanın yegâne yolu, "12 Eylül Hukuku"nun ve ülkemizde yarattığı toplumsal, siyasi ve ekonomik erozyonun yaşamımızın her alanından çıkarılmasıdır.
Halkımıza dayatılan sahte çözümlerin çıkmaz yol olduğunu, ırkçılığa varan milliyetçi söylemlerin, sosyal ve siyasal yaşamı din temelli anlayışa göre kurgulamak isteyenlerin ülkemizi içinden çıkılmaz bir kaosa doğru sürüklediklerini, bu kaostan çıkış yolunun demokrasi dışı yöntemlerle olamayacağını bir kez daha ifade ediyoruz.
İşte tüm bu yaşananların tespitinde bir konunun altını kalın çizgilerle çizerek söylemek gerekiyor: Bu anlamda bile emek ve meslek örgütlerine bu ülkede çok fazla görev ve sorumluluk düşüyor.
Sevgili arkadaşlar,
Hepimiz biliyoruz; burada bir kez daha ifade ediyorum:
Bu yaşananlara karşı TTB ve TMMOB;
Karanlığa karşı aydınlığı; baskıcı, otoriter yönetim anlayışına karşı, özgürlük ve demokrasiyi; ırkçı ve milliyetçi anlayışın beslediği linç kültürüne karşı, bir arada kardeşçe ve barış içinde yaşamayı; her şeyin para - kâr olduğu piyasa anlayışına karşı eşitliği ve adaleti savunmaya devam edecektir. Emekçi sınıfların haklar mücadelesine; halkımızın işsizlik, yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele taleplerine sahip çıkacaktır.
Evet şimdi tam da, eşit, özgür, demokratik bir Türkiye talebini yükseltme ve bunun için mücadele etme zamanıdır.
Herkes bilmelidir ki; TTB ve TMMOB, korkmadan, sinmeden, geri adım atmadan temel hak ve özgürlüklere sahip çıkacaktır.
TTB bu ülkenin yüz akı örgütlerindendir.
TMMOB TTB‘nin yol arkadaşıdır.
Hepinize saygılar sunuyorum.