PEYZAJ MİMARLIĞI II. ÖĞRENCİ KURULTAYI...

09.11.2007

Peyzaj Mimarları Odası'nın II. Öğrenci Kurultayı 9 Kasım 2007 tarihinde Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlık Konferans Salonu'nda başladı. Kurultayın açılışında; Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Halim Perçin, Peyzaj Mimarları Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Oruçkaptan ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı birer konuşma yaptılar.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı‘nın konuşması şöyle:

"Evet sevgili arkadaşlar, Türkiye‘nin dört bir yanından geldiniz, hoş geldiniz. Önce hemen söyleyeyim: Buradan çok keyifli bir görüntünüz var. Çok hoş görünüyorsunuz. Merhaba.

Haftada iki üç sempozyumda, kongrede konuşan bir arkadaşınızım ama ne zaman bir öğrenci üye toplantısına katılsam, ne zaman bu örgütün öğrenci toplantılarına katılsam; kürsüye çok heyecanla çıkıyorum, çok coşkuyla çıkıyorum, çok umutla çıkıyorum. Öncelikle bunu itiraf etmek zorundayım.

Hoş geldiniz. Amfilerden çıkıp geldiniz. Hoş geldiniz. Bize onur getirdiniz, keyif getirdiniz, coşku getirdiniz, cesaret getirdiniz. İyi ki varsınız arkadaşlar.

Aramızda, Odamızın değerli Yönetim Kurulu Üyeleri var ve şube yöneticileri ve başkanları var. Onlara da merhaba.

Biz hepimiz bir bayrağı devraldık. 1970‘lerden beri yaratılan bir değerin bayrağını devraldık biz dönemin yöneticileri olarak. Bundan sonra da bu bayrağı sizler bu örgütün asli unsuru olduğunuzda, üyesi olduğunuzda size onurla, keyifle devretmenin de sorumluluğunu taşıyarak hep birlikte TMMOB‘deki çalışmalarımızı yürütüyoruz. Sorumluluğumuzun da bilincindeyiz.

Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği bu ülkenin yüz akı örgütüdür, yüz akı çalışmaları yapar, aydınlık yüzlerin örgütüdür. Bunları yaratan ve bunları halen büyük bir inançla geliştiren tüm değerlerimizi de burada, huzurunuzda saygıyla selamlıyorum.

Sevgili arkadaşlar,

Hepimiz biliyoruz ki, mühendislik esas itibarıyla bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan bir meslek. Odağında insanın olduğu bu meslek onurlu bir meslek. Ama bu meslek aynı zamanda sorumluluğu çok olan bir meslek. Mühendislerin zorunlu üyelikleri olan TMMOB‘nin de buna göre sorumlulukları çok fazla olmaktadır. Önce bunun altını çizmek gerekiyor.

Biz bir yandan insana ve insanlığa karşı işlenmiş suçlara karşı çıkıyoruz, öte yandan da insana ve insanlığa olan sorumluluğumuzu biliyoruz ve sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Öte yandan, bir yandan da üyelerimizin haklarınızın elde edilmesine, taleplerinin gerçekleşmesine yönelik çabalarda bulunuyoruz.

Ama, öte yandan biz sorunlarımızın toplumun ve halkın sorunlarından ayrı tutulmayacağını da biliyoruz. Sıkıntılı, sancılı ve sorunlu bir ülkede yaşıyor olmanın tüm sonuçları mühendis kimliğimizle birlikte yurttaş kimliklerimiz dolayısıyla gene bizi buluyor. Bunun için yazdıklarımızın sonunda, kamuoyuna duyurularımızın sonunda, mitinglerde, alanlarda, kürsülerde mutlaka sözlerimizi "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz" diye bitiriyoruz.

Bu örgütün hepimize ihtiyacı var arkadaşlar. Bu örgüt ancak böylesi bir anlayışla ileri gidebilir. Bunu sağlamaya çalışıyoruz, ki bu onurlu bayrağı size devretmenin büyük bir keyfini de yaşayacağız.

Peki arkadaşlar, TMMOB‘nin ayırt edici özellikleri nelerdir? Birkaç konuyu ve bilgiyi burada sizlerle paylaşmak istiyorum.

TMMOB‘nin "kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü" tanımı vardır. Yani, anayasanın 135. maddesine göre 1954 de 6235 Sayılı Yasayla kurulmuştur. Bu yasaya göre esas olarak bu örgüte zorunlu üyelik vardır. Her kim ki bu ülkede mühendislik mimarlık mesleğini yapacaksa bu örgüte, ilgili odasına üye olmak zorundadır.

Bu gün Birliğe bağlı 23 Odamız var ve bugün itibarıyla 23 Odaya kayıtlı 300 bine yakın üyemiz var. Sizlerle birlikte önümüzdeki 10 yıl içerisinde üye sayımızın 600 bine ulaşacağı tespit edilmektedir. Yani, burası gönüllü, gönlünce üye olunabilecek bir yer değildir. TMMOB yasaların üyeliği zorunlu kıldığı bir örgütlülük yapısı vardır.

Öğrenci Kolu Yönetmeliğimiz 1998 yılında 36‘ncı Olağan Genel Kurulda karar altına alınmıştır. Değişik Odalarımızda başlayan bu çaba 1998 yılında TMMOB Genel Kurulu kararıyla öğrencilerle örgütün buluşmasını kolaylaştırıcı bir Yönetmeliğin kabulü ile resmiyet kazanmıştır.

O dönemde ben Makina Mühendisleri Odasının Başkanıydım. Hakikaten oy birliğiyle çıkan bu yönetmelik için o dönemin Oda yöneticilerinin de, dönemin TMMOB yöneticilerinin de gerçekten saygıyla anmak gerekir. Yönetmeliği istekle, hevesle, yani "Geleceğimizin kanı, canı olarak, bu örgütün bayrağını onurla devredeceğimiz gençlik bu örgütün onurlu yürüyüşünü, dik duruşunu sürdürecektir" sözünden hareketle böylesi bir Yönetmeliği çıkarmışlardır. Peyzaj Mimarları Odamız da hakikaten bir çabayı sürdürmüş ve işte şimdi de bu 2inci Kurultayda hepinizi bir kere daha örgütümüzle buluşturmuştur.

Sevgili arkadaşlar,

300 bine yakın üyesi olan büyük bir topluluktur TMMOB. Herkesin aklında bir TMMOB olabilir. Bu normal bir şeydir. Ancak TMMOB ortaklaştırdığı ve karar altına aldığı temel ilkelerinde kendini şöyle ifade ediyor:

Bu örgüt mesleki demokratik kitle örgütüdür. Bu örgüt demokrat ve yurtsever karakterdedir. Bu örgüt emekten ve halktan yanadır, antiemperyalisttir, yeni dünya düzeni teorilerinin, ırkçılığın ve gericiliğin karşısındadır.

Bizi bağlayan bu sözlerdir. Bütün çalışmalarımızın ana fikrini oluşturan ve 1973‘lerde Teoman Öztürk ve arkadaşlarının yarattığı yol haritamızın kenar çizgileri bunlardır ve bunlar bizim kırmızıçizgilerimizdir. Bunu buradaki bütün arkadaşlarımızın bu örgütü tanıma noktasında cevap ararken bunları aklından çıkartmaması gerekmektedir.

Neden bu ilkeleri yazdık? Çünkü, 20‘nci yüzyılın son 20 yılından beri artık küreselleşme, entegrasyon ve globalleşme kelimeleri çok sıkça kullanır oldu.

Kapitalist küreselleşmenin ideologları, artık dediler ki, 20‘nci yüzyılın son 20 yılından beri artık her şey küresel ilişkilerin bir parçası haline geldi. Dolayısıyla, farklı ideolojiler ortadan kalktı, farklı sınıf çatışmaları artık yok. Dünyanın bu aşamasında artık insanlarımıza barış, demokrasi, katılım, hoşgörü, üretim, birikim ve tüketim dolu, çevreye duyarlı küreselleşmiş bir yenidünya düzenine girdiği müjdelendi. Dünya artık endüstri toplumundan, bilgi toplumuna, iş gücü ağırlıklı teknolojiden yüksek teknolojiye, ulusal ekonomiden dünya ekonomisine, merkezi yönetimden yerel yönetime, kurumsal yardımdan kendi kendine yardıma, kısıtlı seçeneklerden çok çeşitli seçeneklere doğru hızlı bir değişim içinde olduğu vurgulandı. Bütün kelimeler insanın kulağına hoş gelen kelimelerdi.

Çok taraflı yatırım anlaşmaları, Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Bankası, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Toplantıları, Avrupa Birliğinin bizatihi kendisi, NAFTA ve benzeri oluşumlarla küreselleşmenin, kapitalist küreselleşmenin pratikte örgütlenmeye başlandığı bir dönem yaşandı. Ancak, şimdi geldiğimiz noktada hepimiz biliyoruz ki, sermayenin küreselleşmesiyle, kapitalist küreselleşmeyle dünya halklarına barış, adalet, kardeşlik, özgürlük değil, aksine daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik, daha fazla açlık ve daha fazla savaş getirdi. Biz söylüyoruz ki, kapitalist küreselleşme bugün Orta Doğudadır, Irak‘tadır, kapitalist küreselleşme bugün Türkiye‘de kapitalist küreselleşmeye uyum adı altında emeğin aleyhine çıkartılan uyum yasalarındadır.

Sistem böyle işlerken, düzen böyle işlerken, insana karşı sorumluluğu olan bir meslek örgütü olarak bizler onun yöneticileri, üyeleri, örgütlü üyeleri ve kadroları şunları ifade etmekten onur duyuyor.

Toplumsal ve örgütsel sorumlulukların gereği sıkıntılı, sancılı, sorunlu bir ülkede var olan bir meslek örgütü sorumluluğuyla TMMOB, karanlığa karşı aydınlığı, savaşa ve işgale karşı barışı, eşitsizliğe karşı adaleti, linç kültürüne karşı kardeşliği, sermayeye karşı emeği, baskıya ve zora karşı özgürlüğü savunmaya emek ve meslek örgütleriyle birlikte Türkiye demokrasi mücadelesinin en ön saflarında yer almaya, neoliberalizme, gericiliğe ve ırkçılığa karşı mücadele bayrağını yükseltmeye, insanımıza ve hepimize her zaman dayatılan "Kırk katır, kırk satır" ikilemine karşı başka bir dünya, başka bir Türkiye, bir yaşam mümkün demeğe, aydınlık bir Türkiye için sözcünü söylemeye devam edecektir. Bu söz sizlerin katılımıyla çoğalacaktır.

Son olarak da şunları söyleyeyim.

Türk Mühendis Mimar Odaları Birliğinin sizlerle ilişkisi nedir? Bunu ben Yevtuşenko‘nun sözleriyle her öğrenci toplantısının sonunda tanımlıyorum.

Yazar şöyle demiş:

"Gençlere yalan söylemek yanlıştır. Yalanların doğru olduğunu göstermek yanlıştır. Yeryüzünde işlerin yolunda gittiğini söylemek yanlıştır. Gençler ne demek istediğinizi anlar. Gençler halktır. Onlara güçlüklerin sayısız olduğunu söyleyin. Yalnız gelecek günleri değil, bırakın yaşadıkları günleri de açıkça görsünler. Engeller vardır deyin, kötülükler vardır deyin. Varsa var ne yapalım. Mutluluğun değerini bilmeyenler mutlu olmazlar ki. Çocuklar rastladığınız kusurları asla bağışlamayın, tekrarlanırlar sonra, çoğalırlar."

Evet, sevgili arkadaşlar,

Örgütümüz asla size yalan söylemeyecektir. TMMOB‘ye ve Peyzaj Mimarları Odası örgütlülüğüne hoş geldiniz."