YAŞANAN SELLER DOĞAL AFET DEĞİLDİR! ÇARPIK KENTLEŞME VE YETERSİZ ALTYAPI SELLERE NEDEN OLMAKTADIR

28.07.2017

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, 27 Temmuz 2017'de İstanbul'da yaşanan sel ve taşkınlara ilişkin olarak, 28 Temmuz 2017 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

YAŞANAN SELLER DOĞAL AFET DEĞİLDİR!
ÇARPIK KENTLEŞME VE YETERSİZ ALTYAPI SELLERE NEDEN OLMAKTADIR

Geçtiğimiz hafta İstanbul ve çevresindeki illerde yaşanan sel ve taşkınlar, dün bir kez daha İstanbul’da hayatın felce uğrattı. Yetkililer ve yandaş medya “asrın yağmuru” diyerek sorumluluklarını gizlemeye çalışsalar da, yaşanan her kuvvetli yağışta benzer görüntülerin ortaya çıkması, meselenin sadece yağış miktarıyla açıklanamayacağını göstermektedir. Doğa olaylarını felakete çeviren, merkezi ve yerel yönetimlerin yanlış politikaları ve uygulamalarıdır. Giderek daha sık ve yakın aralıklarla yaşadığımız bu felaketler karşısında gerekli önlemler alınmadığı takdirde, çok daha acı sonuçlar doğuracaktır.

Her şeyden önce bilinmelidir ki, yerleşim yerlerinde yaşanan sel felaketlerinin temel nedenleri, iklim değişikliğinden ziyade, plansız ve çarpık kentleşme, yetersiz altyapı ile merkezi ve yerel yönetimlerin kentleri rant politikalarına teslim etmesidir.

Başta metropoller olmak üzere, Türkiye’deki kent yapılaşması betonlaşma ve asfalt üzerine oluşturulmuştur. Yeşil alanların hızla yapılaşmaya açılması, kent ormanlarının yok edilmesi şehirlerimizin doğal dokusunu ortadan kaldırmıştır. Doğayla barışık olmayan bu kentsel yapılaşma nedeniyle, yağış ve yüzey suları toprak tarafından emilememekte, hızla akışa geçerek şehrin daha alçak kesimlerinde ve alt geçitlerde sel, taşkınlara ve su baskınlarına neden olmaktadır.

Yağmur suyunu tutması gereken yeşil alanlar birbiri ardına ortadan kaldırılırken, beton ve asfalt zeminde hızla akışa geçen suyu tahliye etmesi beklenen altyapı, drenaj ve kanalizasyon sistemleri de ihtiyacı karşılamamaktadır. Son yıllarda birbiri ardına yapılan çok katlı binaların ve kentsel dönüşüm uygulamalarının yükünü kaldırmaya uygun altyapı yenilenmesi yapılmamıştır. Altyapı eksikliği, sadece taşkınlara yol açmamakta aynı zamanda metro, metrobüs, tramvay hatlarını da kullanılamaz hale getirmekte, yetersiz paratoner ve yangın önleme sistemleri yangınlara davetiye çıkarmaktadır.

Kentleri teslim alan bu rant politikaları, suların doğal akış yolları olan dere yataklarının ve taşkın alanlarının bile yapılaşmaya açılmasına neden olarak, felaketin boyutlarını daha da artırmaktadır. Plansız ve çarpık kentleşme, tarım arazileri üzerine kurulan yerleşim yerleri, yok edilen orman alanları, bilinçsizce müdahale edilen dere yatakları ve kıyılar yaşadığımız felaketlerin temel nedenidir. Sorumlusu da yağmur suları değil, hükümet ve yerel yönetimlerdir.

Daha büyük felaketler yaşanmaması için bugüne kadar sürdürülen ranta dayalı kentleşme anlayışı derhal sona erdirilmelidir. Yeterli altyapı ve doğayla barışık kentler inşa edilmelidir. Kent yönetimleri, belediye imkânlarını rant ve siyasi çıkarlar için değil, kentin ihtiyaçları için kullanmalıdır.

Birliğimiz ve bağlı odalarımız yıllardır kendi meslek disiplinleri ve uzmanlık alanları konusunda merkezi ve yerel yönetimleri uyarmakta, kamuoyunu bilgilendirmektedir. Ne yazık ki bizlerin halk ve doğa yararına bu uyarıları gözlerini rant hırsı bürümüş yetkililer tarafından dikkate alınmamaktadır. Merkezi ve Yerel yöneticilerin bu rant hırsı, ülkeyi felaketlere sürüklemektedir.

Daha büyük felaketler yaşamamak için bir an önce bilimin ve aklın sesine kulak verilmelidir. 

Emin Koramaz
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı