1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜNDE KAPİTALİST KÜRESELLEŞMENİN SALDIRILARINA KARŞI, BARIŞ, EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZİ HEP BİRLİKTE GELİŞTİRELİM

29.08.2006

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı 29 Agustos 2006 tarihinde "Lübnan'a asker gönderme" ve "1 Eylül Dünya Barış Günü" ile ilgili basın acıklaması yaptı.

İkinci Dünya Savaşı diye bilinen İkinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya‘yı işgaliyle başladı. Ardında elliikimilyon ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı. Mayıs 1945‘de son buldu. İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi. 1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun.

Ancak bu gün ülkemizde 1 Eylül Dünya Barış Günü bir yeni mücadelenin başlangıç günü olacak. Bakanlar Kurulu "Türkiye‘nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararı çerçevesinde Lübnan‘a gönderilecek Barışgücü‘ne katılma" kararı aldı. Milli menfaatlerimiz bunu gerektiriyormuş.

TMMOB Lübnan‘a asker gönderilmesine karşıdır.

Lübnan‘a asker gönderilmemesi sağlanmalıdır. Biz bunu sağlayabiliriz. Bu iş, iş değildir. Siyasal iktidarın ülkeyi sürükleyeceği bu yol bataklıktır, insana ve yaşama karşıdır.

Bütün emek ve meslek örgütlerine, yüreği insanlıktan ve emekten yana atan tüm siyasal partilere, yapılara, çevrelere, platformlara sesleniyoruz:

Biz siyasal iktidarın bu uygulamasını durdurabiliriz. Biz bu evrende, yaşamın bu zamanında kapitalist küreselleşmenin insanlığa karşı açtığı bu savaşta, bu uygulamayı geri püskürtebiliriz. Gelin hep birlikte, bütün farklılıklarımızı zenginlik olarak görelim. Gelin farklı duruşları kapitalist küreselleşmenin bu saldırılarına karşı yan yana getirerek bir karşı duruşu yaratalım.

Biz bunu istersek yapabiliriz.

BİZ ÜLKEMİZDE VE BÖLGEDE BARIŞ, EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ

Ortadoğu ve Türkiye kapitalist küreselleşmenin bütün çıplaklığıyla yaşandığı alan konumundadır. Irak‘ta başlatılan savaş bu bölgede uzun dönem devam edecek ve çatışmalar sürecektir. Şimdi konu mankeni Lübnan olmuştur. Kapitalist küreselleşmenin dünya halklarına açtığı savaş şimdi kendini Lübnan‘da göstermiştir.

Bugün barıştan yana olmak, emekten ve demokrasiden yana bütün güçlerle birlikte sermayenin yasalarla, bombalarla dünyada emekçilere karşı giriştiği savaşa karşı durmak demektir. Bugün barıştan yana olmak, siyasal iktidarın çıkarmaya çalışacağı yasalara karşı ‘emek‘ten yana olmak demektir. Bugün barıştan yana olmak, Kürt sorununun barışçıl çözümünde ısrarcı olmak demektir. Bugün barıştan yana olmak, Irak‘ta, Filistin‘de, Lübnan‘da yaşanan katliamlara karşı tüm dünyadaki barış ve demokrasi güçleri ile birlikte yan yana durmaktır.

Biz, bütün dünyada ekilen nefret tohumlarına, halklar arasında yaratılan düşmanlığa karşı barış istiyoruz, bölge halklarıyla dostluk ve kardeşlik içinde yaşamak istiyoruz, halkların kültürel ve insani haklarına saygı gösterilmesini istiyoruz.

Biz, şiddet ve baskı politikalarında ısrar edenlerin, çok kimlikli çok kültürlü bir toplumsal modeli dışlayarak, barışın kalıcı hale getirilmesinden kaçınanların, iç ve dış politikada, gerilim yaratmaktan medet umanların, demokratikleşmeyi AB ile pazarlıkların sınırında tutup, hak arama mücadelesini anti-demokratik olarak görenlerin, yasal düzenlemelerdeki gelişmeleri bile hayata geçirmeyenlerin, barışın önünde en büyük engel olduğunu biliyoruz.

Biz, barışın, demokrasinin ve insan haklarının yerleşmediği bir ülkede emekçilerin haklarının korunmasının olanaklı olmadığını da biliyoruz.

Biz, yayılmacı ve teslimiyetçi bir dış politika izlemeyen, savaşa, işgale ve talana ortak olmayan, demokratik, sosyal hukuk devleti niteliğine sahip, kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, görüşü ne olursa olsun, eşit haklara sahip yurttaşlar olarak yaşayabileceğimiz, ülkemizin ve toplumumuzun bir daha savaş ve şiddeti yaşamaması için öncelikle demokratikleşmeye yönelik çözümlerin benimsendiği, bağımsız, demokratik ve barış içinde bir Türkiye istiyoruz.

Evet, biz biliyoruz: Başka bir yaşam mümkündür! Başka bir Türkiye mümkündür! Başka bir Ortadoğu mümkündür! Başka bir Dünya mümkündür!

Mehmet SOĞANCI
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı