EMEK PLATFORMU 2 KASIM 2004 TARİHİNDE SSK'NIN SAĞLIK BAKANLIĞINA DEVRİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI YAPTI
SSK SATILIK DEĞİL
Yıllardan beri IMF ile Dünya Bankası dayatmaları ile çıkarılan ve çıkarılmak istenen yasa ve yönetmeliklerle sosyal devlet uygulamaları tasfiye edilmektedir.
SSK SATILIK DEĞİL
Yıllardan beri IMF ile Dünya Bankası dayatmaları ile çıkarılan ve çıkarılmak istenen yasa ve yönetmeliklerle sosyal devlet uygulamaları tasfiye edilmektedir.
Kamuoyunda SSK‘nın Sağlık Bakanlığına devri olarak bilinen "Kamu Kurum ve Kuruluşlarına ait Sağlık Birimlerinin Sağlık Bakanlığına devredilmesine dair kanun tasarısı taslağı" Bakanlar Kurulu üyelerince imzalanmıştır. Bu taslak ile ülke nüfusumuzun yarısının 36 milyon insanımızın sağlık hizmetlerinde iyileştirme olmayacaktır.
Bununla birlikte Kamu Yönetimi Temel İlkeleri Kanunu Tasarısında da ifade edildiği gibi Sağlık Bakanlığına bağlı tüm sağlık tesisleri özelleştirilmek istenmektedir. Bu kanunda çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı bu uygulamanın dışında bırakılmıştır. Bu devir yasası ile birlikte SSK sağlık kuruluşlarının da yerel yönetimlere devredilmesi imkan dahiline girmiştir. Kısacası hükümet yetkililerinin ifade ettiği gibi sağlık tek elde toplanmayacak çok sayıdaki ele dağıtılacaktır. Sağlık Bakanlığının buradaki rolü bir tür "aracı" kurumluktur.
Hükümet yetkililerince ifade edilen "sosyal güvenlik reformu" genel sağlık sigortası tasarıları da sağlığın ticarileştirilmesi girişimlerinin diğer yarısıdır. Bugün sigortalı bir işçi sağlık hakkına maaşının %5 i oranında bir kesintiyle ulaşırken genel sağlık sigortası ile birlikte maaşından %6 oranında bir kesintiyle ancak "Temel Sağlık Paketine" ulaşabilecektir. Temel sağlık paketinde yer almayan sağlık hizmetleri için tekrar/cepten ödeme yapmak zorunda kalacaktır. Kısacası daha çok ödeyerek, daha az sağlık hizmeti alacaktır. Hükümetin önerdiği genel sağlık sigortası değil asgari sağlık sigortasıdır. Kabul edilemez.
Hükümet kamu oyunu "SSK‘nın açığını kapatacağız" söylemiyle aldatmaktadır. OECD ülkeleri arasında sosyal güvenlik sistemine devlet katkısı olmayan tek ülke Türkiye‘dir.
Sayın Başbakan kamuoyuna yaptığı konu ile ilgili açıklamalarda sosyal sigortalar kurumuna genel bütçeden yılda 22 katrilyon lira aktarıldığını ifade etmektedir. Oysaki aktarıldığı ifade edilen 22 katrilyon 2005 yılı bütçe taslağında 3 sosyal güvenlik kuruluşu için ayrılmış paydır. Sosyal sigortalar kurumunun 2005 yılı açığı 5 katrilyon olarak hedeflenmiştir.
Kurumun pirim alacaklarının tahsili halinde açık vermesi söz konusu olmayacaktır. Bugün için işverenlerin SSK‘ya borcunu 5 katrilyon olduğu unutulmamalıdır. Kayıt dışı istihdamın kayıt altına alınması halinde de SSK‘ya yılda ek olarak 8 katrilyon kaynak sağlanacağı hesaplanmaktadır. Görüldüğü gibi hükümet kamu oyunu yanıltmaktadır. SSK genel bütçe dışında işçilerin primleri/alınteri ile oluşturdukları bir kurumdur. Hükümet işçilerin birikimlerine el koymak istemektedir.
Sağlık Bakanlığına ait taşınmazların mülkiyetinin hazineye bedelsiz devrinden sonra satılması 21.07.2004‘de yayınlanan 5220 Sayılı Kanunla mümkün hale getirilmiştir.
Bahsi geçen yasalar birlikte düşünüldüğünde hükümet Sağlık Bakanlığın ve SSK‘ya ait tüm sağlık kuruluşlarının özelleştirilmesi yetkisini almak istemektedir. Böylece halkın vergileri ile kurulan Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşları ve işçilerin primleri ile kurulan SSK sağlık kuruluşlarının yerel ve uluslar arası sermaye gruplarına devredilmesinin önü açılmıştır.
SSK, Sağlık Bakanlığına ait hastane sayısının beşte birinden az hastane sayısı ile 36 milyon insana hizmet vermektedir. SSK ülkemizde kendi sağlık hizmetini kendisi veren tek sosyal güvenlik kuruluşudur. Bu gün Emekli Sandığının kişi başı yıllık sağlık harcaması 317 dolar, Bağ-Kur‘un 224 dolar iken SSK‘nın kişi başı yıllık sağlık harcaması sadece 134 dolardır. Bu rakamlarla SSK sağlık kurumlarının Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerden daha verimli çalıştığı açıkça görülmektedir.
Bu kanun tasarısı aynı zamanda bu sağlık kuruluşlarında çalışan 55 bin sağlık çalışanın da önce sağlık Bakanlığına ardından yerel yönetimlere devredilmesini doğuracaktır. Bilindiği gibi Kamu Personeli Rejimi Yasa Tasarısında tüm sağlık personeli "sözleşmeli personel" statüsüne alınmak istenmektedir. Bu ise "iş güvencemizin" elimizden alınması anlamını taşımaktadır.
Kısacası sağlığı halka satmak isteyen hükümet için SSK‘nın devri kritik öneme sahiptir.
Bizler sağlık ve sosyal güvenlik hakkımıza sahip çıkıyoruz.
Bizler SSK sağlık kurumlarına sahip çıkıyoruz.
Bizler alınterimize sahip çıkıyoruz.
Hükümete buradan tekrar sesleniyoruz.
SSK İşçilerindir.
SSK‘yı yok etmeye çalışmak bu halkın sağlık hakkını gasp etmektir.
Ve öneriyoruz;
SSK‘nın mali ve idari özerkliğini derhal sağlayın.
SSK‘nın personel ihtiyacını derhal giderin.
SSK‘nın sağlık kurumlarının eksiklerini derhal karşılayın.
SSK‘yı satma yasasını derhal geri çekin.
Kayıt dışı çalışma engellenmelidir.
Sigortalı ve sendikalı çalışma teşvik edilmelidir.