
BMO: KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR, BU CİNAYETLERİN DURDURULMAMASI DA POLİTİK BİR TERCİHTİR!
TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası Kadın Mühendisler Komisyonu, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.
Açıklama şöyle:
25 Kasım 1960 günü Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı yürüttükleri mücadele nedeniyle dönemin faşist iktidarının hedef gösterdiği Patria, Minerva ve Maria Teresa Mirabal kardeşlerin cansız vücutları, tecavüz edildikten sonra aşağı atıldıkları uçurumun dibinde bulundu. Bu olayın ardından tüm dünyada kadınların eşitlik, özgürlük ve yaşam hakkı mücadelesinin sembolü haline gelen bu kadınların anısına, 1999 yılında Birleşmiş Milletler 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan etti.
Kadına yönelik suçlara karşı önlem almakta yetersiz kalan ve cinayetlerin önlenmediği her ülkede kadın cinayetleri politiktir! Tam da bu sebepten kadın cinayetlerinin engellenmemesi de politiktir. Kadınların yaşadığı vahşet, toplumsal düzen adına bu kültürü eşitsizlik algısını pompalayarak besleyen, kadının değerini aile olmasıyla hatta doğurduğu çocuk sayısıyla ilişkilendiren, insanların fıtratlarını cinsiyet üzerinden etiketleyerek bunu normlaştırmaya çalışan, şiddeti normalleştiren, kadına yönelik suçlarda “haksız tahrik indirimi” uygulamaya çokça heves eden ve bundan ancak toplumsal bir karşı çıkış varsa vazgeçen sistemin bir sonucudur.
“Kadın cinayetleri politiktir, bu cinayetlerin durdurulmaması da politik bir tercihtir!”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre Türkiye’de 2024 yılında en az 394 kadın, erkekler tarafından öldürülmüş; 259 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulunmuştur. 2025 yılının ilk on ayında ise en az 227 kadın cinayeti gerçekleşmiş, 213 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirmiştir.
Şiddet; sokakta, evde, işyerinde, okulda, dijital ortamda ve kamusal yaşamın her alanında sürmektedir. Bu da yetmezmiş gibi kadınları aile içine kıstırmaya and içtiği belli otoriteler şimdi de genel ahlakı ve “aile kurumunu” korumak kisvesi altında yeni bir yargı paketinin taslağını kamuoyuna sızdırarak tepkileri ölçemeye kalkmaktadırlar. Eğer fırsatını bulurlarsa kadınların, LGBTİQ+ bireylerin, çocukların ve tüm yurttaşların eşit, özgür ve güvenli yaşam hakkını riske atacak ve kazanılmış haklarımızı gasp edecek böyle uygulamaları hayata geçirecekleri açıktır. Hükümete sesleniyoruz:
“Böyle bir yargını paketini meclise getirmeyi AKLINIZDAN BİLE GEÇİRMEYİN!”
Ahlakı giyimimizde, kuşamımızda, günün herhangi bir saatinde dışarıda olmamızda ya da istediğimiz gibi yaşama hakkımızda değil iş güvenliği hiçe sayılarak çalıştırılan iş yerlerinde, “iş kazası” gibi görünen iş cinayetlerinde, ucuz ve güvencesiz iş gücü olarak çalıştırılan kadınların yitip giden umutlarında, mutluluklarında, MESEM’den denetimsiz iş yerlerine kontrolsüzce yollanan çocukların yitip giden hayatlarında arayın.
ILO’nun 190 sayılı “İşyerinde Şiddet ve Taciz Sözleşmesi”, kadınlara yönelik her türlü şiddetin iş yaşamındaki görünümüne karşı küresel bir mücadele çağrısıdır. Ancak Türkiye, bu sözleşmeyi hâlâ onaylamamıştır. Kadınların güvenceli, adil, eşit çalışma koşullarına sahip olması; sendikal örgütlenme, kreş hakkı, eşit işe eşit ücret ilkesi ve toplumsal cinsiyet temelli ücret farklarının ortadsan kaldırılması ILO’nun öncelikli gündemidir. İktidarı acilen bu sözleşmeyi onaylamaya ve İstanbul sözleşmesini de yeniden yürürlüğe sokacak şekilde yargıyı düzenlemeye davet ediyoruz.
Eşitliğin, adaletin ve özgürlüğün olduğu kadınların korkmadan yaşadığı, kendi hayatına kendisinin yön verdiği, hiç kimsenin “nasıl yaşayacağını” dikte etmediği bir ülkede yaşamak istiyoruz.
BMO Kadınları olarak Cumhuriyet değerlerini korumak için, laik bir ülkede barış içinde eşit, özgürce ve güvenlik içinde yaşamak için mücadeleye devam edeceğiz!
Yasal haklarımızdan ve bunları güvenceye alan yasalardan VAZGEÇMİYORUZ!
Eşitlik ve adalet için sonuna kadar MÜCADELE EDİYORUZ!
Tüm dünyada kadınlar erkeklerle eşit haklar elde edene, eşit muamele görene ve hiç kimse cinsiyeti ya da cinsel yönelimi sebebiyle ayrımcılığa uğramayana kadar var gücümüzle haykırmaya devam edeceğiz:
“SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ, MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ!“
YAŞASIN TMMOB İLE ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası
Kadın Mühendisler Komisyonu


