TÜRKİYE 19. ULUSLARARASI JEOFİZİK KONGRE VE SERGİSİ/23-26 KASIM 2010/ANKARA

29.11.2010

Değerli Konuklar,
Sevgili Arkadaşlar

Öncelikle hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına saygıyla, sevgiyle, dostlukla selamlıyorum.

Sevgili Arkadaşlar

Hepimiz biliyoruz: mühendislik, bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan bir meslek. Bizim örgütümüz TMMOB; odağında, öznesinde insanın olduğu bir mesleğin uygulayıcılarının örgütü. İnsan odaklı olmasından dolayı, bizim mesleğimiz onurlu bir meslek ama bir o kadar da sorumlulukları olan bir meslek.

Biz, bir yandan insana ve insanlığa karşı işlenmiş suçlara karşı çıkıyor, öte yandan da insana ve insanlığa olan sorumluluklarımızı biliyor ve sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bir yandan da üyelerimizi haklarının elde edilmesine, taleplerinin gerçekleşmesine yönelik çabalarda bulunuyoruz.

Biz yanlış yapınca, yaptığımız binalar yıkılıyor, kazanlar patlıyor, trenler devriliyor, tarladan ürün alınamıyor, ormanlarımız, yeraltı ve yer üstü kaynaklarımız yağmalanıyor, yatırımlar boşa gidiyor. Mühendisler sıfır hata ile çalışmak zorundalar. Bunlar biliniyor.

Öte yandan, sorunlarımızın, toplumun ve halkın sorunlarından ayrı tutulamayacağını da biliyoruz. Sıkıntılı, sancılı, sorunlu bir ülkede yaşıyor olmanın tüm sonuçları mühendis kimliğimizle birlikte, yurttaş kimliklerimiz dolayısı ile yine bizi buluyor. Bunun için yazdıklarımızın sonunda, kamuoyuna duyurularımızın sonunda mutlaka "kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz" diyoruz.

Sevgili Arkadaşlar

Biz çalışmalarımızı, kesişme noktaları çok olan iki ana eksende yürütüyoruz:

Birincisi; mesleğimiz ile ilgili alanlarda, enerjiden ormana, ziraattan kentleşmeye, sanayileşmeden yer bilimlerine kadar tüm mühendislik alanlarında, ülke gerçeklerini tanımlamaya çalışıyoruz. Sorunları tespit ediyor, bunlara karşı aydınlık bir Türkiye için çözüm yollarını öneriyoruz. TMMOB‘nin bu çalışma döneminde de düzenleyeceğimiz Sanayi Kongresi, Enerji Kongresi, Coğrafi Bilgi Sistemleri Kongresi, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kongresi, Demokrasi Kurultayı gibi etkinlikler ve çeşitli illerde düzenleyeceğimiz kent sempozyumları ile politikaların toplum yararına düzenlenmesi için merkezi ve yerel yönetimleri uyarmaya devam edeceğiz.

İkincisi: mesleki denetimin vazgeçilmez ön koşulu olarak gördüğümüz bir çalışmayı, üyelerin uzmanlaşması ve belgelenmesine yönelik çalışmaları sürdürüyoruz.

İşte bu kongre ve benzerleri bu çabalarımızın gerçekleşmesine yönelik çalışmaların önemli bir kesişme noktasını oluşturuyor. Meslek alanı ve sektör ile ilgili ülke gerçekleri ve sorunlar bu tür etkinliklerde konunun tarafları bir araya getirilerek, ortaya konuluyor. Bu çalışmalarda bilim insanlarının ve uzmanların yoğun emek harcayarak oluşturduğu bilgi erişilebilir ve ulaşabilir hale geliyor.

Odamız tarafından düzenlenen bu etkinliğimizin düzenleyicilerinin, bilgiyi bizimle paylaşacak bilim insanlarının ve uzmanların ellerine, yüreklerine, beyinlerine sağlık... Bilim insanlarının, uzmanların yoğun emekle hazırladıkları bildiriler, siz katılımcıların katkıları ve bunların sonucunda hazırlanacak kongre sonuç bildirisinin ilgililerince ve siyasal iktidarca önemsenmesi gerektiğini ifade ediyorum. Odamız bu görüşlerin takipçisi olacaktır. Bunu biliyorum.

Sevgili Arkadaşlar,

Bu kongremizde meslek alanlarınıza ve mesleğinize yönelik durum tespiti yapacak ve Türkiye‘deki ve dünyadaki mevcut uygulamaları ve sorunları değerlendireceksiniz.

Ben de konuya ilişkin TMMOB görüşlerini burada sizlerle paylaşmak isterim.

Jeofizik mühendisliği ülkemizde sorunlu olan bir mühendislik alanıdır. Odamızın yaptığı araştırmalara göre jeofizik mühendislerinin %41‘i ya meslek dışı bir işte çalışmakta ya da işsizdir. Bu durum üniversitelerimizde jeofizik mühendisliği bölümlerinin bir planlama dahilinde açılmadığını göstermektedir. Yeni bölümlerin açılmasında, mutlaka odamızın görüşleri alınmalı ve bu görüşlere değer verilmelidir. Mevcut bölümlerimizin eğitim düzeyi yükseltilmelidir. İşsiz üyelerimizin iş sorununun çözülmesinde mevcut kanun ve yönetmeliklerin revize edilmesi önemlidir. Yaşanan her doğa olayının afete dönüştüğü ülkemizde, mühendislik bilgi birikiminin kullanımı ile bunun değiştirilebileceği bilinmeli ve meslektaşlarımızın kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı zorunluluk olarak görülmelidir.

Değerli Konuklar,

10 yıldır pilot olarak 19 ilde uygulanan yapı denetimi Bakanlar Kurulu kararıyla 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren 81 ilde hayata geçirilecektir. TMMOB en başından itibaren yapı denetim sisteminin tüm ülkeye yaygınlaştırılması gerektiğini savunmaktadır. Ancak, sistemin yaygınlaştırılmasından önce yanlışlıkların giderilmesi büyük önem taşımaktadır.

TMMOB ve Odalarımız, yapı denetimi ile desteklenen "sağlıklı bir yapı üretim süreci" konusundaki önerilerini, her fırsatta yetkililere iletmiş ve kamuoyu ile paylaşmıştır.

Güvenli ve nitelikli bir yapılaşmanın ilk adımının öncelikle topografik ve jeolojik tespitler dikkate alınarak oluşturulan "İmar planlarının elde edilmesi sürecinde" atıldığı bilinmelidir.

İmar planlarındaki arazi kullanım kararlarının ve yapılaşma şartlarının belediye meclisleri tarafından kolaylıkla değiştirilebiliyor olması engellenmelidir. Yakın zamanda, "Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı"nın Sakarya-Akyazı fay hattındaki koruma bandını 150 metreden 20 metreye indirme kararı, siyasi etkilerin bilimsel ve teknik kararlar üzerindeki gücünü ve düzeyini açıkça sergilemektedir. Bu gerçekten hareketle, öncelikle imar planlamasında görevli belediye teknik kadrolarının sorumluluğu arttırılırken, görevleri sırasında oluşabilecek baskılara karşı yasayla korunan güvenli bir çalışma ortamı oluşturulmalıdır.

Yapı üretim süreci bir bütün olarak algılanmalıdır. Bu üretim zincirinde ilk halka olan "projelerin tasarımı" safhasından başlayarak "projelerin uygulanması" ve "uygulamanın denetimi"nin aynı titizlikle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Kayıt dışı yapılaşma, yapı stokumuzun %67‘si düzeyindedir. İmar afları ile desteklenen bu büyük dilimin oluşmasına neden olan politikaların engellenmesi, en az yapı denetimi konusunda yapılan çalışmalar kadar önem taşımaktadır. Yasa dışı oluşan bu tip yapılara yeni torba yasalar çıkararak elektrik-su gibi alt yapı hizmetlerinin götürülmesi, yapı denetiminin geleceğini de tehlikeye atacaktır.

Yapı denetiminde meslek odalarının sürece daha etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modeline ihtiyaç vardır. 4708 Sayılı Yapı Denetim Yasası ile 3194 Sayılı İmar Yasası ve bağlı ikincil mevzuatın bu model esas alınarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Yapı denetiminin anahtarı "mesleki denetim", onun olmazsa olmaz koşulu da TMMOB‘ye bağlı meslek odalarının yürüttüğü "yeterlilik ve belgelendirme" faaliyetleridir. Bu nedenle yapı denetimi ile ilgili kamusal yapılanmalarda TMMOB‘ye bağlı ilgili Odaların görev, yetki ve sorumlulukları tanımlanarak temsilleri sağlanmalıdır. Denetçi belgelerinin verilmesi ve takibi TMMOB‘ye bağlı Odalar tarafından yapılmalı, yapı denetimi mekanizmasında yer alan meslektaşların sicillerinin tutulması ve meslek içi eğitimler TMMOB‘ye bağlı ilgili Odalarca gerçekleştirilmelidir.

Sevgili Arkadaşlar,

Kongrenin mesleğinize ilişkin yeni açılımlar yaratacağı inancıyla, başarılı geçmesini diliyor, emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı