ÇMO'DAN "DÜNYA GÜNÜ" MESAJI...
Çevre Mühendisleri Odası, "22 Nisan Dünya Günü" dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.
YAŞANABİLİR BİR DÜNYADA NİCE YAŞLARA GÜZEL VE YAŞLI DÜNYA!
1970 yılından beri Nisan ayının 22. günü, yaşlı dünyamızın yüz yüze kaldığı küresel çevre sorunlarını gündeme taşımak ve toplumsal duyarlılık yaratarak insanlığı harekete geçirmek amacıyla "dünya günü" olarak çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. 1960‘larda sanayileşmenin belli boyutlara ulaşmasıyla insanlığın gündemi olmaya başlayan "çevre sorunları", hızlı nüfus artışı ve çarpık kentleşme ile birlikte dönemin ekonomik, sosyal ve politik gelişimine paralel olarak ön plana çıkmıştır.
22 Nisan 1970‘de, ABD‘de 2 milyon kişinin çevre sorunlarına dönük kaygılarını dile getirdiği büyük miting ve eylem, dünyanın kaderine sahip çıkma yanında insanlığın ortak aklının da bir ifadesi olarak önemlidir. Büyük eylemin yapıldığı tarih, yıllar sonra DÜNYA GÜNÜ ilan edilmiş ve 22 Nisan Dünya Günü geleceğe ve yaşama sahip çıkma noktasında benimsenmiştir.
Çevre sorunları bugün de değişip çeşitlenerek dünya halklarının en önemli gündemlerinden biri olmaya devam etmektedir. Küresel ısınma ve buna bağlı iklim değişikliği bu gündemlerden hala en çarpıcı olanıdır, onlarca felaket senaryosuyla ve Hollywood üslubuyla ele alınsa da. Çözüm olacağı varsayımıyla öne sürülen projeler, sorunun kaynağını derinleştirmekten öte çok bir anlam içermemektedir.
Kyoto Protokolü ile yürütülmeye çalışılan süreçte hayatın vazgeçilmez öğesi olan soluduğumuz hava ve onu içinde barındıran atmosfer alınır-satılır ticari bir metaya dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Öte taraftan yine insanlık ve doğa açısından olmazsa olmaz bir değer olan "su"yun geleceği, dolayısıyla insanlığın ve dünyanın geleceği tehdit altındadır. Kyoto Protokolü ile havanın, Dünya Su Forumu gibi oluşumlarla suyun ticarileştirilmesini amaç edinen kapitalizm, yeni kar alanlarını yaşamsal varlıklarımızda aramaktadır.
Diğer taraftan, otomobillerin egzoz emisyonlarını azaltmak vaadiyle "çevreci yakıt" olarak pazarlanan "etanol" üretiminin "kısa vadeli" etkileri bile bir başka fiyaskoyu işaret etmektedir. Etanol üretmek için mısır ekilen büyük alanlarda kullanılan azotlu gübreler, özellikle akarsu ekolojisi açısından önemli zararları beraberinde getirmektedir. Güney Amerika kıtasının temel besin kaynağını oluşturan mısırın büyük bölümünün yakıt üretimi için kullanılmaya başlanması ciddi beslenme problemleri ortaya çıkaracağının sinyallerini vermektedir.
Türkiye‘de AKP hükümetinin enerji, maden ve ormancılık alanlarındaki politikaları da tüm dünyada hakim kılınmaya çalışılan "neo-liberal" politikalardan farklı değildir. Hükümet orman alanlarının iskana açılmasından ve turizme tahsis edilmesinden denetimsiz madencilik faaliyetlerinin önünün açılmasına, akarsuların bile satışa çıkarılmasından nükleer santral inşa edilmesine kadar bir dizi yanlış politika ile ekoloji ve çevre alanında hiç bir duyarlılığı olmadığını adeta haykırmaktadır.
Dünyanın doğum gününde; bu karamsar tablonun dışında ve bu tabloyu değiştirmek için, dünyanın dört bir yanındaki "ötekilerle" birlikte dünyamıza, ülkemize, yaşama ve geleceğimize sahip çıkmak için mücadele etmeye devam edeceğiz.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu