TMMOB, YABANCILARA TOPRAK SATIŞI YOLU İLE ÜLKENİN DOĞAL KAYNAKLARININ ULUSLARARASI SERMAYENİN KULLANIMINA AÇILMASINA KARŞI ÇIKMAKTADIR

09.10.2006

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, toprağın toplumsal bir değer olduğunu belirterek, "TMMOB, bu kıt doğal kaynağın hazineye kaynak yaratma mantığı ile ticari meta olarak görülmesine karşı çıkmaktadır" dedi. Soğancı konuya ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

Ülke doğal kaynaklarının elden çıkarılarak borç kapatılması için kaynak yaratacak birer değer olarak görülmesi, neo-liberal ideolojinin bir parçasıdır. Bu nedenle, kapitalist küresel saldırı doğal kaynaklarımız alanında da kendini göstermektedir. Bu doğrultuda topraklarımız döviz girdisi için uluslararası sermayeye satılmaktadır.

Yabancılara taşınmaz satışı tartışması ülkemizin yeni bir tartışma konusu değildir. Yabancılara taşınmaz satışı, ilk olarak Osmanlı döneminde borç karşılığı istenen yaptırımlardan biri olarak karşımıza çıkmıştır. Bu doğrultuda 1868 yılında çıkarılan İstimlâk Nizamnamesi ile yabancı uyruklulara ülkede taşınmaz edinme hakkı verilmiştir. Süreç, borç yükü altından kalkamayan Osmanlı‘da borç yönetimi ile görevli Duyunu Umumiye‘nin kurulmasına kadar götürülmüştür.

Cumhuriyet Dönemine gelindiğinde "tarımın ülke için önemi" dikkate alınarak köylerde yabancılara taşınmaz satışı yasaklanmıştır. Bu dönemden sonra 1980‘e kadar gündeme gelmeyen yabancılara taşınmaz satışı kapitalist küreselleşme döneminde tekrar önemli gündem başlıklarından biri olmuştur.

1984 ila 2005 arasında üç yasal düzenleme yapılmış, üç düzenleme de yabancılara taşınmaz satışındaki kısıtlamaların kaldırılması yönünde olmuş, üçü de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Son yasal düzenleme 2005 yılında yapılmış, bu kanunla da yabancılara taşınmaz satışında bilimsel olmayan yetersiz sınırlamalar konulmuş, yabancılara taşınmaz satışında siyasi iktidar önemli yetkilerle donatılmıştır. Bu yasayla sözde kısıtlama olarak getirilen il yüzölçümünün binde beşi sınırlaması, bir ilin merkez yerleşim alanının tümünün satışına olanak vermekte, yabancılara satılacak alanlardaki demografik ve sosyal yapıyı dikkate almamaktadır. Satılacak taşınmazlar için getirilen kısıtlamaların uygulanacağı durumları belirlemeye Bakanlar Kurulu‘nu yetkili kılan kanun, yasama erkinin devredilmesine neden olacak bir düzenlemedir.

Ama esas olarak yabancılara taşınmaz satışı konusu, uluslararası sermayenin istekleri doğrultusunda gündeme gelen bir konudur. IMF ile imzalanan "niyet mektupları"nda doğrudan yabancı yatırımcının ülkeye çekilmesi için idari işlemlerin kolaylaştırılmasından, taşınmaz ediniminden kamulaştırmaya, başvuru işlemlerinin zamanlarının kısaltılmasına kadar birçok konuda yasama, yargı erklerine reçeteler verilmekte; bütün bir halk ve ülkenin geleceği sadece bir Bakanının imzasına bırakılmaktadır.

Yabancılara taşınmaz satışı yeni feodal senyörlere davetiye çıkarmaktadır. Türkiye kırsal kesiminde toprak reformları ile gerçekleştirilmek istenen toprağın adil paylaşımı noktasında yeterli adımlar atılamamış, toprak dağılımındaki adaletsizliğin ve tarımsal yapıdaki geriliğin aşılmasına yönelik siyasal, toplumsal ve ekonomik gerçeklere dayalı "toprak reformu" yapılamamıştır. Halen birçok yörede topraksız ya da az topraklı yurttaşımız yaşam mücadelesi vermektedir. Kiracılık ve yarıcılık düzeni devam etmektedir. Toprak insan ilişkilerinin mülkiyet temelinde çözülmemesi, insanlarımızın sosyal ve katılımcı toplumun bir bireyi olmasını engellemekte ve demokratik yaşamın özünü zedelemektedir. Sermayenin kamu arazilerine yönelik yağmacı talepleri devam ederken, toprak sahipliğinde tekelleşmeyi önleyici düzenlemeler henüz yapılmamıştır. Kırsal ve kentsel toprak düzenlemesinde halkın sürece katılması için demokratik bir yönetim anlayışı hayata geçirilememiştir.

Kırsal kesimin refahı belli bir düzeye çıkarılamamışken, gelir düzeyi yüksek ülke vatandaşlarının ve ticari şirketlerin ülkenin tarım arazilerinde taşınmaz edinmesi, toprak dağılımında eşitsizliğe süreklilik kazandıracaktır.

TMMOB, "Bütüncül toprak politikası gerçekleştirilmeden, "Coğrafi Kadastro Bilgi Sistemleri" hayata geçirilmeden, taşınmaz bilgi sistemi ve arazi yönetimi kurulmadan, taşınmaz satışlarının şeffaf kayıtlarla izlenmesi sağlanmadan yabancılara toprak satışı yapılmamalıdır" demektedir.

TMMOB, toprağın ve diğer doğal kaynaklarımızın hazineye kaynak yaratma amacı ile satışa çıkarılmasına karşı çıkmaktadır!

Toprak toplumsal bir değerdir. TMMOB, bu kıt doğal kaynağın hazineye kaynak yaratma mantığı ile ticari meta olarak görülmesine karşı çıkmaktadır.

"Ülkenin doğal kaynaklarının yabancılara toprak satışı yolu ile uluslararası sermayenin kullanımına açılmasına karşı çıkanlar" 14 Ekim‘de Ankara‘da TMMOB mitinginde görüşlerini bu kez topluca söyleyecek.

Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı