DOĞASINA YAŞAM ALANLARINA SAHİP ÇIKAN AYDIN HALKININ YANINDAYIZ

14.10.2019

TMMOB tarafından 12 Ekim 2019 tar Aydın'da gerçekleştirilen "TMMOB Büyük Menderes Havzasında Jeotermal Enerji Santrali Gerçeği Çalıştayı'nın" ardından, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve beraberindeki Çalıştay katılımcıları Aydın Kızılcaköy'de kurulan Direniş Çadırı'nı ziyaret ederek, köy halkınının hazırladığı aşureyi ve mücadele deneyimlerini paylaştılar.

Aydın'da gerçekleştirilen çalıştayın ve forumun ardından, Kızılcaköy Direniş Çadırın'a gerçekleştirilen ziyarette, köyde jeotermal enerji santrallerinin güncelik yaşamdaki etkileri ve halkın yaşadığı sorunlar tartışıldı. Buluşmada Kızılcaköylüler JES mücadelelerinin nasıl başladığına, hangi koşullar altında sürdürdüklerine ilişkin deneyimlerini aktardılar. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise çalıştay sonuçları ile birlikte 

Ziyarette TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın gerçekleştirdiği açıklamanın satırbaşları ise şöyle;

"Geçtiğimiz Temmuz ayı içerisinde TMMOB bünyesinde oluşturduğumuz heyetimiz Aydın’ı ziyaret ederek Jeotermal Enerji Santrallerinin durumunu yerinde inceleme fırsatı bulmuştu. Bu ziyaret sırasında Aydın İl Koordinasyon Kurulundaki arkadaşlarımızla yürüttüğümüz istişareler sonrasında, bu önemli konuyu daha derinlikli olarak tartışabileceğimiz bir çalıştayın yapılması için çalışmalara başladık.

Bildiğiniz gibi doğal kaynaklar bilimsel ve teknik ilkeler ışığında kamu yararına kullanıldığı zaman hepimiz için zenginlik kaynağı olabilirken, uygunsuz tekniklerle ve kamusal çıkar gözetilmeden kullanıldığında toplumsal bir tehdide de dönüşebiliyorlar. Aydın'da, Kızılcaköy'de yaşadığımız bu büyük tehdidin gerçeğe dönmüş halidir. Bugün geldiğimiz noktada başta Aydın olmak üzere ülkemizdeki, jeotermal enerji üretimimiz, temiz, sürdürülebilir ve yenilenebilir niteliğini kaybetmiş durumdadır. Temmuz ayı içerisinde gerçekleştirdiğimiz keşif ve gözlemlerde, mevcut jeotermal santral kuyu ve iletim hatlarının, gerek işletme gerekse de yer seçimi aşamalarında bilimsel ve teknik gereklilikler ile mevzuata aykırılıklar içerdiği tespit edilmiştir.

Bu temel nitelikteki kurallara uyulmadığında ise Jeotermal enerji havamıza, suyumuza, toprağımıza, tarım ürünlerimize ve sağlığımıza zarar verebilmektedir. Bu durum bölgedeki ekolojik sistemi ve tarımsal üretimi geri dönülemez derecede tahribata uğratmıştır. Havaya salınan gazlar ve koku rahatsız edici boyutlara ulaşmıştır. Geçmişte inciriyle, zeytiniyle, pamuğuyla meşhur bu yörede tarımsal ürünü kalitesi ve verimi hızla düşmektedir.

Jeotermal enerjinin yenilenebilir, sürdürülebilir ve ekolojik niteliklerini korumak için santrallerin yaşam alanlarının yakınına kurulmaması, yeraltından çıkan gazların atmosfere salınmaması ve yeraltından çıkan akışkanın yerüstüne deşarj edilmemesi gerekiyor. Yaşanan süreçte, Jeotermal enerji kaynaklarının yoğunluklu olduğu Ege bölgesinde ve özellikle de Aydın'da; kâr odaklı, çevresel tahribatların görmezden gelindiği ve buna ilişkin önlemlerin alınmadığı bir uygulama söz konusudur.

Sorunun daha da büyümemesi için mevcut Jeotermal Enerji Santralleri etkin bir şekilde denetlenmelidir. Yanlış yerde yanlış projelendirilen ya da yanlış uygulamalarla işletilen santraller kapatılmalıdır. Kapasite aşımı nedeniyle Aydın ilinde yeni JES yatırımlarına izin verilmemelidir.

Bu durumun Aydın'daki incir ve zeytin başta olmak üzere tarımsal faaliyetlere, çevre ve halk sağlığına yönelik olumsuz etkileri bulunmaktadır. Teknik komisyonumuz tarafından hazırlanacak “Jeotermal Enerji Santrallerinin Çevresel Etkileri” konulu kapsamlı bir Raporu kısa sürede kamuoyu ve ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile paylaşacağız. 

TMMOB, başta Kızılcaköylüler olmak üzere, doğasına, yaşam alanlarına sahip çıkan halkımızın; Aydın'da JES mücadelesinin, Çanakkale'de madencilik mücadelesinin, Karadeniz'de HES mücadelesinin yanındadır. Yöre halkının istemediği, bilime ve tekniğe uygun olmayan, kamu çıkarlarını değil sermaye çıkarlarını gözeten tüm yanlış uygulamalara karşı yürütülen mücadelede TMMOB yanınızdadır. Mücadeleniz, mücadelemiz; direnişiniz, direnişinimizdir."