BARTIN VALİSİ KİMİN TEMSİLCİSİ?
22 Nisan 2001 tarihinde,TMMOB, Bartın'da kurulması planlanan Mobil Santral ve sonrası gelişmeleri değerlendiren bir basın toplantısı yaptı.
Enerji sektöründe yaşanan çok başlılık ve yönetim krizi ülkemizi bir enerji krizinin eşiğine getirmiştir. Krizin temel nedeni sektöre zamanında ve yeterince yatırım yapılmamış olmasıdır. Çözüm üretmek yerine kriz yaratmayı ve kriz ortamında kötü çözümleri önermeyi esas alan enerji bürokrasisi, iki temel argümanı esas almaktadır. Birincisi, "ulusal enerji kaynakları yetersizdir; bu yüzden nükleer santral kurmak gerekir". İkincisi, "yatırım için kaynak yeterli değildir; değişik finansman yollarına başvurmak gerekir". Gerçekte bu iki argüman da doğru değildir. Ülkemiz hidrolik potansiyelinin %30‘unu, kömürünün %20‘‘sini, jeotermal potansiyelinin %2,97‘sini kullanmış ve rüzgar potansiyelin ise ne kadar olduğunu bile tespit etmemişken ulusal kaynakların tükendiği savı doğru değildir. Zaten nükleer santral tartışmaları olumlu bir şekilde sonuçlanmış ve nükleer felaketten şimdilik kurtulunmuştur. Finansman konusunda ise Yap İşlet Devret (YİD) ve Yap İşlet (Yİ) modellerine yönelinerek fahiş fiyatlı, yirmi yıl süreli ve yüzde yüz alım garantili sözleşmeler yapılarak TEAŞ‘ın borç batağına sürüklenmesine neden olunmuştur. Bu konuda dış kaynak gelecek teranesiyle Anayasa bile değiştirilmiş ve sözleşmelerde Anayasa değişikliği geriye doğru işletilmiş Yİ ve YİD sözleşmeleri kamu denetimi dışına çıkarılmıştır.
Son dönemlerde ise yine kriz gerekçe gösterilerek; Elektrik Mühendisleri Odası ve Devlet Planlama Teşkilatı‘nın uyarıları dikkate alınmadan, Belediye yetkisindeki imar planlarına aykırı bir şekilde ve başta Gayri Sıhhı Tesislerle ilgili mevzuat olmak üzere Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporları yaptırılmayarak, Su Kirliliği Kontrol mevzuatı ve Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği değiştirilerek Mobil Santrallar gündeme getirilmiştir. Toplam kurulu güçleri 615 MegaWatt olan 12 mobil santral kurulması için ihale yapılmış ve 5 yıl süreli Yİ sözleşmeleri imzalanmıştır.
Mobil Santrallar bir ihtiyaçtan kaynaklanmamaktadır.
Yine bu yıl sonunda veya en kötümser olasılıkla bir yıl sonra devreye girecek olan yeni doğal gaz santralları ile elektrik arzında bir fazlalık oluşacaktır. Dolayısıyla Mobil Santrallara ihtiyaç yoktur. Hele hele bunlarla beş yıl süreli yüzde yüz alım garantili sözleşmeler yapılmasına hiç gerek yoktur. Sanayi üretimindeki ciddi düşüşler nedeniyle ülkemizde elektriğe olan talepteki artış geçmiş yıllar ortalamasının çok altında gerçekleşmektedir.
Mobil Santrallar çevre tahribatına neden olacaktır.
Mobil Santrallar enerji literatüründe‘Sömürge Tipi Santral‘ olarak nitelenmektedir. Bunun temel nedeni ise çevreye verdikleri yüksek tahribat ve birim maliyetlerinin çok yüksek olmasıdır. Bu yüzdendir ki Mobil Santral ihalesinde bir hukuk skandalı yaratılarak ÇED Raporu aranmaması şartı getirilmiştir. Eğer ÇED Raporu aransaydı bu santrallar gerekli izni alamayacaklardı.
Mobil Santrallara karşı tepkiler haklıdır ve desteklenmelidir. Mobil Santrallerden vazgeçilmelidir.
Mobil Santrallar özellikleri nedeniyle kurulması düşünülen yörelerdeki kamuoyu tarafından haklı olarak tepkiyle karşılanmaktadır. Bartın‘da Bartın Çayı‘nın Karadeniz‘e döküldüğü doğal SİT alanına Cengiz Enerji A.Ş. tarafından yapılması düşünülen, 100 MW gücünde ve günde 550-600 Ton 6 numara fuel oil tüketecek olan Mobil Santrala karşı içinde meslek kuruluşları, dernekler, üniversite öğretim üyeleri, muhtarlar, köylüler, kitle örgütleri demokratik tepkilerini dile getirmişler ve yerel kamu oyunda haklı tepkileri kabul görmüştür. Bu tepkiler karşısında 6 Nisan 2001 tarihinde Bartın Valiliği‘nin ev sahipliğinde, santralı kuracak şirketin temsilcilerinin de içinde yeraldığı, Bartın Valisi, Bartın Belediye Başkanı, öğretim üyeleri, bürokratlar, kitle ve meslek örgütü temsilcileri, muhtarlar, yurttaşlar, yöre milletvekilleri, TEAŞ Çevre Koruma Daire Başkanı‘nın da katıldığı bir bilgilendirme toplantısı düzenlenmiştir.
Kamu adına görev yapanlar, özel kuruluşların hukukunu savunmuşlardır.
Toplantıda yabancı şirket temsilcilerinin tek taraflı ve gerçek dışı açıklamalarına ve maalesef şirket temsilcisi gibi konuşan TEAŞ Çevre Koruma Dairesi Başkanı‘na tepki göstererek bilimsel doğruları söyleyen Bartın Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Erdoğan ATMIŞ‘a ve Elektrik Mühendisleri Odası Bartın Temsilcisi Mahmut DEMİROK‘a önce Bartın Milletvekilleri müdahale etmiş, TEAŞ Çevre Daire Başkanı Metin YILDIRAN‘da konuşmacıları yalancılıkla suçlamıştır. Yerel televizyon BTV‘den tümüyle olmak üzere çeşitli ulusal TV‘lerde de yayınlanan toplantıda Bartın Valisi Fatih ERYILMAZ‘ın Sayın ATMIŞ‘ı konuşurken azarlaması ve aşağılayarak konuşmasını engellemeye çalışması ise kabul edilir bir davranış değildir.
Kamu adına görev yapan valiler her şeyden önce kamu hukukunu savunmak ve vatandaşın demokratik haklarını kullanmasını sağlamakla yükümlüdürler. Bu görevlerini yaparken hiç bir vatandaşa kötü davranmaya ve vatandaşlar arasında ayrım yapmaya hakkı yoktur. Üzülerek izlediğimiz görüntülerden vatandaşın bilgilenmesine yardımcı olması gereken bir valinin maalesef bilgi edinme hakkını engellemeye çalıştığına şahit olduk.
Görevi gereği halkını bilgilendirmek olan Yrd.Doç. Dr. Erdoğan ATMIŞ, Mahmut DEMİROK ve Ziraat Mühendisleri Odası Bartın Temsilcisi Ayşe Sevtap UZUN‘a karşı yapılanları kınıyor ve haklı tepkilerini destekliyoruz. Yaşananların bir kez daha yaşanmaması için olayın takipçisi olduğumuzu belirtiyor, Bartın Valisi Sayın Fatih ERYILMAZ‘ı vatandaşlar arasında ayrım yapmamaya ve yabancı şirket temsilcilerine gösterdiği hoş görüyü kendi vatandaşına göstermeye davet ediyoruz.
M.Fikret ÖZBİLGİN
Genel Sekreter