ADANA KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ YAYIMLANDI
TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu tarafından 14-15 Mart 2012 tarihlerinde düzenlenen “Adana Kentsel Dönüşüm Çalıştayı” sonuç bildirgesi yayımlandı.
ADANA KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞTAYI
SONUÇ BİLDİRGESİ
KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ
Ülkemizin korunması gerekli doğal, tarihi ve kültürel yapı varlığı ve mekanları açısından zenginliği; yerleşim ve yapılaşmaların büyük bir oranla çeşitli afet riskli alanlarda yer alması; sosyo ekonomik yapıdaki dengesizlikler nedeniyle giderek artan ve büyüyen yasadışı yapılanma gibi kentleri çirkinleştiren ve çarpıtan nedenler kentsel dönüşümün gerekliliğini giderek daha fazla hissettirmektedir.
Kentsel Dönüşüm Projeleri; Kentlerin, ekonomik ve fiziksel çöküntüye uğramış bölgelerinde iyileşme sağlayan, depreme dayanıklı konutlar üreten, yaşam kalitesini artıran ve kent ekonomisinin güçlendirilmesini amaçlayan, yurttaşı mağdur etmeyen tam tersine planlama ve uygulama sürecine katan, kamu arazilerinin talanını önleyen, tasarım ve uygulama kriterlerine sahip, yerel kalkınmayı da sağlayan nitelikte olmalıdır.
Ancak bu şekilde özellikle dar gelirli yurttaşların konut sorunlarına çözüm bulurken, sosyal yaşam alanlarını yükselten yeşil alan, altyapı, eğitim ve sosyal donatı yaratmak yoluyla yaşanabilir çevre ile sürdürülebilir planlama hedeflerinin yaşama geçirilmesi yasal güvenceye kavuşturularak sağlanmalıdır.
Mahalle sosyal kontrol ve dayanışmanın kentlerde sağlandığı ve uzun bir tarihsellik içinde oluşmuş sosyal ve mekansal bir olgudur. Yapılan kentsel dönüşüm projeleriyle bunun yok edilmesi kentlerin sosyal yaşamına telafisi olmayan bir hasar verecektir. Bu sebeple, kentsel dönüşüm projeleri hazırlanırken bu husus göz önünde bulundurulmalıdır. Bunun için, yüksek katlı, tek tip, dikey yapılaşma yerine, yatay düzlemde bir yapılaşma ve bunun içinde mahalle yaşamını sağlayabilecek sosyal donatı alanları sağlanmalıdır.
Kentsel Dönüşüm bir bütün olarak ele alındığında toplumsal /sosyal ilişkilerin dağılmasını önleyici, sosyal ayrımlaşma ve dışlanmayı önlemede bireysel bağlantıların koparılmadığı, yerel kimlikleri olan kentlinin yaşayış biçimleri, kültürleri, gelenek görenekleri, bilinçlilik düzeyi, yöreden hoşnutluğu, mülk sahipliği analiz edilerek kentsel dönüşüm sürecine girilmelidir.
Bu çerçevede gerçekleştirilen Kentsel Dönüşüm Çalıştayı sonucunda yapılan tespit ve öneriler aşağıdaki gibidir;
GENEL YAKLAŞIM
•• Kentsel dönüşüm Adana‘nın kurtuluşu gibi görülmektedir. Çünkü 1980 ile 1995 yılları arasında boş bırakılmış ve gelişi güzel yapılanmış kent dokusundan ve dış göç baskısından kurtulmak umudu taşımaktadır. Bunun için Kentsel Dönüşüm projelerine başlanmadan önce ihtiyaç ve beklenti çalışmaları, sorun analizleri ve sosyo-ekonomik araştırmalar tamamlanmalıdır.
•• Seyhan Nehri Adana için bir şanstır. Her iki yakasının birlikte bir bütün olarak Nehir boyunca kentsel dönüşüm / yenileme alanı olarak planlaması gereklidir. Dolayısı ile parçacı kentsel dönüşüm projeleri yerine kentin mevcut nazım planıyla uyumlu "Kentsel Dönüşüm Ana (Master) Planı" hazırlanarak proje alanlarının önceliklerine ve etaplarına karar verilmelidir.
HUKUKİ SORUNLAR
•• Kentsel dönüşüm alanlarında yapılacak iş ve işlemlere ilişkin ciddi bir hukuksal boşluk bulunmaktadır. Bugün kentsel dönüşüm temel olarak 5393 sayılı Belediye kanununun "eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak" olan 73. Maddesi üzerinden yürütülmekte idi.
•• Bu maddede 17.06.2010 tarihinde 5998 sayılı Kanun ile değişiklik yapıldı. Dolayısıyla eskiyen kent kısımlarının mevzubahis olmadığı alanların kentsel dönüşüm alanı ilan edilemeyeceği hususunda birçok emsal karar oluşmasına rağmen yapılan değişiklikle tarım arazilerinin ve imarsız boş alanların yapılaşmaya açılması için hukuki zemin oluşturulmaya çalışılmıştır.
•• Bugün ise yapılan değişikliklerden sonra "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı" adı ile yeni bir düzenleme yapılmaktadır. Bu düzenleme sorunları çözümcü nitelikte değildir. Bu tasarı ile çok büyük oranda deprem riski altındaki ülkemizin planlama ve uygulama süreçlerine ait tüm iş ve işlemler doğrudan TOKİ denetimine verilmektedir.
SOSYAL YAKLAŞIMLAR
•• Kamuoyunda güven tesisi için, belediyelerin proje alanındakilerin yanı sıra ilgili meslek kurum ve kuruluşları ile diyalog kurarak kamuoyunu sürekli bilgilendirmelidir. Ancak karar alma süreçlerine proje alanındakiler dahil diğer ilgililerin de katılımı geniş ve şeffaf olmalıdır.
•• Bahçeli evde tek yaşamaya alışanların projelerin içindeki yeni konutlardaki birlikte yaşamı zorunlu kılan apartman kültürüne ve giderlerine adaptasyonu açısından sürdürülebilir yaşam süreleri irdelenmelidir. Bu sayede el değiştirme süresi tahmin edilebilir.
•• Halk Katılımı için aşağıdan yukarıya doğru, konut yapı adasından başlayarak kademeli bir temsiliyet modeli kurgulanmalıdır. Bunun için Kentsel Dönüşüm Projesi uygulanacak alandaki farklı özellikteki sosyal grupların ihtiyaç, beklenti ve görüşlerinin planlama kararlarına yansıtılması, kararların birlikte üretilmesi sağlanmalıdır.
FİZİKİ ÇEVRE OLUŞUMU
•• Dönüşüm düşünülen her bölge için, estetikten yoksun, ülke genelinde tipleştirilmiş kule konut çevrelerinin oluşturulması yerine mikroklima, topoğrafya ve yönlenme gibi doğal verilere uyumlu, sosyal bünye özelliklerini dikkate alan plan ve projeler hazırlanmalıdır. Buna göre oluşturulacak projelerde mutlaka yerel mühendislik, mimarlık ve planlama büroları ile üniversitelerden destek alınmalı ve STK‘lar ile TMMOB bu süreçlere dahil edilmelidir.
•• Kentsel dönüşüm alanlarının uzun vadeli olması kapsamında konut, ticaret, vb gibi kentsel işlevlerin birlikte düzenlenmesi yoluyla kentsel topraklar ile tarım arazilerinin dengeli değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
•• Bazı Kentsel Dönüşüm Projelerinde bir alternatif olarak "yerinde ıslah/iyileştirme" modellerinin verimliliğinin irdelenmesi benimsenmelidir.
MALİ KAYNAKLAR
•• Mali kaynaklar için değişik alternatifler aranmalı ve hem mali hem de yapım işleri için kooperatifleşme önemli bir seçenek olarak düşünülmelidir (Adana Koop. deneyimleri bu iş için önemli bir örnektir.). Kentsel Dönüşüm düşünülen alanlarda maliyetler açısından konut karşılığında sadece yeni konut değil arsa seçeneği verilmesi de düşünülmelidir. Ancak taşınmazların tasarruf biçimlerine hakkaniyet gözetilerek yaklaşılmalıdır.
•• Kentsel Dönüşüm Projelerinde yaratılacak kaynakların kent dışına aktarılmadan kullanılmasını sağlamak ve verimliliği arttırmak ile maliyetleri azaltmak için yerel işgücü ve yüklenicilerle malzeme temini ön planda tutulmalı, yerel girişimlere bazı kolaylıklar sağlanmalıdır.
TEKNİK ALTYAPI
•• Kentsel Dönüşüm Alanları, zemin olarak sağlam yerlerden seçilmelidir. Mevcut binalar yıkıldıktan sonra mikro bölgeleme çalışması yapılarak sonuçları projelere esas tutulmalıdır Bu yöntem hem binaların uzun ömürlü olması hem de vatandaşları depreme karşı motive etmesi açısından önemlidir.
•• Kentimizin mevcut altyapı teknik yetersizliği nedeniyle birlikte akan yağmur sularının evsel ve endüstriyel atıklardan birbirinden ayrılarak ıslah edilmesi gerekmektedir. Kentsel Dönüşüm bölgelerinde ise teknik altyapı ve ulaşım planlamalarının da ıslah edilecek bu eski sisteme entegrasyonu sağlanmalıdır.
•• Elektrik iletim, doğalgaz ve haberleşme ağlarının da kolay takip edilebilecek ciddi haritalama işleminin bitirilmesi ve sayısal ortama aktarılması sağlanmalıdır. Bugüne kadar yapılmayan Ulaşım Master planı yapılarak Kentsel Dönüşüm bu plan gözetilerek gerçekleştirilmelidir.
•• Kentsel Dönüşüm uygulayacak Belediyelerde daimi olarak sadece bu projelerden sorumlu bir Müdürlük kurulmalı ve burada istihdam edilecek uzmanlar arasında şehir plancısı, mimar, peyzaj mimarı, inşaat mühendisi, harita mühendisi, jeoloji mühendisi, jeofizik mühendisi ile ekonomist, sosyolog ve hukukçudan oluşan bir ekibin gereğinde sürekli çalışması sağlanmalıdır.