V. YAPILARDA KİMYASAL KATKILAR SEMPOZYUMU VE SERGİSİ/19-20 Ekim 2017/ANKARA

20.10.2017

Değerli Arkadaşlar, Sevgili Konuklar

Hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. İnşaat ve Kimya Mühendisleri Odalarımızın Ankara Şubeleri tarafından ortaklaşa düzenlenen Uluslararası Yapılarda Kimyasal Katkılar Sempozyumu ve Sergisi’nin başarıyla geçmesinin temenni ediyorum.

Yapı sektörü ve beton teknolojisi açısından yeni bilgilerin ve tekniklerin paylaşıldığı bu önemli etkinliğin açılışını yaptığımız bugün, TMMOB açısından da önemli bir tarihsel değer taşıyor. 4 Şubat 1954 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 6235 Sayılı Kanun’la kurulan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin ilk Genel Kurulu bundan tam 63 yıl önce 18-22 Ekim 1954 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. 63 yıl önce, Türkiye çapındaki tüm mühendis ve mimarlar arasından seçilen temsilcilerin bir araya gelmesiyle kabul edilen TMMOB Tüzüğü ve kurulması kararlaştırılan 10 Oda, TMMOB örgütlenmesinin fiilen başlangıcı olmuştur.

63 yıllık bir geçmişe ve mücadele birikimine dayanan TMMOB bünyesinde bugün 24 Oda, bu Odalara bağlı 213 şube ve 50 İl/İlçe Koordinasyon Kurulu bulunmaktadır. 91 farklı mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı disiplininden toplam 520 bine yakın üyemizle Türkiye’nin en büyük mesleki kitle örgütlerinden biriyiz. Bu büyük örgütü var eden, bugünlere taşıyan herkesi saygı ve minnetle anıyorum.

Değerli Arkadaşlar, Sevgili Konuklar

TMMOB olarak bizler, kurulduğumuz günden bu yana bir yandan mesleğimizin ve meslektaşlarımızın hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için mücadele verirken, diğer yandan da mesleki birikimlerimizin toplum yararına kullanılmasının zeminini yaratmak için mücadele veriyoruz.

Mühendis, mimar ve şehir plancılarının sorunlarının halkın sorunlarından ayrı tutulmayacağı, sorunlarımızın çözümünün büyük ölçüde emekçi sınıfların sorunlarının çözümünde yattığı bilinciyle, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunlarını, ülke sorunlarıyla bütünlüklü olarak ele alıyoruz.

Ülkemiz tam 15 aydır, Olağanüstü Hal rejimiyle yönetiliyor. 15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrasında 3 aylığına ilan edilen OHAL, bugün itibariyle 5. kez uzatılmış bulunuyor. Geride kalan 15 aylık süreçte OHAL rejimi, darbe girişiminde bulunanları kamudan tasfiye etmek için değil, AKP muhalif toplumsal kesimleri baskı altına almak için kullanıldı. Basın Yayın organları kapatıldı, darbecilerle ilişkisi olmayan siyasetçiler ve gazeteciler cezaevlerine gönderildi, aralarından 3000’e yakın mühendis, mimar ve şehir plancısının da bulunduğu 130 bin kamu emekçisi görevlerinden ihraç edildi.

Geldiğimiz süreçte OHAL, parlamentonun işlevsizleştirildiği, yargının saraya bağlandığı, devletin tüm kurumlarının ve kararlarının tek adamın inisiyatifine bağlandığı bir yönetim biçimi haline gelmiştir. Tek adam yönetimine itiraz eden, gerici yasalara ve uygulamalara karşı çıkan, baskı ve istibdat rejimine hayır diyen toplumsal kesimler, hükümet tarafından hedef alınmaktadır.

Ülkemizdeki eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesinin en önemli dinamiklerinden biri olan TMMOB de AKP’nin saldırılarının hedefi olmaktadır. İktidara geldiği günden bu yana, Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu Raporu’yla, hakkımızda açılan davalarla, yöneticilerimize yönelik tehditlerle, yandaş basın ve sosyal medya trollerinin hedef göstermeleriyle TMMOB’yi işlevsiz kılmak, korkutmak istemektedir.

Sadece son 6 ayda karşı karşıya kaldığımız saldırıları kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum:

OHAL rejimi altında, devletin tüm imkanları seferber edilerek gerçekleştirilen ve şaibeli bir sonuçla tamamlanan Anayasa Referandumu sürecinde, üyelerimizi ve halkımızı bilgilendirmek için yürüttüğümüz faaliyetler nedeniyle hedef alındık, hedef gösterildik.

Referandumdan hemen sonra, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 6235 Sayılı TMMOB Kanunu’nda değişiklik yapma yönünde çalışmalar başlatılarak, odalarımızın mesleki denetim yetkileri alınmak, seçim sistemleri değiştirilmek istenmiştir. Bu dönemde odalarımızın kamu adına yürüttüğü mesleki denetim faaliyetleri, birbiri ardına yapılan yönetmelik değişikliğiyle kısıtlanmıştır.

Yine bu dönemde Sosyal Güvenlik Kurumu ile Birliğimiz arasında 2012 yılında yapılan asgari ücret belirleme protokolü, SGK tarafından hukuksuz ve gerekçesiz biçimde tek taraflı olarak feshedilerek, ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının emekleri gasp edilmiştir.

Örgütlülüğümüze yönelik saldırıların belki de en ciddisi, 2014 yılından bu yana devam eden ve “Denetleme” adı altında kurumsal özerkliğimizi ortadan kaldırmaya yönelik girişimdir. Biliyorsunuz, 2014 yılında alınan Bakanlar Kurulu Kararlarıyla başlatılan bu süreçte, ilgili Bakanlıkların Birliğimiz bünyesindeki odaları “İdari ve Mali Denetim” uygulaması öngörülmüştür. Bu karara dayanak oluşturan yasal düzenleme, 12 Eylül Darbecilerinin Birliğimizin demokratik işleyişine müdahale edebilmek için TMMOB yasasına eklediği bir maddedir.

6235 Sayılı Kanun uyarınca kurulan TMMOB ve bağlı odaları, Anayasa’nın 135. Maddesinde tanımlandığı biçimiyle kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütüdür. Aynı Anayasa maddesine göre meslek örgütleri üzerinde devletin idari ve mali denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenir. AKP, Anayasa’nın 135. maddesini çiğneyerek, herhangi bir kanun olmaksızın, Bakanlar Kurulu Kararı ile Odalarımızı keyfi biçimde denetlemek istemektedir. AKP’nin amacı denetim yapmak değil, Bakanlıklar eliyle TMMOB üzerinde sanki TMMOB kendine bağlı bir genel müdürlükmüş gibi “hiyerarşik vesayet” oluşturmak, TMMOB’nin yasayla verilmiş kamusal görevlerini yürütmesini engellemektir. Hiçbir bakanlığın, TMMOB ve bağlı odalarının yasayla verilen hak ve yetkilerine müdahale etme hakkı ve haddi yoktur. TMMOB ve Odalarımız bakanlıklara ait birer alt birim değildir. TMMOB, anayasal statüsü olan, kanunla kurulmuş ve 1954 yılından bu yana varlığını ve mücadelesi sürdüren bir meslek örgütüdür. TMMOB ve Odaları, ülkenin en açık, en şeffaf işleyişine sahip örgütleridir. Her iki yılda bir yapılan genel kurullarımızda seçilen denetim kurullarımız, üçer aylık dönemlerle idari ve mali denetim yapmaktadır. Bu denetim ve faaliyet raporları tüm üyelerimizin ve halkımızın erişimine açık biçimde yayınlanmaktadır.

Tüm bu gerçeklere ve yasal gerekçelere rağmen, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Birliğimize bağlı Kimya Mühendisleri Odası’na karşı açmış olduğu davada mahkeme, Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu üyelerinin görevden alınmasına karar vermiştir. Mahkemenin Kimya Mühendisleri Odamız hakkında verdiği bu karar hukukla ilgili değil, tamamıyla AKP’nin siyasal çıkarlarıyla ilgilidir.

Birliğimize ve odalarımıza yönelik sistematik biçimde yürütülen tüm bu saldırılara karşı mücadelemizi tüm hukuki ve meşru zeminlerde yürütmeye devam ediyoruz. TMMOB, 63 yıllık tarihi boyunca nice darbelere, nice saldırılara, nice despotik hükümetlere boyun eğmedi, AKP’ye de boyun eğmeyecek.

Değerli Arkadaşlar, Sevgili Konuklar

Siyasal iktidarların TMMOB örgütlülüğüne saldırılarının altında yatan temel neden, bizlerin rant çevrelerinin değil halkın çıkarlarından yana tavır almamızdır. Sahip olduğumuz mesleki ve teknik bilgiyi kamusal bir sorumlulukla halkımızın ve ülkemizin ortak geleceği ve mutluluğu için kullanıyor olmamız, gözünü rant ve sömürü hırsı bürüyen kesimler tarafından hoş karşılanmıyor.

Ülkemizde mühendis, mimar ve şehir plancıların kamusal sorumluluğu denilince akla gelen ilk konulardan birisi yapı güvenliği gelmektedir. Yaşadığımız her deprem, meselenin önemini bizlere bir kez daha hatırlatmaktadır.

Mevcut deprem bölgeleri haritasına göre ülke topraklarımızın %66’sı Birinci ve İkinci Derece deprem bölgesinde bulunmakta, nüfusumuzun yaklaşık %75’i bu bölgelerde yaşamaktadır. Mevcut yapı stokunun %70’i, sanayi kuruluşlarının %98’i, barajların ise %95’i deprem bölgeleri içinde bulunmaktadır. Yaşadığımız coğrafyanın bu gerçeği, bu coğrafyada yaşayan biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının sorumluluğunu daha da artırmaktadır. Proje aşamasından malzeme seçimine ve işçilikten denetime kadar inşa faaliyetinin her aşamasında bu sorumlulukla davranmak zorundayız.

Yapılar toplumun ihtiyaçlarına ve teknolojinin imkanlarına göre inşa edilir. Gelişen teknolojileri takip etmek ve yenilikçi çözümlere açık olmak, toplumun ihtiyaçlarına daha uygun yapılar ortaya çıkarmak bakımından önemlidir. Bu yeni teknik ve yöntemlerin doğal yaşama ve çevreye zarar vermeyecek biçimde oluşturulması da kamusal sorumluluğumuzun parçası olarak görülmelidir. Bugünkü gibi sempozyum ve sergiler, mesleki ve teknik alandaki uluslararası bilgi, birikim ve tecrübelerin paylaşılması bakımından büyük bir önem taşımaktadır.

Yapı faaliyetinin en önemli aşamalarından birisi de denetim süreçleridir. TMMOB olarak Yapı Denetimi konusunun kamusal bir sorumluluk anlayışıyla ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Yapı denetimi konusundaki düzenlemelerin ve uygulamaların her aşamasında meslek odalarının görüşleri dikkate alınmalı, sürece katılımı sağlanmalıdır. Mevcut Yapı Denetimi Kanunun kapsamı kamusal yatırımları da içerecek biçimde genişletilmelidir.

Değerli Arkadaşlar, Sevgili Konuklar

TMMOB ve bağlı odaları, kurulduğu günden bu yana meslek alanları ile ilgili her konuda bilgiyi biriktirmeyi ve kamuoyu ile paylaşmayı ana çalışma alanı olarak görmektedir. Bu doğrultuda yayınlanan raporlarla, düzenlenen kongre-sempozyumlarla bilimin ve tekniğin halktan yana kullanılmasıyla başka bir dünyanın mümkün olabileceğini ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu sempozyumun da bu amaca hizmet edeceğine inanıyor, hepinize başarılar diliyorum.

 

Emin Koramaz
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı