TÜRKİYE 23. ULUSLARARASI MADENCİLİK KONGRE VE SERGİSİ/16-19 NİSAN 2013/ANTALYA

18.04.2013

Değerli Konuklar
Sevgili Arkadaşlar

Hepinizi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu adına sevgiyle, saygıyla, dostlukla selamlıyorum.

Maden Mühendisleri Odamızın düzenlediği 23. Uluslararası Madencilik Kongresi‘nde aranızda bulunmaktan büyük bir onur duyduğumu öncelikle belirtmek isterim.

Burada bizleri buluşturan arkadaşlarıma, Düzenleme ve Yürütme Kurulumuza, görüşlerini bizimle paylaşacak bilim insanlarına, uzmanlara, Maden Mühendisleri Odamızın yöneticilerine, çalışanlarına, emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Sevgili Arkadaşlar, 

Birliğimiz, mesleki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancıları temsil etmektedir. Onların hak ve çıkarlarını halkımızın çıkarları temelinde korumak ve geliştirmek, mesleki, sosyal ve kültürel gelişmelerini sağlamak ve mesleki birikimlerini toplum yararına kullanmalarının zeminini yaratmakla görevlidir. Bu anlayışla TMMOB meslek alanları üzerinden Türkiye gerçeklerini okumak ve toplumu bilgilendirmek, bu politikaların toplum yararına düzenlenmesi için öneriler geliştirmek ve bunların yaşama geçirilmesi için mücadele etmek zorundadır.

Elbette bu anlayış bizi zaman zaman siyasal iktidarlarla karşı karşıya getirmektedir. Son dönemde gündeme gelen meslek örgütümüze yönelik yeniden yapılandırma çalışmaları, örgütümüzü işlevsizleştirmeye yönelik yasal düzenlemeler de bunun bir göstergesi. Ama bizim örgütümüz 60 yıla yakın birikimi ile bu saldırılara karşı duracak ve eğilmeyecek yeterliliktedir. Gündeme gelen TMMOB yasa değişikliğine karşı yürüttüğümüz mücadelede yanımızda olan, imza kampanyamıza katılan tüm arkadaşlarıma buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.

Sevgili Arkadaşlar,

Bir soruyu sormak bu kongremiz için çok önemli. Geçen bu 24 yılda büyük bir emek ve özveriyle bugünlere getirilen Madencilik Kongresi hiç düzenlenmeseydi, bunun için hiç çaba harcanmasaydı ne olurdu? Bu sorunun yanıtını hiç mütevazı olmadan vermek gerekir.

Örgütümüz bu kongreleri başlatmasaydı ve ısrarla sürdürmeseydi, "Maden mühendisliği ve madencilik" bu denli görünür ve bilinir olmayacaktı. Her iki yılda bir bini aşkın maden mühendisi ve konu uzmanı bir araya gelerek mesleklerini ve sektörü tartışamayacaktı. Maden mühendisliğinin gelişmesine yepyeni perspektifler açılamayacaktı. Her iki yılda bir üretilen yeni bilgi ve teknoloji, aynı anda bir çatı altında buluşamayacaktı. Her iki yılda bir sürekli artan bir heyecanla bir araya gelmenin sinerjisi bu sektörde hiç yaratılamayacaktı. O sinerji ki, gerçek bir üretimin emeğe, samimiyete ve bilimselliğe dayalı olması gerektiğini her iki yılda bir tüm katılımcılara tekrar hatırlatmaktadır. 

Kongremiz bu kadar ısrarla sürdürülmeseydi, demokratik işleyiş içinde mesleki sorunların ele alınmasına, çözümlenmesine ve ortak görüş oluşturma yöntemine ilişkin bu kadar köklü bir geleneği yaratmış olamayacaktık.

Türkiye Madencilik Kongresi her defasında kendi başarı çıtasını aşarak bugünlere gelmiştir. Bu çalışma gerçek bir ekip ruhuna ve üretim aşkına dayanmaktadır.

Biz, Türkiye Uluslararası Madencilik Kongresi‘ni benzersiz kılan bu özelliğiyle bu çatı altındaki herkes için önemli bir anlamı olduğunu biliyoruz, inanıyoruz. Bu anlamı birlikte var ettiğimizin bilinciyle, 23. kongremizin daha nice 10 yıllara ulaşmasını diliyorum.

Sevgili Arkadaşlar, 

Enerji ve sanayinin temel hammaddelerini sağlayan madencilik "olmazsa olmaz" üretim faaliyetlerinden biridir. Ancak, içinde bulunduğumuz yüzyılda çevre faktörü göz ardı edilerek madencilik faaliyetlerinin yürütülmesi de mümkün değildir. Her tür ekonomik faaliyette olduğu gibi madencilik faaliyetlerinde de amaç, insanın refah ve mutluluğudur. Ancak madencilik faaliyetleri yürütülürken göz ardı edilmemesi gereken en önemli noktalardan birisi de ekolojik çevreyi tahrip etmemek olmalıdır.

Sanayileşmeyle birlikte artan üretim faaliyetleri ve aşırı tüketiminin sonuçları günümüzde daha net görülmektedir. Kaynakların sınırsız olmadığının anlaşılması ile birlikte "çevre"nin önemi de daha çok ortaya çıkmıştır. Yanlış üretim metotları, keyfi verilen madencilik izinleri, yasal mevzuatın yetersizliği, denetimsizlik gibi nedenlerle madencilik ve çevreye duyarlılık bugüne kadar birbirine zıt iki kavram gibi algılanmıştır. Oysa çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanılması, madencilik süreçlerinde ya da sonrasında çevrenin korunmasına/yenilenmesine yönelik önlemlerin alınması, sektörün gelişimini engellemeyecek aksine sektörün gelişimine yönelik katkı yapacaktır.

Yerel halkın onayını almamış hiçbir ekonomik girişiminden başarı şansı beklenemez. Madencilik sektörüne ilişkin alınacak kararlarda da ilgili yöre halkının katılımı sağlanmalıdır.

Toplumsal, ekonomik ve çevresel bakımdan madencilik sektörünün gelişimi; devlet, sektörde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar ile demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin yapıcı işbirliği ile mümkündür. Söz konusu tarafların doğrudan katılımları olmaksızın hazırlanacak herhangi bir sektör planının ya da plan uygulamasının başarılı olması mümkün görülmemektedir.

Sevgili Arkadaşlar, 

Ülkemiz, iş kazalarında dünyada üst sıralarda yer almaktadır. Maden kazaları son yıllarda belirgin olarak artmaktadır. Sadece madencilik sektöründe 2008 yılında 43 maden çalışanı iş kazası sonucu yaşamını yitirmişken, 2009 yılında bu sayı 92‘ye çıkmıştır. 2010 yılında 105 işçi, 2011 yılında 77 işçi, 2012 yılında 61 işçi maden kazalarında yaşamını yitirmiştir. Ancak bu sayının daha yüksek olduğu tahmin edilmekte ve hayatını kaybedenler içerisinde maden mühendisi meslektaşlarımız da bulunmaktadır. Yeraltı kömür madenciliği, işçi sayısı başına düşen kaza ve ölüm sıralamasında bütün sektörlerin başında yer almaktadır.

Özellikle 80‘li yılların başından itibaren uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaşma, rodövans ve benzeri yanlış uygulamalar; kamu madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır. Yoğun birikim ve deneyime sahip olan kurum ve kuruluşlar yerine üretimin, teknik ve alt yapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması, buna ek olarak kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş kazalarının artmasına neden olmaktadır.

İş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinde çözüm olacakmış gibi sunulan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasası, işveren sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırarak, tüm sorumluluğu neredeyse kazayı yaşayan işçiye ve bu gibi durumların olmaması için kısıtlı imkânlarla, yetkisiz ve güvencesiz çalışan mühendislerin sırtına yıkmaktadır.

Önümüzdeki dönem, korkarız ki çok daha ciddi acıların yaşanacağı ve kayıpların devam edeceği bir dönem olacaktır. Yaşanacak iş kazalarının ve cezaevlerine girecek olan mühendislerin sorumluluğu, işverenler ve gerçek sorunu görmezden gelerek yasanın bu haliyle çıkmasını sağlayan hükümet yetkilileri ve yasayı hazırlayan bürokratlarında olacaktır. Piyasacı bir anlayışla çıkarılan bu yasanın, ülkemizde yaşanan iş cinayetlerini önlemekle uzaktan yakından bir ilgisi bulunmamaktadır.

Sevgili Arkadaşlar,
Etkinliklerimizde bizlerle birlikte olan Sevgili TMMOB dostları,

TMMOB için çok önem taşıyan bir konuyu daha burada sizlerle paylaşmak istiyorum. TMMOB‘nin 41. ve 42. Genel Kurullarında kararı alınan ve son yıllardaki en önemli projelerinden biri olan Öğrenci Evi ve Sosyal Tesisleri‘nin inşaatı hızla ilerliyor. Binamızın açılışını Sevgili Başkanımız Teoman Öztürk‘ün ölüm yıldönümü olan 11 Temmuz 2013 tarihinde hep birlikte gerçekleştireceğiz.

Öğrenci Evi ve Sosyal Tesislerimizin inşaatı bugüne kadar odalarımızın katkıları ve arkadaşlarımızın yoğun çabaları ile yürüdü.

Şimdi gelinen bu günde öğrenci evimizin hepimizin, hepinizin maddi desteğine ihtiyacı var.

Çünkü "Gençlik geleceğimizdir" sözünden hareketle, aydınlık yürekli aydınlık beyinli mühendis, mimar, şehir plancısı adayı arkadaşlarımızın en iyi şekilde yetişebilmesi için, Öğrenci Evimizin önemini çok iyi biliyoruz.

Birlikte hayalini kurduğumuz Öğrenci Evimiz için birer tuğlayı hepimiz ayrı ayrı koyarak, bu yapıyı hep birlikte yükselteceğiz, bitireceğiz. Hepinizin desteği çok değerli bunu hatırlatmak istedim.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı