ÜMMŞP VE İŞŞİZLİK KURULTAYI ESKİŞEHİR YEREL KURULTAYI/16 NİSAN 2011/ESKİŞEHİR

18.04.2011

Sevgili Arkadaşlar
Değerli Meslektaşlarım

Öncelikle hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bugün burada bu dönem gerçekleştireceğimiz önemli etkinliklerden birinin Ücretli Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları ve İşsizlik Kurultayı‘nın yerel kurultayı için birlikteyiz. Buradan çıkacak konuları, kararları merkezi kurultayımıza taşıyacağız ve örgütümüzü geliştirici kararların alınması için biz de buradan çabamızı ortaya koyacağız.

Değerli Arkadaşlar,

Toplumun tüm kesimleri gibi, mühendis, mimar ve şehir plancılarının da çalışma yaşamına ilişkin önemli sorunları bulunmakta. İş güvencesine sahip olmamak, çalışma koşullarının giderek ağırlaşması, yetersiz ücret, işsizlik tehlikesi, sigortasız çalıştırılma, insan onuruna yaraşır emeklilik sürecini yaşayamama ilk akla gelenler. Özellikle emperyalizmin küresel krizinin yaşandığı bu dönemde bu sorunlar üyemizin aleyhine derinleşerek artıyor. Alelacele çıkarılan yönetmelikler, torba yasaların içine sıkıştırılan yasalarla önemli hak kayıplarına uğruyoruz. Ülkemizde çalışma yaşamını düzenleyen yasa, tüzük ve yönetmeliklerin neo-liberal politikalar çerçevesinde son yıllarda hızlı bir değişikliğe uğradığını düşünürsek, bundan sonra da bizi zorlu bir dönemin ve önemli bir mücadelenin beklediği açık. Bu koşullarda varlığını sürdürmeye çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının süreci durdurmak için; daha örgütlü, daha bütünleşmiş, daha etkin ve insana seslenen, bilimsel, mesleki, kültürel girdilerle zenginleştirilmiş daha politik bir tavra ihtiyacı bulunuyor.

Sevgili Arkadaşlar

Kapitalist küreselleşmenin, neo-liberal politikaların en iyi uygulayıcısı AKP İktidarı döneminde, enerjiden haberleşmeye, eğitimden sağlığa, tarımdan sosyal güvenliğe kadar tüm alanlarda yapısal bir dönüşüm gerçekleştiriliyor. Bu dönüşümden kentlerimiz, köylerimiz, yaşam çevrelerimiz, tüm yaşamımızın yanı sıra mühendislik uygulamaları, mühendislerin sosyal konum ve koşulları da doğrudan olumsuz biçimde etkileniyor. İnsan yaşamının her aşamasından sorumlu olan mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı hızla işlevsizleştiriliyor. Bilim, akıl ve mesleki birikim dışlanarak yaşam çevreleri ve kaynaklarımız hızla tahrip ediliyor.

Mesleğimizi işlevsizleştirmeye yönelik olarak özellikle eğitim alanındaki politikalar da dikkat çekici. Sadece ülkedeki üniversite mezunu sayısını artırmak amacıyla istihdam imkanı bulunmayan alanlarda, ülke gereksinimleri ve çağdaş bir mühendislik eğitiminin en düşük standartları dahi dikkate alınmadan ardı ardına fakültelerin açılmasının ilerleyen yıllarda çok büyük sorunlara yol açacağı aşikar.

Ülkemizde farklı adlar altında 150‘nin üzerinde fakültede mühendislik eğitimi veriliyor. Her yıl mühendislik fakültelerine 60 binin üzerinde yeni öğrenci kaydoluyor. Her yıl alınan öğrenci kadar mezun verildiğini varsayarsak yılda ortalama 60.000 yeni mühendis iş hayatına atılıyor demektir. Oysa, meslek alanında var olan işsizlik çok yüksek boyutlardadır. Üniversite diplomasına sahip kişilerin birçoğunun ya iş bulamadığını ya da eğitimini aldığı dalda çalışmadığını görüyoruz. Hal böyle iken bilimsel gereklere ve ülke gerçeklerine göre değil sadece subjektif nedenlerle fakülteler açılması, sonuçları itibariyle kolay çözülemeyecek sorunlar ve tahribatlar yaratmaktadır. Mühendislik eğitimi ile ilgili sorunlar ortadayken bir de karşımıza teknoloji fakülteleri konusu çıktı. Bu fakültelere ilişkin açtığımız davalar halen sürmektedir.

Değerli Arkadaşlar

TMMOB‘ye kayıtlı üye sayısı 2010 sonu itibariyle 380.000‘i aşmıştır. Üye sayımızda son beş yıldaki artış 100.000‘e ulaşmıştır. Ülkemizde, mezun olan her mühendisin istihdamına yönelik bir olanak bulunmamaktadır. Bugün mühendislerin %25‘i kendi mesleği dışında alanlarda çalışmaktadır. Yatırım planlamasına bakılmaksızın işsiz mühendislerin içine yeni işsizlerin katılmasının sosyal patlamalar için potansiyel oluşturduğu açıktır.

TMMOB üyelerinin önemli bir kısmı kamuda çalışmaktadır. Ancak bu önemli kesimin, toplu sözleşme ve grevi de içeren sendikal hakları; uluslararası normlara uygun olmayan bir biçimde engellenmektedir. Kamuda çalışan mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları açlık ile yoksulluk sınırları arasına sıkışan ücretleriyle yaşam mücadelesi vermek zorunda kalmaktadır. Kamuda çalışan mühendis, mimar ve plancıların ücretleri diğer tüm kamu çalışanları da dahil derhal insanca yaşanabilecek bir düzeye çıkarılmalıdır.

Özel sektörde ise parçalı bir biçimde istihdam edilen ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancıların çok az bir kısmı, ancak büyük işyerlerinde sendikal örgütlenmeler içinde yer alabilmektedir. Kamuda ve özel sektörde çalışan mühendis, mimar ve plancıların uluslararası hukuka uygun grevli- toplu sözleşmeli sendikal hakların kullanımı mutlaka sağlanmalıdır.

Mühendis, mimar ve şehir plancıları için kamuda ve özel sektörde çağdaş yaşamın gerektirdiği yeni istihdam alanları yaratılmalıdır. Meslek alanlarımızda istihdam politikaları, çalışma koşulları ve ücretler konusunda birçok olumsuzluk bulunmaktadır. Gelecek hem ülkemiz mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı hizmetleri açısından, hem de mühendis, mimar ve şehir plancıları açısından kaygı vericidir. Güncel gereklere uygun ciddi bir istihdam politikası oluşturulması gerekirken; bu yapılmamakta, ülkemiz kaynaklarının sömürüsüne dayanan politikalarla, yalnızca nitelikli işgücünün ihracı teşvik edilmektedir. Ancak kendi işsizlik krizini çözmeye çalışan gelişmiş ülkelerin yönlendirdiği uluslararası nitelikli emek pazarı, giderek ülkemiz meslek insanlarına daha kapalı hale gelmektedir. Bu nedenle, bir yandan bu sürece ciddi bir direniş göstermek, diğer yandan da ülkemiz insan kaynaklarının heba olmamasını sağlayacak politikaların; meslek alanlarında örülmesini sağlayacak adımları hızla atmak gerekiyor.

Değerli Arkadaşlar

Bugün burada, çalışma yaşamımızı belirleyen yasalar, çalışma koşullarımız, özlük haklarımız, ücret, işsizlik, örgütlenme ve sendikalaşma konularını hep beraber tartışacak, çözüm önerilerini ve mücadele yolumuzu hep beraber belirleyeceğiz.

Biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının sorunlarının toplumun sorunlarından farklı olmadığını biliyoruz. Meslek örgütü olarak sorumluluklarımızı biliyoruz. Şimdi önümüzde bir görev daha bizleri bekliyor sevgili arkadaşlar; eşitlik, özgürlük, bağımsızlık, demokrasi ve bir arada yaşama taleplerimizi topluca söylemek için, haklarımız için, geleceğimiz için, halkımız için, ülkemiz için 15 Mayıs‘ta hep beraber Ankara‘da sesimizi yükselteceğiz.

 

Mustafa Erdoğan
TMMOB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi