HER 3 MART'TA GÜVENLİ VE GÜVENCELİ ÇALIŞMA İÇİN SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ!

04.03.2019

İş cinayetlerine dikkat çekmek için ilki 2013 yılında düzenlenen "TMMOB 3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü"nde İl Koordinasyon Kurullarının bulunduğu kentlerde kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirildi.

GÜVENLİ VE GÜVENCELİ ÇALIŞMA İÇİN SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ!

3 Mart tarihi, ülkemizin en önemli maden facialarından biri olan ve 263 madencinin yaşamını yitirdiği 1992 Kozlu Maden Faciası’nın yıldönümüdür. Ülkemizdeki iş cinayetlerine dikkat çekebilmek, işçi sağlığının ve iş güvenliğinin önemini vurgulamak için bu tarih TMMOB tarafından “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olarak ilan edilmiştir.

İş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin, iş kazalarında iş göremez hale gelen işçilerin sayısının dahi tespit edilemediği bir dönemdeyiz. İş kazaları ve iş cinayetleri kamuoyunda normalleştirilerek, yaşam ve çalışma hakkı gasp ediliyor. Cinayetler ve kazaların önlenmesi, meslek hastalıklarının engellenmesi şöyle dursun, maliyet ve işgücü hesabı yapılarak bu çalışmalara kaynak bile ayrılmıyor, emekçilerin can güvenliği hiçe sayılıyor.

Yasalar ile koruma altına alındığı söylenen işçi sağlığı ve iş güvenliği, her geçen gün kötüye gidiyor. Ülkemiz toplu iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde dünyada ilk sıralarda geliyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği meclisinin yayınladığı rakamlara göre 2018 yılında en az 1923 kişi işyeri kaynaklı nedenlerle hayatını kaybetmiştir. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından 2019 yılının başına kadar iş cinayetlerinde hayatını kaybeden emekçilerin sayısının 22 bini aştığını üzüntüyle görüyoruz.

SGK tarafından açıklanan rakamlara bakıldığında; 2017 yılında 4A kapsamında çalışanların geçirdiği iş kazası sayısının 359.653;  4B kapsamında çalışanların geçirdiği iş kazası sayısının ise 213 olduğu görülmektedir. Bu kazalar sonucunda 4A kapsamında çalışan 1.633, 4B kapsamında çalışan 3 kişi olmak üzere toplam 1.636 kişi hayatını kaybetmiştir. SGK 2016 yılı istatistiklerine göre 286.068 iş kazasında 1.405 işçi hayatını kaybetmişti.  Açıklamaya göre, 2017 yılında bir önceki yıla göre iş kazası sayısı %25 oranında, iş kazaları sonucu ölüm % 16 oranında artmış; 2018 verileri ise henüz açıklanmamıştır.

2011 yılından bugüne gerçekleşen iş kazaları ve bunlara bağlı gelişen ölüm sayılarını incelemek mümkündür.

  • 2011 yılında 69.227 kazada 1.700 kişi
  • 2012 yılında 74.871 kazada 744 kişi
  • 2013 yılında 191.389 kazada 1.360 kişi
  • 2014 yılında 221.336 kazada 1.626 kişi
  • 2015 yılında 241.547 kazada 1.252 kişi
  • 2016 yılında 286.068 kazada 1.405 kişi
  • 2017 yılında 359.766 kazada 1.636 kişi

hayatını kaybetmiştir. Ancak biliyoruz ki bu rakamlar, bildirimlere göre çıkarıldığı için gerçeği yansıtmamaktadır. Gerçekleşen kaza ve ölümler çok daha yüksektir.

Her yıl, evine ekmek götürmeye çalışan 2 bine yakın işçinin hayatına kaybediyor olması, ülkemizdeki işyerlerinin güvensiz ve ilgili mevzuatın yetersizliği olduğunu göstermektedir.

Ülkemizde gerçekleşen işçi katliamlarının bazılarını ve hayatını kaybeden emekçilerin sayılarını hatırlatmak isteriz;

  • 31 Ocak 2008 Davutpaşa Maytap Atölyesi Patlaması 21 işçi
  • 17 Mayıs 2010 Karadon Maden Faciası 30 işçi
  • 3 Şubat 2011 Ostim OSB Faciası 7 işçi
  • 3 Şubat 2011 İvedık OSB Faciası 13 işçi
  • 6 Şubat 2011 Çöllolar Maden Faciası 11 işçi
  • 11 Mart 2012 Esenyurt Şantiye Çadır Yangını 11 işçi
  • 22 Kasım 2012 ETİ Bakır Samsun Çökme 9 işçi
  • 7 Ocak 2013 Kozlu Maden Faciası 8 işçi
  • 13 Mayıs 2014 Soma Maden Faciası 301 işçi
  • 6 Eylül 2014 Torunlar Center Asansör Faciası 10 işçi
  • 4 Kasım 2014 Isparta Yalvaç Tarım İşçileri Faciası 18 işçi
  • 28 Ekim 2014 Ermenek Maden Faciası 18 işçi
  • 17 Kasım 2016 Şirvan Maden Faciası 16 işçi
  • 17 Ekim 2017 Şırnak Maden Faciası 8 işçi

 

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve kanun çerçevesinde bu güne kadar yapılan düzenlemeler problemlidir. Bununla birlikte, 4857 Sayılı İş Kanunu’nda yer alan “telafi çalışması”, “denkleştirme”, “çağrı üzerine çalışma”, “kısmi süreli çalışma”, “asıl işveren-alt işveren ilişkisi” başta olmak üzere kuralsız çalışma koşulları olduğu sürece işçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki düzenlemeler bir anlam ifade etmeyecektir.

Bunun yanında, ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamaları, basit bir hizmet alımına dönüştürülmek istenmektedir. Bir danışmanlık hizmeti olan işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarında sorumluluk bütünüyle işverene aitken, ülkemizde işveren tüm sorumluluklardan kaçmaktadır. Bu kaçış için ise, danışmanlık hizmeti aldığı iş güvenliği uzmanını sorumlu tutmaktadır. İşverenin önleyici, engelleyici çalışmaları yapmadığı, kaza yaşanan durumlarda fatura meslektaşlarımıza kesilmekte, yargı önüne iş güvenliği uzmanları çıkarılmaktadır.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda iyileştirici adımlar atılabilmesi için öncelikle işverenlerin sorumluktan kaçmasının önünde geçilmelidir. İşverenlerin temel sorumluluklarından kaçtıkları, kendi yerlerine birer günah keçisi olarak iş güvenliği uzmanlarını koydukları bir çalışma yaşamında, önleyici ve engelleyici hiçbir çalışmanın yapılamayacağı açıktır.

Ülkemizde iş cinayetlerinin, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının bu denli yaygın olmasının bir diğer nedeni de, emekçilerin sendikal haklarının baskı altında tutulmasıdır. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller tüm çalışanlar için kaldırılmadıkça işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yol almak mümkün olmayacaktır. Sendikasız uzman, sendikasız işçi, örgütsüz bir çalışma yaşamı ile emekçiler tüm olumsuzluklara karşı açık ve savunmasızdır.

Uygulamaya konan özel istihdam büroları ile emekçiler kiralık işçi haline dönüştürülmüş, zorunlu bireysel emeklilik sistemi kesintileri ile de emekçilerin sosyal hakları daha geriye çekilmiştir. Güvencesizliğin neden olduğu esnek çalışma, işsiz kalma korkusu, işçilerin sadece fiziksel sağlığını değil, ruhsal sağlığını da olumsuz etkilemektedir. İşsiz kalma korkusu, ücretlerde düşüş, koşulların giderek kötüleşmesi tüm emekçilerin ortak sorunudur.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanına ilişkin düzenlemelerin ve denetimin yalnızca Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülmesi, doğru kararların alınmasının önünde bir engeldir. Bu nedenle düzenleme ve denetleme; Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yanında, Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sendikalar, TTB ve TMMOB’den oluşan idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü tarafından yerine getirilmelidir. Çalışma yaşamına ilişkin tüm düzenlemeler bu enstitü tarafından yeniden ele alınmalı ve kararlaştırılmalıdır.

Bizler, her 3 Mart’ta olduğu gibi bu gün de iş cinayetleri ile mücadele etmek için sesimizi yükseltiyoruz. Ölüm, yaralanma ve sakat kalma; esnek ve güvencesiz çalışma hiçbir emekçinin kaderi değildir. İnsan onuruna yakışır, güvenli ve güvenceli çalışma hakkımız için sesimizi yükseltiyoruz.

Tüm ülkede, tüm çalışma alanlarında işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin artırılması, bağımsız denetim sisteminin yerleştirilmesi, iş cinayetlerinin ve iş kazalarının durdurulması için yılmadan mücadele edeceğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği

 

3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü'nde illerde yapılan etkinlik programı şöyle:

ANKARA

TMMOB İş Güvenliği Uzmanlarının Sorunları Çalıştayı'nda İnşaat Mühendisleri Odası önünde 2 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilen basın açıklamasında önce TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz genel bir değerlendirme yaptı. Ardından açıklama Ankara İKK Sekreteri Özgür Topçu tarafından okundu.

ANTALYA

Antalya'da 4 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilen basın açıklamasını TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Özge Köksal okudu.

BURSA

Bursa İl Koordinasyon Kurulunca iş cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla 4 Mart 2019 tarihinde BAOB Yerleşkesinde gerçekleştirilen basın açıklaması İKK Sekreteri Ferudun Tetik tarafından okundu.

DENİZLİ

TMMOB Denizli Kent Sempozyumu'nda gerçekleştirilen basın açıklaması 2 Mart 2019 tarihinde TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Mehmet Sarıca tarafından okundu.

ESKİŞEHİR

TMMOB Eskişehir İl Koordinasyon Kurulu 4 Mart 2019 tarihinde MMO Eskişehir Şubesi'nde "İş Cinayetlerine Mücadele Günü" kapsamında bir basın toplantısı düzenledi. Açıklama Eskişehir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Neşet Aykanat tarafından okundu.

HATAY

TMMOB Hatay İl Koordinasyon Kurulu 4 Mart 2019 tarihinde MMO Hatay Şubesi'nde basın toplantısı düzenleyerek ülkemizin işçi ölümlerinde dünyada ilk sırada yer aldığına vurgu yaptı. Açıklama TMMOB Hatay İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Hakan Temiz tarafından okundu.

İSTANBUL

İstanbul'da 12.00’de MMO İstanbul Şubesinde İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Akçelik'in okuduğu basın açıklamasının ardından, iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiş ailelerin 81 aydır sürdürdüğü vicdan ve adalet nöbetine destek verildi.

KIRKLARELİ

TMMOB Kırklareli İl Koordinasyon Kurulu İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü dolayısıyla 4 Mart 2019 tarihinde 12.30'da, Kırklareli Mühendis ve Mimarlar Lokalinde basın açıklaması yaptı. Açıklama metni Kırklareli İKK Sekreteri Dr. Erol Özkan tarafından okundu.

KOCAELİ

Kocaeli'nde Emek Platformuyla birlikte yapılan basın açıklaması Kocaeli İKK Sekreteri Murat Kürekçi tarafından okundu.

MERSİN

Mersin İl Koordinasyon Kurulu'nca Elektrik Mühendisleri Odası'nda yapılan basın açıklamasını İKK sekreteri Seyfettin atar okudu.

RİZE

Rize Makina Mühendisleri Odası Rize Şubesinde 3 Mart 2019 tarihinde 18.00'de gerçekleştirilen basın toplantısında açıklamayı Rize İKK Sekreteri Metin Bıçakçı okudu.

SAMSUN

Mimarlar Odası Samsun Şubesinde gerçekleştirilen basın açıklamasını Samsun İKK Sekreteri İshak Memişoğlu okudu.

VAN

Van İl Temsilciliğinde yapılan açıklama Van İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Engin Işık tarafından okundu.

ZONGULDAK

Zonguldak'ta 3 Mart 2019'da Maden Şehitleri Anıtı'na  çelenk koyulduktan sonra basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklama metni Zonguldak İKK Sekreteri Hüsnü Meydan tarafından okundu. Sonrasında Kozlu grizu kazasıyla ilgili video gösterisi gerçekleştirildi.