VII. ULUSAL ÖLÇÜMBİLİM KONGRESİ BAŞLADI

30.10.2008

VII. Ulusal Ölçümbilim Kongresi, İzmir MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi'nde başladı. Makina Mühendisleri Odası adına Eskişehir ve İzmir Şubelerinin yürütücülüğünde 30 Ekim-1 Kasım 2008 tarihlerinde gerçekleştirilen kongrenin ana teması "Ülkemizde Yasal Metroloji Alanındaki Uygulamalar" olarak belirlendi. Kongrede bilimsel ve endüstriyel metroloji alanında, çeşitli sektörel uygulamaları da içeren toplam 37 bildiri sunulacak. Ayrıca 19 poster bildiri sunumunun da yer alacağı kongrede "Ülkemizde Yasal Ölçümbilimin Bugünkü Durumu ve Geleceği" konulu bir panel gerçekleştirilecek.

Kongrenin 30 Ekim‘deki açılışında sırasıyla Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Melih Şahin, MMO İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özsakarya, MMO Eskişehir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Kutlu, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı konuştu.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı‘nın açılış konuşması şöyle:

Değerli Konuklar,
Sevgili Meslektaşlarım,

Hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.

Hepimiz biliyor ki; mühendislik, bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan bir meslek. Bizim örgütümüz TMMOB; odağında, öznesinde insanın olduğu bir mesleğin uygulayıcılarının örgütü. İnsan odaklı olmasından dolayı, bizim mesleğimiz onurlu bir meslek ama bir o kadar da sorumlulukları olan bir meslek.

Biz, bir yandan insana ve insanlığa karşı işlenmiş suçlara karşı çıkıyoruz, öte yandan da insana ve insanlığa olan sorumluluklarımızı biliyoruz ve sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bir yandan da üyelerimizi haklarının elde edilmesine, taleplerinin gerçekleşmesine yönelik çabalarda bulunuyoruz.

Öte yandan, sorunlarımızın, toplumun ve halkın sorunlarından ayrı tutulamayacağını da biliyoruz. Sıkıntılı, sancılı, sorunlu bir ülkede yaşıyor olmanın tüm sonuçları mühendis kimliğimizle birlikte, yurttaş kimliklerimiz dolayısıyla yine bizi buluyor.

İşte kapitalist küreselleşmenin yaşamakta olduğumuz küresel krizi!

Neo-liberal değişim süreci dünyada ve Türkiye‘de her geçen gün etkisini daha fazla hissettiriyor. Yoksulların daha fazla yoksullaştığı, siyasal yapıda pek çok değişimin gerçekleştiği süreç, kapitalist küreselleşmenin küresel kriziyle karanlık yüzünü bir kez daha gösterdi. Neo-liberalizmin kurallarının değişmez olduğu öngörüsü sarsılırken krizden kurtulmak için sistemin taleplerine cevap vermenin de doğru olmadığı ortaya çıktı. Piyasanın inisiyatifine bırakılmış bir ekonomi sürekli kriz üretmekte, faturası da emekçi halka kesilmektedir.

Küresel ekonomiyle yakın bağları olan hiçbir ülke bu krizden zarar görmeden kendisini kurtaramayacak. Özellikle Türkiye gibi kendi kaynaklarını kullanamayan, emperyalizme bağımlı ülkeler bu krizden daha da fazla etkilenecektir. Ülkenin tüm kaynakları uluslararası sermayeye peşkeş çekilmiş ve bugün iflasın eşiğinde krizin göbeğinde duran uluslararası sermayeye teslim edilmiş durumdadır.

Türkiye‘yi küresel sermayeye eklemleme süreci AKP iktidarı eliyle hızla gerçekleştirilmektedir. AKP iktidarının ülkeyi sermayeye pazarlayan, yoksulları daha da yoksullaştıran politikaları siyasal üst yapıda İslami gericileşme dalgası ile paralel yürümektedir. Sosyal devlet tahrip edilirken cemaat ağları, sadaka dernekleri ülkeyi sarmıştır. Yurttaş olmanın gereği olan sosyal haklar, yerini biat kültürüne, el pençe divan durmaya bırakmıştır.

Sevgili arkadaşlar,

Görülen o ki bugüne kadar Türkiye‘yi yönetenler büyük bir bunalım, çözümsüzlük ve alacakaranlık dışında hiçbir şey yaratamamıştır. Daha çok yoksulluk, IMF‘ye ve emperyalizme daha çok bağımlılık, baskı, şiddet, çeteler ve yolsuzluklar, bu düzenin ve ülkeyi yöneten siyasi iktidarların marifetleridir.

Dünyada da ülkemizde de umut ancak başka bir yaşam arayışının güçlenmesinden geçmektedir. Bugün başka bir ülke ve dünyaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Kapitalizmin geleceği yoktur, bizler insanlığın yok oluşa sürüklenmesine karşı özgürlüğün, barışın, kardeşliğin hakim olduğu yepyeni bir dünyayı bugünden yaratmanın mücadelesini şimdi daha güçlü ve kararlı yürütmeliyiz.

Kapitalizmin iflasının ilan edildiği böylesine bir dönemde, tüm dünyadaki emekten ve halktan yana güçlerin "daha demokratik, daha barışçı, gelirini adaletli paylaşan" bir dünya için mücadelesinin yükseltilmesi zamanıdır diyen TMMOB‘ye ve bağlı odalarına büyük görevler düşüyor. "Başka bir Türkiye‘nin, başka bir dünyanın mümkün" olduğunu daha sık haykırmamız gerekiyor. Ülkemizin emekten ve halktan yana güçlerini seferber edebilmek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmemiz gerekiyor. TMMOB emek ve demokrasi güçleri ile birlikte omuz omuza böylesi bir hattı yürütmek zorundadır. Bizim sorumluluğumuz çok büyük. TMMOB sorumluluğunun bilincindedir ve bu sorumluluğun gereklerini yerine getirmek zorundadır.

Değerli konuklar,

TMMOB‘nin sorumluluklarından biri de meslek alanları üzerine gerçekleştirdiği sempozyum ve kongre gibi etkinliklerle bu alandaki sorunları ortaya koyarak çözüm önerilerini getirmektir. İşte bugün de burada VII. Ulusal Ölçümbilim Kongresi‘ni gerçekleştiriyor ve ülkemizde yasal metroloji alanındaki uygulamalar üzerine bilgi ve birikimimizi bilim insanları ile buluşturuyoruz.

Ölçüm bilim, Türkiye‘de esasen Makina Mühendisleri Odamızın 13 yıldır düzenlediği bu kongrelerle gündeme sokulmuştur.

Sağlık, sanayi, ticaret, turizm, spor, telekomünikasyon, taşımacılık, teknoloji gibi yaşamın her alanında işlevselliği bulunan ölçüm bilim; ekonomi ve gündelik yaşamda, planlama, tasarım, üretim ve denetim aşamalarında birer ölçü aletinde somutlanarak karşımıza çıkmaktadır.

Ölçüm bilim kapsamındaki ölçü aletlerinin doğru, ayarlı ve uluslararası birimler sistemine uygun olarak kullanılması yasal bir zorunluluk olmasına karşın kamu yararı, kullanıcı ve tüketici çıkarlarına uygun ve ilgili birimler ve standartlar sistemine uygun olarak kullanılması ülkemizde henüz sağlanamamıştır.

Bugün bu noktada söz konusu olan, ölçüm aletlerinin kullanılması değil, aletlerin nasıl kullanıldığı, ayar ve denetimlerinin yapılıp yapılmadığıdır. Bu konuda piyasa gözetim ve denetiminin mutlaka sağlanması gerekmektedir.

Kongrelerimizin tespitleri ve Oda Başkanımızın biraz önce söyledikleri de gösteriyor ki ölçü aletlerinin ilk muayene ve periyodik muayenelerinin ülke genelinde etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Gözümüzde canlandıralım, otomatik olmayan tartı aletleri, taksimetreler, akaryakıt, gaz ve su sayaçları, elektrik sayaçları; kuyumculardan sanayi tesislerine, hastanelerdeki bebekler için kullanılandan tıbbi cihazlara kadar ölçüm aletlerinin birçok kullanım alanı vardır ve bunların denetim ve periyodik kontrolleri yapılamamaktadır.

Oda Başkanımızın bu alanda görevli Bakanlık ve belediyelerin personel sayısına ilişkin verdiği rakam trajik düzeyde azdır, ülkemizin bu alanda yakalaması gereken standartları karşılamaktan uzaktır.

Kalibrasyon, izlenebilirlik, kamu yararına organize olmuş bir ölçme sistemi ve ölçümbilim alanında belgeli ve eğitimli personel gereksinimi ve buradan hareketle kamu adına piyasa gözetim ve denetimi... İşte asıl sorun buradadır ve başta Makina Mühendisleri Odamız olmak üzere TMMOB‘ye bağlı Odalarımızın bu konuda kendilerinden istenecek ve talip olunan görevleri yerine getirebilecek, yetkinlik ve organizasyona sahip olduğunu Birlik Başkanı olarak belirtmek istiyorum.

Bu kongrenin gerçekleşmesini sağlayan Makina Mühendisleri Odamızın Eskişehir ve İzmir Şubelerinin yönetici ve çalışanlarına teşekkürü bir borç biliyorum.