HKMO: İLLER BANKASI "A.Ş." OLDU, ÇALIŞANLARIN HAKLARI RAFA KALDIRILIYOR!

24.05.2011

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, İller Bankası üzerine 24 Mayıs 2011 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

İLLER BANKASI "A.Ş." OLDU, ÇALIŞANLARIN HAKLARI RAFA KALDIRILIYOR!

İller Bankası, 26 Ocak 2011 tarihli 6107 sayılı kanun ile İller Bankası Anonim Şirketi‘ne dönüştürüldü ve kısa adı İlbank A.Ş. oldu. Ardından 23 Mart 2011‘de 7778 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde, İlbank A.Ş‘nin Ana Sözleşmesi yayımlandı. 4 Nisan 2011‘de ise, "İller Bankası Anonim Şirketi İnsan Kaynakları Yönetmeliği" yürürlüğe girdi. İlbank A.Ş‘nin gerek yasası ve gerekse Ana Sözleşmesi ve yönetmeliğinde, İller Bankası‘nın kamusal kimliğinden ve görev anlayışından sıyrılması yanında, İlbank çalışanlarını şaşkına çevirecek nitelikte yasaklar, güvencesizlikler ve keyfiliklerin yer aldığı görülmektedir.

İller Bankası‘nın kamusal kimliğinden sıyrılması sürecine sokulmasına yönelik adımların atıldığı 2006 yılından bu yana, Odamızca konuya ilişkin birçok basın açıklaması, basın toplantıları, televizyon ve radyo programları yapılarak, "Tasfiye Sürecinde İller Bankası Gerçeği" adlı kapsamlı bir araştırmadan oluşan rapor ve kitabı hazırlandı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu‘na, bankanın ortağı olan üç binin üzerindeki belediye‘ye, kamuoyuna, sendikalara ve diğer kurum ve kuruluşlara ulaştırılan bu kitap ile İller Bankası‘na sahip çıkma çağrısı yapılmıştı.

1933 yılında belediyeler bankası olarak kurulan, daha sonra iller bankası adını alan banka, Yerel-Yönetim Ortaklığı niteliğinde, belediyelere ve yerel yönetimlere sağladığı düşük faizli krediler ve yaptığı her türlü teknik ve mühendislik desteği ile kamu ve toplum yararına hizmet üretimi yapmaktaydı.Reform adına gidilen yapısal değişiklik sonucunda bankacılık kurallarına tabi, özel bir banka işlevi gösterecek, uluslararası bankalardan yerel yönetimlere borç para sağlayan aracı finans kuruluşuna dönüştürüldü.Bankanın deneyimli ve yılların birikimine sahip teknik kadrosu da bir çırpıda yok edilmektedir. 

Bugün ise, İlbank A.Ş., çalışanlarına dayattığı ana sözleşme ve yönetmeliği, bu yapısal değişikliğin bir uzantısı olarak gündemdedir.

İlbank çalışanlarının tabi olacakları İlbank Ana Sözleşmesinin beşinci bölümünde, Banka Personeli, Mali ve Sosyal Haklar hakkındaki 31. Maddesi‘nde belirtilen şudur: "Banka hizmetlerinin gerektirdiği görevler 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ve diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine tabi olmayan  sözleşmeli personel eli ile yürütülür". Madde de ifade edildiği üzere, banka çalışanlarının tabi olacakları iş sözleşmesinin, içeriği ve şekli kurum tarafından belirlenecektir. Peki, çalışanların yaşamını ve geleceğini belirleyecek olan bu sözleşmeyi hazırlayacak olan yönetim kurulu nasıl oluşmaktadır? Ana Sözleşmenin 18. maddesi göstermektedir ki, yönetim kurulu, İçişleri Bakanlığı ve Bakanlar Kurulu‘nun belirlediği üyelerden oluşmaktadır. Bir diğer değişle, Yönetim Kurulunun her üyesi, Bakanlıkların, yani siyasal iktidarın denetiminde ve vesayetinde olacaktır.

• Yönetmelikte banka personeline verilen görev, kamu ve toplum yararları ve çıkarları değil banka yararlarının önde tutulmasının istenmesidir. Bu anlayış bankanın kamusal kimliğinden sıyrılmakta olduğunu göstermektedir.

• Yönetmeliğin 35. maddesi, "Ataması yapılan personel, bir yıllık deneme süreli ve geçici olarak atanır" demektedir. Oysa 4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 15. maddesi, taraflarca imzalanan sözleşmede deneme süresinin en çok "iki ay" olabileceğini ve bu deneme süresinin toplu iş sözleşmeleriyle "dört aya" kadar uzatılabileceğini belirtmektedir. İlbank çalışanlarının bu yaptırım ile maruz kaldıkları şey, "güvencesizlik"tir. Deneme süresinin uzatılması, çalışan için belirsizliğin ve güvencesizliğin uzaması demektir.

• Yönetmelikteki bir diğer sorun "sözleşme sürelerinin yenilenmesi" hususundadır. Yönetmeliğin 35. maddesi "Personelle imzalanacak sözleşmeler, takvim yılı itibarıyla yıllık olarak düzenlenir. Sözleşme süreleri sona eren personelin hizmet sözleşmeleri, fesih kararı alınmadıkça, meydana gelecek ücret artışından yararlanmak suretiyle bir yıl süreyle yenilenmiş sayılır" demektedir. Burada gizli olan fakat görülmesi gereken "keyfilik", süreli sözleşmelerde ihtara gerek kalmadan direk çalışanın işine son verilebileceğidir.

• Bir diğer keyfilik ise, "yer değiştirme esasları"nda görülmektedir. Yönetmeliğin 43. maddesi, yer değiştirmeyi yaratacak durumlar arasına ".. İş gücü ihtiyacındaki değişimlerin karşılanması, Personelin nitelik ve yeteneklerine uygun işlerde çalıştırılması, inceleme ve soruşturma raporları, acil hallerde sonradan düzenlenecek raporlar gereği işlem yapılması.." gibi hükümleri de koymuştur. Buradaki sorun, sözü edilen durumların muğlâklığı ve belirsizliğidir. Herhangi bir yer değiştirme, bu hükümlere "uydurularak" mümkün hale getirilebilir durumdadır. Çalışanın yerinin değiştirilmesi "keyfiliğe" ve hatta "manipüle edilmeye" oldukça açık bir hale getirilmiştir.

• Bunların dışında yönetmelik, İlbank çalışanlarına "siyasi faaliyette" bulunma ve "grev yapma" yasağı getirmektedir. Oysa " İş Yasası"nda grev yapma, sendika kurma ve katılma, siyasi faaliyette bulunma gibi haklar bulunmaktadır. Dolayısıyla, İlbank çalışanlarına dayatılan bu anti-demokratik yönetmelik, bu hakları tanımayan, çalışanları apolitikleştiren, evrensel hak arayış ve dayanışmayı öldüren niteliktedir.

• İlbank A.Ş ye alınacak yeni personel ile ilgili olarak belirlenecek yöntem ve kriterler yönetim kuruluna bırakılmaktadır. Keyfilik bir kez daha öne çıkmaktadır.

• İller Bankası, şimdi mevcut Kanun ve Yönetmelik ile, ülkenin en güvenilir kurumlarından biri olma vasfını yitirerek, çalışanlarına "güvencesizlik" ve "keyfilik" dayatan ve geleceklerini dolaylı olarak da olsa "siyasal iktidar"ın iki dudağı arasındaki karara bırakan bir kurum haline çevrilmiştir. İller Bankası ve yüzlerce çalışanı, neo-liberal piyasa koşullarına teslim edilmektedir.

• Sözleşmeye tabi tutulanlar demokratik, adil ve özgürlükçü olmayan bir yönetmelik ile karşı karşıyadır. Belirsizlik ve geleceğin karamsarlığı derinleşen bir huzursuzluğu ne yazık ki hakim kılmaktadır.

1980 yıllardan itibaren uygulamaya konulan neoliberal politikalar doğrultusunda reform adı altına yeni kimliğine kavuşan İlbank A.Ş, yerel yönetim hizmetlerinin ticari alana dönüştürülmesine öncülük edecektir. İlbank A.Ş. yerel yönetimlere uluslar arası finans sektörlerinden borç para bularak yerel yönetimleri tahkim yasası çerçevesinde dış sermayeye bağlı konuma taşıyacağı görülmektedir. Cari açığın ve dış borcun giderek yükseldiği bir dönemde dış borca bağımlılık daha da artacaktır. Yerel yönetim hizmetleri küresel sermayeye sunulmaktadır.

İller Bankasında yaşanılan süreç özetle, kamusal hizmet alanlarının tasfiyesinin yanında çalışma yaşamındaki keyfilik, güvencesizlik, belirsizlik, karamsarlık, hak aramaya yasaklarla dolu ileri bir sürecin hayata geçirilmesidir.

İlbank A.Ş‘nin yarın çok farklı gelişmelere gebe olduğunu şimdiden söylemekte yarar var.

Saygılarımızla,

TMMOB
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
MAYIS 2011