ÇMO: HES`LER CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR!

18.05.2012

Çevre Mühendisleri Odası, Giresun’un Dereli ilçesi Kızıltaş Köyü’nde özel bir şirkete ait hidroelektrik santrali inşaatında meydana gelen ve 4 işçinin ölümüne yol açan kaza üzerine 17 Mayıs 2012 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

 

HES‘LER CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR!

Yine tedbirsizlik, yine can kaybı!

  

Giresun‘un Dereli ilçesi Kızıltaş Köyü‘nde özel bir şirkete ait Hidroelektrik Santrali inşaatında çalışan 4 emekçimiz elim bir "cinayete" kurban gitmiştir. 15 Mayıs 2012 öğlen saatlerinde gerçekleşen cinayette yine "işçi sağlığı ve can güvenliği"  sessizce olayı seyretmiştir. HES şantiye alanlarında hayatlarını yitiren işçilerin sayısı 300‘ü aştı. Artık bu tarz işçi cinayetlerin kasıt içerdiği bir gerçektir. Alınmayan tedbirler ve güvensiz çalışma koşullarının yaratmış olduğu bu durum, emekçi ailelerin ve daha pek çok "yiğit" ve "erdemli" ailelerin boynunu bükük ve gözlerini yaşlı bıraktı ve bırakmaya devam edecektir.

Mustafa Yiğit, Kenan Özdemir, Kerem Erdem ve Eren Erdem‘in aile ve yakınlarına baş sağlığı dilerken, eli kanlıları tarihin unutmayacağını söylemekten de çekinmiyoruz.

Elli kanlıdır bu düzen...

Bu neo-liberal politikalar eli kanlıdır ve hep öyle hatırlanacaktır. Çünkü havamıza, suyumuza ve hayatımıza sürekli kasıt halindedir. Terimizi, zamanımızı sömürmekte beis duymadığı yetmiyormuş gibi her an ve her zaman canımıza da kastı büyüktür.

Ağıtlar ve yaşların yükseldiği haneler o kadar çok ve çoğalmaktadır ki, "devlet" asli görevi olan "vatandaşın yaşam hakkını" koruyamamaktadır. 2012 yılında işlenen işçi cinayetlerini unutmadık ve unutmayacağız. Adana‘da Baraj kapağı patladı 10 can ve Erzurum‘da 5 daha toplamda 15 can boğularak öldü; Esenyurt‘ta yandık ve 11 idik, Eskişehir‘de toprak altında kaldık, 4 idik; Tuzla‘da patlamada 2‘ydik, sonrası malum fırtınada ölüme uyurken yakalandık...

Bir bir boğularak, yanarak, toprak altında kalarak, donarak, yaralanarak ve umursanmayarak cinayete kurban gidiyoruz.  Bu iktidar ve iktidarlar eli kanlıdır ve hep öyle hatırlanacaktır. Çünkü bu yasal düzenlemeleri, bu pazarlıkları, bu güvencesiz çalışma ilişkilerini onlar hazırlamakta ve uygulamaktadır. Onlar evlerde ağıt seslerini, öksüz ve yetim çocukları ve biçare aileleri yalnızca seçim vaatlerinde hatırlarlar.

Giresun Dereli İlçesi Kızıltaş Köyünde gerçekleşen cinayette, sorumlular can güvenliği ve iş güvenliği ile ilgili yasal sorumluluklarını yerine getirmediği gibi, yönetmelik kapsamında olan "yapı işlerinde iş sağlığı ve güvenliğine" dair tedbirleri almamıştır.

Yasal düzenlemenin ivedilikle olması gerektiğini toplumsal güçler sürekli yenilese de mevcut iktidar süreci uzatmaktadır. Bu cinayetlerin toplumumuzdaki diğer cinayetler gibi köklü değişiklik ve kültürel değişimler ile önlenmesi mümkündür. Sendikasızlığın bu denli öğütlendiği ya da "Candaş" ve "Yandaş" örgütlerin insafına bırakılan "canımız" her daim ve her an tehdit altındadır.

Tüm eğitsel ve örgütsel yapılarımızda cinayetlerin önlenmesi için "insanın" ve "doğanın" varlığına dair duyarlılık arttırılmalıdır. İnsanın kendi ve çevresine olan yabancılığı kapitalizmin ürettiği en önemli sorun ve sorunsaldır. Bunun önlenmesi için her alanda gerçekleşen sömürü topluma ve bireye tüm gerçekliği ile anlatılmalıdır.

"can alıp-verip" ekonomiye "kan" verin !

HES gibi yatırımları ve yeni kalkınma modellerini gerçek niyet ve çalışma ilişkileri ile anlamak ve anlatmak zorunluluğu toplumun tüm fertlerinin görevidir. Her şeyi Pazar malı haline getiren neo-liberal politikalar "doğamızı", "su hakkımızı", "eğitim hakkımızı", "yaşam hakkımızı" bizlerle ve bizleri katlederek sömürmekte ve yok etmektedir. Son tahlilde, bu düzen "can alıp-verip" ekonomiye "kan" vermektedir.

Bu zamanda sessizlikte kalanların da eli kanlıdır. İktidarın gölgesinden çıkmak istemeyenlerin ve iktidar ocağından beslenenlerin de eli kanlıdır. HES‘lerde işlenmekte olan cinayetlere ‘dur‘ denilmelidir.

Dur demek için;

Toplumun tüm demokratik güçleri acil bir tavır geliştirmelidir.

Önlemlerin yasal düzlemde alınması ve komisyonda bekleyen yasa tasarısı acil mecliste görüşülmelidir.

Taşeronlaşmaya son verilmelidir.

Toplumda örgütlülük bilinci desteklenmelidir.

İş güvenliği, insan ve doğa sevgisi gibi insan olmanın gerekleri olan değerler eğitim anlayışımızın merkezinde olmalıdır.

Emek ve haktan yana kültürel bir ortamda kuşaklar yetişmelidir.

Cinsiyetçi, Irkçı ve Nefret içeren söylemler yasaklanmalıdır.

Onurlu yaşamak için ve onurlu çalışmak için BU DÜZEN DEĞİŞMELİDİR!

 

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
11. Dönem Yönetim Kurulu

17.05.2012